Refarandum iletişiminde Konu ve Gündem Yönetimi
24 TEMMUZ 2010
Türkiye’de referandum sürecini siyasi iletişim adına izlemeyi sürdürmekte yarar var… Bir ön lisans yaparız hep birlikte bu süreçte…
Dünkü yazımızın özünü ‘Ses tonu’ oluşturuyordu. Literatür taraması yapacaklar için Frenkçesini de yazalım: Tone of voice…
Duygusallık ön planda olacak demiştik; düşünceler değil. Bu çerçeveden bakarak AK Parti’nin açıkladığı yaklaşım ve taktiklerin ‘ana tespit’ ışığında hangilerinin bizce doğru hangilerinin yanlış olduğunu tespit etmiştik… Bir de ‘ana tespit’i açmıştık (!)…
Bunu AK Parti için yapabilmiştik. Çünkü başta CHP olmak üzere muhalefet için tespit yapma şansımız yoktu; ortada muhalefetin açıkladığı pek bir şey olmadığı için.
Bugün de ikinci önemli alana bir göz atacağız: Konu Yönetimi’ne ve Gündem Belirleme’ye… Ukalalık yapmak isteyenler için İngilizcesi şöyle: Issue Management ve Agenda Setting…
Bu durumun tahlilini yapmak için uzun boylu işlere kalkışmaya gerek yok. Medyaya bakacaksınız ve halkın ne konuştuğuna. Medya ve halk kimin yönlendirmesine göre konuşuyor, tartışıyor, ona…
Dünkü gazetelere bir bakalım… Ne var?..
Askeri müdahalelerde ordunun hukuki desteğini aldığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesinin değiştirilmesi meselesi…
Kim attı bu gündemi ve konuyu ortaya?.. AK Parti… En azından bilinen bu…
Danıştay’ın iptal ettiği Tam Gün Yasası meselesi… Kimin getirdiği yasaydı? AK Parti’nin… Yasanın iptali için hukuki yolu izlemiş, yani neyin olmaması gerektiğini çok başarılı bir şekilde yönetmiş olan CHP kanadı nasıl bir açıklama yaptı?… “Getirsinler makul bir şey destekleyelim!”…
Başka ne vardı gündemde?.. AK Parti’nin referandum iletişim strateji ve taktikleri paketi… Sloganlar… Ahmet Kaya… Kitapçık, gazete vb… Konuyu konuşturan kim? AK Parti…
CHP kanadında ne var? “Sürpriz Buluşma!”… Sarıgül, Baykal’a gitmiş… Bir söylentiye göre ‘El öpmeye!..’ Gündem ne?... ???... Müphemiyet… (Bizim Akşam’ın başlığı süperdi: Aman Gandi duymasın!)
Herhangi bir aksiyon almayan Sarıgül, sadece kurmaylarının AK Parti’ye iltihaklarını hatırlatıyor… Bir de kendisini bitirmeyi kafasına koymuş, eski, demode bir liderle fotoğraf vererek marka değerini düşürmekle kalmıyor; gündem yönetimi açısından muhalefete de zarar veriyor…
Oysa Sarıgül’den beklentinin yüksek olduğunu bilmeyen mi var?… Geleceğin Başbakanı olarak görenlere bile rastlayabilirsiniz... Siyasi iletişimde ‘bilinmez’le gündem yaratılmaz… Ancak belirsizlik yaratılır. O da olumsuz duygular ve endişe oluşturur…
Yanındaki siyasi enkaza bakıp “Bu mu geleceğin Başbakanı?” diyenlerin sayısını artırır… Muhalefetin önemli figürlerinden biri olan Mustafa Sarıgül’ün tam da gündemin göbeğine oturması gereken bir dönem. Fırsat ne yazık ki, kaçtı kaçacak…
Bu arada Referandum’a dün 51 gün kalmıştı. Bugün 50 gün kalmış bulunuyor… “Hayır’da hayır vardır” dışında CHP’nin ve Sayın Başkan Kılıçdaroğlu’nun strateji ve taktikleri üzerine bir şey duydunuz mu? Ben duymadım…
Haydi hayırlısı…
TRT Arşivini halka açıyor
Genelde neyin nasıl olmayacağının anlatılmasına alışık olduğumuz için, neyin nasıl olabileceğini gösterenler şaşırtıyor bizi… TRT’nin arşivinin halka açılması projesi gibi…
Perşembe günü Akşam’da tam sayfa bir ilan vardı. “Gerçek bir kültür hazinesi: TRT Arşivi. Ulus Müzik / TRT işbirliği ile”…
Üç bölümde toplanmış eserler… Türk Sanat Müziği (43 CD), Türk Halk Müziği (44 CD) Belgesel (23 CD), Dizi Film (3), Müzik Programı (4)…
Halk müziğinden çok anladığımı söyleyemem; ancak Türk Sanat Müziği ve Belgeseller olağanüstü. Peki nerelerden satın alınabiliyormuş bu eserler? Bu ve bunun gibi tüm diğer bilgileri Ulus Müzik’in web sitesinden edinmeniz mümkün… (www.ulusmuzik.com) Göremediğim tek şey: Online Satış… Belki vardır. Ancak varsa bile doğru dürüst anlatılmamış. Ya da benim çabam yetmedi ısmarlamak için…
“TRT Arşivi Satış noktaları” başlığıyla yapılan yönlendirmeler bana göre yeterli değil. Keşke genişletseler satış kanallarını… Ve de telefonla ya da internetten satışa izin verseler…
Dünkü yazımızın özünü ‘Ses tonu’ oluşturuyordu. Literatür taraması yapacaklar için Frenkçesini de yazalım: Tone of voice…
Duygusallık ön planda olacak demiştik; düşünceler değil. Bu çerçeveden bakarak AK Parti’nin açıkladığı yaklaşım ve taktiklerin ‘ana tespit’ ışığında hangilerinin bizce doğru hangilerinin yanlış olduğunu tespit etmiştik… Bir de ‘ana tespit’i açmıştık (!)…
Bunu AK Parti için yapabilmiştik. Çünkü başta CHP olmak üzere muhalefet için tespit yapma şansımız yoktu; ortada muhalefetin açıkladığı pek bir şey olmadığı için.
Bugün de ikinci önemli alana bir göz atacağız: Konu Yönetimi’ne ve Gündem Belirleme’ye… Ukalalık yapmak isteyenler için İngilizcesi şöyle: Issue Management ve Agenda Setting…
Bu durumun tahlilini yapmak için uzun boylu işlere kalkışmaya gerek yok. Medyaya bakacaksınız ve halkın ne konuştuğuna. Medya ve halk kimin yönlendirmesine göre konuşuyor, tartışıyor, ona…
Dünkü gazetelere bir bakalım… Ne var?..
Askeri müdahalelerde ordunun hukuki desteğini aldığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesinin değiştirilmesi meselesi…
Kim attı bu gündemi ve konuyu ortaya?.. AK Parti… En azından bilinen bu…
Danıştay’ın iptal ettiği Tam Gün Yasası meselesi… Kimin getirdiği yasaydı? AK Parti’nin… Yasanın iptali için hukuki yolu izlemiş, yani neyin olmaması gerektiğini çok başarılı bir şekilde yönetmiş olan CHP kanadı nasıl bir açıklama yaptı?… “Getirsinler makul bir şey destekleyelim!”…
Başka ne vardı gündemde?.. AK Parti’nin referandum iletişim strateji ve taktikleri paketi… Sloganlar… Ahmet Kaya… Kitapçık, gazete vb… Konuyu konuşturan kim? AK Parti…
CHP kanadında ne var? “Sürpriz Buluşma!”… Sarıgül, Baykal’a gitmiş… Bir söylentiye göre ‘El öpmeye!..’ Gündem ne?... ???... Müphemiyet… (Bizim Akşam’ın başlığı süperdi: Aman Gandi duymasın!)
Herhangi bir aksiyon almayan Sarıgül, sadece kurmaylarının AK Parti’ye iltihaklarını hatırlatıyor… Bir de kendisini bitirmeyi kafasına koymuş, eski, demode bir liderle fotoğraf vererek marka değerini düşürmekle kalmıyor; gündem yönetimi açısından muhalefete de zarar veriyor…
Oysa Sarıgül’den beklentinin yüksek olduğunu bilmeyen mi var?… Geleceğin Başbakanı olarak görenlere bile rastlayabilirsiniz... Siyasi iletişimde ‘bilinmez’le gündem yaratılmaz… Ancak belirsizlik yaratılır. O da olumsuz duygular ve endişe oluşturur…
Yanındaki siyasi enkaza bakıp “Bu mu geleceğin Başbakanı?” diyenlerin sayısını artırır… Muhalefetin önemli figürlerinden biri olan Mustafa Sarıgül’ün tam da gündemin göbeğine oturması gereken bir dönem. Fırsat ne yazık ki, kaçtı kaçacak…
Bu arada Referandum’a dün 51 gün kalmıştı. Bugün 50 gün kalmış bulunuyor… “Hayır’da hayır vardır” dışında CHP’nin ve Sayın Başkan Kılıçdaroğlu’nun strateji ve taktikleri üzerine bir şey duydunuz mu? Ben duymadım…
Haydi hayırlısı…
TRT Arşivini halka açıyor
Genelde neyin nasıl olmayacağının anlatılmasına alışık olduğumuz için, neyin nasıl olabileceğini gösterenler şaşırtıyor bizi… TRT’nin arşivinin halka açılması projesi gibi…
Perşembe günü Akşam’da tam sayfa bir ilan vardı. “Gerçek bir kültür hazinesi: TRT Arşivi. Ulus Müzik / TRT işbirliği ile”…
Üç bölümde toplanmış eserler… Türk Sanat Müziği (43 CD), Türk Halk Müziği (44 CD) Belgesel (23 CD), Dizi Film (3), Müzik Programı (4)…
Halk müziğinden çok anladığımı söyleyemem; ancak Türk Sanat Müziği ve Belgeseller olağanüstü. Peki nerelerden satın alınabiliyormuş bu eserler? Bu ve bunun gibi tüm diğer bilgileri Ulus Müzik’in web sitesinden edinmeniz mümkün… (www.ulusmuzik.com) Göremediğim tek şey: Online Satış… Belki vardır. Ancak varsa bile doğru dürüst anlatılmamış. Ya da benim çabam yetmedi ısmarlamak için…
“TRT Arşivi Satış noktaları” başlığıyla yapılan yönlendirmeler bana göre yeterli değil. Keşke genişletseler satış kanallarını… Ve de telefonla ya da internetten satışa izin verseler…