Rakip tabii…
04 Mayıs 2023 yeni şafak
Her ne kadar Kılıçdaroğlu karşı çıksa da (bkz. Maltepe mitingi), bugün gelişmiş ülkelerin uyguladığı iktisadi model, rekabete dayalı serbest piyasa ekonomisidir.
Devlet sadece regülasyondan sorumludur; piyasa, değişen koşullara nasıl ayak uyduracağını kendisi belirler…
Aslında, tüketim toplumunun ‘vahşi’ ortamında fren görevi gören de rekabettir.
Başta televizyonculuk olmak üzere eğlence sektöründe dijital platformlar, son birkaç yılın en önemli ekonomik, sosyal ve kültürel meselesi olarak gündemimizdedir.
BeIN Connect, BluTV, Disney+, Exxen, GAİN, Netflix, MUBI, Prime Video, PuhuTV ve nihayet bunlara, kamu yayıncılığı yapan TRT, “Tabii” markasıyla eklendi.
Bu arada GAIN’i satın alan RAMS Global, yeni yatırımlarla platformun rekabet gücünü artıracağını belirtirken arkalarında güçlü kuruluşlar olan diğerleri de sektörü canlandırmak için olağanüstü bir hazırlık içine girdiler… Kurum, kuruluş ve kişilerin kanallar açtıkları YouTube’un da farklı bir rekabet unsuru oluşturduğunu unutmamak gerekir…
TRT içeriklerine yönelik uluslararası talebi karşılamak amacıyla kurulduğu açıklanan Tabii, kültürel çeşitliliği kucaklayan, ailece izlenebilecek ve ortak değerlere seslenen içerikleri, çeşitli dil seçenekleriyle sunma misyonuyla konumlandırılmış.
İlk etapta 15 bin saati aşan içerikle yola çıktığı söylenen Tabii’de, orijinal dizilerin yanı sıra sevilen TRT yapımları da yer alacakmış. Millî kültür ve değerlerimizi yansıtmayı hedefleyen bir platforma gerçekten çok ihtiyacımız vardı. Ayrıca son derece başarıyla devam eden dizi ihracatımız için de hayli önemli bir adım atılmış.
Sözünü ettiğimiz rekabetin ekonomik, sosyal ve kültürel alandaki etkilerini çok yakın bir tarihte göreceğiz. Herkesin kazanacağı bir oyun olacağı belli…
Kimse ‘ciyaklamadan’ önce belirtelim; RTÜK’ün işi zor, fakat etkili olacak… Devlet düzenlemesi olmadan ortaya çıkacak ‘kaos’a müsamaha edilmesi düşünülemez.
Gençler, kendilerine yepyeni iş imkânları sağlanacağı için kazanacaklar… Film ve dizi sektörünün oyuncuları, teknik ekipleri, yaratıcı kadroları kazanacak… Sektör çalışanları ve girmeye aday kişiler için yeni ekoller oluşacak, tecrübe artacak, çeşitlilik artacak, çalışanlar kazanacak… Yapımcılar için üretimlerine, eserlerine talep, sektörün ihtiyacı artacak; yapımcılar kazanacak… İhracat artacak, ülkemiz kazanacak. Ve nihayet, tabii ki izleyici kazanacak…
Yeter ki neyi, ne kadar, nereden izleyebileceğimiz bilincini de kazanmış olalım…
Günün sözü
" Ben, kimseyle değil, kendimle rekabet hâlindeyim. Tek amacım var; o da sürekli kendimi geliştirmek.”
Bill Gates
Gözümüze takılanlar…
Devlet sadece regülasyondan sorumludur; piyasa, değişen koşullara nasıl ayak uyduracağını kendisi belirler…
Aslında, tüketim toplumunun ‘vahşi’ ortamında fren görevi gören de rekabettir.
Başta televizyonculuk olmak üzere eğlence sektöründe dijital platformlar, son birkaç yılın en önemli ekonomik, sosyal ve kültürel meselesi olarak gündemimizdedir.
BeIN Connect, BluTV, Disney+, Exxen, GAİN, Netflix, MUBI, Prime Video, PuhuTV ve nihayet bunlara, kamu yayıncılığı yapan TRT, “Tabii” markasıyla eklendi.
Bu arada GAIN’i satın alan RAMS Global, yeni yatırımlarla platformun rekabet gücünü artıracağını belirtirken arkalarında güçlü kuruluşlar olan diğerleri de sektörü canlandırmak için olağanüstü bir hazırlık içine girdiler… Kurum, kuruluş ve kişilerin kanallar açtıkları YouTube’un da farklı bir rekabet unsuru oluşturduğunu unutmamak gerekir…
TRT içeriklerine yönelik uluslararası talebi karşılamak amacıyla kurulduğu açıklanan Tabii, kültürel çeşitliliği kucaklayan, ailece izlenebilecek ve ortak değerlere seslenen içerikleri, çeşitli dil seçenekleriyle sunma misyonuyla konumlandırılmış.
İlk etapta 15 bin saati aşan içerikle yola çıktığı söylenen Tabii’de, orijinal dizilerin yanı sıra sevilen TRT yapımları da yer alacakmış. Millî kültür ve değerlerimizi yansıtmayı hedefleyen bir platforma gerçekten çok ihtiyacımız vardı. Ayrıca son derece başarıyla devam eden dizi ihracatımız için de hayli önemli bir adım atılmış.
Sözünü ettiğimiz rekabetin ekonomik, sosyal ve kültürel alandaki etkilerini çok yakın bir tarihte göreceğiz. Herkesin kazanacağı bir oyun olacağı belli…
Kimse ‘ciyaklamadan’ önce belirtelim; RTÜK’ün işi zor, fakat etkili olacak… Devlet düzenlemesi olmadan ortaya çıkacak ‘kaos’a müsamaha edilmesi düşünülemez.
Gençler, kendilerine yepyeni iş imkânları sağlanacağı için kazanacaklar… Film ve dizi sektörünün oyuncuları, teknik ekipleri, yaratıcı kadroları kazanacak… Sektör çalışanları ve girmeye aday kişiler için yeni ekoller oluşacak, tecrübe artacak, çeşitlilik artacak, çalışanlar kazanacak… Yapımcılar için üretimlerine, eserlerine talep, sektörün ihtiyacı artacak; yapımcılar kazanacak… İhracat artacak, ülkemiz kazanacak. Ve nihayet, tabii ki izleyici kazanacak…
Yeter ki neyi, ne kadar, nereden izleyebileceğimiz bilincini de kazanmış olalım…
Günün sözü
" Ben, kimseyle değil, kendimle rekabet hâlindeyim. Tek amacım var; o da sürekli kendimi geliştirmek.”
Bill Gates
Gözümüze takılanlar…
- Kayıtlı çalışma, vergi uyumu gibi hususlarda devlete ve çalışanlarına olan sorumluluğunu zamanında, tam ve eksiksiz olarak yerine getiren, iş sağlığı ve güvenliği standartlarını sürekli geliştirmeyi önemseyen şirketlere verilen "Beyaz Bayrak" ödüllerinin ilk sahipleri belli olmuş: Ford Otomotiv, Tat Gıda, Kordsa Teknik Tekstil, Alarko Carrier, Türkiye Şişe ve Cam, NG Kütahya Seramik Porselen Turizm AŞ, Socar Türkiye, Siemens, Bosch, Kale Radyatör, İstikbal Mobilya, Tetra Pak Paketleme, Borusan Mannesmann Boru, Pınar Süt, TÜPRAŞ, Vakko, Kolin İnşaat, Sanko Tekstil, Sarkuysan Elektrolitik, Oyak Çimento. Devletin ‘örnek’ göstererek gelişimi sağlama konusunda attığı bu adım özel sektör kuruluşlarının desteğiyle daha da gelişebilir.
- Temizlik markası Asperox, “Motobike İstanbul Fuarı”nın hijyen sponsoru olmuş. Temizlikte ‘hızlı’ çözüm sunduğu yönünde iletişim yapan marka, daha önce de “Dünya Motokros Şampiyonası”nın sponsorlarından olduğunu açıklamıştı. Görünen o ki Asperox, ‘hız’ kavramıyla markası arasında bir bağlantı kurulması için adımlar atıyor. Bu yönüyle isabetli bir seçim olmuş. Markayı satın alan ya da alması hedeflenen kitle, yani kadınlar da motor sporlarına meraklıysa ne âlâ… (Engin Özköslü, FM)
- Restoran zinciri markası BigChefs’in halka arzı için talep toplama süresi yarın doluyormuş. Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası ve Deniz Yatırım liderliğindeki konsorsiyum tarafından yapılan halka arzda, payların ek satış hariç yüzde 80’i bireysel yatırımcılara ve yüzde 20’si ise yurt içi kurumsal yatırımcılara tahsis edilmiş. Halka arz, ciddi bir süreçtir ve kendine özgü bir iletişim stratejisiyle yönetilmeyi gerektirir. Bu ciddiyetin en önemli göstergesi, iletişimin halka arzdan çok önce başlatılmasıdır. Big Chef’s, yürüttüğü itibar yönetimiyle bunu başarmış görünüyor. (Şener Aslıbay, Weber Shandwick)
- Özel gün ilan edilmeyen gün, kalmadı herhâlde. 4 Mayıs da Dünya Şifre Günü imiş. Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, bu ‘özel gün’ için güvenli şifre oluşturmanın yollarını paylaşmış: “Her hesap için farklı şifreler belirleyin; Güçlü şifreler oluşturun; Şifre yöneticisi kullanın; Çok faktörlü kimlik doğrulamayı etkinleştirin; Cihazlardan her zaman çıkış yapın; Şifreleriniz asla bir yere yazmayın…” (Mustafa Boran, OMG)