PR'ın yönünü Altın Pusula belirliyor
17 Haziran 2009 Akşam Gazetesi
Bu yıl sekizincisi düzenlenen ve halkla ilişkiler sektörünün zirvesi olarak kabul edilen Altın Pusula Ödülleri birkaç açıdan sektörün dönüm noktasına işaret ediyordu. Pazartesi akşamı Sakıp Sabancı Müzesi bahçesi ve toplantı salonu tıklım tıklım doluydu. İş dünyası ve iş dünyasına hizmet veren ajansların yöneticileri oradaydı. Geçmiş senelere oranla hem katılım rekor düzeydeydi hem de katılımcıların niteliği...
Bu noktaya gelinmesindeki en büyük etkenlerden biri şüphesiz TÜHİD'in (Türkiye Halkla İlişkiler Derneği) büyük jürinin seçiminde gösterdiği özen ve titizlikti. Jürinin hem niteliği hem çeşitliliği hem de sayısı, çıkan kararların saygınlığını belirlemişti.
Jüride şu kişiler vardı: Metin Yurdagül (Başkan), Ceyda Aydede, Şafak Akın, İbrahim Aybar, İsmail Bayazıt, Prof. Dr. Özden Cankaya, Prof. Dr. Peyami Çelikcan, Hayri Çulhacı, Şelale Kadak, Tanıl Küçük, Vahap Munyar, Doğan Satmış, Servet Yıldırım, İdil Yiğitbaşı ve Fügen Toksü.
Kristal Elma'dan farklı olarak daha çok etkililiğin ölçüldüğü Effie'ye yakın olan Altın Pusula'da projeleriyle hem şirketler hem de onlara hizmet veren ajanslar ödüllendirildi. Altın Pusula alan şirketleri ve ajansları gönülden kutluyorum: Tema Vakfı ve Tria İletişim Hizmetleri, Kahramanmaraş Valiliği, Türk Ekonomi Bankası, Akbank - Medyaevi İletişim, Garanti Bankası - A&B İletişim, HSBC Bank, Denizbank - Bersay İletişim Danışmanlığı, PETDER, Türk Telekom - Bersay İletişim Danışmanlığı (2 ödül), Türkiye İş Bankası - Zarakol İletişim, Hürriyet Gazetesi - Zarakol İletişim, Tekfen Vakfı - Medyaevi İletişim, Arkas Holding, Turkcell - Mese İletişim Danışmanlığı, Türk Ekonomi Bankası, Alternatif Yaşam Derneği, Tokat Valiliği, Türkiye Jokey Kulübü, Yıldız Holding - Ülker (2 ödül), Mey İçki - Zarakol İletişim ve Genç İletişimciler kategorisinde Marmara, Ege, Anadolu ve Bahçeşehir Üniversiteleri...
Kebapçı İskender'i istemeden üzmüşüz...
Cumartesİ günü iki hata yapmışız. İkisi de sehven... Yani istemeden gözden kaçmış hata. Birisi Yunan terör örgütünden söz ederken, 17 Kasım yerine 17 Ekim demişiz. İkinci küçük hatada ise sakınan göze çöp batar misali, çok beğendiğimiz bir tesisten söz ederken marka tescili konusunda hayli titiz bir politika izleyen Yavuz İskenderoğlu kardeşimizi istemeden üzmüşüz...
İstanbul-Ankara yolu üzerinde TEM'de Hendek'e yaklaşırken Alpet benzincisinin de bulunduğu Varan ve Ulusoy otobüslerinin mola verdiği Park Shop tesisleri içinde bulunan yiyecek içecek alanından söz ederken broşürde de adı yazılı olan 'Park İskender'i de saymışız.
Yavuz kardeşimiz gönderdiği e-posta mesajında diyor ki:
'Park Shop ile ilgili yazmış olduğunuz yazıdaki bize ait olmayan bir işletmeden bahsederken 'Park İskender' adının kullanımının fikri ve sınai haklara uygun düşmediğini, mekan sahibinin düştüğü bir yanlışa sizin de istemeden düşmüş olduğunuzu belirtmek nedeniyle küçük bir hatırlatmada bulunmak istedim.'
Yavuz Bey gerekli yasal girişimlerde bulunuyormuş...
Gerek Kebapçı İskender gerekse Bursa Markası'nın yönetilmesi konusunda gösterdiği yatırım ve çabaları takdirle izlediğimiz dostumuz kusura bakmasın. Biz sadece tesisin broşürünün yalancısıyız...
Kurbağanın vizyonu
Başkan Mao'nun bir öyküsünü hiçbir zaman unutmam...
Kurbağa kuyunun dibinde durup yukarı bakarmış ve 'Gökyüzü ne kadar küçük' dermiş. Yalınlık ve bilgeliği birlikte yaşayan, Çin düşünce dünyasına sırtını dayayan Mao, kıssadan hisseyi şöyle çıkarıyormuş: 'Kurbağa öyle dememeli, demeli ki gökyüzünün benim görebildiğim kadarı amma küçükmüş!'.
Arife tarif gerekmez. Şu sıra Mao'nun bu öğretisinden ders çıkarması gereken ne kadar çok insan var...
Bu yıl sekizincisi düzenlenen ve halkla ilişkiler sektörünün zirvesi olarak kabul edilen Altın Pusula Ödülleri birkaç açıdan sektörün dönüm noktasına işaret ediyordu. Pazartesi akşamı Sakıp Sabancı Müzesi bahçesi ve toplantı salonu tıklım tıklım doluydu. İş dünyası ve iş dünyasına hizmet veren ajansların yöneticileri oradaydı. Geçmiş senelere oranla hem katılım rekor düzeydeydi hem de katılımcıların niteliği...
Bu noktaya gelinmesindeki en büyük etkenlerden biri şüphesiz TÜHİD'in (Türkiye Halkla İlişkiler Derneği) büyük jürinin seçiminde gösterdiği özen ve titizlikti. Jürinin hem niteliği hem çeşitliliği hem de sayısı, çıkan kararların saygınlığını belirlemişti.
Jüride şu kişiler vardı: Metin Yurdagül (Başkan), Ceyda Aydede, Şafak Akın, İbrahim Aybar, İsmail Bayazıt, Prof. Dr. Özden Cankaya, Prof. Dr. Peyami Çelikcan, Hayri Çulhacı, Şelale Kadak, Tanıl Küçük, Vahap Munyar, Doğan Satmış, Servet Yıldırım, İdil Yiğitbaşı ve Fügen Toksü.
Kristal Elma'dan farklı olarak daha çok etkililiğin ölçüldüğü Effie'ye yakın olan Altın Pusula'da projeleriyle hem şirketler hem de onlara hizmet veren ajanslar ödüllendirildi. Altın Pusula alan şirketleri ve ajansları gönülden kutluyorum: Tema Vakfı ve Tria İletişim Hizmetleri, Kahramanmaraş Valiliği, Türk Ekonomi Bankası, Akbank - Medyaevi İletişim, Garanti Bankası - A&B İletişim, HSBC Bank, Denizbank - Bersay İletişim Danışmanlığı, PETDER, Türk Telekom - Bersay İletişim Danışmanlığı (2 ödül), Türkiye İş Bankası - Zarakol İletişim, Hürriyet Gazetesi - Zarakol İletişim, Tekfen Vakfı - Medyaevi İletişim, Arkas Holding, Turkcell - Mese İletişim Danışmanlığı, Türk Ekonomi Bankası, Alternatif Yaşam Derneği, Tokat Valiliği, Türkiye Jokey Kulübü, Yıldız Holding - Ülker (2 ödül), Mey İçki - Zarakol İletişim ve Genç İletişimciler kategorisinde Marmara, Ege, Anadolu ve Bahçeşehir Üniversiteleri...
Kebapçı İskender'i istemeden üzmüşüz...
Cumartesİ günü iki hata yapmışız. İkisi de sehven... Yani istemeden gözden kaçmış hata. Birisi Yunan terör örgütünden söz ederken, 17 Kasım yerine 17 Ekim demişiz. İkinci küçük hatada ise sakınan göze çöp batar misali, çok beğendiğimiz bir tesisten söz ederken marka tescili konusunda hayli titiz bir politika izleyen Yavuz İskenderoğlu kardeşimizi istemeden üzmüşüz...
İstanbul-Ankara yolu üzerinde TEM'de Hendek'e yaklaşırken Alpet benzincisinin de bulunduğu Varan ve Ulusoy otobüslerinin mola verdiği Park Shop tesisleri içinde bulunan yiyecek içecek alanından söz ederken broşürde de adı yazılı olan 'Park İskender'i de saymışız.
Yavuz kardeşimiz gönderdiği e-posta mesajında diyor ki:
'Park Shop ile ilgili yazmış olduğunuz yazıdaki bize ait olmayan bir işletmeden bahsederken 'Park İskender' adının kullanımının fikri ve sınai haklara uygun düşmediğini, mekan sahibinin düştüğü bir yanlışa sizin de istemeden düşmüş olduğunuzu belirtmek nedeniyle küçük bir hatırlatmada bulunmak istedim.'
Yavuz Bey gerekli yasal girişimlerde bulunuyormuş...
Gerek Kebapçı İskender gerekse Bursa Markası'nın yönetilmesi konusunda gösterdiği yatırım ve çabaları takdirle izlediğimiz dostumuz kusura bakmasın. Biz sadece tesisin broşürünün yalancısıyız...
Kurbağanın vizyonu
Başkan Mao'nun bir öyküsünü hiçbir zaman unutmam...
Kurbağa kuyunun dibinde durup yukarı bakarmış ve 'Gökyüzü ne kadar küçük' dermiş. Yalınlık ve bilgeliği birlikte yaşayan, Çin düşünce dünyasına sırtını dayayan Mao, kıssadan hisseyi şöyle çıkarıyormuş: 'Kurbağa öyle dememeli, demeli ki gökyüzünün benim görebildiğim kadarı amma küçükmüş!'.
Arife tarif gerekmez. Şu sıra Mao'nun bu öğretisinden ders çıkarması gereken ne kadar çok insan var...