Okyanusu geçip…
01 Mart 2023 - Marketing Türkiye
15 Şubat Çarşamba akşamı TV’leri karşısında oturan ve “Tek Yürek” kampanyasını izleyenlerin, siyasi iletişim, pazarlama iletişimi, halkla ilişkiler ve iletişimin görsel dâhil her dalı hakkında son derece ciddi ‘okumalar’ yapabileceklerini düşünüyorum.
Hemen baştan söyleyelim: Çok iyi düşünülmüş bir organizasyondu ve topladığı rekor bağışla hedefine ulaştı.
Tabii bu arada nelere tahammülün kalmadığı da iyice anlaşıldı… Örneğin, hiç kimse lafı uzatanlardan hazzetmedi. “Geçmişte şu kadarlık yardım yaptık, bunun üzerine de şimdi bu kadar daha ekliyoruz; toplamda şöyle bir yardım yapmış oluyoruz” diyenleri hiç kimse sempatik bulmadı…
Kamu kuruluşları, yardımlarının miktarını açıklarken “Bunları halktan topladıkları parayla yaptıkları” algısını engelleyecek bir izahatta bulunmadılar. Örneğin, Merkez Bankası’nın ifade ettiği gibi bir yıl önceki kârlarından ayırdıkları miktar olduğunu anlat(a)madılar; bu nedenle de tezvirata uğramalarının önünü alamadılar.
Türkiye’yi ‘karpuz gibi’ ikiye bölmeye niyetlenenlere inat, hükûmeti destekleyen ve eleştiren kanalların sırt sırta vermesi sağlanmıştı. Bu açıdan da çok iyi düşünülmüş bir projeydi. Peki bu, görsel olarak yeterli derecede ifade edilebildi mi? Hayır!
İletişimi layıkıyla yapılamayan bir başka avantaj da şöhretlerle ilgiliydi. Pek çok farklı alandan, ülkemizin en popüler, en güvenilir, en sevilen, bir araya getirilmeleri neredeyse imkânsız, saat ücretleri milyonlarla ifade edilen ünlülerini buluşturmayı başaracaksınız. Hatta çağrı merkezi gibi çalıştıracaksınız ve bunu layıkıyla göstermeyeceksiniz! Çok yazık oldu…
Belli ki bazı şeyler aceleye gelmişti… Ses çok ciddi problemdi… Yalnızca teknik sorunlara yol açmadı, iletişim kazalarına da neden oldu… Programın akışı prova edilmemişti. Üstelik yayın akışı, hangi ünlülerin programa katılacağı, bir süre sonra koltuklarını devrederek yeni isimlerin yayına alınacağı izleyicilere ne yayın öncesinde anlatıldı ne de yayın sırasında…
SMS’le gönderilecek kelimelerin nasıl yazılacağı ayrı bir meseleydi. Aslında SMS’e yazılması gereken Tek Yurek olsa da ekranın altında “Tek Yürek” şeklinde yer alması, bu nedenle de hem bağışçılara hem de durumu açıklamaya çalışan ünlülere vakit kaybettirmesi inanılır gibi değildi…
Öte yandan sunucular o kadar profesyoneldi ki; her an kaosa dönüşmesi mümkün olan ortamdaki çelişkileri toparlamayı başardılar, okyanusu geçip derede boğulunmasını engellediler…
Hiçbir iyilik cezasız kalmaz… Bu sefer de öyle oldu… Programı hazırlayanlar içerik kadar biçime de eğilebilseler ve aceleye getirmeselerdi, belki büyük firma ve kişilerin katılımı da artabilir, her anlamda alkışlanacak bir iş ortaya çıkabilirdi…
TÜHİD devrede
Türkiye Halkla İlişkiler Derneği’nin (TÜHİD) kıymetli başkanı İpek Özgüden kardeşimle uzunca bir telefon konuşması yaptık.
TÜHİD olabilecek en geniş iş birliğini tesis etmiş; üyelerinin yanı sıra sektör dernekleri, Cumhurbaşkanlığı, AFAD, AHBAP, Kızılay, GAP İdaresi, İBB, EGD, TGC, TSYD, SEDEFED, TÜRKONFED, YEKON ve deprem bölgesindeki iletişim fakülteleri ile iletişim ve koordinasyonu sağlamış.
İpek Hanım, şu dönemde yapılması gerekenlerle ilgili hazırladıkları rehberleri de e-postayla iletti. Kendisini tebrik ettim. Sizinle de paylaşmak istiyorum.
Bunlardan ilki “Afet/Kriz Yönetimi'nde atılacak adım önerileri”… Mesajın anlaşılması, benimsenmesi ve davranış değişikliğine yol açması için en önemli kuralların başında yalınlık gelir… Bu çok kıymetli özellik sağlanmış, kısa, öz, net, anlaşılır ve akılda kalıcı 10 maddelik bir liste hazırlanmış…
“Deprem Destek Listeleri”nde de yardım etmek isteyenlerin ihtiyacı tüm bilgiler derli toplu biçimde sıralanmış. Nakdi yardımlar için hesap numaraları, ayni yardımlar için ihtiyaç listeleri, kan bağışı konusunda izlenecek yol açıklanıyor. Ayrıca refakatsiz çocuklar ve sahte bağış hesapları gibi en çok merak edilen ve hassas konulara ilişkin bilgiler de bu kılavuza dâhil edilmiş.
İletişim ‘sonuç odaklı’ bir disiplindir. Koyduğunuz hedefe, işin sonunda ulaşamadıysanız, ne kadar gürültü kopardığınızın pek de bir anlamı olmaz. TÜHİD’in, bu çalışmalarıyla arzulanan sonuca ulaşmak için doğru adımları attığını görüyoruz.
AHBAP’ın iletişimindeki başarısı…
Deprem döneminde iletişim tekniği açısından en başarılı yönetimlerden birini sergileyen hiç şüphesiz AHBAP’ın kurucu Başkanı Haluk Levent idi…
Önceleri kendisini ‘devlet düşmanı’ olarak konumlamak için çaba harcadılar… Hatta bunu tesis edebilmek için malum terör örgütünce AHBAP’a bağışlar yapıldı. Bu durumu da Levent’in bizzat kendisi deşifre etti…
İnsanları, bağışçıları ‘AHBAP vs. AFAD’ ikilemine doğru itmeye çalıştılar. Sosyal medya tahrik üstüne tahrik tweetleriyle doldu. Levent hiçbirine kapılmadı; tam tersine “AFAD da bizim Ahbap’ta bizim” sloganıyla kurulmak istenen oyunu bozdu.
Toplumun tamamını kucaklamak istediğini ifade etti. Yaptığı iletişimle her türlü tezviratı ve oyunu engellemeyi başardı. En iyi kriz yönetimi, krizin engellenmesidir. Levent’in doğru tutum ve davranışlarla bunu yapabildiğini söylemek hiç de abartı olmaz.
Hemen baştan söyleyelim: Çok iyi düşünülmüş bir organizasyondu ve topladığı rekor bağışla hedefine ulaştı.
Tabii bu arada nelere tahammülün kalmadığı da iyice anlaşıldı… Örneğin, hiç kimse lafı uzatanlardan hazzetmedi. “Geçmişte şu kadarlık yardım yaptık, bunun üzerine de şimdi bu kadar daha ekliyoruz; toplamda şöyle bir yardım yapmış oluyoruz” diyenleri hiç kimse sempatik bulmadı…
Kamu kuruluşları, yardımlarının miktarını açıklarken “Bunları halktan topladıkları parayla yaptıkları” algısını engelleyecek bir izahatta bulunmadılar. Örneğin, Merkez Bankası’nın ifade ettiği gibi bir yıl önceki kârlarından ayırdıkları miktar olduğunu anlat(a)madılar; bu nedenle de tezvirata uğramalarının önünü alamadılar.
Türkiye’yi ‘karpuz gibi’ ikiye bölmeye niyetlenenlere inat, hükûmeti destekleyen ve eleştiren kanalların sırt sırta vermesi sağlanmıştı. Bu açıdan da çok iyi düşünülmüş bir projeydi. Peki bu, görsel olarak yeterli derecede ifade edilebildi mi? Hayır!
İletişimi layıkıyla yapılamayan bir başka avantaj da şöhretlerle ilgiliydi. Pek çok farklı alandan, ülkemizin en popüler, en güvenilir, en sevilen, bir araya getirilmeleri neredeyse imkânsız, saat ücretleri milyonlarla ifade edilen ünlülerini buluşturmayı başaracaksınız. Hatta çağrı merkezi gibi çalıştıracaksınız ve bunu layıkıyla göstermeyeceksiniz! Çok yazık oldu…
Belli ki bazı şeyler aceleye gelmişti… Ses çok ciddi problemdi… Yalnızca teknik sorunlara yol açmadı, iletişim kazalarına da neden oldu… Programın akışı prova edilmemişti. Üstelik yayın akışı, hangi ünlülerin programa katılacağı, bir süre sonra koltuklarını devrederek yeni isimlerin yayına alınacağı izleyicilere ne yayın öncesinde anlatıldı ne de yayın sırasında…
SMS’le gönderilecek kelimelerin nasıl yazılacağı ayrı bir meseleydi. Aslında SMS’e yazılması gereken Tek Yurek olsa da ekranın altında “Tek Yürek” şeklinde yer alması, bu nedenle de hem bağışçılara hem de durumu açıklamaya çalışan ünlülere vakit kaybettirmesi inanılır gibi değildi…
Öte yandan sunucular o kadar profesyoneldi ki; her an kaosa dönüşmesi mümkün olan ortamdaki çelişkileri toparlamayı başardılar, okyanusu geçip derede boğulunmasını engellediler…
Hiçbir iyilik cezasız kalmaz… Bu sefer de öyle oldu… Programı hazırlayanlar içerik kadar biçime de eğilebilseler ve aceleye getirmeselerdi, belki büyük firma ve kişilerin katılımı da artabilir, her anlamda alkışlanacak bir iş ortaya çıkabilirdi…
TÜHİD devrede
Türkiye Halkla İlişkiler Derneği’nin (TÜHİD) kıymetli başkanı İpek Özgüden kardeşimle uzunca bir telefon konuşması yaptık.
TÜHİD olabilecek en geniş iş birliğini tesis etmiş; üyelerinin yanı sıra sektör dernekleri, Cumhurbaşkanlığı, AFAD, AHBAP, Kızılay, GAP İdaresi, İBB, EGD, TGC, TSYD, SEDEFED, TÜRKONFED, YEKON ve deprem bölgesindeki iletişim fakülteleri ile iletişim ve koordinasyonu sağlamış.
İpek Hanım, şu dönemde yapılması gerekenlerle ilgili hazırladıkları rehberleri de e-postayla iletti. Kendisini tebrik ettim. Sizinle de paylaşmak istiyorum.
Bunlardan ilki “Afet/Kriz Yönetimi'nde atılacak adım önerileri”… Mesajın anlaşılması, benimsenmesi ve davranış değişikliğine yol açması için en önemli kuralların başında yalınlık gelir… Bu çok kıymetli özellik sağlanmış, kısa, öz, net, anlaşılır ve akılda kalıcı 10 maddelik bir liste hazırlanmış…
“Deprem Destek Listeleri”nde de yardım etmek isteyenlerin ihtiyacı tüm bilgiler derli toplu biçimde sıralanmış. Nakdi yardımlar için hesap numaraları, ayni yardımlar için ihtiyaç listeleri, kan bağışı konusunda izlenecek yol açıklanıyor. Ayrıca refakatsiz çocuklar ve sahte bağış hesapları gibi en çok merak edilen ve hassas konulara ilişkin bilgiler de bu kılavuza dâhil edilmiş.
İletişim ‘sonuç odaklı’ bir disiplindir. Koyduğunuz hedefe, işin sonunda ulaşamadıysanız, ne kadar gürültü kopardığınızın pek de bir anlamı olmaz. TÜHİD’in, bu çalışmalarıyla arzulanan sonuca ulaşmak için doğru adımları attığını görüyoruz.
AHBAP’ın iletişimindeki başarısı…
Deprem döneminde iletişim tekniği açısından en başarılı yönetimlerden birini sergileyen hiç şüphesiz AHBAP’ın kurucu Başkanı Haluk Levent idi…
Önceleri kendisini ‘devlet düşmanı’ olarak konumlamak için çaba harcadılar… Hatta bunu tesis edebilmek için malum terör örgütünce AHBAP’a bağışlar yapıldı. Bu durumu da Levent’in bizzat kendisi deşifre etti…
İnsanları, bağışçıları ‘AHBAP vs. AFAD’ ikilemine doğru itmeye çalıştılar. Sosyal medya tahrik üstüne tahrik tweetleriyle doldu. Levent hiçbirine kapılmadı; tam tersine “AFAD da bizim Ahbap’ta bizim” sloganıyla kurulmak istenen oyunu bozdu.
Toplumun tamamını kucaklamak istediğini ifade etti. Yaptığı iletişimle her türlü tezviratı ve oyunu engellemeyi başardı. En iyi kriz yönetimi, krizin engellenmesidir. Levent’in doğru tutum ve davranışlarla bunu yapabildiğini söylemek hiç de abartı olmaz.