Puslu hava kurtları…
09 Nisan 2020 - Yeni Şafak
Başlıkta meşhur atasözüne gönderme yaparak ne demeye çalıştığımızı anlamayan yoktur herhâlde… Ortada bir karışıklık varsa, net olmayan bazı süreçler söz konusuysa, bir kriz (ya da birilerinin iddiasıyla kaos) ortamı yaşanıyorsa bu kurtlar her zamankinden daha büyük bir şevkle ortaya çıkarlar… Çünkü hava, tam da onların havasıdır…
Devlet ciddiyetinde, bilimsel gerekliliklerde; demagojiye, muğlak ifadelere, boş konuşmalara, spekülasyona yer yoktur… Bu müesseseler ya kesin konuşur ya da “Bu konuda konuşmak için erken” veyahut “Bu konuda henüz bir yayın yok” der ve gelişmelerin beklenmesi gerektiğine işaret ederler…
Hamaset ise kurtların işidir… Eğip-bükme, yalan-dolan ve tezvirat için elverişli havayı buldular mı; kendi çıkarları için insanları korkuya, paniğe, öfkeye ve her türlü başka olumsuzluğa sürüklemek için ellerinden geleni yaparlar…
Bu tarz, PKK’ya yakındır mesela… Ancak son yıllarda bu kurtların başını FETÖ’nün çektiği de malum… İçişleri Bakanlığı, Twitter üzerinden asılsız ve provokatif mesajları paylaşan onlarca hesap sahibiyle ilgili işlem başlatmış ve FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle bağlantılı kimseler olduklarını ortaya koymuştu… Bildiğiniz üzere Sağlık Bakanlığı da sahte hesaplar açılarak bilgi kirliliğine neden olunmak istendiğini açıkladı…
Koronavirüs salgın süreci, pek çok konuda öğretici bir süreç olarak da yaşanıyor… Uzun zamandır sosyal medya ve WhatsApp gibi kanallardan gelen mesajları hemen doğru kabul etmeme gerekliliğinin ve bunların yayılmasına yardımcı olunmamasının önemini anlatmaya çalışıyorduk… İçinde bulunduğumuz sürecin, teyit edilmemiş mesajların zararlarının nasıl büyük hasarlara yol açabileceğini herkese göstermek açısından etkili olduğuna inanıyoruz…
Bunların ekonomiyi tıkamak, kurumları çalışamaz hâle getirmek, itibarları zedelemek ya da halkı öfke ve paniğe sürüklemek gibi bir sürü ‘kötü niyeti’ var ve amaçlarını gerçekleştirebilmek için her fırsatı kollayıp aksiyon da alıyorlar… İktidar yolları tıkanınca idrak yolları da tıkanıyor böylelerinin. Darbeler bile işe yaramayınca bu sefer ‘kaos’tan medet umar oldular…
Birkaç gün önce yaşadığımız “Türkiye, Çin’den Fransa’ya gönderilen sunî solunum cihazlarına el koydu” tezviratı da bu aksiyonlardan biriydi…
Haberin ana kaynağı İspanyol El Mundo gazetesiydi… “Türkiye … el koydu” ifadesini gören kurtlar, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı suçlayacak bir şey bulmanın ‘coşkusuyla’ hemen üstüne atladılar ve haberi yaymaya başladılar… Oysa aynı günlerde İspanya ve İtalya’nın da aralarında olduğu 23 ülkeye tıbbi malzeme gönderdiğimiz için ülkemize teşekkür yağıyordu…
“Bu kadar yardım gönderen ülkemiz neden solunum cihazlarına el koysun, ki?” diye düşünmeyenler de puslu hava kurtlarının tuzağına düştüler… Yalanın yayılmasında pay sahibi oldular…
Sonunda bunları rahatsız etmeyen tezvirat, İspanya Dışişleri Bakanı Luca Arancha González Laya’yı rahatsız etti ve ülkesinde canlı yayınlanan bir basın toplantısıyla iddiayı yalanladı…
İşin aslı şöyleymiş: Bir kere ortada Çin’den gönderilen sunî solunum cihazları falan yok. İspanya, bir Türk şirketine sunî solunum cihazı sipariş etmiş. Ancak, 26 Mart’ta Resmî Gazete’de yayınlanan yeni düzenlemeye göre, tıbbî cihazların ihracatı izne tabi tutulmuş… Ankara, gerekli izni vermek için önce kendi sunî solunum cihazı envanterini gözden geçireceğini, ancak ondan sonra izni verebileceğini İspanyol makamlara bildirmiş.
Sürecin nasıl sonuçlandığını Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu açıkladı: İspanya’nın sipariş ettiği 116 suni solunum cihazı İspanya’ya gönderiliyor.
Nasıl ama?..
Pus dağıldı, yalan ortaya çıktı, ‘kötü niyet’ kendini belli etti… Ancak, ne yazık ki çamur atınca izi kalıyor… O nedenle aslolan ‘çamur’un atılmasın engellemek ya da sınırlamak…
Bu yalanlara en çok alet edilen kanallardan biri olan WhatsApp da harekete geçmiş… Sahte haberlerle mücadele kapsamında, iletilen (forward edilen) mesajların sayısını bir kişi ya da bir grupla sınırlandırıyorlarmış… Şirket, geçen yıl aynı sebeple, mesaj iletilebilecek kişi/grup sayısını beşe indirmişti… Korona süreci, yalanın doğuracağı hasarı da büyüttüğü için şimdi bu sayıyı bire çekmişler…
Hiç değilse böyle bazı ‘iyi’ haberler, koruyucu önlemler de ortaya çıkıyor… Darısı bizim sınırsız sorumsuzların başına…
Devlet ciddiyetinde, bilimsel gerekliliklerde; demagojiye, muğlak ifadelere, boş konuşmalara, spekülasyona yer yoktur… Bu müesseseler ya kesin konuşur ya da “Bu konuda konuşmak için erken” veyahut “Bu konuda henüz bir yayın yok” der ve gelişmelerin beklenmesi gerektiğine işaret ederler…
Hamaset ise kurtların işidir… Eğip-bükme, yalan-dolan ve tezvirat için elverişli havayı buldular mı; kendi çıkarları için insanları korkuya, paniğe, öfkeye ve her türlü başka olumsuzluğa sürüklemek için ellerinden geleni yaparlar…
Bu tarz, PKK’ya yakındır mesela… Ancak son yıllarda bu kurtların başını FETÖ’nün çektiği de malum… İçişleri Bakanlığı, Twitter üzerinden asılsız ve provokatif mesajları paylaşan onlarca hesap sahibiyle ilgili işlem başlatmış ve FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle bağlantılı kimseler olduklarını ortaya koymuştu… Bildiğiniz üzere Sağlık Bakanlığı da sahte hesaplar açılarak bilgi kirliliğine neden olunmak istendiğini açıkladı…
Koronavirüs salgın süreci, pek çok konuda öğretici bir süreç olarak da yaşanıyor… Uzun zamandır sosyal medya ve WhatsApp gibi kanallardan gelen mesajları hemen doğru kabul etmeme gerekliliğinin ve bunların yayılmasına yardımcı olunmamasının önemini anlatmaya çalışıyorduk… İçinde bulunduğumuz sürecin, teyit edilmemiş mesajların zararlarının nasıl büyük hasarlara yol açabileceğini herkese göstermek açısından etkili olduğuna inanıyoruz…
Bunların ekonomiyi tıkamak, kurumları çalışamaz hâle getirmek, itibarları zedelemek ya da halkı öfke ve paniğe sürüklemek gibi bir sürü ‘kötü niyeti’ var ve amaçlarını gerçekleştirebilmek için her fırsatı kollayıp aksiyon da alıyorlar… İktidar yolları tıkanınca idrak yolları da tıkanıyor böylelerinin. Darbeler bile işe yaramayınca bu sefer ‘kaos’tan medet umar oldular…
Birkaç gün önce yaşadığımız “Türkiye, Çin’den Fransa’ya gönderilen sunî solunum cihazlarına el koydu” tezviratı da bu aksiyonlardan biriydi…
Haberin ana kaynağı İspanyol El Mundo gazetesiydi… “Türkiye … el koydu” ifadesini gören kurtlar, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı suçlayacak bir şey bulmanın ‘coşkusuyla’ hemen üstüne atladılar ve haberi yaymaya başladılar… Oysa aynı günlerde İspanya ve İtalya’nın da aralarında olduğu 23 ülkeye tıbbi malzeme gönderdiğimiz için ülkemize teşekkür yağıyordu…
“Bu kadar yardım gönderen ülkemiz neden solunum cihazlarına el koysun, ki?” diye düşünmeyenler de puslu hava kurtlarının tuzağına düştüler… Yalanın yayılmasında pay sahibi oldular…
Sonunda bunları rahatsız etmeyen tezvirat, İspanya Dışişleri Bakanı Luca Arancha González Laya’yı rahatsız etti ve ülkesinde canlı yayınlanan bir basın toplantısıyla iddiayı yalanladı…
İşin aslı şöyleymiş: Bir kere ortada Çin’den gönderilen sunî solunum cihazları falan yok. İspanya, bir Türk şirketine sunî solunum cihazı sipariş etmiş. Ancak, 26 Mart’ta Resmî Gazete’de yayınlanan yeni düzenlemeye göre, tıbbî cihazların ihracatı izne tabi tutulmuş… Ankara, gerekli izni vermek için önce kendi sunî solunum cihazı envanterini gözden geçireceğini, ancak ondan sonra izni verebileceğini İspanyol makamlara bildirmiş.
Sürecin nasıl sonuçlandığını Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu açıkladı: İspanya’nın sipariş ettiği 116 suni solunum cihazı İspanya’ya gönderiliyor.
Nasıl ama?..
Pus dağıldı, yalan ortaya çıktı, ‘kötü niyet’ kendini belli etti… Ancak, ne yazık ki çamur atınca izi kalıyor… O nedenle aslolan ‘çamur’un atılmasın engellemek ya da sınırlamak…
Bu yalanlara en çok alet edilen kanallardan biri olan WhatsApp da harekete geçmiş… Sahte haberlerle mücadele kapsamında, iletilen (forward edilen) mesajların sayısını bir kişi ya da bir grupla sınırlandırıyorlarmış… Şirket, geçen yıl aynı sebeple, mesaj iletilebilecek kişi/grup sayısını beşe indirmişti… Korona süreci, yalanın doğuracağı hasarı da büyüttüğü için şimdi bu sayıyı bire çekmişler…
Hiç değilse böyle bazı ‘iyi’ haberler, koruyucu önlemler de ortaya çıkıyor… Darısı bizim sınırsız sorumsuzların başına…