Otur, sıfır!
24 Aralık 2022 - Yeni Şafak
İlgilisine duyuru: Siyasi iletişim konusunda master ve doktora tezi çıkarılabilecek bol miktarda malzeme şu günlerde mevcut…
Başlangıçta “Kılıçdaroğlu’na darbe” izlenimi uyandıran Saraçhane harekâtı ön plandaydı… Hani çak bi’ beşlikler… Sarılmalar, sarmaş dolaş olmalar falan…
Arkasından karşı darbe geldi… Barbaros Hayrettin’in 1996 model “Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur” şarkısını anımsatan yaklaşımıyla Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nu grup toplantısına çağırıp, karşısındaki sıraya çaktı ve dedi ki: “Otur oturduğun yerde…”
Önder Sav, Deniz Baykal, Muharrem İnce gibi kurt siyasetçileri üç köftede yiyip kenara atan Kılıçdaroğlu’nun böylece İmamoğlu’nu da ‘siyasi mevtalar’ dünyasına postaladığına inanıldı…
Fakat, o da ne?! İmamoğlu pes etmedi… Rotayı kendine rakip olarak seçtiği Erdoğan’a çevirip başladı veryansına!.. Yerinde oturup belediye işlerine bakması gereken İBB Başkanı’nın neler dediğine bir bakalım …
20 Aralık, Salı: “Erdoğan’ın karşısındaki rakip takımın sahaya çıkarabileceği bir oyuncuyum.”
21 Aralık, Çarşamba: “Sayın Cumhurbaşkanı’nı mertçe mücadeleye davet ediyorum.”
22 Aralık, Perşembe: “Her akşam beni rüyasında gördüğünü düşünüyordum ama bu saatten sonra onun için kabusa döndü.”
“Oyuna girme ihtimali en yüksek oyunculardan birisiyim... Çünkü İstanbul Belediye Başkanıyım.”
“Cumhurbaşkanlığı’na adayım” bundan başka nasıl söylenebilirdi acaba?.. Bir de tabii Meral ablasının açık desteği var… Destek sadece o mu? Hayır… Ödenekli ‘proje’ medya grupları İmamoğlu’nun sırtını sıvazlamaya devam ediyorlar…
Kılıçdaroğlu’nun karşı hamlesi ise hiç gecikmedi. İletişimin tüm kurallarını reddeden afişlerle ortalığa dökülüverdi…Neresinden tutsanız elinizde kalacak o afişlerin üst başlığı: “EY DÜNYA…” Size kimi çağrıştırıyor? Herhâlde rakibi olmaya çalıştığı Sayın Cumhurbaşkanı’nı… Oysa bu, siyasi iletişimde ‘hiç yapılmaması gereken’ dokuz kusurlu hareketten biridir…
Sonra ne diyor?.. “Sana rakip olmaya geliyorum” Hani ‘6’lı Masa’ karar verecekti?.. Hani hiç kimseyi karşına almayacaktın?..
Ardından çeşitli sloganlarla üç farklı afiş… Türkiye senin şuyun olmayacak, buyun olmayacak…
Dünyaya posta koy, Türkiye’nin ‘ne olacağını’ değil, ‘ne olmayacağını’ anlat…
Otur, sıfır!
Gözümüze takılanlar…
Başlangıçta “Kılıçdaroğlu’na darbe” izlenimi uyandıran Saraçhane harekâtı ön plandaydı… Hani çak bi’ beşlikler… Sarılmalar, sarmaş dolaş olmalar falan…
Arkasından karşı darbe geldi… Barbaros Hayrettin’in 1996 model “Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur” şarkısını anımsatan yaklaşımıyla Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nu grup toplantısına çağırıp, karşısındaki sıraya çaktı ve dedi ki: “Otur oturduğun yerde…”
Önder Sav, Deniz Baykal, Muharrem İnce gibi kurt siyasetçileri üç köftede yiyip kenara atan Kılıçdaroğlu’nun böylece İmamoğlu’nu da ‘siyasi mevtalar’ dünyasına postaladığına inanıldı…
Fakat, o da ne?! İmamoğlu pes etmedi… Rotayı kendine rakip olarak seçtiği Erdoğan’a çevirip başladı veryansına!.. Yerinde oturup belediye işlerine bakması gereken İBB Başkanı’nın neler dediğine bir bakalım …
20 Aralık, Salı: “Erdoğan’ın karşısındaki rakip takımın sahaya çıkarabileceği bir oyuncuyum.”
21 Aralık, Çarşamba: “Sayın Cumhurbaşkanı’nı mertçe mücadeleye davet ediyorum.”
22 Aralık, Perşembe: “Her akşam beni rüyasında gördüğünü düşünüyordum ama bu saatten sonra onun için kabusa döndü.”
“Oyuna girme ihtimali en yüksek oyunculardan birisiyim... Çünkü İstanbul Belediye Başkanıyım.”
“Cumhurbaşkanlığı’na adayım” bundan başka nasıl söylenebilirdi acaba?.. Bir de tabii Meral ablasının açık desteği var… Destek sadece o mu? Hayır… Ödenekli ‘proje’ medya grupları İmamoğlu’nun sırtını sıvazlamaya devam ediyorlar…
Kılıçdaroğlu’nun karşı hamlesi ise hiç gecikmedi. İletişimin tüm kurallarını reddeden afişlerle ortalığa dökülüverdi…Neresinden tutsanız elinizde kalacak o afişlerin üst başlığı: “EY DÜNYA…” Size kimi çağrıştırıyor? Herhâlde rakibi olmaya çalıştığı Sayın Cumhurbaşkanı’nı… Oysa bu, siyasi iletişimde ‘hiç yapılmaması gereken’ dokuz kusurlu hareketten biridir…
Sonra ne diyor?.. “Sana rakip olmaya geliyorum” Hani ‘6’lı Masa’ karar verecekti?.. Hani hiç kimseyi karşına almayacaktın?..
Ardından çeşitli sloganlarla üç farklı afiş… Türkiye senin şuyun olmayacak, buyun olmayacak…
Dünyaya posta koy, Türkiye’nin ‘ne olacağını’ değil, ‘ne olmayacağını’ anlat…
Otur, sıfır!
Gözümüze takılanlar…
- Kültür yayıncılığı konusunda iyinin de iyisi iki kurumu uzun zamandır takip ediyoruz. Yaptıkları işler o denli başarılı ki, takip etmemek mümkün değil. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Gazi Kültür ile Zeytinburnu Belediyesi… İkisini de yürekten kutluyoruz. Zeytinburnu Belediyesi, çağımızın en kıymetli düşünürlerinden Teoman Duralı ile üç yıl süren bir seminer dizisi düzenlemiş… Sonra da buradaki konuşmaları “Din ve Felsefe-Bilim Açısından Doğu ve Batı Medeniyetleri” adıyla kitaplaştırmış. Gazi Kültür ise Reşit Güngör Kalkan tarafından hazırlanan bir Ülkü Tamer kitabını “Güneşle Yıkanan Umut Denizi” adıyla yayınlamış. Tamer ile Karacan Yayınları zamanında halef-selef olmuş, kendisini yakından tanıma şansı bulmuştum. İki büyük ustayı bize sunan belediyelerimize şükran borçluyuz.
- Doğrulama platformu Teyit.org, siyasal iletişimde öne çıkan dezenformasyonları belirlemiş. Ekim 2021-Ekim 2022 arasındaki dönem analiz edilmiş. Siyasi içeriklerde 150’den fazla yanlış bilgi tespit edilmiş. Çalışmaya göre en fazla ‘yanlış bilgi’, açık ara farkla Cumhurbaşkanı Erdoğan (%24) hakkında yayılmış. Onu Kemal Kılıçdaroğlu (%10), Ekrem İmamoğlu (%8) ve Meral Akşener (%5) izlemiş. Siyasi figürler hakkında yayılan ‘yanlış bilgilerin’ dağılımı ise şöyleymiş: Hükûmet yetkilileri %58, Muhalefet liderleri %31, Diğer %11. Meşhur halk deyişidir: Arkasından yüz köpek havlamayan kurda, kurt demezler… (marketingturkiye.com.tr)
- Coca-Cola, Dünya Kupası’nı kazanan Arjantin’e özel kupayı andıran hatıra kutuları tasarlamış. Coca-Cola bunu hep yapıyor. Hedef kitlenin kültür ve değerlerine uygun iletişim konusunda ‘en başarılı’ uygulamalarda imzaları var… “Uygulama iyi hoş da başarılı olduğunu nereden anlayacağız” derseniz, araştırma sonuçlarına şöyle bir bakmakta yarar var. Örneğin, Pragma Araştırma ve Danışmanlık’ın 2019’daki çalışmasına göre; Amerika’nın simgesi, içinde büyük miktarda Yahudi sermayesi olduğu iddia edilen firma, İstanbullu, Ankaralı ve İzmirli tüketicilerin gözünde %33 oranla “Ramazan ayıyla en çok bütünleşen marka” imiş. En yakın takipçisi ise yalnızca %8 pay alabilmiş. “Ramazan’da en çok tercih edilen içecekler” arasında ise %64’le yine birinci sırada imiş.
- Ajans Press, 2022 yılının en çok konuşulan başlıklarını derlemiş. Siyasi içerikler şöyleymiş: Bağımsız milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin AK Parti’ye katılması; kamuda başörtüsü serbestliği ile ilgili Kanun Teklifi’nin TBMM’ye sunulması; Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün istifasıyla yerine Bekir Bozdağ’ın atanması; Tarım ve Orman Bakanlığı’na Vahit Kirişçi’nin getirilmesi; Sosyal medya yasasının Meclis’te kabul edilmesi. (pazarlamasyon.com)