Neden kavga etmiyorlar acaba?
20 Ekim 2008 Akşam Gazetesi
Başbakan, Genelkurmay Başkanı'nı destekler bir tavır içine girmiş...
Eyvah... Millette bir endişe... Hayır millette değil; kendilerinde millet adına veya yerine düşünme ve karar oluşturma yetkisi görenlerde...
Normal olarak kapışmaları lazım... Başbakan'ın Genelkurmay Başkanı'nı itidale davet etmesi gerekirdi, değil mi?.. Siyasete karışmamaya; medyaya bulaşmamaya... Biz Danimarkayız, bizimki de Danimarka Genelkurmay Başkanı ya; öyle konuşacak...
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilmesinin, 'önemli bir gelişme'' olduğunu belirterek, 'katkısı olan herkesi içtenlikle kutladıklarını' söyleyen CHP üst yönetimi de haindir zaten. Ne demek hükümetin hayırlı bir iş yaptığını söylemek?..
Yıllardır harcanan çaba falan palavra... 7 ülke başvurmuş; 5'ini de Konsey'e almışlar zaten; veto hakkımız da yokmuş... Küçümse küçümseyebildiğin kadar... Ağzından bir tane iyi laf çıkmasın sakın. 'Yalnız ve güzelliğin' dışında hiçbir şeyi yakıştırma ülkene. Başbakan'ın, Genelkurmay Başkanı ile kavga etsin, muhalefetin her şeyi karalasın...
Peki, ne zaman bu oyun bozulmuştur hep? Bakın tarihe, göreceksiniz. Bu 'münafık' tayfasının ne zaman tecrit olduğunu, 'milli birlik ve beraberlik' havasının ülkeyi ne zamanlar kemik gibi birleştirdiğini...
Ben hatırlatayım. Bıçak kemiğe dayandığı zaman...
Sanki şu sıra dayandı, dayanacak. Devletin üst kademesi ilk defa iç savaş tehdidinin farkına varmış olabilir mi?.. Herkesi önüne katıp götürecek olan iç savaştan yarar sağlayacakların safları giderek netleşiyor mu?.. Bu ortak refleksler ondan mı?..
//c
Haydi, beni utandırın!
Perakende Günleri'ne 2 gün kaldı. Türkiye'nin enerji, finans ve otomotivden sonra en büyük sektörünün, en büyük organizasyonu gündeme oturacak. Kayıtlar kapanmış galiba. Sektörün 3 bin üst ve orta kademe yöneticisi orada olacak. Dünyanın dört bir yanından ünlü perakende markalarının yöneticileri başarı öykülerini anlatmaya geliyor. Bizimkiler, kriz ortamında bu dev sektörün meselelerini tartışacaklar... Peki, ana muhalefet ve iktidar partisi bu günlerde ne yapacaklar dersiniz?..
Şu sıra henüz gıda perakendesinde çok büyük düşüş yokmuş. Gıda dışı perakendenin ise yüzde 20'ler civarında etkilendiği sanılıyor. Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) Genel Sekreteri Sabahnur Erdemli'ye sordum. 2008 sonu itibarıyla toplam cironun 170 milyar dolar olması bekleniyormuş. Geçen yıl 150 milyar dolarmış. Büyüme fena değil yani. Sektörün kayıtlı kurallı olan kısmı, yani 'organize perakende', bu cironun sadece %40'ını yapıyormuş... Arta kalan kısma 'geleneksel' deniyor. 'Sektörün vergi ve KDV kaçakçısı, sigortasız kaçak eleman çalıştıran kısmı' dememek için... 'Götürü vergi ödeyen'ler de bunun içindeymiş... Kaçak tayfası 'zaptı rapta' alınsa devlete dolayısıyla ülke alt yapısına milyarlarca dolar akacak... Maliye Bakanlığı resmi açıklamalarında kayıtdışının yüzde 12-15'e düşürüldüğünü söylüyor. Sektör o kadar büyük ki, bu 12-15 bile ciddi bir rakam yapıyor...
Etkinliğin düzenleyicisi, perakendede pazarlama iletişimi ve eğitim konuları uzmanı Soysal Danışmanlık, 22-23 Ekim tarihlerindeki büyük organizasyonda markalaşma, Ar-Ge, yetişmiş insan kaynağı gibi sorunları özellikle ön plana çıkarmış...
İktidar ve muhalefet bu önemli etkinliğe birer bildiriyle katılıp tartışmanın parçası mı olacak, dersiniz? Ya da önemli mesajlarla çözüm mü üretecekler? Belki de Türkiye'nin gelecek tasarımı bağlamında perakende vizyonlarını anlatacaklardır...
Programda adlarına rastlamadım... Doğrudan oya tahvil olacak bir konu değil ya... Oralı olma olasılıkları zayıf...
Hadi çıksınlar ortalığa, TV'lere, gazetelere de; şuradaki iletişim fırsatını yakalayıp beni bir güzel utandırsınlar...
Başbakan, Genelkurmay Başkanı'nı destekler bir tavır içine girmiş...
Eyvah... Millette bir endişe... Hayır millette değil; kendilerinde millet adına veya yerine düşünme ve karar oluşturma yetkisi görenlerde...
Normal olarak kapışmaları lazım... Başbakan'ın Genelkurmay Başkanı'nı itidale davet etmesi gerekirdi, değil mi?.. Siyasete karışmamaya; medyaya bulaşmamaya... Biz Danimarkayız, bizimki de Danimarka Genelkurmay Başkanı ya; öyle konuşacak...
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilmesinin, 'önemli bir gelişme'' olduğunu belirterek, 'katkısı olan herkesi içtenlikle kutladıklarını' söyleyen CHP üst yönetimi de haindir zaten. Ne demek hükümetin hayırlı bir iş yaptığını söylemek?..
Yıllardır harcanan çaba falan palavra... 7 ülke başvurmuş; 5'ini de Konsey'e almışlar zaten; veto hakkımız da yokmuş... Küçümse küçümseyebildiğin kadar... Ağzından bir tane iyi laf çıkmasın sakın. 'Yalnız ve güzelliğin' dışında hiçbir şeyi yakıştırma ülkene. Başbakan'ın, Genelkurmay Başkanı ile kavga etsin, muhalefetin her şeyi karalasın...
Peki, ne zaman bu oyun bozulmuştur hep? Bakın tarihe, göreceksiniz. Bu 'münafık' tayfasının ne zaman tecrit olduğunu, 'milli birlik ve beraberlik' havasının ülkeyi ne zamanlar kemik gibi birleştirdiğini...
Ben hatırlatayım. Bıçak kemiğe dayandığı zaman...
Sanki şu sıra dayandı, dayanacak. Devletin üst kademesi ilk defa iç savaş tehdidinin farkına varmış olabilir mi?.. Herkesi önüne katıp götürecek olan iç savaştan yarar sağlayacakların safları giderek netleşiyor mu?.. Bu ortak refleksler ondan mı?..
//c
Haydi, beni utandırın!
Perakende Günleri'ne 2 gün kaldı. Türkiye'nin enerji, finans ve otomotivden sonra en büyük sektörünün, en büyük organizasyonu gündeme oturacak. Kayıtlar kapanmış galiba. Sektörün 3 bin üst ve orta kademe yöneticisi orada olacak. Dünyanın dört bir yanından ünlü perakende markalarının yöneticileri başarı öykülerini anlatmaya geliyor. Bizimkiler, kriz ortamında bu dev sektörün meselelerini tartışacaklar... Peki, ana muhalefet ve iktidar partisi bu günlerde ne yapacaklar dersiniz?..
Şu sıra henüz gıda perakendesinde çok büyük düşüş yokmuş. Gıda dışı perakendenin ise yüzde 20'ler civarında etkilendiği sanılıyor. Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) Genel Sekreteri Sabahnur Erdemli'ye sordum. 2008 sonu itibarıyla toplam cironun 170 milyar dolar olması bekleniyormuş. Geçen yıl 150 milyar dolarmış. Büyüme fena değil yani. Sektörün kayıtlı kurallı olan kısmı, yani 'organize perakende', bu cironun sadece %40'ını yapıyormuş... Arta kalan kısma 'geleneksel' deniyor. 'Sektörün vergi ve KDV kaçakçısı, sigortasız kaçak eleman çalıştıran kısmı' dememek için... 'Götürü vergi ödeyen'ler de bunun içindeymiş... Kaçak tayfası 'zaptı rapta' alınsa devlete dolayısıyla ülke alt yapısına milyarlarca dolar akacak... Maliye Bakanlığı resmi açıklamalarında kayıtdışının yüzde 12-15'e düşürüldüğünü söylüyor. Sektör o kadar büyük ki, bu 12-15 bile ciddi bir rakam yapıyor...
Etkinliğin düzenleyicisi, perakendede pazarlama iletişimi ve eğitim konuları uzmanı Soysal Danışmanlık, 22-23 Ekim tarihlerindeki büyük organizasyonda markalaşma, Ar-Ge, yetişmiş insan kaynağı gibi sorunları özellikle ön plana çıkarmış...
İktidar ve muhalefet bu önemli etkinliğe birer bildiriyle katılıp tartışmanın parçası mı olacak, dersiniz? Ya da önemli mesajlarla çözüm mü üretecekler? Belki de Türkiye'nin gelecek tasarımı bağlamında perakende vizyonlarını anlatacaklardır...
Programda adlarına rastlamadım... Doğrudan oya tahvil olacak bir konu değil ya... Oralı olma olasılıkları zayıf...
Hadi çıksınlar ortalığa, TV'lere, gazetelere de; şuradaki iletişim fırsatını yakalayıp beni bir güzel utandırsınlar...