”İşte Paşam, İstanbul”
11Mayıs 2019 - Yeni Şafak
Sosyal medyada 23 Haziran’da yapılacak seçimle ilgili bazı esprili paylaşımlar yapılıyor. CHP’li belediyelerin hazırladıkları, o gün köpekbalığı saldırısı, kar fırtınası beklendiğini, plajların, işletmelerin İstanbullular’a kapalı olduğunu yazan görseller kampanyaya destek verenlerin sosyal medya hesaplarında, WhatsApp gruplarında ‘elden ele’ dolaşıyor.
Bu kampanyaya CHP’yi iyi tanıyan bir iletişimciden itiraz gelmiş. 31 Mart yerel seçimlerinde CHP’nin iletişim kampanyasını yürüttüğü söylenen Ateş İlyas Başsoy, Facebook hesabından bu mesajların “abartıldığını” yazmış:
“Bu iş neşeli beyaz türkler ‘event’i gibi görünürse yandık. Bu ‘gezi coşkusu’ bir yere kadar güzel, bir yerden sonra zorlayıcı (...) Bu abartılı şenlik havasını daha da abartmadan bitirmek gerek... Makara yarıştırma zamanı değil (...) Kendi yankı odamıza çekilip makara yarıştırma zamanı değil.”
Başsoy açıklamasını “Her şey çok zor olacak” diye de bitirmiş.
Seçmen davranışları söz konusu olduğunda aslolan fikir, lider ve teşkilattır, hangi mecranın kullanıldığı değil. Bu üç unsur güçlüyse seçim kazanılır, yoksa Twitter’da eğlenceli bir içerik, gülüp geçilen bir karikatür gibi kalırsınız maalesef. Bu nedenle İletişimci Başsoy’a sosyal medyanın kullanımıyla ilgili katılmamak elde değil.
Öte yandan, araştırmalara göre ‘eğlendirici’ içerikler, sosyal medya kullanıcılarının en çok ilgisini çeken kategoriymiş. Yani, kabul etmek lazım, eğlence, gırgır sosyal medyanın fıtratında var. Bu da tanıtımı yapılmak istenen kişi, fikir veya ürün ve hizmetin ‘tanınırlığını’ sağlamak, seçmen ya da tüketici üzerinde ‘farkındalık’ yaratmak için bir anlamı olduğunu gösterir.
Ancak bu ‘farkındalık’, bir ‘davranış değişikliği’ yaratırsa değer taşıyacaktır. Yoksa tek başına sosyal medyaya güvenmek tam bir hayalperestlik... Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olduğu 2014 seçimlerini hatırlatmakta fayda var.
İhsanoğlu’nun, oy oranı yüzde 38.44’te kalmıştı. Seçim sonuçları açıklandığında Aslı Aydıntaşbaş hanımefendi “Hiç anlayamadım nasıl oldu. Twitter’a göre Ekmeleddin bey yüzde 65 ile kazanıyordu” demişti. Aslı hanımı yanıltan ‘tanınırlığın’ mutlaka ‘davranış değişikliği’, yani oy anlamına gelmediğini bilmemek olabilir...
90’lı yıllarda ülkemizde ünlenen şarkıcı Ciguli’yi tanımayan yoktur herhalde... Şarkıcı birden ünlenmiş, deyim yerindeyse fırtına gibi esmişti... 2014 yılında Sofya’da yokluk içinde öldü. Ciguli’nin tanınırlığı, ünü dinleyicide bir davranış değişikliği yaratamamıştı. Onları Ciguli cd’lerini satın almaya, konserlerine gitmeye ikna edememişti. Çünkü eğlence, bir ikna aracı değildir.
Meydanlar da böyle yanıltıcı olabilir...
Çok partili döneme geçildikten sonra, 1950 yılındaki seçimlerden önce CHP lideri İsmet İnönü, bir miting yapmak için İstanbul’a gelir. Meşhur Taksim Mitingi... Meydan hıncahınç doludur... 100 binden fazla insanın orada olduğu söylenir... O zaman İstanbul’un nüfusu 900 binlerde... Dönemin İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Ord. Prof. Fahrettin Kerim Gökay, büyük bir kalabalığı toplamanın gururuyla İnönü’ye meydanı işaret eder, “İşte Paşam, İstanbul!” . Seçimler sonuçlandığında Adnan Menderes’in Demokrat Partisi iktidar olmuş, CHP ise İstanbul’dan bir milletvekili bile çıkaramamıştır...
Sosyal medya ve meydanlar, neden-sonuç ilişkisi ortaya koyamazlar, o nedenle yanıltıcıdır. İşte, ‘tanınırlık’ ve ‘davranış değişikliği’nin iletişim alanında yarattığı sonuçlar bu kadar farklıdır.
Bu kampanyaya CHP’yi iyi tanıyan bir iletişimciden itiraz gelmiş. 31 Mart yerel seçimlerinde CHP’nin iletişim kampanyasını yürüttüğü söylenen Ateş İlyas Başsoy, Facebook hesabından bu mesajların “abartıldığını” yazmış:
“Bu iş neşeli beyaz türkler ‘event’i gibi görünürse yandık. Bu ‘gezi coşkusu’ bir yere kadar güzel, bir yerden sonra zorlayıcı (...) Bu abartılı şenlik havasını daha da abartmadan bitirmek gerek... Makara yarıştırma zamanı değil (...) Kendi yankı odamıza çekilip makara yarıştırma zamanı değil.”
Başsoy açıklamasını “Her şey çok zor olacak” diye de bitirmiş.
Seçmen davranışları söz konusu olduğunda aslolan fikir, lider ve teşkilattır, hangi mecranın kullanıldığı değil. Bu üç unsur güçlüyse seçim kazanılır, yoksa Twitter’da eğlenceli bir içerik, gülüp geçilen bir karikatür gibi kalırsınız maalesef. Bu nedenle İletişimci Başsoy’a sosyal medyanın kullanımıyla ilgili katılmamak elde değil.
Öte yandan, araştırmalara göre ‘eğlendirici’ içerikler, sosyal medya kullanıcılarının en çok ilgisini çeken kategoriymiş. Yani, kabul etmek lazım, eğlence, gırgır sosyal medyanın fıtratında var. Bu da tanıtımı yapılmak istenen kişi, fikir veya ürün ve hizmetin ‘tanınırlığını’ sağlamak, seçmen ya da tüketici üzerinde ‘farkındalık’ yaratmak için bir anlamı olduğunu gösterir.
Ancak bu ‘farkındalık’, bir ‘davranış değişikliği’ yaratırsa değer taşıyacaktır. Yoksa tek başına sosyal medyaya güvenmek tam bir hayalperestlik... Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olduğu 2014 seçimlerini hatırlatmakta fayda var.
İhsanoğlu’nun, oy oranı yüzde 38.44’te kalmıştı. Seçim sonuçları açıklandığında Aslı Aydıntaşbaş hanımefendi “Hiç anlayamadım nasıl oldu. Twitter’a göre Ekmeleddin bey yüzde 65 ile kazanıyordu” demişti. Aslı hanımı yanıltan ‘tanınırlığın’ mutlaka ‘davranış değişikliği’, yani oy anlamına gelmediğini bilmemek olabilir...
90’lı yıllarda ülkemizde ünlenen şarkıcı Ciguli’yi tanımayan yoktur herhalde... Şarkıcı birden ünlenmiş, deyim yerindeyse fırtına gibi esmişti... 2014 yılında Sofya’da yokluk içinde öldü. Ciguli’nin tanınırlığı, ünü dinleyicide bir davranış değişikliği yaratamamıştı. Onları Ciguli cd’lerini satın almaya, konserlerine gitmeye ikna edememişti. Çünkü eğlence, bir ikna aracı değildir.
Meydanlar da böyle yanıltıcı olabilir...
Çok partili döneme geçildikten sonra, 1950 yılındaki seçimlerden önce CHP lideri İsmet İnönü, bir miting yapmak için İstanbul’a gelir. Meşhur Taksim Mitingi... Meydan hıncahınç doludur... 100 binden fazla insanın orada olduğu söylenir... O zaman İstanbul’un nüfusu 900 binlerde... Dönemin İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Ord. Prof. Fahrettin Kerim Gökay, büyük bir kalabalığı toplamanın gururuyla İnönü’ye meydanı işaret eder, “İşte Paşam, İstanbul!” . Seçimler sonuçlandığında Adnan Menderes’in Demokrat Partisi iktidar olmuş, CHP ise İstanbul’dan bir milletvekili bile çıkaramamıştır...
Sosyal medya ve meydanlar, neden-sonuç ilişkisi ortaya koyamazlar, o nedenle yanıltıcıdır. İşte, ‘tanınırlık’ ve ‘davranış değişikliği’nin iletişim alanında yarattığı sonuçlar bu kadar farklıdır.