"Perakendede KPI biraz da AVM’de ölçülür"
01 EKİM 2013
Perakende ve Kongre ya da Eğitim dendiğinde nasıl akla ilk gelen kuruluş Soysal Danışmanlık oluyorsa, perakende ve araştırma dendiğinde de akla ilk gelen şirket hiç şüphesiz Akademetre’dir…
Akademetre’nin Araştırma Başkanı Halil İbrahim Zeytin’i İstanbul Üniversitesi’nde öğrencilik yıllarından tanırım. O zamanlar takmıştı kafaya bu işi. Suat Soysal gibi o da ısrar ve azimle aynı yere odaklanmayı bildi yıllarca. Organize Perakendenin önemli yayınlarından ‘Mağaza’ dergisinde yer almış ilginç bir araştırma da onun imzasını taşıyordu. O araştırmaya göz atmakta yarar var. Yanılma payı var mıdır? Tabii ki vardır. En az %5-8 aralığında. Ancak o yanılma tüm markalar için geçerlidir. Kendilerini alt sıralarda görenler her zaman olduğu gibi ya soru formunu eleştirirler, ya denek sayısı ve seçimini, ya da illa yönetim hakkında sorgulayacak bir şey bulurlar. Ne var ki ‘İletişim için KPI’ (Temel Başarım Göstergesi) arayanlar için ideal olmasa da önemli bir veri olabilir, bu tür araştırmalar. Diğer sektörlerde de benzer veriler kullanılabilir… .
Akademetre’nin Araştırma Başkanı Halil İbrahim Zeytin’i İstanbul Üniversitesi’nde öğrencilik yıllarından tanırım. O zamanlar takmıştı kafaya bu işi. Suat Soysal gibi o da ısrar ve azimle aynı yere odaklanmayı bildi yıllarca. Organize Perakendenin önemli yayınlarından ‘Mağaza’ dergisinde yer almış ilginç bir araştırma da onun imzasını taşıyordu. O araştırmaya göz atmakta yarar var. Yanılma payı var mıdır? Tabii ki vardır. En az %5-8 aralığında. Ancak o yanılma tüm markalar için geçerlidir. Kendilerini alt sıralarda görenler her zaman olduğu gibi ya soru formunu eleştirirler, ya denek sayısı ve seçimini, ya da illa yönetim hakkında sorgulayacak bir şey bulurlar. Ne var ki ‘İletişim için KPI’ (Temel Başarım Göstergesi) arayanlar için ideal olmasa da önemli bir veri olabilir, bu tür araştırmalar. Diğer sektörlerde de benzer veriler kullanılabilir… .
“Ne kadar haberim çıktı?”, “Kaç sütun santim yayınlandı?”, “Bunun reklam eşdeğeri kaç para eder?” türü çağ dışı sorulara bağlı yöntemler; “Her türlü haberini çıkartırım”, “Seni müşterilerimle tanıştırırım”, “Teknemde ağırlarım” şeklinde, ülkemizdeki iş insanlarının bugün geldikleri nokta açısından hiçbir işe yaramayacak sözümona ‘ilişki ve iletişim’ vaatleri tarihe karışmak üzere. Ayrıca hiçbir kriter koymayalım, herkes kerameti kendinden menkul ‘yaratıcılığıyla’ boy yarışına girsin muhabbeti de bir işe yaramıyor günümüzde. Peki sütun santim ve diğer ‘babalanmaların’ yerine ne tür bir kriter konulabilir? Satışçıların kaçışı yok. Orada iş kolay: “Kaç tane sattık?” Ya da “Kaç tane ‘call’ (çağrı) aldık”… Ancak pazarlamacı ve iletişimcilerin KPI’ları biraz daha karmaşık olmak durumunda. İşte onlara belki ışık tutabilir diye şu araştırmaya bir göz atmakta yarar olabilir. Sorulan soru gayet basit: “Hangi markaların AVM’lerde bulunmasını istersiniz?”.. İşte bu listede ve de ‘tanınma – beğeni’ ölçümüyle elde edilecek itibar ekseninde nereden nereye gelindiği bir kriter olabilir… Diğer sektörler için de başka bir yol izlenebilir… Tabii ki bu listelerde yukarıya doğru hareket etmekte pazarlama karmasının 5 unsurundan sadece ‘iletişim’ değil diğerleri de rol oynuyor; ancak, iletişimin katma değeri az buz değil. Bu nedenle ölçü almakta yarar var… Yeter ki, insan ‘boy ölçüşecek’ özgüven ve cesareti kendisinde bulsun…
Yaşam Koçluğunu ancak Yaşam Koçları kurtarabilir
Mesleki Yeterlilik Belgelendirme (yetkilendirme) meselesi henüz tam çözülmediği için, aklına gelenin, ya da bu işte para var diye düşünen herkesin mal bulmuş mağribi gibi atladığı mesleklerden biri de şu yaşam koçluğu denilen iş… Üniversiteyi yeni bitirmiş arkadaşlardan bazı sınırsız sorumsuz haddini bilmeme yarışı içinde olan ‘kolaycı’ tayfasından zırt pırt şöyle sorular gelir:”Hocam yaşam koçu olarak çalışmak istiyorum. Ne yapayım?…
” Bu soru karşısında apışıp kalırdım… Artık yanıtını biliyorum…
“Git bilmem ne kursuna yazıl; bir haftada maksimum 40 saatte sana ‘Yaşam Koçu Sertifikası’ veriliyor. Fiyatı da şunun şurasında 3.500 ile 7.000 lira arasında değişiyormuş. Boş yokmuş. Herkes alıyormuş sertifikayı. Sonra da saati 100 TL ile 1.000 $ arasında değişen fiyatlarla ‘hizmet vermeye’ başlıyormuşsun. Sektör büyüklüğünün 25-30 milyon dolara (toplam PR sektörünün yaklaşık yarısı) ulaştığı tahmin ediliyormuş. Allah’ın bir ‘yürü ya kulum!’ demesine bakıyormuş iş… Tahmin edilebileceği gibi felaket bir durum… Ben bunları yazınca Kerim Ün bey, bilgisayarın başına geçip şu mesajı yollamış… Ben ilgiyle okudum. Sizinle paylaşmak istedim. ‘Yaşam Koçluğu’ da bir tür ilişki ve iletişim yönetimi disiplini. O nedenle de Marketing Türkiye’nin kapsadığı alanın içine, dolayısıyla konularımızın tam ortasına girebilir: “Sayın Saydam, Uzun süredir komedi düzeyine gelmiş bu yaşam koçluğu meselesine dikkat çekmeniz çok önemli. Benim kişisel değerlendirmem bu işin klasik psikanaliz ve psikoterapinin uzantısı olduğu yönünde. Klasik psikanaliz yıllara yayılan bir süreç. Daha sonra özellikle Kuzey Amerika kökenli davranışçı terapi metotları geldi. Dinamik terapiler, grup terapileri aylara hatta yıllara yayılan seanslara sığar hale geldi. Çünkü mühim olan üretim aracı olan insanın üretici gücünün devamlı kılınmasıydı. Koçluk meselesi de artık bu işin profesyonellerin elinden çıkıp nasıl olursa olsun bireyin üretim faaliyetini devamlı kılmak ve bu işi hap seanslara indirgemek anlamına geliyor. İşin endüstriyel boyutuna gelince; toplam kalite yaklaşımının artık kalite unsurunun her alanına el atmış olmasıdır. Toplam kalite anlayışında kalite güvencesini sağlayan her unsur dikkate alınır. Önceleri yalın üretim, sonrasında yalın yönetime eşlik eden MIS (management information system), sonrasında BPR (business process reengineering) ve bu sürece son kullanıcıyı ekleyen CRM metotları geldi (müşterinin ruhuna hitap et!). Şimdi ise bu, bana göre maskaralığın son halkası olan, üreten insanın daha etkin ve daha ucuz şekilde üretim gücünü devam ettirmesi için “Yaşam Koçluğu” denilen, sözde üretim dışını düzenleyen zevzeklik ortaya çıkmıştır. Herkesi bir motor misali rektifiye etmeye yönelik, psikiyatri dışı bu alan tıp ve bilimden uzaklaşarak gittikçe hizmet sektörünün bir kolu olmuştur. Aslında meşhur slogan “Eğitim şart!”ın en ironik hali denilebilir buna.” Görüleceği üzere şu Yaşam Koçluğu işinin daha da maskara hale gelmemesi için Yaşam Koçlarının bir şeyler yapma vakti gelmiştir ve geçmektedir…
Tek kişilik ordu gibi...
Başarının üç tane sırrı varmış, bilirsiniz: İrade, Beceri ve Odaklanma… Kendilerine bizim de içinde bulunduğumuz sektörde yer arayanların yapmaları gereken de, hangi süreci yönetiyorlarsa yönetsinler mutlaka bu üç alanı hayata geçirebilmektir… Bize hem linked-in’den hem de diğer kanallardan ulaşan bir kardeşimiz bakın ısrarla ne diyor: İhtiyaç dahilinde aşağıdaki konular hakkında yardımcı olabilirim
1) Danışmanlık Hizmetleri
a) Yatırım Danışmanlığı: Yapılacak olan yatırımların fizibilitesi, projesi, hibe kredi uygunluğu ve başvuru süreci, desteklenme süreci ve yatırımın faaliyete geçirilme aşamasına kadar danışmanlık hizmetinin verilmesi
b) Yönetim danışmanlığı: Firmaların yönetim sistemlerinin oluşturulması, yapının sisteme uygun hale getirilmesi, eğitimlerin verilmesi
c) Hibe ve Proje Yönetim Danışmanlığı: Firmaların yaptığı işe uygun olarak AB, KOSGEB, TÜBİTAK hibe ve projelerinin oluşturulması, başvuru ve değerlendirme aşamaları ve sonuca kadar desteklenmesi.
d) Kalite Sistem Danışmanlığı: ISO 9001, 14001, 18001, 16949 sistemlerinin kurulması, belgelendirilmesi, sistemin performans ölçümleri, denetlenmesi, yapıya uygun hale getirilmesi ve gerekli eğitimlerin verilmesi.
e) Kurumsal Danışmanlık: Aile şirketlerinde kurumsal zihniyet kazandırılması, kurumsallaşma süreci ve denetlenmesi, Kurumsal firmaların performans ölçümleri, süreçlerinin geliştirilmesi.
2) Eğitim Hizmetleri
a) ISO Eğitimleri: 9001, 14001, 18001 temel, dokümantasyon ve genel eğitimleri;
b) İletişim ve Beden Dili: İletişim kurma teknikleri ve Beden dilini kullanma;
c) Bireysel Motivasyon: Bireyin iş hayatındaki motivasyonunu sağlama teknikleri anlatımı;
d) Liderlik: Bireyin yönetici ve lider olması yönünde atacağı adımların anlatımı;
e) Mükemmellik Modeli;
f) Etkili İletişim ve Sunum Teknikleri,
g) Altı Sigma: Süreçlerin izlenmesi ve geliştirme yöntemi;
h) I.M.D.S Eğitimi;
i) İş Yerinde Riskler Eğitimi: İş yerinde risklerin ve müdahalenin temel anlatımı;
k) Swot analizi Eğitimi: Şirketlerin kendi sistemlerini ve rakiplerini analiz etme yöntemi;
m) Maliyet Düşürme Teknikleri Eğitimi: Uygulanabilecek maliyet düşürme teknikleri anlatımı;
n) Kaizen Eğitimi;
o) Kalibrasyon Eğitimi: Kullanılan kalibrasyon teknikeri ve uygulama anlatımı;
p) 5S Eğitimi: Çalışma ortamında düzenin oluşturulması eğitimi;
r) Teklif Hazırlama Teknikleri: Satış ekipleri için
s) Satın alma Teknikleri: satın alma birimi için; ş) FMEA Eğitimi: Otomotiv sektörü;
t) PPAP Eğitimi: Otomotiv sektörü;
u) İPK Eğitimi: Proseslerin kontrolü ve geliştirilmesi;
ü) 8D Eğitimi: Otomotiv sektörü;
v) Kaynak Eğitimi: Mevcut kaynak teknikleri ve nasıl yapıldığının anlatımı;
y) Proses Ölçümleri Eğitimi: Proseslerin kontrolü, denetlenmesi ve geliştirilmesi;
z) Sosyal Sorumluluk Eğitimi…
Hizmetlerini vermekteyim. Saygılarımla. Volkan Demir (Metalurji Mühendisi, ISO 9001 Baş Denetçisi - IRCA )” A’dan Z’ye her şeyi öğreten üstada cevaben “Tek kişilik Ordu gibisiniz” diye yazmıştım… O da “Yılların birikimi ve tecrübesi diyelim” diye geri dönmüştü…. İlk karşılaşmamızda ona Algılama Yönetimi’nin en önemli ilkelerinden birini anlatmaya çalışırım herhalde: “Fazla olan yanlıştır!”
Mesleki Yeterlilik Belgelendirme (yetkilendirme) meselesi henüz tam çözülmediği için, aklına gelenin, ya da bu işte para var diye düşünen herkesin mal bulmuş mağribi gibi atladığı mesleklerden biri de şu yaşam koçluğu denilen iş… Üniversiteyi yeni bitirmiş arkadaşlardan bazı sınırsız sorumsuz haddini bilmeme yarışı içinde olan ‘kolaycı’ tayfasından zırt pırt şöyle sorular gelir:”Hocam yaşam koçu olarak çalışmak istiyorum. Ne yapayım?…
” Bu soru karşısında apışıp kalırdım… Artık yanıtını biliyorum…
“Git bilmem ne kursuna yazıl; bir haftada maksimum 40 saatte sana ‘Yaşam Koçu Sertifikası’ veriliyor. Fiyatı da şunun şurasında 3.500 ile 7.000 lira arasında değişiyormuş. Boş yokmuş. Herkes alıyormuş sertifikayı. Sonra da saati 100 TL ile 1.000 $ arasında değişen fiyatlarla ‘hizmet vermeye’ başlıyormuşsun. Sektör büyüklüğünün 25-30 milyon dolara (toplam PR sektörünün yaklaşık yarısı) ulaştığı tahmin ediliyormuş. Allah’ın bir ‘yürü ya kulum!’ demesine bakıyormuş iş… Tahmin edilebileceği gibi felaket bir durum… Ben bunları yazınca Kerim Ün bey, bilgisayarın başına geçip şu mesajı yollamış… Ben ilgiyle okudum. Sizinle paylaşmak istedim. ‘Yaşam Koçluğu’ da bir tür ilişki ve iletişim yönetimi disiplini. O nedenle de Marketing Türkiye’nin kapsadığı alanın içine, dolayısıyla konularımızın tam ortasına girebilir: “Sayın Saydam, Uzun süredir komedi düzeyine gelmiş bu yaşam koçluğu meselesine dikkat çekmeniz çok önemli. Benim kişisel değerlendirmem bu işin klasik psikanaliz ve psikoterapinin uzantısı olduğu yönünde. Klasik psikanaliz yıllara yayılan bir süreç. Daha sonra özellikle Kuzey Amerika kökenli davranışçı terapi metotları geldi. Dinamik terapiler, grup terapileri aylara hatta yıllara yayılan seanslara sığar hale geldi. Çünkü mühim olan üretim aracı olan insanın üretici gücünün devamlı kılınmasıydı. Koçluk meselesi de artık bu işin profesyonellerin elinden çıkıp nasıl olursa olsun bireyin üretim faaliyetini devamlı kılmak ve bu işi hap seanslara indirgemek anlamına geliyor. İşin endüstriyel boyutuna gelince; toplam kalite yaklaşımının artık kalite unsurunun her alanına el atmış olmasıdır. Toplam kalite anlayışında kalite güvencesini sağlayan her unsur dikkate alınır. Önceleri yalın üretim, sonrasında yalın yönetime eşlik eden MIS (management information system), sonrasında BPR (business process reengineering) ve bu sürece son kullanıcıyı ekleyen CRM metotları geldi (müşterinin ruhuna hitap et!). Şimdi ise bu, bana göre maskaralığın son halkası olan, üreten insanın daha etkin ve daha ucuz şekilde üretim gücünü devam ettirmesi için “Yaşam Koçluğu” denilen, sözde üretim dışını düzenleyen zevzeklik ortaya çıkmıştır. Herkesi bir motor misali rektifiye etmeye yönelik, psikiyatri dışı bu alan tıp ve bilimden uzaklaşarak gittikçe hizmet sektörünün bir kolu olmuştur. Aslında meşhur slogan “Eğitim şart!”ın en ironik hali denilebilir buna.” Görüleceği üzere şu Yaşam Koçluğu işinin daha da maskara hale gelmemesi için Yaşam Koçlarının bir şeyler yapma vakti gelmiştir ve geçmektedir…
Tek kişilik ordu gibi...
Başarının üç tane sırrı varmış, bilirsiniz: İrade, Beceri ve Odaklanma… Kendilerine bizim de içinde bulunduğumuz sektörde yer arayanların yapmaları gereken de, hangi süreci yönetiyorlarsa yönetsinler mutlaka bu üç alanı hayata geçirebilmektir… Bize hem linked-in’den hem de diğer kanallardan ulaşan bir kardeşimiz bakın ısrarla ne diyor: İhtiyaç dahilinde aşağıdaki konular hakkında yardımcı olabilirim
1) Danışmanlık Hizmetleri
a) Yatırım Danışmanlığı: Yapılacak olan yatırımların fizibilitesi, projesi, hibe kredi uygunluğu ve başvuru süreci, desteklenme süreci ve yatırımın faaliyete geçirilme aşamasına kadar danışmanlık hizmetinin verilmesi
b) Yönetim danışmanlığı: Firmaların yönetim sistemlerinin oluşturulması, yapının sisteme uygun hale getirilmesi, eğitimlerin verilmesi
c) Hibe ve Proje Yönetim Danışmanlığı: Firmaların yaptığı işe uygun olarak AB, KOSGEB, TÜBİTAK hibe ve projelerinin oluşturulması, başvuru ve değerlendirme aşamaları ve sonuca kadar desteklenmesi.
d) Kalite Sistem Danışmanlığı: ISO 9001, 14001, 18001, 16949 sistemlerinin kurulması, belgelendirilmesi, sistemin performans ölçümleri, denetlenmesi, yapıya uygun hale getirilmesi ve gerekli eğitimlerin verilmesi.
e) Kurumsal Danışmanlık: Aile şirketlerinde kurumsal zihniyet kazandırılması, kurumsallaşma süreci ve denetlenmesi, Kurumsal firmaların performans ölçümleri, süreçlerinin geliştirilmesi.
2) Eğitim Hizmetleri
a) ISO Eğitimleri: 9001, 14001, 18001 temel, dokümantasyon ve genel eğitimleri;
b) İletişim ve Beden Dili: İletişim kurma teknikleri ve Beden dilini kullanma;
c) Bireysel Motivasyon: Bireyin iş hayatındaki motivasyonunu sağlama teknikleri anlatımı;
d) Liderlik: Bireyin yönetici ve lider olması yönünde atacağı adımların anlatımı;
e) Mükemmellik Modeli;
f) Etkili İletişim ve Sunum Teknikleri,
g) Altı Sigma: Süreçlerin izlenmesi ve geliştirme yöntemi;
h) I.M.D.S Eğitimi;
i) İş Yerinde Riskler Eğitimi: İş yerinde risklerin ve müdahalenin temel anlatımı;
k) Swot analizi Eğitimi: Şirketlerin kendi sistemlerini ve rakiplerini analiz etme yöntemi;
m) Maliyet Düşürme Teknikleri Eğitimi: Uygulanabilecek maliyet düşürme teknikleri anlatımı;
n) Kaizen Eğitimi;
o) Kalibrasyon Eğitimi: Kullanılan kalibrasyon teknikeri ve uygulama anlatımı;
p) 5S Eğitimi: Çalışma ortamında düzenin oluşturulması eğitimi;
r) Teklif Hazırlama Teknikleri: Satış ekipleri için
s) Satın alma Teknikleri: satın alma birimi için; ş) FMEA Eğitimi: Otomotiv sektörü;
t) PPAP Eğitimi: Otomotiv sektörü;
u) İPK Eğitimi: Proseslerin kontrolü ve geliştirilmesi;
ü) 8D Eğitimi: Otomotiv sektörü;
v) Kaynak Eğitimi: Mevcut kaynak teknikleri ve nasıl yapıldığının anlatımı;
y) Proses Ölçümleri Eğitimi: Proseslerin kontrolü, denetlenmesi ve geliştirilmesi;
z) Sosyal Sorumluluk Eğitimi…
Hizmetlerini vermekteyim. Saygılarımla. Volkan Demir (Metalurji Mühendisi, ISO 9001 Baş Denetçisi - IRCA )” A’dan Z’ye her şeyi öğreten üstada cevaben “Tek kişilik Ordu gibisiniz” diye yazmıştım… O da “Yılların birikimi ve tecrübesi diyelim” diye geri dönmüştü…. İlk karşılaşmamızda ona Algılama Yönetimi’nin en önemli ilkelerinden birini anlatmaya çalışırım herhalde: “Fazla olan yanlıştır!”