Popüler kültürde bağımsızlık olmaz…
30.10.2014 Marketing Türkiye
“Kurtlar Vadisi” (“Pusu” ve “Filistin”) son dönemde başlamış olan “Reaksiyon” çok başarılı işlerdir. Beğenirsiniz beğenmezsiniz, o sizin şahsi tercihinizdir, ancak bu tür işlerin hatta yurt dışında büyük iş yapan bazı Türk dizilerinin algılama yönetimine hizmet ettiği, devlet politikalarının ve milli kültürümüzün yurt içinde ve dışında ifade olanağı bulmasına katkı sağladıkları tartışılmaz.
Bir lüzumsuz komplekstir gider şu sinemamızda. Bir “bağımsızlık” iddiası vardır ki, sormayın gitsin… Perde arkasını ve hayatın gerçeklerini, hele de Hollywood realitesini biraz anlayanlar bu “kasma” vaziyetinden kolay kurtulurlar da, berikiler hayıflanır, çırpınır durur, “bağımsızım da bağımsızım” diye. Sanki bu toplum düzeninde, serbest piyasa ekonomisinde, pazar koşullarında mutlak bir bağımsızlık varmış gibi…
ABD Vietnam’da ciddi bir yenilgi alır, yerlerde sürünür. Arkasından Rambo’yu çıkarır Hollywood’a, Rambo gider bütün Vietnamlılar’ı döver… Yetmez; Rambo’yu bu sefer Afganistan’a yollarlar. Orada da Ruslar’ı tek başına perişan eder.
11 Eylül saldırısının ardından çekilmiş, başrolünü Kiefer Sutherland’in oynadığı “24” adlı dizi de bir tür “iade-i itibar” operasyonu doğrultusunda yürütülmüş iletişim faaliyeti parçasıydı. Hâlâ ilgiyle izleniyor.
İran’daki ABD elçiliğine baskın düzenlenmesi ve rehine olayından sonra ABD bölgeye yakın uçak gemisinden kalkan dişine tırnağına kadar silahlı özel birliklerden oluşan helikopter filosunu İran’a yollar. Bunlar, her türlü beceriksizliği yaşayıp, bir ton zayiat vererek gerisin geriye dönerler; ardından bir dolu anti-İran filmi çekilir ve nihayet “Argo” adlı film (Ben Affleck) gelir. Bir CIA ajanının tek başına bütün İran istihbarat ve kolluk kuvvetlerini salak yerine koyarak kurtardığı 6 Amerikalı’yı nasıl kurtardığı anlatılır. Affleck, Oscar alır ve ödülü canlı yayında First Lady takdim eder…
Halkla ilişkiler ve iletişim yönetiminin son 20 yılda en önemli meselesi haline gelmiş olan Kamu Diplomasisi konusunu biraz inceleyenler bilir ki, hem yurt dışındaki hedef kitlelere hem de kendi halkınıza bazı şeyleri algılatmak için en doğru ve etkili yöntemlerden biri hiç şüphesiz popüler kültürdür.
ABD’nin dünya çapında algılanmasında Hollywood’un oynadığı rolün ABD Dışişleri ve hatta Başkan’ının oynadığı rolden daha etkili olduğunu bilmeyen yoktur.
17 Aralık operasyonu sürecini konu alan “Kod Adı: K.O.Z” adlı sinema filmi için bir basın toplantısı düzenlenmiş. Toplantıya filmde Recep Tayyip Erdoğan’ı canlandıracak Orhan Kılıç’ın yanı sıra diğer oyuncular Hazım Körmükçü, Tolga Karel, Hakan Ural, Günay Musayeva ve yapımcı Uğur Yalçınkaya da katılmış.
Filme yönelik eleştirilere yanıt veren yapımcı bakın ne demiş: “Bu bir aklama çabasıdır, hükümet filmidir, yorumları beni gerçekten üzdü. Biz Kültür Bakanlığı’na bile başvurmadık, bütçe istemedik. Hükümetten destek aldığımızı ispat eden bir gazeteci olursa, bu sinema filmini çekmeyeceğime söz veririm…”
Recep Tayyip Erdoğan’la görüşüp görüşmediği sorusu üzerine “Kendisiyle bir görüşmemiz ya da toplantımız olmadı” diyen yapımcı, filmin hazırlık sürecinde herhangi bir tehdit alıp almadığı sorusuna ise dikkat çekici bir yanıt verdi: “Bir yıllık yolculukta yaşadığım şeyler var. Bunları anlatsam iki gün yerimizden kalkamayız.” Çekimlerine Kasım ayında başlanacak “Kod Adı: K.O.Z”un Şubat ayında vizyona girmesi planlanıyormuş. Yapımcılar K.O.Z’un açılımı konusunda da bir gizem yaratmayı tercih ediyorlarmış…
Şimdi bu kadar nağmeye ne lüzum var. Bu tasalanma, endişe niye? 1960’larda ilk kez ortaya çıkmış olan “Politkrimi” dedikleri bir tür vardı. Bu türe “belgesel drama” da deniliyordu. Troçki’nin Meksika’da Stalin tarafından öldürtülmesi, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht cinayetleri, Sacco ve Vanzetti’nin trajedisi, İtalyan Agip’in CEO’sunun uçağının İtalyan mafyasıyla işbirliği yapan ABD petrol şirketleri tarafından uçuş sırasında düşürülmesi; Musevilerin Filistin’e yerleştirilmelerini haklı gösteren Exodüs adlı film ve yüzlercesi… Bunların tamamı bir araya geldiğinde verilecek olan mesajlar toplamı, işte o ulus ve ülkeyle ve de o belirli tarihi konuyla ilgili hedeflenen algının oluşmasına hizmet eder.
Bundan gocunmak, çekinmek, savunma refleksine girmek ise bizim kültürel aczimizin ifadesi gibi duruyor sanki…
Gazete kullanımında yaratıcılık milli bir meseledir...
Yaklaşık 5,5 yıl önce Marketing Türkiye’de yazmıştık. Şu “ortak ruhi şekillenme” meselesine takmamız var ya, bizim milli kültürümüzü tüm diğer uluslarınkinden farklılaştıran bazı özelliklerimizden ikisine dikkat çekmeden olmaz. Bu “şekillenme”nin en tipik göstergelerinden biri, “oturma” konusunda gösterdiğimiz “aşırı duyarlılık” meselesine Kasım sayımızda işaret etmiştik. Diğerini de şimdi hatırlatalım: Gazete kullanımında sergilediğimiz yaratıcılık…
15 Mart 2009’da verdiğimiz 67’lik listeyi bir kez daha yayınlamakta yarar var. Bakın ne işlere yarıyor gazetelerimiz:
1. Kırılacak eşyaları sararsınız
2. Ayakkabı boyarken yere serersiniz
3. Sinekleri öldürürsünüz
4. Kedi, köpekleri temizliğe alıştırırsınız
5. Boş baca deliklerini tıkayabilirsiniz
6. Pilavın demlenmesi için tencere ile kapağı arasına yerleştirirsiniz
7. Kapıya çöp koyarken kova altına serebilirsiniz
8. Mutfak raflarına koyabilirsiniz
9. Kışlık, yazlık ayakkabılarınızı ya da çantalarınızı kaldırdığınızda kalıp yerine içlerine koyabilirsiniz
10. Arabanın zeminine serebilirsiniz
11. Çekirdekler için külah yapabilirsiniz
12. Maçlarda veya sokaklarda üzerine oturabilirsiniz
13. Camları parlatarak kurulayabilirsiniz
14. Badana, boya yaparken yerlere serebilirsiniz
15. Patlıcan, patates, biber ya da una bulayıp balık kızarttığınızda yağları çektirebilirsiniz
16. Perdesi olmayan camları kaplayabilirsiniz
17. Sırtınızı ya da göğsünüzü rüzgâra karşı korumak için gömleğinizle fanilanız arasına yerleştirebilirsiniz
18. Çiçeklerin toprağını değiştirirken kullanabilirsiniz
19. Yerde hamur açarken etrafa yayabilirsiniz
20. Tayland markalı çayları kafanıza göre harmanlamak için tezgâha serebilirsiniz
21. Uçurtmanıza kuyruk yapabilirsiniz
22. Maçlarda ya da bayram gösterilerinde şapka yapabilirsiniz
23. Kesekâğıdı yapabilirsiniz
24. Mangalı tutuşturmak için devreye sokabilirsiniz
25. Bidondan deponuza benzin boşaltmak için huni olarak kullanabilirsiniz
26. Ayakkabıların çıkarıldığı bölüme ya da dairenizin kapısının önüne koyabilirsiniz
27. Çocuklar için gemi, uçak ve tuzluk yapabilirsiniz
28. Biriktirip satabilir aile bütçesine katkıda bulunabilirsiniz
29. Okuyabilirsiniz
30. Kulağınızın içine su kaçıp ağrıdığında uygulayabileceğiniz müthiş tedavi yöntemidir… Külah yapıp yakarsınız bir şeyciğiniz kalmaz(!)
31. Sanata eğiliminiz olsun olmasın, un ve su ile karıştırıp elde edilen malzemeden heykel yaparsınız
32. Top yapabilir, oynayabilirsiniz
33. Halıları sarıp kaldırırken ideal ambalaj malzemesidir
34. Ayakkabınız bol geldiğinde işe yarayabilir
35. Film çekimlerinde, tiyatroda ya da eğlenceli oyunlarda para büyüklüğünde kesip banknotlar arasına yerleştirip, çantaya sıralayarak paralar çokmuş gibi göstermeye çalışabilirsiniz
36. Evde elbise dikimine meraklı bir bayansanız, elbise patronları kesmek için gazete kâğıdı mükemmel bir çözümdür
37. Ambalaj arasına koymak için en ekonomik çözüm gazetedir
38. Başınızın üstünde tahta simit tepsisi taşırken tepsi ile kafanız arasına koyacağınız kalın yuvarlak ara malzemesini biraz da ip kullanarak hangi malzemeden yapabileceğinizi sanıyorsunuz?
39. Sallanan masaları dengelemek için işe yarayabilir
40. Dolmalık asma yaprağı kurutmak için ise başka bir şansınız yoktur, illa ki aralara gazete kâğıdı koyarsınız
41. Saç keserken sandalyenin etrafına sereceğiniz en önemli aksesuardır
42. Buzdolabında sebze saklamak için gazete çok işe yarar.
43. Maalesef üzücü bir tablo ama trafik kazalarında ölen kişilerin üzerine gazete örtüldüğünü görüyoruz
44. Gazeteleri önemli olaylarda sırf kalıcı bir arşiv olsun diye insanların biriktirdiğini görüyoruz
45. Dekoratif amaçlı kullanılabilir. Pek çok kafede duvar kâğıdı olarak kullanılıyor
46. Büyük puntolu harflerini kesip çocuk odasında duvar süsü yapılabilir
47. Çanta mağazalarında çantaların içi gazete kâğıdı ile doludur
48. Yağmur yağarken şapka niyetine korunursunuz
49. Defter, kitap kaplayabilirsiniz
50. Masa örtüsü olur
51. Yelpaze olur
52. Soba tutuşturur
53. Kuş kafesinin içine yayılır
54. Tekel büfesinden alınan birayı ya da rakıyı saklamak için idealdir.
55. Müfettiş Gadget iseniz yüzünüzü, okuyormuş havasında arkasına saklayabilirsiniz
56. Kuponunu kesersiniz.
57. Ekleri eksik gelmiş gazeteler nedeniyle kapıcınıza fırça atar, üstünüzden negatif enerji unsurlarını biraz olsun boşaltırsınız…
58. Oto boyama sanayinde koruma malzemesi olarak en geçerlisidir
59. Toplu taşıma araçlarıyla yapılan kişisel nakliyecilikte kullanılan birinci sınıf ayıp örtme malzemesidir
60. Baca temizleme malzemesidir
61. Oto yıkamacılığının vazgeçilemez yıkama sonrası paspas üstü malzemesidir.
62. Sıva altı ve mobilya altı dolgu malzemesidir
63. Sacda yapılan gözlemelerin altına serilir
64. Manzaralı duvar takvimi yapraklarını rulo yapıp dışına sarmaya yarar
65. Arabaların bagajında canlı hayvan taşırken, altına serilir.
66. Arabada güneşlik olsun diye sıkıştırılır.
67. Koleksiyon yapılır.
Allah aşkı için, böyle bir gazete kullanım zenginliği hangi ülke insanına nasip olmuştur. Bu gerçekliğin ayırdına varmadan bizim ülkemizde ne popüler kültürde başarı elde edilebilir ne de siyasette….
Bir lüzumsuz komplekstir gider şu sinemamızda. Bir “bağımsızlık” iddiası vardır ki, sormayın gitsin… Perde arkasını ve hayatın gerçeklerini, hele de Hollywood realitesini biraz anlayanlar bu “kasma” vaziyetinden kolay kurtulurlar da, berikiler hayıflanır, çırpınır durur, “bağımsızım da bağımsızım” diye. Sanki bu toplum düzeninde, serbest piyasa ekonomisinde, pazar koşullarında mutlak bir bağımsızlık varmış gibi…
ABD Vietnam’da ciddi bir yenilgi alır, yerlerde sürünür. Arkasından Rambo’yu çıkarır Hollywood’a, Rambo gider bütün Vietnamlılar’ı döver… Yetmez; Rambo’yu bu sefer Afganistan’a yollarlar. Orada da Ruslar’ı tek başına perişan eder.
11 Eylül saldırısının ardından çekilmiş, başrolünü Kiefer Sutherland’in oynadığı “24” adlı dizi de bir tür “iade-i itibar” operasyonu doğrultusunda yürütülmüş iletişim faaliyeti parçasıydı. Hâlâ ilgiyle izleniyor.
İran’daki ABD elçiliğine baskın düzenlenmesi ve rehine olayından sonra ABD bölgeye yakın uçak gemisinden kalkan dişine tırnağına kadar silahlı özel birliklerden oluşan helikopter filosunu İran’a yollar. Bunlar, her türlü beceriksizliği yaşayıp, bir ton zayiat vererek gerisin geriye dönerler; ardından bir dolu anti-İran filmi çekilir ve nihayet “Argo” adlı film (Ben Affleck) gelir. Bir CIA ajanının tek başına bütün İran istihbarat ve kolluk kuvvetlerini salak yerine koyarak kurtardığı 6 Amerikalı’yı nasıl kurtardığı anlatılır. Affleck, Oscar alır ve ödülü canlı yayında First Lady takdim eder…
Halkla ilişkiler ve iletişim yönetiminin son 20 yılda en önemli meselesi haline gelmiş olan Kamu Diplomasisi konusunu biraz inceleyenler bilir ki, hem yurt dışındaki hedef kitlelere hem de kendi halkınıza bazı şeyleri algılatmak için en doğru ve etkili yöntemlerden biri hiç şüphesiz popüler kültürdür.
ABD’nin dünya çapında algılanmasında Hollywood’un oynadığı rolün ABD Dışişleri ve hatta Başkan’ının oynadığı rolden daha etkili olduğunu bilmeyen yoktur.
17 Aralık operasyonu sürecini konu alan “Kod Adı: K.O.Z” adlı sinema filmi için bir basın toplantısı düzenlenmiş. Toplantıya filmde Recep Tayyip Erdoğan’ı canlandıracak Orhan Kılıç’ın yanı sıra diğer oyuncular Hazım Körmükçü, Tolga Karel, Hakan Ural, Günay Musayeva ve yapımcı Uğur Yalçınkaya da katılmış.
Filme yönelik eleştirilere yanıt veren yapımcı bakın ne demiş: “Bu bir aklama çabasıdır, hükümet filmidir, yorumları beni gerçekten üzdü. Biz Kültür Bakanlığı’na bile başvurmadık, bütçe istemedik. Hükümetten destek aldığımızı ispat eden bir gazeteci olursa, bu sinema filmini çekmeyeceğime söz veririm…”
Recep Tayyip Erdoğan’la görüşüp görüşmediği sorusu üzerine “Kendisiyle bir görüşmemiz ya da toplantımız olmadı” diyen yapımcı, filmin hazırlık sürecinde herhangi bir tehdit alıp almadığı sorusuna ise dikkat çekici bir yanıt verdi: “Bir yıllık yolculukta yaşadığım şeyler var. Bunları anlatsam iki gün yerimizden kalkamayız.” Çekimlerine Kasım ayında başlanacak “Kod Adı: K.O.Z”un Şubat ayında vizyona girmesi planlanıyormuş. Yapımcılar K.O.Z’un açılımı konusunda da bir gizem yaratmayı tercih ediyorlarmış…
Şimdi bu kadar nağmeye ne lüzum var. Bu tasalanma, endişe niye? 1960’larda ilk kez ortaya çıkmış olan “Politkrimi” dedikleri bir tür vardı. Bu türe “belgesel drama” da deniliyordu. Troçki’nin Meksika’da Stalin tarafından öldürtülmesi, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht cinayetleri, Sacco ve Vanzetti’nin trajedisi, İtalyan Agip’in CEO’sunun uçağının İtalyan mafyasıyla işbirliği yapan ABD petrol şirketleri tarafından uçuş sırasında düşürülmesi; Musevilerin Filistin’e yerleştirilmelerini haklı gösteren Exodüs adlı film ve yüzlercesi… Bunların tamamı bir araya geldiğinde verilecek olan mesajlar toplamı, işte o ulus ve ülkeyle ve de o belirli tarihi konuyla ilgili hedeflenen algının oluşmasına hizmet eder.
Bundan gocunmak, çekinmek, savunma refleksine girmek ise bizim kültürel aczimizin ifadesi gibi duruyor sanki…
Gazete kullanımında yaratıcılık milli bir meseledir...
Yaklaşık 5,5 yıl önce Marketing Türkiye’de yazmıştık. Şu “ortak ruhi şekillenme” meselesine takmamız var ya, bizim milli kültürümüzü tüm diğer uluslarınkinden farklılaştıran bazı özelliklerimizden ikisine dikkat çekmeden olmaz. Bu “şekillenme”nin en tipik göstergelerinden biri, “oturma” konusunda gösterdiğimiz “aşırı duyarlılık” meselesine Kasım sayımızda işaret etmiştik. Diğerini de şimdi hatırlatalım: Gazete kullanımında sergilediğimiz yaratıcılık…
15 Mart 2009’da verdiğimiz 67’lik listeyi bir kez daha yayınlamakta yarar var. Bakın ne işlere yarıyor gazetelerimiz:
1. Kırılacak eşyaları sararsınız
2. Ayakkabı boyarken yere serersiniz
3. Sinekleri öldürürsünüz
4. Kedi, köpekleri temizliğe alıştırırsınız
5. Boş baca deliklerini tıkayabilirsiniz
6. Pilavın demlenmesi için tencere ile kapağı arasına yerleştirirsiniz
7. Kapıya çöp koyarken kova altına serebilirsiniz
8. Mutfak raflarına koyabilirsiniz
9. Kışlık, yazlık ayakkabılarınızı ya da çantalarınızı kaldırdığınızda kalıp yerine içlerine koyabilirsiniz
10. Arabanın zeminine serebilirsiniz
11. Çekirdekler için külah yapabilirsiniz
12. Maçlarda veya sokaklarda üzerine oturabilirsiniz
13. Camları parlatarak kurulayabilirsiniz
14. Badana, boya yaparken yerlere serebilirsiniz
15. Patlıcan, patates, biber ya da una bulayıp balık kızarttığınızda yağları çektirebilirsiniz
16. Perdesi olmayan camları kaplayabilirsiniz
17. Sırtınızı ya da göğsünüzü rüzgâra karşı korumak için gömleğinizle fanilanız arasına yerleştirebilirsiniz
18. Çiçeklerin toprağını değiştirirken kullanabilirsiniz
19. Yerde hamur açarken etrafa yayabilirsiniz
20. Tayland markalı çayları kafanıza göre harmanlamak için tezgâha serebilirsiniz
21. Uçurtmanıza kuyruk yapabilirsiniz
22. Maçlarda ya da bayram gösterilerinde şapka yapabilirsiniz
23. Kesekâğıdı yapabilirsiniz
24. Mangalı tutuşturmak için devreye sokabilirsiniz
25. Bidondan deponuza benzin boşaltmak için huni olarak kullanabilirsiniz
26. Ayakkabıların çıkarıldığı bölüme ya da dairenizin kapısının önüne koyabilirsiniz
27. Çocuklar için gemi, uçak ve tuzluk yapabilirsiniz
28. Biriktirip satabilir aile bütçesine katkıda bulunabilirsiniz
29. Okuyabilirsiniz
30. Kulağınızın içine su kaçıp ağrıdığında uygulayabileceğiniz müthiş tedavi yöntemidir… Külah yapıp yakarsınız bir şeyciğiniz kalmaz(!)
31. Sanata eğiliminiz olsun olmasın, un ve su ile karıştırıp elde edilen malzemeden heykel yaparsınız
32. Top yapabilir, oynayabilirsiniz
33. Halıları sarıp kaldırırken ideal ambalaj malzemesidir
34. Ayakkabınız bol geldiğinde işe yarayabilir
35. Film çekimlerinde, tiyatroda ya da eğlenceli oyunlarda para büyüklüğünde kesip banknotlar arasına yerleştirip, çantaya sıralayarak paralar çokmuş gibi göstermeye çalışabilirsiniz
36. Evde elbise dikimine meraklı bir bayansanız, elbise patronları kesmek için gazete kâğıdı mükemmel bir çözümdür
37. Ambalaj arasına koymak için en ekonomik çözüm gazetedir
38. Başınızın üstünde tahta simit tepsisi taşırken tepsi ile kafanız arasına koyacağınız kalın yuvarlak ara malzemesini biraz da ip kullanarak hangi malzemeden yapabileceğinizi sanıyorsunuz?
39. Sallanan masaları dengelemek için işe yarayabilir
40. Dolmalık asma yaprağı kurutmak için ise başka bir şansınız yoktur, illa ki aralara gazete kâğıdı koyarsınız
41. Saç keserken sandalyenin etrafına sereceğiniz en önemli aksesuardır
42. Buzdolabında sebze saklamak için gazete çok işe yarar.
43. Maalesef üzücü bir tablo ama trafik kazalarında ölen kişilerin üzerine gazete örtüldüğünü görüyoruz
44. Gazeteleri önemli olaylarda sırf kalıcı bir arşiv olsun diye insanların biriktirdiğini görüyoruz
45. Dekoratif amaçlı kullanılabilir. Pek çok kafede duvar kâğıdı olarak kullanılıyor
46. Büyük puntolu harflerini kesip çocuk odasında duvar süsü yapılabilir
47. Çanta mağazalarında çantaların içi gazete kâğıdı ile doludur
48. Yağmur yağarken şapka niyetine korunursunuz
49. Defter, kitap kaplayabilirsiniz
50. Masa örtüsü olur
51. Yelpaze olur
52. Soba tutuşturur
53. Kuş kafesinin içine yayılır
54. Tekel büfesinden alınan birayı ya da rakıyı saklamak için idealdir.
55. Müfettiş Gadget iseniz yüzünüzü, okuyormuş havasında arkasına saklayabilirsiniz
56. Kuponunu kesersiniz.
57. Ekleri eksik gelmiş gazeteler nedeniyle kapıcınıza fırça atar, üstünüzden negatif enerji unsurlarını biraz olsun boşaltırsınız…
58. Oto boyama sanayinde koruma malzemesi olarak en geçerlisidir
59. Toplu taşıma araçlarıyla yapılan kişisel nakliyecilikte kullanılan birinci sınıf ayıp örtme malzemesidir
60. Baca temizleme malzemesidir
61. Oto yıkamacılığının vazgeçilemez yıkama sonrası paspas üstü malzemesidir.
62. Sıva altı ve mobilya altı dolgu malzemesidir
63. Sacda yapılan gözlemelerin altına serilir
64. Manzaralı duvar takvimi yapraklarını rulo yapıp dışına sarmaya yarar
65. Arabaların bagajında canlı hayvan taşırken, altına serilir.
66. Arabada güneşlik olsun diye sıkıştırılır.
67. Koleksiyon yapılır.
Allah aşkı için, böyle bir gazete kullanım zenginliği hangi ülke insanına nasip olmuştur. Bu gerçekliğin ayırdına varmadan bizim ülkemizde ne popüler kültürde başarı elde edilebilir ne de siyasette….