Parti olmadı, ‘after party’ verelim…
24 ağustos 2023 yeni şafak
İletişimde ‘publicity’ (medyada görünürlük) hedefine hizalandınız mı; nerede duracağınızı bilmek çok zordur.
1960’lı yıllarda Ankara’da zamanın en ‘cool’ (havalı) mekânlarından Milka’nın üst katında arkadaşlarla oturuyoruz… Zeki Müren, Ankara’nın en etkili gazetecileriyle birlikte geldi ve yan masaya oturdu. O günlerde iletişim kuramından bihaberiz ama bir sözü çok ilgimizi çekmişti: “Çocuklar, bir gün benden bahsetmeyecek olursanız, alır bir çınar yaprağını önüme yapıştırır öyle fotoğraf çektiririm. Bütün medya yine benden söz eder.”
‘Popüler kültür’ ve ‘publicity’ konusu ancak bu kadar açık şekilde ifade edilebilirdi.
Zeki Müren vakasına, olayın ekonomik boyutu belki dâhil değildi. Oysa bugün dünyada, Y. Mim. Mehmet Koçak’ın deyişiyle “Neşeli Cahiliye Devri” türünden uygulamalar, ekonomik boyut düzeyinde cereyan ediyor. Berlusconi, Trump, Elon Musk, Zelenski, belki bir alt ligden de olsa bizden Ekrem Bey, ‘olay çıkarma’ meraklısı pek çok popüler kültür sanatçısı ve nihayet Cem Uzan…
Dolandırdığı iddia edilen şirketler, kişiler, kuruluşlarla, özel hayatındaki çılgınlıklarla gündeme gelmesine rağmen kurduğu Genç Parti’nin 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde ulaştığı %7,25 oranla, bugün ‘6’lı Masa’daki 5 partiden de fazla oy almayı başaran hiç yaşlanmayan ‘iş adamı’ Cem Uzan, bu sefer iletişim müptezelliğinin zirvesine oynuyor.
Son numarasını duymuşsunuzdur… Adına ViDiStar dediği bir dijital platform kurmuş… Bu platformun şimdilik tek amacı varmış; bir ‘reality show’ yayınlamak… Ne demek reality show?.. Bizde de bir ara sayıları çok artmıştı… “Biri Bizi Gözetliyor” muhabbetiyle insanın mahremini yok sayan, hatta onu pazarlayan canlı yayınlar…
Cem Uzan, masraflar için 50 euro ödeyen, 18 yaşından büyük herkesin başvurabileceğini söylüyor… Bunları Monaco’ya çağırıyormuş ama başvuranların kaçını oraya götüreceğini bilmiyoruz. “Vizeniz benden” diyor… Kendisini Fransa Konsolosu falan zannediyor herhâlde…
Elemeler sonrasında 20 kadın ve 5 erkeği bir şatoya kapatıp, kameraları da açıp, en çılgınından “After Party” temasıyla programa başlayacakmış… Birinciyi neye göre tespit edeceği bilinmiyor ama vaadi var: 100 bin euro vereceğim, diyor. Yarışmaya katılmaya hak kazanan herkese de 1000’er euro takdim edilecekmiş…
Bütün bu anlatılanların içinde bizce tek gerçek var… Tahminen, başvuran on binlerce katılımcıdan toplanan 50’şer euronun buharlaşacağı…
Yorumcuların genel kanaati; Uzan’ın mali kaygıları nedeniyle gelir kaynağı arayışında olduğu yolunda… Her kör satıcının bir kör alıcısı bulunur derler…
Günün sözü
“Tamahkâr ile sahtekâr birbirini çabuk bulur.”
Anonim
1960’lı yıllarda Ankara’da zamanın en ‘cool’ (havalı) mekânlarından Milka’nın üst katında arkadaşlarla oturuyoruz… Zeki Müren, Ankara’nın en etkili gazetecileriyle birlikte geldi ve yan masaya oturdu. O günlerde iletişim kuramından bihaberiz ama bir sözü çok ilgimizi çekmişti: “Çocuklar, bir gün benden bahsetmeyecek olursanız, alır bir çınar yaprağını önüme yapıştırır öyle fotoğraf çektiririm. Bütün medya yine benden söz eder.”
‘Popüler kültür’ ve ‘publicity’ konusu ancak bu kadar açık şekilde ifade edilebilirdi.
Zeki Müren vakasına, olayın ekonomik boyutu belki dâhil değildi. Oysa bugün dünyada, Y. Mim. Mehmet Koçak’ın deyişiyle “Neşeli Cahiliye Devri” türünden uygulamalar, ekonomik boyut düzeyinde cereyan ediyor. Berlusconi, Trump, Elon Musk, Zelenski, belki bir alt ligden de olsa bizden Ekrem Bey, ‘olay çıkarma’ meraklısı pek çok popüler kültür sanatçısı ve nihayet Cem Uzan…
Dolandırdığı iddia edilen şirketler, kişiler, kuruluşlarla, özel hayatındaki çılgınlıklarla gündeme gelmesine rağmen kurduğu Genç Parti’nin 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde ulaştığı %7,25 oranla, bugün ‘6’lı Masa’daki 5 partiden de fazla oy almayı başaran hiç yaşlanmayan ‘iş adamı’ Cem Uzan, bu sefer iletişim müptezelliğinin zirvesine oynuyor.
Son numarasını duymuşsunuzdur… Adına ViDiStar dediği bir dijital platform kurmuş… Bu platformun şimdilik tek amacı varmış; bir ‘reality show’ yayınlamak… Ne demek reality show?.. Bizde de bir ara sayıları çok artmıştı… “Biri Bizi Gözetliyor” muhabbetiyle insanın mahremini yok sayan, hatta onu pazarlayan canlı yayınlar…
Cem Uzan, masraflar için 50 euro ödeyen, 18 yaşından büyük herkesin başvurabileceğini söylüyor… Bunları Monaco’ya çağırıyormuş ama başvuranların kaçını oraya götüreceğini bilmiyoruz. “Vizeniz benden” diyor… Kendisini Fransa Konsolosu falan zannediyor herhâlde…
Elemeler sonrasında 20 kadın ve 5 erkeği bir şatoya kapatıp, kameraları da açıp, en çılgınından “After Party” temasıyla programa başlayacakmış… Birinciyi neye göre tespit edeceği bilinmiyor ama vaadi var: 100 bin euro vereceğim, diyor. Yarışmaya katılmaya hak kazanan herkese de 1000’er euro takdim edilecekmiş…
Bütün bu anlatılanların içinde bizce tek gerçek var… Tahminen, başvuran on binlerce katılımcıdan toplanan 50’şer euronun buharlaşacağı…
Yorumcuların genel kanaati; Uzan’ın mali kaygıları nedeniyle gelir kaynağı arayışında olduğu yolunda… Her kör satıcının bir kör alıcısı bulunur derler…
Günün sözü
“Tamahkâr ile sahtekâr birbirini çabuk bulur.”
Anonim