Olmadı Kemal Bey…
23 Nisan 2022 - Yeni şafak
9 Şubat’ta Twitter hesabınızdan bir video yayınlamış ve şöyle demiştiniz: “Erdoğan 31 Aralık’ta imzaladığı zamları geri çekinceye kadar ben, bugünden itibaren gelecek hiçbir elektrik faturamı ödemeyeceğim.”
Eevvelsi gün ise yine bir videoyla şunları söylediniz: “Eşimle bir hafta karanlıkta kalacağız…”
Gördük ki “zamlar geri çekilinceye kadar” sözünüzü ya unutmuş ya da vazgeçmişsiniz…
Ünlü bir oyuncumuzun eylemini hatırlayıverdik… 1998 yılıydı… TV’de yaptığı program nedeniyle RTÜK ceza kesince, bağıra bağıra açlık grevine başlayacağını duyurmuştu. Başladı da… Ancak sürdüremedi… Sabah başladığı eylem, öğleden sonra kebapçıda bitmişti…
Maalesef tek çelişki bu da değil… Büyük büyük konuşmuşsunuz: “Bu eylemim bir sivil itaatsizlik çağrısı değildir" demişsiniz… Direnişmiş sizin yaptığınız… Öyle ifade etmişsiniz…
Peki, olabilir… Tam “Eylem kendi eylemi, çerçevesini o bilir elbette” deyiverecekken bir şey daha söylediniz: “Dünyadaki tüm demokratlara sesleniyorum: Onlar da samimiyseler, adalete inanıyorlarsa gerektiğinde halkları için acı çekmeyi, eyleme geçmeyi bilsinler… Adaletsizliğe baş kaldırmayı bilsinler…”
Buyurun buradan yakın… Bir tutarsızlık daha… Herhâlde sizi takip edenler dönme dolaptan inmişe benzemişlerdir…
Gerçi onlar da bu -mış gibi yapmalara, ittifak kurmuyormuş gibi kurulan ittifaklardan alışkın oldukları için şaşırmamış olabilirler…
Öte yandan sizin kendinizle çelişmediğiniz, aynı istikamette istikrarla yürüdüğünüz yollar da var… Mesela ‘abartma ve çarpıtma’ siyaseti… Yayınladığınız videoda 4 milyon abonenin elektriğinin kesildiğini söylemişsiniz… Algılanan şu an 4 milyon hanenin elektriğinin kesik olduğu, yani 16 milyon insanın karanlıklar içinde oturduğuydu…
Bakın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Fatih Dönmez size nasıl bir cevap verdi: “Sn. Kılıçdaroğlu’nun bugün 4 milyon hanenin elektriği kesikmiş gibi oluşturmaya çalıştığı söylem ALGIDIR, MANİPÜLASYONDUR, ÇARPITMADIR. Bugün itibarıyla tüm abone gruplarında elektriği kesik abone sayısı 278 bindir. Bu da toplam abone içinde %0,6’dır.”
Haydi bütün tutarsızlıklardan vazgeçtik diyelim… Madem bir eyleme başladınız; o zaman, istemiyormuş gibi yaparak çağrıyla davet ettiğiniz kesimlerden bir cevap gelmesi şart değil mi?..
Lenin, siyasi aksiyonun mutlaka aktif bir karşılığı olması gerektiğini söyler… O zaman nerede Genel Merkez’iniz, parti yöneticileriniz? Nerede 6’lı ittifakınız, nerede yoldaşlarınız? Onların da faturalarını ödememeleri gerekmez miydi?
Size gönül verenleri çok zor durumda bıraktınız Kemal Bey…
Gözümüze takılanlar…
9 Şubat’ta Twitter hesabınızdan bir video yayınlamış ve şöyle demiştiniz: “Erdoğan 31 Aralık’ta imzaladığı zamları geri çekinceye kadar ben, bugünden itibaren gelecek hiçbir elektrik faturamı ödemeyeceğim.”
Eevvelsi gün ise yine bir videoyla şunları söylediniz: “Eşimle bir hafta karanlıkta kalacağız…”
Gördük ki “zamlar geri çekilinceye kadar” sözünüzü ya unutmuş ya da vazgeçmişsiniz…
Ünlü bir oyuncumuzun eylemini hatırlayıverdik… 1998 yılıydı… TV’de yaptığı program nedeniyle RTÜK ceza kesince, bağıra bağıra açlık grevine başlayacağını duyurmuştu. Başladı da… Ancak sürdüremedi… Sabah başladığı eylem, öğleden sonra kebapçıda bitmişti…
Maalesef tek çelişki bu da değil… Büyük büyük konuşmuşsunuz: “Bu eylemim bir sivil itaatsizlik çağrısı değildir" demişsiniz… Direnişmiş sizin yaptığınız… Öyle ifade etmişsiniz…
Peki, olabilir… Tam “Eylem kendi eylemi, çerçevesini o bilir elbette” deyiverecekken bir şey daha söylediniz: “Dünyadaki tüm demokratlara sesleniyorum: Onlar da samimiyseler, adalete inanıyorlarsa gerektiğinde halkları için acı çekmeyi, eyleme geçmeyi bilsinler… Adaletsizliğe baş kaldırmayı bilsinler…”
Buyurun buradan yakın… Bir tutarsızlık daha… Herhâlde sizi takip edenler dönme dolaptan inmişe benzemişlerdir…
Gerçi onlar da bu -mış gibi yapmalara, ittifak kurmuyormuş gibi kurulan ittifaklardan alışkın oldukları için şaşırmamış olabilirler…
Öte yandan sizin kendinizle çelişmediğiniz, aynı istikamette istikrarla yürüdüğünüz yollar da var… Mesela ‘abartma ve çarpıtma’ siyaseti… Yayınladığınız videoda 4 milyon abonenin elektriğinin kesildiğini söylemişsiniz… Algılanan şu an 4 milyon hanenin elektriğinin kesik olduğu, yani 16 milyon insanın karanlıklar içinde oturduğuydu…
Bakın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Fatih Dönmez size nasıl bir cevap verdi: “Sn. Kılıçdaroğlu’nun bugün 4 milyon hanenin elektriği kesikmiş gibi oluşturmaya çalıştığı söylem ALGIDIR, MANİPÜLASYONDUR, ÇARPITMADIR. Bugün itibarıyla tüm abone gruplarında elektriği kesik abone sayısı 278 bindir. Bu da toplam abone içinde %0,6’dır.”
Haydi bütün tutarsızlıklardan vazgeçtik diyelim… Madem bir eyleme başladınız; o zaman, istemiyormuş gibi yaparak çağrıyla davet ettiğiniz kesimlerden bir cevap gelmesi şart değil mi?..
Lenin, siyasi aksiyonun mutlaka aktif bir karşılığı olması gerektiğini söyler… O zaman nerede Genel Merkez’iniz, parti yöneticileriniz? Nerede 6’lı ittifakınız, nerede yoldaşlarınız? Onların da faturalarını ödememeleri gerekmez miydi?
Size gönül verenleri çok zor durumda bıraktınız Kemal Bey…
Gözümüze takılanlar…
- 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mız kutlu; Gazi Meclis’imiz ve ulusal egemenliğimiz baki olsun… Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere millî bağımsızlık uğruna şehit ve gazi olanları rahmetle, minnetle anıyoruz.
- Gözlemlerimiz, çalışmalarımız bize şunu öğretti: “Ülken kadar markasın”… O nedenle ülke markasına katkı yapan işlere saygı duyarız. İGA İstanbul Havalimanı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türk Hava Yolları iş birliği yapmışlar. Dünya havacılık sektörünün en prestijli organizasyonlarından olan Routes World’ün 2023 yılında Türkiye’de düzenlenmesini sağlamışlar. İstanbul Havalimanı CEO’su Kadri Samsunlu gayet güzel özetlemiş: “İstanbul’un tarihini, kültürünü ve yabancı turistlerin odak noktası olma potansiyelini gözler önüne serecek önemli bir buluşma.” Katılmamak mümkün değil; ‘Routes World İstanbul’ kazanırsa, tüm markalarımız kazanır, Türkiye kazanır.
- İngiltere’de Kinder’in Schoko-Bons ürününü tüketen çoğu çocuk 63 kişide salmonella vakasına rastlanmasının ardından birçok ülke gibi Türkiye de harekete geçti. Tarım ve Orman Bakanlığı, firmaya ait bazı ürünlerin ‘geri çağrıldığını’ duyurdu. Kinder açıklamış: Bu ürünlerin Türkiye’ye ithalatı ve satışı yapılmıyormuş. Bakanlık, Türkiye’deki ürünlerini analiz ederek güvenli olduklarını teyit etmiş… Terminolojide buna ‘kriz yönetimi’ diyoruz. Ancak ‘kriz iletişimi yönetiminin’ acilen devreye alınması ve doğru yönetilmesi gerekiyor… Aksi hâlde hakikat ne olursa olsun, insanların aklında “Kinder hasta ediyor” düşüncesi kalır… (Sinem Semerci, Excel)
- “Karşında Çocuk Var” denildiğinde ne anlıyoruz? Konuşmana, hareketlerine dikkat etmelisin, çocuğu incitmemeli, üzmemelisin… Öyle değil mi?.. Bu söz, Koruncuk Vakfı’nın çocuğu, çocukluğu değersizleştiren söylemlere karşı başlattığı kampanyanın sloganıymış… Aynı zamanda da ‘kilit mesajı’… Kilit mesaj meselesi, iletişimdeki pek çok konu gibi anlatması kolay, uygulaması zor işlerden… Hem onu kullanana uygun olacak hem hedef kitleye… Hem sırtlandığı misyonu kısacık bir ifadeyle anlatacak hem de akılda kalacak… Koruncuk Vakfı bu işi gayet güzel başarmış. Kampanyaya başarılar dileriz… (Filiz Bozkan, Koruncuk)