Paşalar hiç konuşmasalar daha iyi...
25 KASIM 2006
Ah Paşam ah! Ne işiniz vardı orada...
İletişim açısından bakıldığında son günlerin en büyük fiyaskosu olan Erke’nin basın toplantısında ne türden hataların yapıldığını, Çarşamba günü bu sütunlarda 10 madde halinde dile getirmiştik.
İletişim özürlü durum, o talihsiz basın toplantısı ile sınırlı kalmadı. O sabah, Erke tarihe, olmayan şeyin, söylenmeyen sözlerin, azarlanan gazetecilerin, ortalıkta gazeteciden çok dolanan ilgili ilgisiz misafirlerin, fare doğuran dağların, gizem ve müphemiyetin basın toplantısı olarak geçti.
Perşembe ve Cuma günü ise bu buluşu kendisinin çok daha önce yaptığını, hatta Erke’nin kendi buluşunu almak için teklifte bulunduğunu iddia eden yarı meczupların açıklamaları, İrlanda’dan biriyle Türkiye’den bir vatandaşın “Bende bunun çalışanı var yahu!” diye tepinmeleri ile geçti.
Tabii bir de toplantıda en ön sıraya dizilmiş olan emekli generallerimizin amatör beyanatları vardı... Paşaların hafiften düş kırıklığı yaşamış oldukları sözlerinden belliydi: “Destek vermek için gitmedik!”...
Em. Org. İ. Hakkı Karadayı (Eski Genel Kurmay Başkanı): “Çetin Paşayı eskiden beri tanırım. Nezaket gereği oraya gittim. Diğer paşaları da orada gördüm. Şirketle hiçbir ticari alakam yok. Ben de sizin kadar merak ediyorum. Umarım fiyasko değildir.”
Em. Org. Necati Özgen: “Nezaketen davete gittim. Neyin tanıtılacağını bilmiyordum. Buluşun ne olduğunu ben de anlayamadım...”
Em. Org. Kemal Yavuz: “Davet edildim ve gittim. Diğer komutanlar da benim gibi şaşırmışlardı. Sözü edilen buluş ile ilgili bazı tereddütlerim var.”
Kara Kuvvetleri Eski Komutanı Em. Org. Muhittin Fisunoğlu’nun bir açıklamasına rastlayamadım.
Anlaşılan o ki, Erke’nin danışmanı Em. Tümg. Çetin Uğural, Paşaları davet etmiş. Onlar da arkadaşlarına destek için gelmişler, ne olduğunu bilmeden... Sonra tereddüt çökmüş içlerine; ama nezaketleri nedeniyle çekip gitmemişler.
Benden paşalara tavsiye, bundan böyle konuşmasınlar. Çünkü konuştukça, ya da hareket ettikçe Erke yüzünden gereksiz puan kaybediyorlar. Bir nokta gelir Silahlı Kuvvetlerin olağanüstü itibar puanları bile onları koruyamaz...
Türkiye’de olmaz olmaz
İki şeyi, çok değil bundan 25 - 30 yıl kadar önce, birileri tahmin edip söyleselerdi; zır deli muamelesi görür, tefe konup çalınırdı...
Bir: Doğu Perinçek, Paşaları ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yere göğe koyamayacak, milliyetçi bir çizgiye gelecek, o yıllarda henüz dünyaya gelmiş olan (1977) manken Deniz Akkaya gibi, o da ilerde bir gün ne kadar sağlam bir Müslüman olduğunu anlatacak.
İki: CHP MHP’ye yaklaşacak; MHP, ırkçı tutumu bir kenara bırakıp “Ne mutlu Türküm diyene” sloganına döndükleri için MHP Başkanı CHP Başkanı Baykal tarafından ‘takdir’ ve ‘iltifata’ mazhar olacak...
Şimdi sıkı durun 25 yıl sonrasını söylüyorum: 93 yaşındaki Baykal ile 89 yaşındaki Perinçek, Antalya’da sabah namazını müteakiben çivileme yapacaklar; sonra Ankara’ya uçup 83 yaşındaki Bahçeli ile birlikte oluşturdukları koalisyonun son görüşmelerini tamamlayıp zamanın cumhurbaşkanı 107 yaşındaki Süleyman Demirel’in elini öpmek için Çankaya’ya çıkacaklar... Olmaz demeyin. Türkiye’de olmaz olmaz...
İletişim açısından bakıldığında son günlerin en büyük fiyaskosu olan Erke’nin basın toplantısında ne türden hataların yapıldığını, Çarşamba günü bu sütunlarda 10 madde halinde dile getirmiştik.
İletişim özürlü durum, o talihsiz basın toplantısı ile sınırlı kalmadı. O sabah, Erke tarihe, olmayan şeyin, söylenmeyen sözlerin, azarlanan gazetecilerin, ortalıkta gazeteciden çok dolanan ilgili ilgisiz misafirlerin, fare doğuran dağların, gizem ve müphemiyetin basın toplantısı olarak geçti.
Perşembe ve Cuma günü ise bu buluşu kendisinin çok daha önce yaptığını, hatta Erke’nin kendi buluşunu almak için teklifte bulunduğunu iddia eden yarı meczupların açıklamaları, İrlanda’dan biriyle Türkiye’den bir vatandaşın “Bende bunun çalışanı var yahu!” diye tepinmeleri ile geçti.
Tabii bir de toplantıda en ön sıraya dizilmiş olan emekli generallerimizin amatör beyanatları vardı... Paşaların hafiften düş kırıklığı yaşamış oldukları sözlerinden belliydi: “Destek vermek için gitmedik!”...
Em. Org. İ. Hakkı Karadayı (Eski Genel Kurmay Başkanı): “Çetin Paşayı eskiden beri tanırım. Nezaket gereği oraya gittim. Diğer paşaları da orada gördüm. Şirketle hiçbir ticari alakam yok. Ben de sizin kadar merak ediyorum. Umarım fiyasko değildir.”
Em. Org. Necati Özgen: “Nezaketen davete gittim. Neyin tanıtılacağını bilmiyordum. Buluşun ne olduğunu ben de anlayamadım...”
Em. Org. Kemal Yavuz: “Davet edildim ve gittim. Diğer komutanlar da benim gibi şaşırmışlardı. Sözü edilen buluş ile ilgili bazı tereddütlerim var.”
Kara Kuvvetleri Eski Komutanı Em. Org. Muhittin Fisunoğlu’nun bir açıklamasına rastlayamadım.
Anlaşılan o ki, Erke’nin danışmanı Em. Tümg. Çetin Uğural, Paşaları davet etmiş. Onlar da arkadaşlarına destek için gelmişler, ne olduğunu bilmeden... Sonra tereddüt çökmüş içlerine; ama nezaketleri nedeniyle çekip gitmemişler.
Benden paşalara tavsiye, bundan böyle konuşmasınlar. Çünkü konuştukça, ya da hareket ettikçe Erke yüzünden gereksiz puan kaybediyorlar. Bir nokta gelir Silahlı Kuvvetlerin olağanüstü itibar puanları bile onları koruyamaz...
Türkiye’de olmaz olmaz
İki şeyi, çok değil bundan 25 - 30 yıl kadar önce, birileri tahmin edip söyleselerdi; zır deli muamelesi görür, tefe konup çalınırdı...
Bir: Doğu Perinçek, Paşaları ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yere göğe koyamayacak, milliyetçi bir çizgiye gelecek, o yıllarda henüz dünyaya gelmiş olan (1977) manken Deniz Akkaya gibi, o da ilerde bir gün ne kadar sağlam bir Müslüman olduğunu anlatacak.
İki: CHP MHP’ye yaklaşacak; MHP, ırkçı tutumu bir kenara bırakıp “Ne mutlu Türküm diyene” sloganına döndükleri için MHP Başkanı CHP Başkanı Baykal tarafından ‘takdir’ ve ‘iltifata’ mazhar olacak...
Şimdi sıkı durun 25 yıl sonrasını söylüyorum: 93 yaşındaki Baykal ile 89 yaşındaki Perinçek, Antalya’da sabah namazını müteakiben çivileme yapacaklar; sonra Ankara’ya uçup 83 yaşındaki Bahçeli ile birlikte oluşturdukları koalisyonun son görüşmelerini tamamlayıp zamanın cumhurbaşkanı 107 yaşındaki Süleyman Demirel’in elini öpmek için Çankaya’ya çıkacaklar... Olmaz demeyin. Türkiye’de olmaz olmaz...