Ödül Furyasında Yol Almak Zor...
27 Mayıs 2017 - Yeni Şafak
Salı akşamı Sosyal Medya Ödülleri’nin verildiği törenin bir kısmına katılabildim. Sosyal medya alanında ilk kez ödül veriliyordu ve ben de hasbelkader fiilen değerlendirme toplantısına katılmamış olsam da 29 kişilik jüride yer almıştım. Bu akıllı organizasyona imzalarını atan iki grubu, Marketing Türkiye Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen Hanımı ve BoomSonar yetkililerini kıramazdım.
Genelde bizim ülkemizde sanatlı işlerin ödül törenlerinde ne hikmetse özellikle erkekler en pejmürde kılıklarıyla boy gösterirler… Sanatçı ve biraz da aykırıdırlar ya, herhalde onun için… Ya da verilen ödüle, ‘düzen içi’ olduğu gerekçesiyle, biraz mesafeli durmak istemeleri; ‘hem red hem kabul’ taktiği, bu davranışlarında etkili olabilir… Kadınlar ise her zaman en özenli kıyafetleriyle katılırlar bu etkinliklere.
Salı akşamı durum farklıydı. Bu sefer erkekler de pek şıktı ve katılım en üst düzeydeydi… Sosyal medyanın etki boyutunda değerlendirilmesi ile iyi ve doğru işlere teşvik son derece önemli. Çünkü bu alanda, biraz da işin doğası gereği ortaya çıkan kaotik ortamın içinde kaybolup gitmek işten değil.
Kutluyoruz… Hem düzenleyen arkadaşları, hem de ödüle lâyık görülenleri.
Yalnız ortada talihsiz bir durum var…
Ayın 22’sinden 26’sına kadar yani son 4 günde bana gelen basın bültenlerine bir baktım… İçinde ödüllerle ilgili olanları bir kenara ayırıp alt alta yazdım. Bakın nasıl bir tablo çıktı. Ödül ya da yarışma adları ile bilgisi bulunanların kategori sayısı şöyle:
Visa Başarı Ödülleri – 12 kategori; 16. Altın Pusula Türkiye Halkla İlişkiler Ödülleri – 41 ödül; Milliyet Gazetesi Yeme-İçme, Yaşam ve Turizm Eki’nin belirlediği ‘Şehrin En İyileri ve Best Mekan’ – 60 kategori; Kocaeli Sanayi Odası’nın düzenlediği 23. Şahabettin Bilgisu Çevre Ödülleri; İBB Kültür Daire Başkanlığı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü ve Doğançay Müzesi iş birliğindeki 13. Doğançay Müzesi İstanbul Orta Okullar Resim Yarışması – 50 ödül; Social Media Awards Turkey – Veri Analitiği kategorisinde 140 ödül ve Jüri Ödülleri kategorisinde 40 ödül; Best of Dijital – 15 kategori; MediaMarkt’ın düzenlediği Gamezone Cup 2017; TÜRSAK Vakfı’nın düzenlediği 14. Geleceğin Sineması Yarışması; Kırmızı Ödülleri – 62 yaratıcılık ödül, 61 başarı ödülü; Visa’nın her yıl düzenlediği Vizyonist 17 – 12 kategori; Effie Türkiye 2017; IDC CIO Summit 2017 Ödülleri…
Buraya kadar yerli ödüllerdi. Bir de yabancı ödülleri almış olan bizim şirketlerin haberleri vardı bu hafta: MIXX Europe 2017; MENA 2017 Search Awards; Tatweej Academy Excellence Award; Uluslararası Alışveriş Merkezleri Konseyi tarafından düzenlenen VIVA Best of the Best 2017 Awards; Whitley Awards 2017; Investors in People…
Yüzlerce ödül… O ödülleri alan yüzlerce firma… Hem ödüllerin basın bültenleri hem de ödülleri alanların bültenleri… Sonra ödül haberlerinin yayınlanması için savaşan iletişimci meslektaşlarımız… Ve bütün bunlar 4 gün içinde gönderilmiş bültenlerden…
Stratejik iletişimin 11 önemli unsurundan biri şöyle ifade edilir: Fazla olan yanlıştır… Fazla olanın değeri düşer… (Bir de ‘müptezel’ kavramıyla özetlenen bir durum söz konusu olabilir. Türk Dil Kurumu Büyük Sözlüğü bu kavramı şöyle açıklıyor: “1. Saygınlığını yitirmiş. 2. Çokluğundan dolayı değerini yitiren, değersiz.” )
Önümüzdeki dönemde ödüller kendi itibarlarını artırmak için iletişim çalışması yapmak zorunda kalacaklar. Yoksa, şirketlerin hedef kitleleri nezdinde bu ödülleri almanın hiçbir anlamı kalmayacak; sonra da bu ödüllere başvuracak ciddi marka bulunamayacak…
Müşteri deneyimi, pazarlamaya damgasını vuruyor
Bugün odağımızda pazarlama iletişimi var. Hep siyaset konuşacak değiliz. Öte yandan Sayın Cumhurbaşkanının stadyumlardan ‘Arena’ adının kaldırılma önerisinin siyasetle alakası yok. Doğrudan kültür ve değerlerle ilgili. Merkezinde şiddet ve kanın bulunduğu boğa güreşlerinin organize edildiği, ya da gladyatörlerin birbirlerini doğradığı seyircili gösterilerin yapıldığı yerlere verilen bu isim; futbol sahalarına verildiği zaman, bilinç altından şiddete yeşil ışık yakıyor olabilir, düşüncesi hiç de yabana atılacak türden bir yaklaşım değildir.
Seyirci tecrübesi bunun en iyi kanıtıdır… Tecrübe, aynı zamanda pazarlama iletişiminde kullanılan en etkili yöntemlerden biridir: Müşteri tecrübesi… Bu konu Perşembe günü TİM’in Marka Konferansında moderatörlüğünü üstlendiğim bir panelde İBB Başkanı Dr. Kadir Topbaş, Bursa Belediye Başkanı Recep Altepe, Samsun Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Londra Belediyesi’ne iletişim hizmeti veren Chris Gottlieb ile birlikte tartıştılar. Üç Başkanın da ortak kanaati, kent markasını belirleyen en önemli özelliğin şehirlerimize gelen insanlara yaşatılan tecrübe… Ve bunu yönetebilme becerisi…
Türkiye’nin en eski markalarından Vakko’nun bir basın bülteni ile duyurduğu bir kampanya müşteri deneyimi yönetimi konusunda mükemmel bir örnek teşkil ediyor…
Vakko ve eşarbın hep bir arada düşünülmüş iki kavram olduğu gerçeğinden yola çıkan firma, internet ortamında “Kendi Eşarbını Yarat” adını verdiği bir uygulama başlatmış. Girdim denedim. Gayet iyi çalışıyor. Önce boyut, sonra çerçeve rengi seçiyorsunuz; daha sonra ipeğin hangi türünü istediğinizi; daha sonra eşarbın ortasına hangi görseli yerleşmek istediğinize karar veriyorsunuz. Ardından da üstüne ve hediye paketine hangi notları yazacağınızı… Birkaç dakika içinde eşarbınızın tasarımı hazır… 10 gün içinde adresinize sizin tasarladığınız eşarbı teslim ediyorlar…
Hayli eski olan ‘Deneyim yönetimi’, gelecek dönemde iletişim yönetiminin merkezine iyice yerleşecek gibi…
Genelde bizim ülkemizde sanatlı işlerin ödül törenlerinde ne hikmetse özellikle erkekler en pejmürde kılıklarıyla boy gösterirler… Sanatçı ve biraz da aykırıdırlar ya, herhalde onun için… Ya da verilen ödüle, ‘düzen içi’ olduğu gerekçesiyle, biraz mesafeli durmak istemeleri; ‘hem red hem kabul’ taktiği, bu davranışlarında etkili olabilir… Kadınlar ise her zaman en özenli kıyafetleriyle katılırlar bu etkinliklere.
Salı akşamı durum farklıydı. Bu sefer erkekler de pek şıktı ve katılım en üst düzeydeydi… Sosyal medyanın etki boyutunda değerlendirilmesi ile iyi ve doğru işlere teşvik son derece önemli. Çünkü bu alanda, biraz da işin doğası gereği ortaya çıkan kaotik ortamın içinde kaybolup gitmek işten değil.
Kutluyoruz… Hem düzenleyen arkadaşları, hem de ödüle lâyık görülenleri.
Yalnız ortada talihsiz bir durum var…
Ayın 22’sinden 26’sına kadar yani son 4 günde bana gelen basın bültenlerine bir baktım… İçinde ödüllerle ilgili olanları bir kenara ayırıp alt alta yazdım. Bakın nasıl bir tablo çıktı. Ödül ya da yarışma adları ile bilgisi bulunanların kategori sayısı şöyle:
Visa Başarı Ödülleri – 12 kategori; 16. Altın Pusula Türkiye Halkla İlişkiler Ödülleri – 41 ödül; Milliyet Gazetesi Yeme-İçme, Yaşam ve Turizm Eki’nin belirlediği ‘Şehrin En İyileri ve Best Mekan’ – 60 kategori; Kocaeli Sanayi Odası’nın düzenlediği 23. Şahabettin Bilgisu Çevre Ödülleri; İBB Kültür Daire Başkanlığı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü ve Doğançay Müzesi iş birliğindeki 13. Doğançay Müzesi İstanbul Orta Okullar Resim Yarışması – 50 ödül; Social Media Awards Turkey – Veri Analitiği kategorisinde 140 ödül ve Jüri Ödülleri kategorisinde 40 ödül; Best of Dijital – 15 kategori; MediaMarkt’ın düzenlediği Gamezone Cup 2017; TÜRSAK Vakfı’nın düzenlediği 14. Geleceğin Sineması Yarışması; Kırmızı Ödülleri – 62 yaratıcılık ödül, 61 başarı ödülü; Visa’nın her yıl düzenlediği Vizyonist 17 – 12 kategori; Effie Türkiye 2017; IDC CIO Summit 2017 Ödülleri…
Buraya kadar yerli ödüllerdi. Bir de yabancı ödülleri almış olan bizim şirketlerin haberleri vardı bu hafta: MIXX Europe 2017; MENA 2017 Search Awards; Tatweej Academy Excellence Award; Uluslararası Alışveriş Merkezleri Konseyi tarafından düzenlenen VIVA Best of the Best 2017 Awards; Whitley Awards 2017; Investors in People…
Yüzlerce ödül… O ödülleri alan yüzlerce firma… Hem ödüllerin basın bültenleri hem de ödülleri alanların bültenleri… Sonra ödül haberlerinin yayınlanması için savaşan iletişimci meslektaşlarımız… Ve bütün bunlar 4 gün içinde gönderilmiş bültenlerden…
Stratejik iletişimin 11 önemli unsurundan biri şöyle ifade edilir: Fazla olan yanlıştır… Fazla olanın değeri düşer… (Bir de ‘müptezel’ kavramıyla özetlenen bir durum söz konusu olabilir. Türk Dil Kurumu Büyük Sözlüğü bu kavramı şöyle açıklıyor: “1. Saygınlığını yitirmiş. 2. Çokluğundan dolayı değerini yitiren, değersiz.” )
Önümüzdeki dönemde ödüller kendi itibarlarını artırmak için iletişim çalışması yapmak zorunda kalacaklar. Yoksa, şirketlerin hedef kitleleri nezdinde bu ödülleri almanın hiçbir anlamı kalmayacak; sonra da bu ödüllere başvuracak ciddi marka bulunamayacak…
Müşteri deneyimi, pazarlamaya damgasını vuruyor
Bugün odağımızda pazarlama iletişimi var. Hep siyaset konuşacak değiliz. Öte yandan Sayın Cumhurbaşkanının stadyumlardan ‘Arena’ adının kaldırılma önerisinin siyasetle alakası yok. Doğrudan kültür ve değerlerle ilgili. Merkezinde şiddet ve kanın bulunduğu boğa güreşlerinin organize edildiği, ya da gladyatörlerin birbirlerini doğradığı seyircili gösterilerin yapıldığı yerlere verilen bu isim; futbol sahalarına verildiği zaman, bilinç altından şiddete yeşil ışık yakıyor olabilir, düşüncesi hiç de yabana atılacak türden bir yaklaşım değildir.
Seyirci tecrübesi bunun en iyi kanıtıdır… Tecrübe, aynı zamanda pazarlama iletişiminde kullanılan en etkili yöntemlerden biridir: Müşteri tecrübesi… Bu konu Perşembe günü TİM’in Marka Konferansında moderatörlüğünü üstlendiğim bir panelde İBB Başkanı Dr. Kadir Topbaş, Bursa Belediye Başkanı Recep Altepe, Samsun Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Londra Belediyesi’ne iletişim hizmeti veren Chris Gottlieb ile birlikte tartıştılar. Üç Başkanın da ortak kanaati, kent markasını belirleyen en önemli özelliğin şehirlerimize gelen insanlara yaşatılan tecrübe… Ve bunu yönetebilme becerisi…
Türkiye’nin en eski markalarından Vakko’nun bir basın bülteni ile duyurduğu bir kampanya müşteri deneyimi yönetimi konusunda mükemmel bir örnek teşkil ediyor…
Vakko ve eşarbın hep bir arada düşünülmüş iki kavram olduğu gerçeğinden yola çıkan firma, internet ortamında “Kendi Eşarbını Yarat” adını verdiği bir uygulama başlatmış. Girdim denedim. Gayet iyi çalışıyor. Önce boyut, sonra çerçeve rengi seçiyorsunuz; daha sonra ipeğin hangi türünü istediğinizi; daha sonra eşarbın ortasına hangi görseli yerleşmek istediğinize karar veriyorsunuz. Ardından da üstüne ve hediye paketine hangi notları yazacağınızı… Birkaç dakika içinde eşarbınızın tasarımı hazır… 10 gün içinde adresinize sizin tasarladığınız eşarbı teslim ediyorlar…
Hayli eski olan ‘Deneyim yönetimi’, gelecek dönemde iletişim yönetiminin merkezine iyice yerleşecek gibi…