Olmadı Meral Hanım…
28 Nisan 2022 - Yeni şafak
Şu söz, siyasi iletişimdeki en önemli ilkelerden biri olarak bilinir: “Her söylediğin doğru olsun; her doğruyu söyleme.”
Sözün kaynağının Risale-i Nur Külliyatı olduğu söylenir ve İkinci Düstur’da şöyle yazdığı ifade edilir:
“Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun. Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur. Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir. Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati bazen damara dokundurur, aksülâmel yapar.”
Bir de tabii Adolf Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in tavsiye ve tespiti var: “Yalan ne kadar büyük olursa inananlar o kadar çok olur.”
Bütün bu laflar, internet ortamının devreye girmediği yıllara ait… İnternetle birlikte iki şey birden ortaya çıktı: 1. Yalan, dolaşıma çok daha hızlı girdi. 2. Yalancının mumu, sönmek için yadsıyı beklemedi. Gerçekler çok daha hızlı ortaya çıkmaya başladı.
“4 milyonun karanlıkta oturduğu” yalanının üzerinden birkaç gün geçmemişti ki Kemal Kılıçdaroğlu başka bir yalanla milletin karşısına çıktı. Amaç, belli ki konuyu köpürtmekti… Kendisini kapıda mumla karşılayan hanımefendinin elektriği sözüm ona 4 aydır kesikti… Oysa, kısacık bir zaman içinde yapılan açıklamalarla anlaşıldı ki; hanımefendinin elektriği, 31 Mart’ta borcundan dolayı kesilmiş; 5 gün sonra da ödemesini yaptığı için açılmış… Hem de Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinden tam 18 gün önce…
Başka bir yalana da son günlerde Meral Akşener Hanım tutunmaya çalışıyor… Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Salı akşamı Habertürk’te de belirttiği gibi 1915 Çanakkale Köprüsü’nün yüksek düzeydeki teknolojik uygulamalarını hayata geçiren mühendislerden sitayişle söz ederken burada oluşan “know-how”ı (bilgi birikimi) kastederek “Mühendislik ihraç eder hâle geldik” demişti.
Anadolu Ajansı (AA) haberi sehven “Mühendis ihraç eder hâle geldik” şeklinde vermiş… Muhalefet de hemen “Mal bulmuş Mağribî ” gibi lafın üzerine atladı… “Mühendis ihracı” söz konusuymuş gibi Bakan’a saldırmaya başladı… Oysa, AA haberi anında düzeltmişti…
Hâl böyleyken dün Meral Hanım kalktı, Türkiye’nin ihracattaki başarısıyla da dalga geçerek Bakan’ın “Mühendis ihraç ediyoruz” dediğini iddia edip durdu…
Kılıçdaroğlu’na “4 milyon” yalanının getirdiği siyasi hasarı ölçebilselerdi; belki de Meral Hanım siyasi ikbal adına bir başka yalandan medet ummazdı…
Ne demişti Iain Vallance?.. “Ölçmüyorsan, yapma…”
Gözümüze takılanlar…
Sözün kaynağının Risale-i Nur Külliyatı olduğu söylenir ve İkinci Düstur’da şöyle yazdığı ifade edilir:
“Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun. Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur. Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir. Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati bazen damara dokundurur, aksülâmel yapar.”
Bir de tabii Adolf Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in tavsiye ve tespiti var: “Yalan ne kadar büyük olursa inananlar o kadar çok olur.”
Bütün bu laflar, internet ortamının devreye girmediği yıllara ait… İnternetle birlikte iki şey birden ortaya çıktı: 1. Yalan, dolaşıma çok daha hızlı girdi. 2. Yalancının mumu, sönmek için yadsıyı beklemedi. Gerçekler çok daha hızlı ortaya çıkmaya başladı.
“4 milyonun karanlıkta oturduğu” yalanının üzerinden birkaç gün geçmemişti ki Kemal Kılıçdaroğlu başka bir yalanla milletin karşısına çıktı. Amaç, belli ki konuyu köpürtmekti… Kendisini kapıda mumla karşılayan hanımefendinin elektriği sözüm ona 4 aydır kesikti… Oysa, kısacık bir zaman içinde yapılan açıklamalarla anlaşıldı ki; hanımefendinin elektriği, 31 Mart’ta borcundan dolayı kesilmiş; 5 gün sonra da ödemesini yaptığı için açılmış… Hem de Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinden tam 18 gün önce…
Başka bir yalana da son günlerde Meral Akşener Hanım tutunmaya çalışıyor… Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Salı akşamı Habertürk’te de belirttiği gibi 1915 Çanakkale Köprüsü’nün yüksek düzeydeki teknolojik uygulamalarını hayata geçiren mühendislerden sitayişle söz ederken burada oluşan “know-how”ı (bilgi birikimi) kastederek “Mühendislik ihraç eder hâle geldik” demişti.
Anadolu Ajansı (AA) haberi sehven “Mühendis ihraç eder hâle geldik” şeklinde vermiş… Muhalefet de hemen “Mal bulmuş Mağribî ” gibi lafın üzerine atladı… “Mühendis ihracı” söz konusuymuş gibi Bakan’a saldırmaya başladı… Oysa, AA haberi anında düzeltmişti…
Hâl böyleyken dün Meral Hanım kalktı, Türkiye’nin ihracattaki başarısıyla da dalga geçerek Bakan’ın “Mühendis ihraç ediyoruz” dediğini iddia edip durdu…
Kılıçdaroğlu’na “4 milyon” yalanının getirdiği siyasi hasarı ölçebilselerdi; belki de Meral Hanım siyasi ikbal adına bir başka yalandan medet ummazdı…
Ne demişti Iain Vallance?.. “Ölçmüyorsan, yapma…”
Gözümüze takılanlar…
- Türkiye Sigorta Birliği, Salı akşamı iftar yemeğinde basın mensuplarıyla buluştu. Başkan Atilla Benli; Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Allianz Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü Taylan Türkölmez ve BNP Paribas Cardif Türkiye CEO’su Cemal Kişmir’den oluşan yeni Yönetim Kurulu’nu tanıttı. Toplantının ayrıntıları gazetemizde yer alacaktır. Bizim için en çarpıcı yanı, sigorta sektörünün içinde bulunduğu durumdu… Türkiye ekonomisine büyük katma değer getiren ve bu katma değeri daha da artırma potansiyeline sahip olan sigorta sektörü, gelecekte oluşacak maliyetleri belli olmayan ürünlere bugünden fiyat biçmek zorunda… Bu durumun oluşturduğu belirsizliğin üstesinden gelmek için büyük bir mücadele veriliyor. En büyük ihtiyaçları ise en azından anlayış ve takdir…
- İnovasyon konusunda danışmanlık hizmeti veren GOOINN, hazırladığı raporla (https://mailchi.mp/gooinn/web-3-raporu-2022) internetin geleceğine dair bazı tahminlerini derlemiş. Twitter ve WhatsApp gibi sosyal medya uygulamalarının yerini yenileri alacakmış. Metaverse, web sitelerinin önüne geçecek, Firefox, Safari veya Google Chrome yerine “Brave” adlı tarayıcı tercih edilecekmiş. Varsayımlar eğlenceli olabilir… (Ceyda Ünsal, PR Hackers)
- Halkbank, “Gülümseyen Kitap” adıyla bir kurumsal sosyal sorumluluk çalışmasına imza atmış. Köy okullarına ve huzurevlerine kütüphaneler kazandırılacakmış. Halkbank’ın “Önce Halk Sonra Bankayız” vaadine uygun bir aksiyon olmuş… Bu vaadin hedef kitle nezdinde kabul görmesi için aynı noktaya atış yapmaya devam edilmesi önemli. (Coşkun Keskingözler, Effect BCW)
- Kent, Sia Insight iş birliğiyle Ramazan Bayramı ritüelleri ve tüketim alışkanlıklarına özel bir araştırma yapmış. Çalışmada, insanların bayram ziyareti yapmaktan vazgeçmediği ortaya konulmuş. Her 3 kişiden 2’si bayramı ziyaret yaparak veya ziyaretçi kabul ederek geçirmeyi tercih ediyormuş. Her 4 kişiden 1’i ise bayramlarda tatile gitmeyi düşünüyormuş… Bunca aşındırma çabasına rağmen, geleneklerimize hâlâ sahip çıkmamız son derece olumlu… (Burcu Bildikseven, desiBel)