Ali Saydam
  • TV Programları
  • Basından
  • Hayatımı Zenginleştirenler
  • Yazılarım
    • Yeni Şafak Gazetesi
    • Marketing Türkiye
    • Z Raporu / Derin Ekonomi
    • TIMREPORT
    • Sabah Gazetesi
    • Akşam Gazetesi
    • Akşam Kitap Eki
    • Diğer
  • Kitaplarım
    • Algılama Yönetimi
    • Eş ve Müşteri Nasıl Kaybedilir?
    • İktidar Yalnızlıktır
    • Vazgeçmek Özgürlüktür
    • Perception Management
    • How to Lose Wives and Clients
    • Wahrnehmungs Management
  • Biyografi
  • Galeri
    • Video Galeri
  • İletişim

Popüler kültürde bağımsızlık olmaz…

30.10.2014 Marketing Türkiye

“Kurtlar Vadisi” (“Pusu” ve “Filistin”) son dönemde başlamış olan “Reaksiyon” çok başarılı işlerdir. Beğenirsiniz beğenmezsiniz, o sizin şahsi tercihinizdir, ancak bu tür işlerin hatta yurt dışında büyük iş yapan bazı Türk dizilerinin algılama yönetimine hizmet ettiği, devlet politikalarının ve milli kültürümüzün yurt içinde ve dışında ifade olanağı bulmasına katkı sağladıkları tartışılmaz.

Bir lüzumsuz komplekstir gider şu sinemamızda. Bir “bağımsızlık” iddiası vardır ki, sormayın gitsin… Perde arkasını ve hayatın gerçek­lerini, hele de Hollywood realitesini biraz anlayanlar bu “kasma” vaziyetinden kolay kurtulurlar da, berikiler hayıflanır, çırpınır durur, “bağımsızım da bağımsızım” diye. Sanki bu toplum düzeninde, serbest piyasa ekonomisinde, pazar koşullarında mutlak bir bağımsızlık varmış gibi…

ABD Vietnam’da ciddi bir yenilgi alır, yer­lerde sürünür. Arkasından Rambo’yu çıka­rır Hollywood’a, Rambo gider bütün Viet­namlılar’ı döver… Yetmez; Rambo’yu bu sefer Afganistan’a yollarlar. Orada da Rus­lar’ı tek başına perişan eder. 

11 Eylül saldırısının ardından çekilmiş, baş­rolünü Kiefer Sutherland’in oynadığı “24” adlı dizi de bir tür “iade-i itibar” operasyo­nu doğrultusunda yürütülmüş iletişim faa­liyeti parçasıydı. Hâlâ ilgiyle izleniyor. 

İran’daki ABD elçiliğine baskın düzenlen­mesi ve rehine olayından sonra ABD böl­geye yakın uçak gemisinden kalkan dişine tırnağına kadar silahlı özel birliklerden oluşan helikopter filosunu İran’a yollar. Bunlar, her türlü beceriksizliği yaşayıp, bir ton zayiat vererek gerisin geriye dönerler; ardından bir dolu anti-İran filmi çekilir ve nihayet “Argo” adlı film (Ben Affleck) gelir. Bir CIA ajanının tek başına bütün İran is­tihbarat ve kolluk kuvvetlerini salak yerine koyarak kurtardığı 6 Amerikalı’yı nasıl kur­tardığı anlatılır. Affleck, Oscar alır ve ödülü canlı yayında First Lady takdim eder…

Halkla ilişkiler ve iletişim yönetiminin son 20 yılda en önemli meselesi haline gelmiş olan Kamu Diplomasisi konusunu biraz in­celeyenler bilir ki, hem yurt dışındaki hedef kitlelere hem de kendi halkınıza bazı şeyleri algılatmak için en doğru ve etkili yöntemler­den biri hiç şüphesiz popüler kültürdür.

ABD’nin dünya çapında algılanmasında Hollywood’un oynadığı rolün ABD Dışişleri ve hatta Başkan’ının oynadığı rolden daha etkili olduğunu bilmeyen yoktur. 

17 Aralık operasyonu sürecini konu alan “Kod Adı: K.O.Z” adlı sinema filmi için bir basın toplantısı düzenlen­miş. Toplantıya filmde Recep Tay­yip Erdoğan’ı canlandıracak Orhan Kılıç’ın yanı sıra diğer oyuncular Hazım Körmükçü, Tolga Karel, Ha­kan Ural, Günay Musayeva ve ya­pımcı Uğur Yalçınkaya da katılmış.

Filme yönelik eleştirilere yanıt ve­ren yapımcı bakın ne demiş: “Bu bir aklama çabasıdır, hükümet filmi­dir, yorumları beni gerçekten üzdü. Biz Kültür Bakanlığı’na bile başvur­madık, bütçe istemedik. Hükümet­ten destek aldığımızı ispat eden bir gazeteci olursa, bu sinema filmini çekmeyeceğime söz veririm…”

Recep Tayyip Erdoğan’la görü­şüp görüşmediği sorusu üzerine “Kendisiyle bir görüşmemiz ya da toplantımız olmadı” diyen ya­pımcı, filmin hazırlık sürecinde herhangi bir tehdit alıp almadığı sorusuna ise dikkat çekici bir yanıt verdi: “Bir yıllık yolculukta yaşadı­ğım şeyler var. Bunları anlatsam iki gün yerimizden kalkamayız.” Çekimlerine Kasım ayında başla­nacak “Kod Adı: K.O.Z”un Şubat ayında vizyona girmesi planlanı­yormuş. Yapımcılar K.O.Z’un açılı­mı konusunda da bir gizem yarat­mayı tercih ediyorlarmış… 

Şimdi bu kadar nağmeye ne lüzum var. Bu tasalanma, endişe niye? 1960’larda ilk kez ortaya çıkmış olan “Politkrimi” dedikleri bir tür vardı. Bu türe “belgesel drama” da deniliyordu. Troçki’nin Mek­sika’da Stalin tarafından öldür­tülmesi, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht cinayetleri, Sacco ve Vanzetti’nin trajedisi, İtalyan Agip’in CEO’sunun uçağının İtal­yan mafyasıyla işbirliği yapan ABD petrol şirketleri tarafından uçuş sı­rasında düşürülmesi; Musevilerin Filistin’e yerleştirilmelerini haklı gösteren Exodüs adlı film ve yüz­lercesi… Bunların tamamı bir ara­ya geldiğinde verilecek olan mesaj­lar toplamı, işte o ulus ve ülkeyle ve de o belirli tarihi konuyla ilgili hedeflenen algının oluşmasına hizmet eder.

Bundan gocunmak, çekinmek, sa­vunma refleksine girmek ise bizim kültürel aczimizin ifadesi gibi du­ruyor sanki…

Gazete kullanımında yaratıcılık milli bir meseledir...

Yaklaşık 5,5 yıl önce Marketing Türki­ye’de yazmıştık. Şu “ortak ruhi şekil­lenme” meselesine takmamız var ya, bizim milli kültürümüzü tüm diğer uluslarınkin­den farklılaştıran bazı özelliklerimizden ikisine dikkat çekmeden olmaz. Bu “şekillenme”nin en tipik göstergelerinden biri, “oturma” konusunda gösterdiğimiz “aşırı duyarlılık” meselesine Ka­sım sayımızda işaret etmiştik. Diğerini de şimdi hatırlatalım: Gazete kullanımında sergilediğimiz yaratıcılık…

15 Mart 2009’da verdiğimiz 67’lik listeyi bir kez daha yayınlamakta yarar var. Bakın ne işlere ya­rıyor gazetelerimiz:

1. Kırılacak eşyaları sararsınız

2. Ayakkabı bo­yarken yere serersiniz

3. Sinekleri öldürürsünüz

4. Kedi, köpekleri temizliğe alıştırırsınız

5. Boş baca deliklerini tıkayabilirsiniz

6. Pilavın dem­lenmesi için tencere ile kapağı arasına yerleşti­rirsiniz

7. Kapıya çöp koyarken kova altına se­rebilirsiniz

8. Mutfak raflarına koyabilirsiniz

9. Kışlık, yazlık ayakkabılarınızı ya da çantalarınızı kaldırdığınızda kalıp yerine içlerine koyabilirsi­niz

10. Arabanın zeminine serebilirsiniz

11. Çe­kirdekler için külah yapabilirsiniz

12. Maçlarda veya sokaklarda üzerine oturabilirsiniz

13. Cam­ları parlatarak kurulayabilirsiniz

14. Badana, boya yaparken yerlere serebilirsiniz

15. Patlıcan, patates, biber ya da una bulayıp balık kızarttığı­nızda yağları çektirebilirsiniz

16. Perdesi olma­yan camları kaplayabilirsiniz

17. Sırtınızı ya da göğsünüzü rüzgâra karşı korumak için gömleği­nizle fanilanız arasına yerleştirebilirsiniz

18. Çi­çeklerin toprağını değiştirirken kullanabilirsiniz

19. Yerde hamur açarken etrafa yayabilirsiniz

20. Tayland markalı çayları kafanıza göre har­manlamak için tezgâha serebilirsiniz

21. Uçurt­manıza kuyruk yapabilirsiniz

22. Maçlarda ya da bayram gösterilerinde şapka yapabilirsiniz

23. Kesekâğıdı yapabilirsiniz

24. Mangalı tutuştur­mak için devreye sokabilirsiniz

25. Bidondan de­ponuza benzin boşaltmak için huni olarak kulla­nabilirsiniz

26. Ayakkabıların çıkarıldığı bölüme ya da dairenizin kapısının önüne koyabilirsiniz

27. Çocuklar için gemi, uçak ve tuzluk yapabilir­siniz

28. Biriktirip satabilir aile bütçesine katkıda bulunabilirsiniz

29. Okuyabilirsiniz

30. Kulağını­zın içine su kaçıp ağrıdığında uygulayabileceğiniz müthiş tedavi yöntemidir… Külah yapıp yakarsı­nız bir şeyciğiniz kalmaz(!)

31. Sanata eğiliminiz olsun olmasın, un ve su ile karıştırıp elde edilen malzemeden heykel yaparsınız

32. Top yapabi­lir, oynayabilirsiniz

33. Halıları sarıp kaldırırken ideal ambalaj malzemesidir

34. Ayakkabınız bol geldiğinde işe yarayabilir

35. Film çekimlerinde, tiyatroda ya da eğlenceli oyunlarda para büyük­lüğünde kesip banknotlar arasına yerleştirip, çantaya sıralayarak paralar çokmuş gibi göster­meye çalışabilirsiniz

36. Evde elbise dikimine meraklı bir bayansanız, elbise patronları kes­mek için gazete kâğıdı mükemmel bir çözümdür

37. Ambalaj arasına koymak için en ekonomik çözüm gazetedir

38. Başınızın üstünde tahta simit tepsisi taşırken tepsi ile kafanız arasına koyacağınız kalın yuvarlak ara malzemesini bi­raz da ip kullanarak hangi malzemeden yapabi­leceğinizi sanıyorsunuz?

39. Sallanan masaları dengelemek için işe yarayabilir

40. Dolmalık asma yaprağı kurutmak için ise başka bir şansı­nız yoktur, illa ki aralara gazete kâğıdı koyarsınız

41. Saç keserken sandalyenin etrafına serece­ğiniz en önemli aksesuardır

42. Buzdolabın­da sebze saklamak için gazete çok işe yarar.

43. Maalesef üzücü bir tablo ama trafik kazala­rında ölen kişilerin üzerine gazete örtüldüğünü görüyoruz

44. Gazeteleri önemli olaylarda sırf kalıcı bir arşiv olsun diye insanların biriktirdiği­ni görüyoruz

45. Dekoratif amaçlı kullanılabilir. Pek çok kafede duvar kâğıdı olarak kullanılıyor

46. Büyük puntolu harflerini kesip çocuk oda­sında duvar süsü yapılabilir

47. Çanta mağaza­larında çantaların içi gazete kâğıdı ile doludur

48. Yağmur yağarken şapka niyetine korunursu­nuz

49. Defter, kitap kaplayabilirsiniz

50. Masa örtüsü olur

51. Yelpaze olur

52. Soba tutuşturur

53. Kuş kafesinin içine yayılır

54. Tekel büfe­sinden alınan birayı ya da rakıyı saklamak için idealdir.

55. Müfettiş Gadget iseniz yüzünüzü, okuyormuş havasında arkasına saklayabilirsi­niz

56. Kuponunu kesersiniz.


57. Ekleri eksik gelmiş gazeteler nedeniyle kapıcınıza fırça atar, üstünüzden negatif enerji unsurlarını biraz olsun boşaltırsınız…

58. Oto boyama sanayinde koru­ma malzemesi olarak en geçerlisidir

59. Toplu taşıma araçlarıyla yapılan kişisel nakliyecilikte kullanılan birinci sınıf ayıp örtme malzemesidir

60. Baca temizleme malzemesidir

61. Oto yıka­macılığının vazgeçilemez yıkama sonrası paspas üstü malzemesidir.

62. Sıva altı ve mobilya altı dolgu malzemesidir

63. Sacda yapılan gözleme­lerin altına serilir

64. Manzaralı duvar takvimi yapraklarını rulo yapıp dışına sarmaya yarar

65. Arabaların bagajında canlı hayvan taşırken, altına serilir.

66. Arabada güneşlik olsun diye sı­kıştırılır.

67. Koleksiyon yapılır.

Allah aşkı için, böyle bir gazete kullanım zen­ginliği hangi ülke insanına nasip olmuştur. Bu gerçekliğin ayırdına varmadan bizim ülkemizde ne popüler kültürde başarı elde edilebilir ne de siyasette….
www.alisaydam.com - 2014