Neden başarılarımızı görmezden geliriz acaba?..
05 Şubat 2019 - yeni şafak
Dün yapımcı Saner Ayar aradı… İstanbullu Gelin’in yapımcısı… Sohbet arasında dizinin yurt dışında gördüğü ilgiden, dizi sayesinde Özcan Deniz ve Aslı Enver’e yapılan astronomik rakamlardaki sahne gösterisi tekliflerinden söz etti.
Bir süre önce de Bergüzar Korel ile Halit Ergenç’in özellikle Latin Amerika’da gördükleri ilgi haberlerini okumuştuk… Havaalanından başlayarak şehrin çeşitli bölgelerinde insanların Ergenç’e dokunmak, imza almak, onunla fotoğraf çektirmek için nasıl birbirleriyle yarıştıklarını, bizzat onunla birlikte seyahat eden üçüncü kişilerin ağzından dinlemiştim…
Şu sıra rahmetli eşi Halit Refiğ’i anlattığı son ve en muhteşem kitabını okuduğum Gülper Refiğ hanım da yazışmalarımızda Türkiye’nin üst yapı ürünlerinin yurt dışında kazandığı itibara ve desteğe dikkat çekiyor, ülke içinde medyamızın gereken ilgiyi göstermemesinden yakınıyordu. Şöyle bir listede çok kaba bir özet yapmıştı:
Tunay Kurban, 12 yaşında; İtalya Uluslararası Milano Piyano Yarışması Genç Yetenekler İkincisi…
Çetin Özen, 3. Uluslararası St. Petersburg Vurmalı Çalgılar Yarışması 12-14 Yaş Grubu Birincisi…
Can Çakmur, 2017 İskoçya Piyano Yarışması Birincisi; 400 yarışmacının katıldığı Japonya 2018 Hamahatsu Uluslararası Piyano Yarışması Birincisi…
Veriko Çumburidze, Henryk Wieniawsky Keman Yarışması Birincisi…
Elvin Hokka Ganiyev, Novasibirsk Keman Yarışması Birincisi…
Yiğit Karataş, New York Waldo Mayo Keman Yarışması Birincisi…
Bade Destan (11 yaşında), Arthur Grimiaux Keman Yarışması Birincisi…
İlker Arcayürek (şan), BBC Radyo “Yeni Nesil Sanatçısı”, Stuttgart Hugo Wolf Akademisi Lied Yarışması Birincilikleri, “Yüzyılın Tenoru” unvanı…
Zeynep Sude Taşdelen (15 yaşında), Bale dalında Youth America Grand Prix Yarışması Birincisi…
Orhan Ali Keçili (15 yaşında), Londra Guildhall Tiyatrosu “Billy Elliot the Musical” oyununda başrol. Bu arada oyun kapalı gişe oynuyor.
Gülper hanım serzenişini şöyle sürdürmüş: “Bunlar sadece son iki yılın haberleri. Daha önceki yıllarda yine benzer başarılar var. Onlarca, yüzlerce… Ve biz bunlardan bihaber, batıyoruz teraneleriyle küpümüzde ekşiyoruz. Vah ki vah. Ayrıca sadece son yılda yüze yakın; atletizm, tekvando, boks, güreş, okçuluk vs. alanlarda altın madalyalar var. Hem de çoğunluk kızlarda…”
Gülper hanım bir sonraki e-posta mesajını da şöyle bitirmiş:
“Viyana Devlet Operası, Scala, Paris, Verona, Metropolitan, Stockholm vb. en prestijli operalarda Türkler solist olarak başrollerde oynuyorlar. En başta A. Adnan Saygun olmak üzere bestecilerimizin eserleri en ünlü şefler yönetiminde, ünlü orkestralar eşliğinde ünlü solistler tarafından icra ediliyor. Karsu Dönmez, Beyaz Saray, Buckingham Sarayı dâhil en prestijli salonlarda Türkçe bestelerini seslendiriyor. Türk filmleri dünyada 20 ayrı ülkede gösterime girdi. Büyük ilgi görüyor. Dizilerimiz bütün dünyada izleniyor bazı oyuncularımızın Amerika’da fan kulüpleri var vs vs. Hangi birini yazıyım Aliciğim? Bu bir şahlanış. Zamanın ruhunu Türk sanatının belirleme sırası geldi, herhalde” …
Bilgisayarımda bir yanda Gülper hanımın e-posta mesajları, öte yanda WhatsApp gruplarında, sosyal medyada umutsuzluk, bedbinlik, ‘bizden bir cacık olmaz’ edası…
Bir yanda milli bağımsızlık ve özgüven nidaları, öte yanda PKK’nın dümen suyunda dolanan endişeli modernler… Gelin de bu seçimlerin bir bekâ meselesi olduğunu kabul etmeyin….
Bir süre önce de Bergüzar Korel ile Halit Ergenç’in özellikle Latin Amerika’da gördükleri ilgi haberlerini okumuştuk… Havaalanından başlayarak şehrin çeşitli bölgelerinde insanların Ergenç’e dokunmak, imza almak, onunla fotoğraf çektirmek için nasıl birbirleriyle yarıştıklarını, bizzat onunla birlikte seyahat eden üçüncü kişilerin ağzından dinlemiştim…
Şu sıra rahmetli eşi Halit Refiğ’i anlattığı son ve en muhteşem kitabını okuduğum Gülper Refiğ hanım da yazışmalarımızda Türkiye’nin üst yapı ürünlerinin yurt dışında kazandığı itibara ve desteğe dikkat çekiyor, ülke içinde medyamızın gereken ilgiyi göstermemesinden yakınıyordu. Şöyle bir listede çok kaba bir özet yapmıştı:
Tunay Kurban, 12 yaşında; İtalya Uluslararası Milano Piyano Yarışması Genç Yetenekler İkincisi…
Çetin Özen, 3. Uluslararası St. Petersburg Vurmalı Çalgılar Yarışması 12-14 Yaş Grubu Birincisi…
Can Çakmur, 2017 İskoçya Piyano Yarışması Birincisi; 400 yarışmacının katıldığı Japonya 2018 Hamahatsu Uluslararası Piyano Yarışması Birincisi…
Veriko Çumburidze, Henryk Wieniawsky Keman Yarışması Birincisi…
Elvin Hokka Ganiyev, Novasibirsk Keman Yarışması Birincisi…
Yiğit Karataş, New York Waldo Mayo Keman Yarışması Birincisi…
Bade Destan (11 yaşında), Arthur Grimiaux Keman Yarışması Birincisi…
İlker Arcayürek (şan), BBC Radyo “Yeni Nesil Sanatçısı”, Stuttgart Hugo Wolf Akademisi Lied Yarışması Birincilikleri, “Yüzyılın Tenoru” unvanı…
Zeynep Sude Taşdelen (15 yaşında), Bale dalında Youth America Grand Prix Yarışması Birincisi…
Orhan Ali Keçili (15 yaşında), Londra Guildhall Tiyatrosu “Billy Elliot the Musical” oyununda başrol. Bu arada oyun kapalı gişe oynuyor.
Gülper hanım serzenişini şöyle sürdürmüş: “Bunlar sadece son iki yılın haberleri. Daha önceki yıllarda yine benzer başarılar var. Onlarca, yüzlerce… Ve biz bunlardan bihaber, batıyoruz teraneleriyle küpümüzde ekşiyoruz. Vah ki vah. Ayrıca sadece son yılda yüze yakın; atletizm, tekvando, boks, güreş, okçuluk vs. alanlarda altın madalyalar var. Hem de çoğunluk kızlarda…”
Gülper hanım bir sonraki e-posta mesajını da şöyle bitirmiş:
“Viyana Devlet Operası, Scala, Paris, Verona, Metropolitan, Stockholm vb. en prestijli operalarda Türkler solist olarak başrollerde oynuyorlar. En başta A. Adnan Saygun olmak üzere bestecilerimizin eserleri en ünlü şefler yönetiminde, ünlü orkestralar eşliğinde ünlü solistler tarafından icra ediliyor. Karsu Dönmez, Beyaz Saray, Buckingham Sarayı dâhil en prestijli salonlarda Türkçe bestelerini seslendiriyor. Türk filmleri dünyada 20 ayrı ülkede gösterime girdi. Büyük ilgi görüyor. Dizilerimiz bütün dünyada izleniyor bazı oyuncularımızın Amerika’da fan kulüpleri var vs vs. Hangi birini yazıyım Aliciğim? Bu bir şahlanış. Zamanın ruhunu Türk sanatının belirleme sırası geldi, herhalde” …
Bilgisayarımda bir yanda Gülper hanımın e-posta mesajları, öte yanda WhatsApp gruplarında, sosyal medyada umutsuzluk, bedbinlik, ‘bizden bir cacık olmaz’ edası…
Bir yanda milli bağımsızlık ve özgüven nidaları, öte yanda PKK’nın dümen suyunda dolanan endişeli modernler… Gelin de bu seçimlerin bir bekâ meselesi olduğunu kabul etmeyin….