Rejimin ‘işi’ bu sefer zor…
27 Eylül 2022 - Yeni Şafak
Önceleri “Bunu da atlatırlar” diye düşünüyordum, “Bir kılıf uydururlar, Mahsa Amini’nin öldürülmesini örtbas ederler” …
Sonra, internete bir video düştü; Twitter’da paylaşan Farid Vahid adında bir kullanıcıydı... Videoda, dünyadaki her türden başkaldırının ‘uluslararası simgesi’ hâline gelmiş “Bella Ciao” adlı parçayı İranlı genç bir kadın, içli sesiyle ve Farsça söylüyordu…
Defaatle dinledim…
Ve dedim ki: “Bu sefer bu terazi bu sıkleti çekmeyecek”…
Kadın ve zulüm kavramlarının bir araya geldiği zaman nelere mal olduğunu görmek için şöyle bir engizisyona kadar uzanmak, arkasından gelen ‘devrim’ süreçlerini hatırlamak yeterli olabilir…
Sadece İran’da değil, dünyanın dört bir yanında toplumsal başkaldırının her türden boyutuyla karşı karşıyayız…
Rejim ne ‘bu krizi’ yönetebildi… Ne de krizin iletişim boyutunu… Yüzüne gözüne bulaştırdı…
Bir kıvılcım düştü…
Yavaş yavaş büyüyor…
Zincirleme reaksiyon tetiklendi…
İran’ı yok etmeye çalışanlara da gün doğdu…
Bir de işi ticarete dökenler var… Karikatürist ve illüstratör Oğuz Demir bir çalışma yapmış... Çiziminde, İranlı bir kadın, Rapunzel gibi uzun saçlarını tarıyor… Bu sırada, saçlarının arasından tarağın önüne kattığı İranlı rejim yöneticilerinin de yere döktüğünü görüyoruz…
Bu tür pek çok çalışmaya internette rastlamak mümkün… Bilindiği üzere ‘algılamanın’ yüzde 65’i görseldir… Bazen bir çizgi, bin sözden daha etkili olabilir…
Olaya sadece ticari boyutuyla bakanlar da bunu fark etmişler… Demir’in çalışmasını, kendisine sormadan, tişörtlerin ön tarafına basıp piyasaya sürmüşler…
Demir, haklı olarak, olaya fena hâlde içerlemiş… Instagram hesabından (@oudemir), bu satışı yapan sitelerin adresini de vererek demiş ki: “Para kazanmanın ahlaksız yolu. Bugün İran'da özgürlük mücadelesi veren insanlara destek olmak için çizdiğim karikatürün, bazı firmalar tarafından, benden izinsiz ve imzamın da silinerek tişörtlere basıldığını öğrendim. Bu çizim dayanışma içindir, para kazanmak için değil. Eğer siz de aynı fikirdeyseniz lütfen bu sitelere görüşünüzü bildirin.”
Biz, protesto, eleştiri ve başkaldırı hakkının ‘popüler kültür’ ile bütünleştirilerek ifade edilmesine tabii ki karşı değiliz… Hatta, olayın tamamını daha sempatik ve daha etkili de kılabilir…
Ancak, ‘fikri mülkiyet’ hakkını görmezden gelemeyiz… Oğuz Demir’in sözünü ettiği siteler ya hukuka ve ahlaka uygun biçimde sanatçıdan izin almalı… Ya da bu ürünleri derhal piyasadan çekmeliler…
Yoksa, yakında bu siteler için de bir “Bella Ciao” uyarlaması gelebilir…
Gözümüze takılanlar…
Önceleri “Bunu da atlatırlar” diye düşünüyordum, “Bir kılıf uydururlar, Mahsa Amini’nin öldürülmesini örtbas ederler” …
Sonra, internete bir video düştü; Twitter’da paylaşan Farid Vahid adında bir kullanıcıydı... Videoda, dünyadaki her türden başkaldırının ‘uluslararası simgesi’ hâline gelmiş “Bella Ciao” adlı parçayı İranlı genç bir kadın, içli sesiyle ve Farsça söylüyordu…
Defaatle dinledim…
Ve dedim ki: “Bu sefer bu terazi bu sıkleti çekmeyecek”…
Kadın ve zulüm kavramlarının bir araya geldiği zaman nelere mal olduğunu görmek için şöyle bir engizisyona kadar uzanmak, arkasından gelen ‘devrim’ süreçlerini hatırlamak yeterli olabilir…
Sadece İran’da değil, dünyanın dört bir yanında toplumsal başkaldırının her türden boyutuyla karşı karşıyayız…
Rejim ne ‘bu krizi’ yönetebildi… Ne de krizin iletişim boyutunu… Yüzüne gözüne bulaştırdı…
Bir kıvılcım düştü…
Yavaş yavaş büyüyor…
Zincirleme reaksiyon tetiklendi…
İran’ı yok etmeye çalışanlara da gün doğdu…
Bir de işi ticarete dökenler var… Karikatürist ve illüstratör Oğuz Demir bir çalışma yapmış... Çiziminde, İranlı bir kadın, Rapunzel gibi uzun saçlarını tarıyor… Bu sırada, saçlarının arasından tarağın önüne kattığı İranlı rejim yöneticilerinin de yere döktüğünü görüyoruz…
Bu tür pek çok çalışmaya internette rastlamak mümkün… Bilindiği üzere ‘algılamanın’ yüzde 65’i görseldir… Bazen bir çizgi, bin sözden daha etkili olabilir…
Olaya sadece ticari boyutuyla bakanlar da bunu fark etmişler… Demir’in çalışmasını, kendisine sormadan, tişörtlerin ön tarafına basıp piyasaya sürmüşler…
Demir, haklı olarak, olaya fena hâlde içerlemiş… Instagram hesabından (@oudemir), bu satışı yapan sitelerin adresini de vererek demiş ki: “Para kazanmanın ahlaksız yolu. Bugün İran'da özgürlük mücadelesi veren insanlara destek olmak için çizdiğim karikatürün, bazı firmalar tarafından, benden izinsiz ve imzamın da silinerek tişörtlere basıldığını öğrendim. Bu çizim dayanışma içindir, para kazanmak için değil. Eğer siz de aynı fikirdeyseniz lütfen bu sitelere görüşünüzü bildirin.”
Biz, protesto, eleştiri ve başkaldırı hakkının ‘popüler kültür’ ile bütünleştirilerek ifade edilmesine tabii ki karşı değiliz… Hatta, olayın tamamını daha sempatik ve daha etkili de kılabilir…
Ancak, ‘fikri mülkiyet’ hakkını görmezden gelemeyiz… Oğuz Demir’in sözünü ettiği siteler ya hukuka ve ahlaka uygun biçimde sanatçıdan izin almalı… Ya da bu ürünleri derhal piyasadan çekmeliler…
Yoksa, yakında bu siteler için de bir “Bella Ciao” uyarlaması gelebilir…
Gözümüze takılanlar…
- Samsung’un sadece Eylül ayında elimize ulaşan basın bültenlerinden bazıları şöyle: “Samsung IFA 2022’de Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Vizyonunu Paylaştı”, “Samsung, Sürdürülebilir Ev Deneyimi Oluşturma Planlarını Açıkladı”, Samsung’un evcil hayvanları kaybetmemek veya izlemek için sunduğu Galaxy SmartTag artık veteriner klinikler ve petshop’larda”, “Samsung’un ‘Solve for Tomorrow’ bilim yarışmasında yeni dönem için başvurular açıldı!”, “Samsung, enerji verimliliğinde Avrupa’daki belirlenmiş en yüksek standartların üstüne çıktı!”, “Samsung’dan iklim kriziyle mücadeleye 5 milyar dolar”… Bravo, harika işler yapmışlar… Ancak!.. Her biri üzerinde en az bir ay durulabilecek bu işlerin tamamını bir aya sığdırmaları çok daha etkili sonuçlardan alıkoyar, yazık olur… (Elif Tuğba Gökdoğan, Excel)
- Acme Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Batallı imzalı bir eposta saat 15:07’de e-posta kutumuza düşmüş… “Torbalı’daki Yangın İle İlgili Fabrikadan Açıklama” başlıklı metin şöyle diyor: “Kamuoyunun dikkatine; İzmir-Torbalı Atatürk Sanayi Sitesi'nde yer alan Acme Holding iştiraki firmamız Armis Yatak fabrikamızda, saat 11.00 sıralarında henüz belirleyemediğimiz bir nedenden dolayı yangın çıkmıştır.” E-posta süreçle ilgili teskin edici bilgilerle devam ediyor… Kriz ‘iletişimi’ yönetiminin başarıyla sonuçlanması için bazı kritik hususlar vardır… Şeffaflık, sözcülüğün kurumun ‘en yetkili kişisi’ tarafından üstenilmesi gibi… Acme Holding’in iletişiminde bu iki faktör sağlanmış görünüyor… Ancak, bütün sürecin başarıyla tamamlanması için anahtar vazifesi gören bir şey daha var: Hız… Mümkün olan en kısa periyodlarda, mümkün olan en hızlı biçimde bilgi paylaşılması şart… (Naz Çekem, Ajanda PR)
- Stratejik iletişimin en önemli ayaklarından biri ‘yatırımcı ilişkilerinin yönetimidir’. Aynı anda iki alanı kapsar: ‘İlişki yönetimi’ ve ‘İletişim yönetimi’… Ne yazık ki bu konuda uzmanlaşabilmek için üniversitelerimizde akademik bir eğitim yok… İşte bu boşluğu doldurmak isteyen Türkiye Yatırımcı İlişkileri Derneği (TÜYİD), Ekim ayında yaklaşık iki ay sürecek bir eğitim programı başlatıyor: “Yatırımcı İlişkileri Sertifika Programı”… TÜYİD YK Üyesi ve Galata Wind Yatırımcı İlişkileri Direktörü Müge Yücel, eğitim programını LinkedIn hesabından şöyle bir mesajla duyurmuş: “Halka Arzlarımızın yoğunlaştığı bu dönemde yatırımcı ilişkileri mesleği çok ciddi anlamda önem kazanmıştır. Niş bir alan olmakla birlikte gerçekten stratejik bir pozisyondur. Bir şirketin Borsa'da gerçek değerini bulabilmesi için önemli çalışmalar yaparak, Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu seviyesinde stratejik destek olarak, Şirket hikâyesini anlatarak, yatırımcıları ve potansiyel yatırımcıları bilgilendirerek çok yönlü bir fonksiyon. Bu mesleğin gereksinimleri yerine getirebilmek için ve bu alanda kariyer yapmak isteyenler için TUYİD'in oluşturduğu bu sertifika programına katılımınızı önemle öneriyorum.”