Ne Dodurga imiş ama!
09 Temmuz 2022 - Yeni Şafak
Şanslı bir beldemiz Dodurga… Türkiye’de adını duymayan kalmamıştır herhâlde.
Çankırı’nın Orta ilçesine bağlı Dodurga’da 3 Temmuz’da yapılan seçimlerin kesinleşen sonuçlarına göre, AK Parti adayı Hasan Hüseyin Kaşıkcı 1125 geçerli oydan 979’unu alarak belediye başkanı seçildi.
Demokrasi ve Atılım Partisi’nden (DEVA) Şerafettin Kaplan 23, Yeniden Refah Partisi’nden Hakan Kuşcu 47, Saadet Partisi’nden İbrahim Çolak 16, Memleket Partisi’nden Osman Dede 22, Adalet Partisi’nden Emine Yayla 24, Türkiye Değişim Partisi’nden Kamil Erdoğdu 14 oy almış. Demokratik Sol Parti’den Namık Kaya’ya ise oy çıkmamış.
1411 kayıtlı seçmenin olduğu Dodurga’da 1181 kişi oy kullanmış. 230 seçmen sandığa gitmemiş, 56 oy geçersiz sayılmış.
Objektif düşünebilen CHP’li aydınlar da ifade ediyorlar ki; ortada bir ‘beceriksizlik’ var… CHP ve İYİ Parti bu seçimi pek önemsemeyerek, aday dahi göstermemişler… Onun yerine DEVA Partisi’nin adayını desteklemeyi uygun görmüşler… O aday da ancak 23 oy alabilmiş... AK Parti ve DEVA’yı saymazsak 7 parti daha seçime girmiş; DEVA’nın adayı onların da ikisinin gerisinde kalmış, birine de yalnızca 1 oy fark atabilmiş.
Prof. Dr. Mehmet Şahin’in tespit ettiği gibi; teşkilat mensuplarının dahi kendi partilerine oy vermediği anlaşılıyor. Öte yandan Millet İttifakı’nda 6’lı Masa etrafında birleşen Saadet Partisi ile DEVA Partisi hem Cumhur İttifakı’nın adayına karşı mücadele etmişler hem de kendi aralarında…
20 yıldır iktidar olan bir partinin bu kadar az yıpranmasının nedeni, muhalefetin bu beceriksizliği ile açıklanabilir…
Lafa “Türkiye’de can ve mal güvenliği yok” diyerek hem yatırımcıya hem de turiste “Türkiye’ye gelmeyin” mesajıyla başlayıp şunlarla devam ediyorlar:
“Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz”, “Tüm sorunları 6 ayda çözeceğiz”, “1 ayda şunu yapacağız, 2 haftada bunu…”, “Kamu ihalelerini kazanan müteahhitlerin paralarını vereceğiz, göndereceğiz”, “Yabancı yatırımcıları sokmayacağız…”, “Özelleştirilmiş kuruluşları tekrar devletleştireceğiz…”
Peki bunların seçmen üzerindeki etkisi ne ola?.. 20 yıldır neyse o işte!.. Halkın heyecan duyacağı ve seçim yolunda fikrini değiştirecek hedeflerden uzak ve soyut alandalar.
Dodurga seçimi Türkiye Genel Seçimleri için tabii ki tek başına bir referans değildir. Ancak, hazırlıksızlığın, önemsemenin, aralarındaki çelişkileri çözememenin ‘mikro’ örneği sayılabilir… Yukarıda toparlamaya çalıştığımız sözlerle ortaya çıkan soyut, o nedenle de seçmene yaklaşamayan tavrın, özetle ‘beceriksizliğin’ somutlaşmış hâli denilebilir…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Dodurga’yı bizzat ziyaret ederek seçime büyük destek verdi. Milletvekilleri oradaydı. Bir tarafta başka çok işi varmış gibi kendini toparlayıp da bu seçimi ciddiye alamamış bir muhalefet… Diğer tarafta “Küçük bir belde canım, ne olacak” demeyip ciddiyetle çalışarak seçimi kazanan Cumhur İttifakı…
Bir tarafta organize olmuş ve hedefe kitlenmiş iktidarın siyasi çalışması… Diğer tarafta beklentileri karşılayamamaya devam eden, soyut söylemlerle kafa karıştıran ve müphemiyete neden olan son 20 yılın ve Dodurga’nın mağlubu…
Gözümüze takılanlar…
- Dile kolay iki seneyi pandeminin etkisi altında geçirdik… Sevdiklerimize hasretimiz büyük… Bu Bayramı’mızın sağlıkla, kucaklaşmalarla, neşeyle geçmesini dilerim. Ülkemizin ve tüm Müslüman âleminin Kurban Bayramı kutlu olsun.
- “Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu”nda yer alan Osman Hamdi Bey’in ünlü tablosu “Kaplumbağa Terbiyecisi”, uzun süredir Pera Müzesi’nde sergileniyor. Müze, Osman Hamdi Bey’e ayrılan bölümü çocuklara tanıtmak için “Kaplumbağalı Adam” adlı bir animasyon hazırlayarak YouTube kanalından yayınlamış. İletişim çalışmalarında ‘hedef kitle’nin ‘dilinden’ konuşmuyorsanız sonuç almanız pek olası değil. Pera Müzesi hem ‘doğru dil’ ile yaklaşmış hem de gelecekteki hedef kitlesinin beğenisini bugünden kazanmak ve onunla ‘sağlam’ bir ilişki kurmak için yatırım yapmış. (Amber Eroyan, Grup 7 İletişim)
- Dil konusu hassas, dil konusu mühim… Atatürk “Devletin temeli millî kültürdür” der… Millî kültürün temeli ise dildir… Toplumu yansıtan bir yapı olduğundan onu değiştirerek tutum ve davranışları da etkilemek mümkün. Batı kültürüne ait ögelerin dile yerleştirilmesinin toplumsal sonuçları nedeniyle konuya genellikle eleştirel yaklaşırız. Bu kez durum farklı… Temizlik ürünleri firması Reckitt Türkiye, çalışanların gündelik yaşamlarında ‘ayrımcı’ ve ‘kapsayıcı ifadeleri’ kullanmamaları için “Kapsayıcı Dil Kılavuzu ve Manifestosu’” hazırlamış. Dil, özellikle de Türkçe’nin doğru kullanımı konusunda Eczacıbaşı Holding ve Bülent Eczacıbaşı’nın yıllardır büyük emek verdiğine şahidiz. Bu çalışmaların ve hassasiyetin çoğalarak devam etmesini diliyoruz. (Ece Okumuş, Cora Communication)
- Boyner, Lokman Hekim Sağlık Vakfı’yla birlikte 2016’dan beri yürüttüğü “Askıda İyilik” projesi ile 50 bini aşkın giyim paketini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmış. Bu Bayram’da da 40 TL’lik ‘iyilik paketleri’ni satışa sunmuş. Alınan her paket için firma da 40 TL katkıda bulunuyormuş. İyilik paketleri maliyetine ya da daha altına satılıyorsa, Boyner’in bu aksiyonu kurumsal sosyal sorumluluk sınıfına girer… Satış fiyatı maliyetin üstündeyse, yani Boyner’in bundan bir kazancı varsa iletişim çalışmalarında buna ‘toplumsallık odaklı pazarlama’ (cause-related marketing) denir… (Dilara Yüksel, Artı İletişim)