PKK’nın adayı Kılıçdaroğlu
29 nisan 2023 yeni şafak
HDP, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hangi adayı destekleyeceğini bu hafta açıklayacaktı. Malumu ilam edeceklerdi yani… Aslında ‘emri’ çoktan almışlardı. ABD’nin Kandil üzerinden gönderdiği talimat açıktı: Kılıçdaroğlu’nu ve Millet İttifakı’nı destekleyin! Bunu, PKK’nın sözde üst yönetimi defalarca video yayınlayarak dile getirdi…
Bir gazeteci, resmî açıklamayı beklememiş ve HDP eş başkanlarından Mithat Sancar’la telefonda görüşmüş. Sancar kendisine açıkça ifade etmiş: “Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı verdik.”
Bizce buraya kadar haber değeri yok… Çünkü daha önce de ima etmişlerdi… İplerini ellerinde tutanlar da altını çizip duruyorlardı. Bizce haber değeri, konuşmanın yorumunda gizli… Sancar ile görüşmesini anlatan gazeteci, Sancar’ın, Kılıçdaroğlu ile hedeflerinin örtüştüğünü, bu nedenle de onu destekleyeceklerini söylediğini belirtti.
Bu ‘örtüşmenin’ de haber değeri yok… Çünkü HDP’nin 11 maddelik tutum belgesi ile Şeamet İttifakı’nın ortak mutabakat metninin bire bir örtüştüğünü CHP’li Sezgin Tanrıkulu dâhil, herkes biliyor…
Şimdi haber değeri olan kısma geldik işte! Olay TV’de şöyle yorumlanıyor: “PKK terör örgütü de açıklamalarıyla AK Parti’nin elini güçlendiriyor; ona malzeme sunuyor. Asıl problem orada. Muhalefeti, iktidarın sıkıştırdığı açıklamalar Kandil’den yapılan açıklamalar… Burada belirleyici olan HDP’nin tutumu değil, art arda Kandil adına yapılan açıklamalar.”
Yani demeye getiriyorlar ki; Kandil sussa her şey çok güzel olacak… Yani, sorun Kandil’in söylediklerinde değil, söylemesinde… “Şimdi iktidar Kılıçdaroğlu’ndan ‘HDP’nin adayı diye bahsedecek” diye de hayıflanıyorlar… Yani mesele içerik değil de iletişimle ilgili…
Şeamet İttifakı’nın, PKK’nın ve HDP’nin kendilerini nasıl konumladıkları ile ilgili hiçbir sorunu yok… Hedefe kilitlenmişler. Her şey mübah…
Öte yandan, Sancar haberine yapılan yorumlarda daha önce de rastladığımız bir sendrom tekrar görünür oldu…
HDP’nin Türkiye’nin tüm ortak çıkarları konusunda, Prof. Dr. Barış Doster’in de dediği gibi “Washington’ın, Berlin’in, Brüksel’in ya da Londra’nın yanında yer alması” bazılarını hiç rahatsız etmiyor.
PKK’nın HDP’ye talimatlar yağdırması kimi milletvekili adayı yapacağını söylemesi de “Aslında no problem!”
O hâlde sorun ne? Sorun, bunun dillendirilmesi… Kandil bi’ sussa, ah şu durumu bi’ çaktırmasa da bu sendromlular bi’ rahat yüzü görse!..
Günün sözü
" Şecaat arz ederken merd-i kıbtî sirkatin söyler."
Koca Ragıp Paşa
Gözümüze takılanlar…
Bir gazeteci, resmî açıklamayı beklememiş ve HDP eş başkanlarından Mithat Sancar’la telefonda görüşmüş. Sancar kendisine açıkça ifade etmiş: “Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı verdik.”
Bizce buraya kadar haber değeri yok… Çünkü daha önce de ima etmişlerdi… İplerini ellerinde tutanlar da altını çizip duruyorlardı. Bizce haber değeri, konuşmanın yorumunda gizli… Sancar ile görüşmesini anlatan gazeteci, Sancar’ın, Kılıçdaroğlu ile hedeflerinin örtüştüğünü, bu nedenle de onu destekleyeceklerini söylediğini belirtti.
Bu ‘örtüşmenin’ de haber değeri yok… Çünkü HDP’nin 11 maddelik tutum belgesi ile Şeamet İttifakı’nın ortak mutabakat metninin bire bir örtüştüğünü CHP’li Sezgin Tanrıkulu dâhil, herkes biliyor…
Şimdi haber değeri olan kısma geldik işte! Olay TV’de şöyle yorumlanıyor: “PKK terör örgütü de açıklamalarıyla AK Parti’nin elini güçlendiriyor; ona malzeme sunuyor. Asıl problem orada. Muhalefeti, iktidarın sıkıştırdığı açıklamalar Kandil’den yapılan açıklamalar… Burada belirleyici olan HDP’nin tutumu değil, art arda Kandil adına yapılan açıklamalar.”
Yani demeye getiriyorlar ki; Kandil sussa her şey çok güzel olacak… Yani, sorun Kandil’in söylediklerinde değil, söylemesinde… “Şimdi iktidar Kılıçdaroğlu’ndan ‘HDP’nin adayı diye bahsedecek” diye de hayıflanıyorlar… Yani mesele içerik değil de iletişimle ilgili…
Şeamet İttifakı’nın, PKK’nın ve HDP’nin kendilerini nasıl konumladıkları ile ilgili hiçbir sorunu yok… Hedefe kilitlenmişler. Her şey mübah…
Öte yandan, Sancar haberine yapılan yorumlarda daha önce de rastladığımız bir sendrom tekrar görünür oldu…
HDP’nin Türkiye’nin tüm ortak çıkarları konusunda, Prof. Dr. Barış Doster’in de dediği gibi “Washington’ın, Berlin’in, Brüksel’in ya da Londra’nın yanında yer alması” bazılarını hiç rahatsız etmiyor.
PKK’nın HDP’ye talimatlar yağdırması kimi milletvekili adayı yapacağını söylemesi de “Aslında no problem!”
O hâlde sorun ne? Sorun, bunun dillendirilmesi… Kandil bi’ sussa, ah şu durumu bi’ çaktırmasa da bu sendromlular bi’ rahat yüzü görse!..
Günün sözü
" Şecaat arz ederken merd-i kıbtî sirkatin söyler."
Koca Ragıp Paşa
Gözümüze takılanlar…
- 4. Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Zirvesi’nde konuşan VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin, “Türkiye’de 23 milyon hanenin yüzde 80’i boşa enerji tüketiyor” demiş. Bu, toplam enerji sarfiyatının %45’i demekmiş. Kompozit malzemelerin binalara doğru uygulanmasıyla doğalgaz faturalarını %50’ye kadar düşürmek mümkünmüş. Böylece, her yıl enerjiden 5-7 milyon dolar arasında tasarruf edilebilirmiş. Alkin, binalarda tasarrufu sağlayacak bu yatırımın 3 yıl içerisinde kendini amorti edebildiğini belirtmiş. Enerji tasarrufunun şahsi olduğu kadar millî de bir mesele olduğunu algılayabilsek keşke… (Sezen Mutlu Cingiz, Eti)
- Bitcoin ve kriptopara alım satım platformu BtcTurk, deprem bölgesi için kamu kurumları ve STK’larla iş birliğini sürdürüyormuş. “Biriz Beraberiz” kampanyasında AFAD, AKUT, Kızılay, Ahbap Derneği, Hayata Destek Derneği, İhtiyaç Haritası, Nef Vakfı, Temel İhtiyaç Derneği ve Toplum Gönüllüleri Vakfı için oluşturulan kriptopara cüzdanlarında toplanan bağış miktarı 76 milyon TL’yi aşmış. Türk Lirası varlıklar üzerinden bağışlar kadar miktarı da BtcTurk ekliyormuş. “Unutmuyoruz” sözünün samimi algılanması için bu desteklerin sürmesi çok önemli. (Çiğdem Erdin, Effect BCW)
- Türk Telekom, Türkiye Futbol Federasyonu ile iş birliği yaparak, eSüper Lig’in isim sponsoru ve resmi yayıncısı olmuş. İletişim çalışmalarının en büyük gücü ‘sağlam’ bir dayanaktır. Başka bir deyişle “İçerik kraldır”… Marka vaatleri arasında “dijital dönüşümde öncü” olmayı sahiplenen Türk Telekom, eFutbol’a yaptığı bu yatırımla iş hedefleri ve iletişim hedeflerini paralel olarak yürütmeyi amaçlıyor. (Özlem Temana, Lorbi)
- Altınbaş Üniversitesi “Cumhuriyetin 100. Yılında Sürdürülebilir Marka” konferansını düzenlemiş. Etkinlikte konuşan Rektör Prof. Dr. Çağrı Erhan, markaların sürdürülebilir olması için gerekli unsurları şöyle sıralamış: “Hedef ve Amaç Belirlemek, Liderlik, Doğru Koşullar, Zamanın ruhunu yakalamak ve Bağ Kurmak”… Bu unsurlar sadece büyük firmalar için değil, ülkemizdeki işletmelerin kahir çoğunluğunu oluşturan KOBİ’ler için de geçerlidir. (Selin Sinangil)