Provokasyonun böylesi…
28 Haziran 2022 - Yeni şafak
Siyasi iletişimde köşeler, sert virajlar, vites yükseltmeler normal kabul edilebilir… Yapılmıştır, yapılmaya da devam edilecektir….
Peki nereye kadar?.. ‘Sınırsız sorumsuz’ tutum ve davranışlar, söylem ve konuşmalar buna dâhil midir?..
Cevap şöyle: Duruma göre değişir… Ülkenin hassas olduğu, tarihindeki gerilimli hadiseleri tetikleyebilecek, toplumsal çatışmayı körükleyecek, düşmanlık ve kin tohumları eken ve bunları fiiliyata döndürme ihtimali taşıyan konulardan uzak durulur…
Etik, ahlak, vicdan, sorumluluk ve pek tabii hukuk bunu gerektirir…
Mesela…
Önceki gün kurucusu ve Genel Başkanı olduğu Zafer Partisi’nin 1. Olağan Adana İl Kongresi’ne katılan Sayın Ümit Özdağ, sabah saatlerinde bir dizi toplantı için Hatay’ın Suriye sınırındaki Reyhanlı ilçesine hareket etmiş…
Özdağ’ın konvoyu, Hatay’ın girişinde Jandarma tarafından durdurulmuş. Özdağ’a Hatay Valiliği’nin kararıyla kente girişinin uygun olmadığı ‘yazılı olarak’ iletilerek kente girişlerine izin verilmeyeceği bildirilmiş…
“Vay anam siyasetçiye bu yapılır mı; nerede ifade özgürlüğü?!” diye feryat etmeden önce bir bakalım bu kararın gerekçesi neymiş?..
Özdağ, Adana’daki konuşmasında vaatlerini sıralamış:
İktidar olurlarsa, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile geçici koruma statüsündeki herkesi bir yıl içerisinde ülkelerine göndereceklermiş. Yenilerinin gelmesini engellemek için sınırda çok kapsamlı ‘savunma tedbiri’ geliştiriyorlarmış. Türkiye’nin 2003 yılında taraf olduğu ‘anti-personel mayınların’ temizlenmesi ile ilgili Ottawa Antlaşması’ndan çekileceklermiş.
Sonunda da şöyle demiş: “Reyhanlı’da, Türkiye-Suriye sınırına, iktidara geldiğimizde tamamlamak üzere ilk mayını yerleştireceğiz. Buradan tüm dünyaya duyuruyorum.”
Tüm dünya duysa alacağı tepki çok daha büyük olurdu herhâlde…
Kendini dinlerin, kültürlerin kardeşliğinin simgesi olarak tanımlayan, 23 yüzyıllık geçmişe sahip, ezan, çan ve hazzan sesinin birbirine karışmasıyla gurur duyan Hatay’ın il ve mülki yönetiminin en üst makamı olan Hatay Valiliği duymuş…
Açıklamaları ders niteliğinde: ”Hatay sınırına mayın döşeyeceğini iki gündür ilan eden, yabancı düşmanlığı ile her kesimden insanın bir arada yaşadığı, kardeşliğin ve hoşgörünün sembolü kadim şehir Hatay’ımızın sosyal dinamiklerine mayın döşeyeceğini söyleyerek, kışkırtıcı bir üslupla ilimize gelen tüm grup ve kişilerin telafisi mümkün olmayan olaylara sebebiyet verilmemesi adına kanunların verdiği yetkiler çerçevesinde kamu düzeninin ve asayişin sağlanabilmesi, huzurun temin edilebilmesi amacıyla Valiliğimizce gerekli önlemler alınmıştır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur."
Siyasi iletişimde provokasyondan medet umanların kulağına küpe olsun…
Gözümüze takılanlar…- Eyüpsultan Belediyesi, “Okumak güzeldir” adıyla 3 yıldır ‘kitap okuma yarışması’ düzenliyormuş… Bu kez İstiklal Harbi Zaferi’nin 100. yılına özel düzenlenen etkinlik için şu önemli kitaplar seçilmiş: Mithat Cemal Kuntay “Üç İstanbul”, Falih Rıfkı Atay “Zeytin Dağı”, Ahmet Hamdi Tanpınar “Sahnenin Dışındakiler”, Kemal Tahir “Yorgun Savaşçı”, Tarık Buğra “Firavun İmanı”… Dereceye girenler eserlerle ilgili sorulara en çok doğru yanıtı verenler arasından seçilecekmiş… Bilgileri Belediye’nin web sitesinden öğrenebildik. İşin bu en çarpıcı kısmı keşke basın bülteninde de yer alsaymış. Yumuşak güç, bir anlamda ’kas gücü’ göstermek yerine ’beyin gücü’ne sahip olmaktır. Eyüpsultan Belediyesi’ni kutlarız. (Burak Öztürk, Eyüpsultan Belediyesi Basın Danışmanı)
- Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Gelibolu Yarımadası’nda, 107 yıl önce batan savaş gemileri ‘Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı’ ile turizme kazandırılmış. Dalış meraklıları artık Seddülbahir Kalesi açıklarındaki İngiliz Kraliyet Zırhlısı ‘HMS Majestic’in de aralarında olduğu 14 gemiye dalabiliyormuş. Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nın desteğiyle hayata geçirilen projenin iç ve dış turizme katkısıyla haberlerini daha çok okuyacağız… (Anadolu Ajansı)
- “2,5 gün izin al, 10 gün tatil yap” … Malumun ilamı ancak bu kadar yaratıcı ve dikkat çekici hâle getirilebilirdi… Önerme, enuygun.com’a ait… 8 Temmuz Kurban Bayramı arifesinde yarım gün ve 12’si ile 15’i arasında 2 gün olmak üzere 2,5 gün izin kullanarak toplam 10 gün bayram tatili yapmanın mümkün olduğunu hatırlatan bültenlerine de bu başlığı atmışlar. Onları da ajanslarını da kutlarız… (Ayşenur Bozal, Golin)
Peki nereye kadar?.. ‘Sınırsız sorumsuz’ tutum ve davranışlar, söylem ve konuşmalar buna dâhil midir?..
Cevap şöyle: Duruma göre değişir… Ülkenin hassas olduğu, tarihindeki gerilimli hadiseleri tetikleyebilecek, toplumsal çatışmayı körükleyecek, düşmanlık ve kin tohumları eken ve bunları fiiliyata döndürme ihtimali taşıyan konulardan uzak durulur…
Etik, ahlak, vicdan, sorumluluk ve pek tabii hukuk bunu gerektirir…
Mesela…
Önceki gün kurucusu ve Genel Başkanı olduğu Zafer Partisi’nin 1. Olağan Adana İl Kongresi’ne katılan Sayın Ümit Özdağ, sabah saatlerinde bir dizi toplantı için Hatay’ın Suriye sınırındaki Reyhanlı ilçesine hareket etmiş…
Özdağ’ın konvoyu, Hatay’ın girişinde Jandarma tarafından durdurulmuş. Özdağ’a Hatay Valiliği’nin kararıyla kente girişinin uygun olmadığı ‘yazılı olarak’ iletilerek kente girişlerine izin verilmeyeceği bildirilmiş…
“Vay anam siyasetçiye bu yapılır mı; nerede ifade özgürlüğü?!” diye feryat etmeden önce bir bakalım bu kararın gerekçesi neymiş?..
Özdağ, Adana’daki konuşmasında vaatlerini sıralamış:
İktidar olurlarsa, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile geçici koruma statüsündeki herkesi bir yıl içerisinde ülkelerine göndereceklermiş. Yenilerinin gelmesini engellemek için sınırda çok kapsamlı ‘savunma tedbiri’ geliştiriyorlarmış. Türkiye’nin 2003 yılında taraf olduğu ‘anti-personel mayınların’ temizlenmesi ile ilgili Ottawa Antlaşması’ndan çekileceklermiş.
Sonunda da şöyle demiş: “Reyhanlı’da, Türkiye-Suriye sınırına, iktidara geldiğimizde tamamlamak üzere ilk mayını yerleştireceğiz. Buradan tüm dünyaya duyuruyorum.”
Tüm dünya duysa alacağı tepki çok daha büyük olurdu herhâlde…
Kendini dinlerin, kültürlerin kardeşliğinin simgesi olarak tanımlayan, 23 yüzyıllık geçmişe sahip, ezan, çan ve hazzan sesinin birbirine karışmasıyla gurur duyan Hatay’ın il ve mülki yönetiminin en üst makamı olan Hatay Valiliği duymuş…
Açıklamaları ders niteliğinde: ”Hatay sınırına mayın döşeyeceğini iki gündür ilan eden, yabancı düşmanlığı ile her kesimden insanın bir arada yaşadığı, kardeşliğin ve hoşgörünün sembolü kadim şehir Hatay’ımızın sosyal dinamiklerine mayın döşeyeceğini söyleyerek, kışkırtıcı bir üslupla ilimize gelen tüm grup ve kişilerin telafisi mümkün olmayan olaylara sebebiyet verilmemesi adına kanunların verdiği yetkiler çerçevesinde kamu düzeninin ve asayişin sağlanabilmesi, huzurun temin edilebilmesi amacıyla Valiliğimizce gerekli önlemler alınmıştır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur."
Siyasi iletişimde provokasyondan medet umanların kulağına küpe olsun…
Gözümüze takılanlar…- Eyüpsultan Belediyesi, “Okumak güzeldir” adıyla 3 yıldır ‘kitap okuma yarışması’ düzenliyormuş… Bu kez İstiklal Harbi Zaferi’nin 100. yılına özel düzenlenen etkinlik için şu önemli kitaplar seçilmiş: Mithat Cemal Kuntay “Üç İstanbul”, Falih Rıfkı Atay “Zeytin Dağı”, Ahmet Hamdi Tanpınar “Sahnenin Dışındakiler”, Kemal Tahir “Yorgun Savaşçı”, Tarık Buğra “Firavun İmanı”… Dereceye girenler eserlerle ilgili sorulara en çok doğru yanıtı verenler arasından seçilecekmiş… Bilgileri Belediye’nin web sitesinden öğrenebildik. İşin bu en çarpıcı kısmı keşke basın bülteninde de yer alsaymış. Yumuşak güç, bir anlamda ’kas gücü’ göstermek yerine ’beyin gücü’ne sahip olmaktır. Eyüpsultan Belediyesi’ni kutlarız. (Burak Öztürk, Eyüpsultan Belediyesi Basın Danışmanı)
- Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Gelibolu Yarımadası’nda, 107 yıl önce batan savaş gemileri ‘Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı’ ile turizme kazandırılmış. Dalış meraklıları artık Seddülbahir Kalesi açıklarındaki İngiliz Kraliyet Zırhlısı ‘HMS Majestic’in de aralarında olduğu 14 gemiye dalabiliyormuş. Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nın desteğiyle hayata geçirilen projenin iç ve dış turizme katkısıyla haberlerini daha çok okuyacağız… (Anadolu Ajansı)
- “2,5 gün izin al, 10 gün tatil yap” … Malumun ilamı ancak bu kadar yaratıcı ve dikkat çekici hâle getirilebilirdi… Önerme, enuygun.com’a ait… 8 Temmuz Kurban Bayramı arifesinde yarım gün ve 12’si ile 15’i arasında 2 gün olmak üzere 2,5 gün izin kullanarak toplam 10 gün bayram tatili yapmanın mümkün olduğunu hatırlatan bültenlerine de bu başlığı atmışlar. Onları da ajanslarını da kutlarız… (Ayşenur Bozal, Golin)