Perhiz ve lahana turşusu
25 MART 2007
Eskilerin bir lafı vardır. Bayılırım: “Ne oldum, demeyeceksin; ne olacağım, diyeceksin!..”
Ben bilmiyordum. Neyi?.. İkisini de... CHP Başkanı Deniz Baykal’ın İslam özel sektörünü teşvik anlaşmasıyla ilgili tasarıyı “Dine göre teşvik olmaz” diyerek eleştirdiğini de bilmiyordum; İslam Kalkınma Bankası’nın, içinde “Şeriat esaslarına göre yönetilir” yazan kuruluş belgesini aslanlar gibi, bizzat imzaladığını da... Yeni Şafak, dün belgelerdeki imzaların fotoğrafını yayınlayınca öğrendim...
O dönemde imzanın nedeni sorulmuş kendisine. Demiş ki: “Evet doğrudur. Türkiye adına benim imzam var. O ülkelerin şeriatla yönetilmesinden bize ne? Biz ticaretimize bakarız”...
Bizi tanımayan CHP’li dostlar için küçük bir bilgi notu: Neredeyse yedi ceddimiz CHP’lidir. CHP ile hiçbir sorunum yoktur. Benim eleştirim CHP’nin algılamasını aşağıya çektiği, araştırmalarla kanıtlanmış olan Başkan’a... Hani hepsi için, ‘uydurma’ ve ‘yanlış’ denen araştırmalarla. Hani CHP’li olduğu tescilli araştırmacıların da yaptığı hata dolu (!) ölçümlemelerle...
Bazıları, “Baykal’ı eleştirerek CHP’ye zarar veriyorsun”, diyorlar. Hayır, esas ‘eyyamcılar’ zarar veriyor partiye. Ak Parti’nin yerini sağlamlaştıran da, solda ittifakın köküne kibrit suyu eken de aynı politikalar...
Önce çevreyi kirletmediğine inanmalıyız
Dün gazetelerde küçük bir haber vardı. Gözden kaçmış olabilir. Hatırlatalım. Akkök Şirketler Grubu (Akmerkez de onların) firmalarından Aksa Akrilik Kimya Sanayi Genel Müdürü Mustafa Yılmaz, şirketin 2007 yılındaki yatırımlarının 93.8 milyon doları bulacağını söylemiş. Şirketin geçen yılki yatırımı 27.4 milyon dolarmış...
Aferin Aksa’ya... İnşallah gelecek yıl 938 milyon dolarlık yatırım yapar...
Oysa Aksa denince benim aklıma yatırım değil, çevre kirliliği; Yalova yakınlarındaki tesislerde kanserojen etkili zehirli atıklar; Yalova belediyesi ile ilişkileri üzerine yazılanlar geliyor.
Akkök Şirketler Grubu önce bu çevre katliamında ne durumda olduğunu, insanları zehirlediği iddia edilen atıkları ne yaptığını anlatmalı. Ama iyi anlatmalı. Herhangi bir tereddüde, zihin karışıklığına izin vermeyecek şekilde açıklamalı. Yoksa İTO’dan çevre ödülü falan alarak olmuyor bu işler... Aksa iyice kurtulsun üzerindeki iddialardan; sonra yatırım haberlerini kıvançla okuruz.
Fazıl Say’a nasihat!
Eş dediğin böyle olur...
Fazıl Say kalkmış demiş ki: “Bir buçuk yıl boyunca gece karımın yanında yatarken bir mucize olsa da boşansak diye düşünürdüm”...
Eski eşine sormuşlar: “Ne dersiniz?”
Yanıt, ‘büyük’ bir kadının yanıtı: “Böyle bir açıklama karşısında her insan üzülür. Ama hayatta her şeyin bir sebebi vardır. Fazıl böyle konuştuğuna göre bir bildiği vardır herhalde... Bence bu konuyu onunla konuşun. Çünkü bu durum benim fena halde özelim!”
Helal olsun size Gülyar Hanım...
Türkiye’nin gururu olarak konumlanmayı hâlâ hak ettiğine inandığım Fazıl Say Bey’e bir Ali Ağabey nasihati:
Fazıl kardeşim, biraz biyografi oku. Senin gibi dahilerin yaşam öykülerini falan. Tarihe mal olmuş insanlara bir bak bakalım; kaçı işinden gücünden konuşmuş, kaçı özel hayatından, yatağından?.. Takdir ettiğin insanların çoğunluğu nasıl davranmış? O zaman eşinin ve benim ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaksın.
Perşembeye TV’de Düello var!
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile Hürriyet yazarı Emin Çölaşan’ın süregelen polemikleri her ikisine de ‘rating’ getiriyor. Sadece birine değil. Başka ne işe yarıyor bilemem. Çünkü salt bu yüzden ne Gökçek’in oy oranı değişiyor, ne de Çölaşan’ın okur sayısı artıp azalıyor.
Çölaşan, Başkan’a karşı açtığı mücadele bayrağını hiçbir zaman elden bırakmadı. Başkan da Ankaralılara bedava döner dağıtırken,“Bu yemekler Çölaşan’dan. Ona karşı kazandığım tazminat davalarından gelen paralarla size döner ısmarlıyorum” gibi açıklamalar yapmayı...
Bu sefer rating’leri tavan yapacak herhalde. Çünkü sanki Gökçek ilk kez Çölaşan’ı kızdırmayı başarmış. Emin Bey, tahriklere kapılmış. Başkan’ın TV’de kozları paylaşma teklifini kabul etmiş.
Gökçek’in Emin Bey’in sabrını taşıran iddiası şu: “Çölaşan’ın 9 milyon Dolar’ı varmış... Emin Çölaşan’a yurt dışından üç kez para havalesi gelmiş. Gönderen de bilinmiyormuş!” İddia vahim aslında. Ama yine de iletişim açısından Emin Bey’in bu iddiayı ciddiye alması yanlış. Dünkü köşesinde “Gel Bakalım Melih!” başlığıyla yazdığı yazıda Melih Gökçek’i perşembe akşamı 22.00’de TV’de bir tür düelloya, iddialarını ispata çağırması da hatalı... Bu tartışmanın kazanını olmaz. Millet eğlenir, hepsi o kadar.
Kenan Doğulu tamamdır!
Bizi okuyanlar bilir. Turkcell’in başta Cellocan’lar olmak üzere pek çok kampanyasını son derece başarılı bulduğumu yazar dururum. Bir tek kampanyasını da oldum olası ‘doğru’ bulmam. Önce Shubuo diye başlayan sonra Turkcell-im diye devam eden hizmetlerin iletişiminde hep bir sorun vardı.
Canı sıkılan adam kadar can sıkıcı bir reklam olmazdı. Neresinden tutsam elimde kalıyordu.
Bu süreçte Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Filiz Karagül Tüzün benim serzenişlerimi hep sabırla dinlemiştir.
Filiz Hanım’a iyi haber! En azından bu konuda benden kurtulduğunu müjdeleyebilirim. Çünkü Kenan Doğulu ve yeni düzenlemeyle Canı Sıkılan Adam çok cana yakın, sıcacık bir hal almış. Sanki sihirli bir el değmiş projeye. Tebrikler Filiz Hanım, hepimize geçmiş olsun!..
Önce çevreyi kirletmediğine inanmalıyız
DÜN gazetelerde küçük bir haber vardı. Gözden kaçmış olabilir. Hatırlatalım. Akkök Şirketler Grubu (Akmerkez de onların) firmalarından Aksa Akrilik Kimya Sanayi Genel Müdürü Mustafa Yılmaz, şirketin 2007 yılındaki yatırımlarının 93.8 milyon doları bulacağını söylemiş. Şirketin geçen yılki yatırımı 27.4 milyon dolarmış... Aferin Aksa’ya... İnşallah gelecek yıl 938 milyon dolarlık yatırım yapar... Oysa Aksa denince benim aklıma yatırım değil, çevre kirliliği; Yalova yakınlarındaki tesislerde kanserojen etkili zehirli atıklar; Yalova belediyesi ile ilişkileri üzerine yazılanlar geliyor. Akkök Şirketler Grubu önce bu çevre katliamında ne durumda olduğunu, insanları zehirlediği iddia edilen atıkları ne yaptığını anlatmalı. Ama iyi anlatmalı. Herhangi bir tereddüde, zihin karışıklığına izin vermeyecek şekilde açıklamalı. Yoksa İTO’dan çevre ödülü falan alarak olmuyor bu işler... Aksa iyice kurtulsun üzerindeki iddialardan; sonra yatırım haberlerini kıvançla okuruz.
Ben bilmiyordum. Neyi?.. İkisini de... CHP Başkanı Deniz Baykal’ın İslam özel sektörünü teşvik anlaşmasıyla ilgili tasarıyı “Dine göre teşvik olmaz” diyerek eleştirdiğini de bilmiyordum; İslam Kalkınma Bankası’nın, içinde “Şeriat esaslarına göre yönetilir” yazan kuruluş belgesini aslanlar gibi, bizzat imzaladığını da... Yeni Şafak, dün belgelerdeki imzaların fotoğrafını yayınlayınca öğrendim...
O dönemde imzanın nedeni sorulmuş kendisine. Demiş ki: “Evet doğrudur. Türkiye adına benim imzam var. O ülkelerin şeriatla yönetilmesinden bize ne? Biz ticaretimize bakarız”...
Bizi tanımayan CHP’li dostlar için küçük bir bilgi notu: Neredeyse yedi ceddimiz CHP’lidir. CHP ile hiçbir sorunum yoktur. Benim eleştirim CHP’nin algılamasını aşağıya çektiği, araştırmalarla kanıtlanmış olan Başkan’a... Hani hepsi için, ‘uydurma’ ve ‘yanlış’ denen araştırmalarla. Hani CHP’li olduğu tescilli araştırmacıların da yaptığı hata dolu (!) ölçümlemelerle...
Bazıları, “Baykal’ı eleştirerek CHP’ye zarar veriyorsun”, diyorlar. Hayır, esas ‘eyyamcılar’ zarar veriyor partiye. Ak Parti’nin yerini sağlamlaştıran da, solda ittifakın köküne kibrit suyu eken de aynı politikalar...
Önce çevreyi kirletmediğine inanmalıyız
Dün gazetelerde küçük bir haber vardı. Gözden kaçmış olabilir. Hatırlatalım. Akkök Şirketler Grubu (Akmerkez de onların) firmalarından Aksa Akrilik Kimya Sanayi Genel Müdürü Mustafa Yılmaz, şirketin 2007 yılındaki yatırımlarının 93.8 milyon doları bulacağını söylemiş. Şirketin geçen yılki yatırımı 27.4 milyon dolarmış...
Aferin Aksa’ya... İnşallah gelecek yıl 938 milyon dolarlık yatırım yapar...
Oysa Aksa denince benim aklıma yatırım değil, çevre kirliliği; Yalova yakınlarındaki tesislerde kanserojen etkili zehirli atıklar; Yalova belediyesi ile ilişkileri üzerine yazılanlar geliyor.
Akkök Şirketler Grubu önce bu çevre katliamında ne durumda olduğunu, insanları zehirlediği iddia edilen atıkları ne yaptığını anlatmalı. Ama iyi anlatmalı. Herhangi bir tereddüde, zihin karışıklığına izin vermeyecek şekilde açıklamalı. Yoksa İTO’dan çevre ödülü falan alarak olmuyor bu işler... Aksa iyice kurtulsun üzerindeki iddialardan; sonra yatırım haberlerini kıvançla okuruz.
Fazıl Say’a nasihat!
Eş dediğin böyle olur...
Fazıl Say kalkmış demiş ki: “Bir buçuk yıl boyunca gece karımın yanında yatarken bir mucize olsa da boşansak diye düşünürdüm”...
Eski eşine sormuşlar: “Ne dersiniz?”
Yanıt, ‘büyük’ bir kadının yanıtı: “Böyle bir açıklama karşısında her insan üzülür. Ama hayatta her şeyin bir sebebi vardır. Fazıl böyle konuştuğuna göre bir bildiği vardır herhalde... Bence bu konuyu onunla konuşun. Çünkü bu durum benim fena halde özelim!”
Helal olsun size Gülyar Hanım...
Türkiye’nin gururu olarak konumlanmayı hâlâ hak ettiğine inandığım Fazıl Say Bey’e bir Ali Ağabey nasihati:
Fazıl kardeşim, biraz biyografi oku. Senin gibi dahilerin yaşam öykülerini falan. Tarihe mal olmuş insanlara bir bak bakalım; kaçı işinden gücünden konuşmuş, kaçı özel hayatından, yatağından?.. Takdir ettiğin insanların çoğunluğu nasıl davranmış? O zaman eşinin ve benim ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaksın.
Perşembeye TV’de Düello var!
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile Hürriyet yazarı Emin Çölaşan’ın süregelen polemikleri her ikisine de ‘rating’ getiriyor. Sadece birine değil. Başka ne işe yarıyor bilemem. Çünkü salt bu yüzden ne Gökçek’in oy oranı değişiyor, ne de Çölaşan’ın okur sayısı artıp azalıyor.
Çölaşan, Başkan’a karşı açtığı mücadele bayrağını hiçbir zaman elden bırakmadı. Başkan da Ankaralılara bedava döner dağıtırken,“Bu yemekler Çölaşan’dan. Ona karşı kazandığım tazminat davalarından gelen paralarla size döner ısmarlıyorum” gibi açıklamalar yapmayı...
Bu sefer rating’leri tavan yapacak herhalde. Çünkü sanki Gökçek ilk kez Çölaşan’ı kızdırmayı başarmış. Emin Bey, tahriklere kapılmış. Başkan’ın TV’de kozları paylaşma teklifini kabul etmiş.
Gökçek’in Emin Bey’in sabrını taşıran iddiası şu: “Çölaşan’ın 9 milyon Dolar’ı varmış... Emin Çölaşan’a yurt dışından üç kez para havalesi gelmiş. Gönderen de bilinmiyormuş!” İddia vahim aslında. Ama yine de iletişim açısından Emin Bey’in bu iddiayı ciddiye alması yanlış. Dünkü köşesinde “Gel Bakalım Melih!” başlığıyla yazdığı yazıda Melih Gökçek’i perşembe akşamı 22.00’de TV’de bir tür düelloya, iddialarını ispata çağırması da hatalı... Bu tartışmanın kazanını olmaz. Millet eğlenir, hepsi o kadar.
Kenan Doğulu tamamdır!
Bizi okuyanlar bilir. Turkcell’in başta Cellocan’lar olmak üzere pek çok kampanyasını son derece başarılı bulduğumu yazar dururum. Bir tek kampanyasını da oldum olası ‘doğru’ bulmam. Önce Shubuo diye başlayan sonra Turkcell-im diye devam eden hizmetlerin iletişiminde hep bir sorun vardı.
Canı sıkılan adam kadar can sıkıcı bir reklam olmazdı. Neresinden tutsam elimde kalıyordu.
Bu süreçte Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Filiz Karagül Tüzün benim serzenişlerimi hep sabırla dinlemiştir.
Filiz Hanım’a iyi haber! En azından bu konuda benden kurtulduğunu müjdeleyebilirim. Çünkü Kenan Doğulu ve yeni düzenlemeyle Canı Sıkılan Adam çok cana yakın, sıcacık bir hal almış. Sanki sihirli bir el değmiş projeye. Tebrikler Filiz Hanım, hepimize geçmiş olsun!..
Önce çevreyi kirletmediğine inanmalıyız
DÜN gazetelerde küçük bir haber vardı. Gözden kaçmış olabilir. Hatırlatalım. Akkök Şirketler Grubu (Akmerkez de onların) firmalarından Aksa Akrilik Kimya Sanayi Genel Müdürü Mustafa Yılmaz, şirketin 2007 yılındaki yatırımlarının 93.8 milyon doları bulacağını söylemiş. Şirketin geçen yılki yatırımı 27.4 milyon dolarmış... Aferin Aksa’ya... İnşallah gelecek yıl 938 milyon dolarlık yatırım yapar... Oysa Aksa denince benim aklıma yatırım değil, çevre kirliliği; Yalova yakınlarındaki tesislerde kanserojen etkili zehirli atıklar; Yalova belediyesi ile ilişkileri üzerine yazılanlar geliyor. Akkök Şirketler Grubu önce bu çevre katliamında ne durumda olduğunu, insanları zehirlediği iddia edilen atıkları ne yaptığını anlatmalı. Ama iyi anlatmalı. Herhangi bir tereddüde, zihin karışıklığına izin vermeyecek şekilde açıklamalı. Yoksa İTO’dan çevre ödülü falan alarak olmuyor bu işler... Aksa iyice kurtulsun üzerindeki iddialardan; sonra yatırım haberlerini kıvançla okuruz.