Sınırsız Sorumsuzluğun Sonu…
26 Şubat 2019 - yeni şafak
Google’ın sahibi olduğu video paylaşım sitesi YouTube, ‘çocuk istismarı ağı’na yol açan paylaşımlara engel olamadığı için dünya devi markalar tarafından boykot ediliyor...
Disney, Nestlé ve popüler çevrimiçi oyun Fortnite’ın yapımcısı Epic Games’ten sonra oyuncak üreticisi Hasbro, Amerika’nın en büyük telekom şirketi AT&T, Dr. Oetker ve McDonald’s da reklamlarını durdurma kararı almış... Peloton ve Grammarly gibi markalarsa YouTube’un bu konuyu çözmesi gerektiğini açıklamış…
Boykot, Matt Watson adlı bir video blogger’ın araştırması üzerine başlamış. Watson hazırladığı “YouTube Çocukların Cinsel Sömürüsünü Kolaylaştırıyor ve Paraya Dönüştürüyor” başlıklı 20 dakikalık bir ‘YouTube videosuyla’ bu sömürünün nasıl yapıldığını anlatmış…
Watson, Youtube’da ‘çocuk çıplaklığı’ içeren içeriğe sanıldığından çok daha kolay erişilebildiğini ve çocuk videolarına ‘nesneleştirici’, ‘rahatsız edici’ ve ‘cinsel içerikli’ yorumlar bırakıldığını tespit etmiş… Ayrıca istismarcıların videolara bıraktıkları ‘zaman damgaları’ (timestamp) ile de çocuk çıplaklığı olan bölümleri birbirlerine haber verdiklerini ve yorumlar aracılığıyla kurulan örtük ağda birbirleriyle platform dışı paylaşımlarda bulunduklarını fark etmiş…
YouTube kullananlar bilir; site sizin izlediğiniz içeriğe benzer başka videolar öneren bir algoritma kullanıyor… Watson’ın incelemeleri, içinde çocuk olan bir video seyredildiğinde sağ sütundaki önerilerde de genellikle çocukların yarı çıplak videolarının yer aldığını göstermiş. Markaların YouTube’a verdikleri reklamlar da bu içeriklerle birlikte yer alıyormuş… Blogger Matt Watson, bunun çocuk istismarı üzerinden YouTube’a gelir sağlamak anlamına geldiğini söyleyince markalar ‘ayaklanmış’…
Zaman zaman ‘vahşi kapitalizmin’ gayrı meşru çocuğu olarak tanımladığımız ‘vahşi özgürlük’ ortamı için mükemmel bir örnek ve tiksindirici bir konu çocuk istismarı…
İnternet ortamına getirilen her türden sınırlamaya, kısıtlamaya şiddetle karşı çıkan, internetin sınırsız sorumsuz bir özgürlükler cenneti olduğunu savunan, müstear isimle (nickname) sütre gerisinde çevresine her türlü karalamayı sallayanları bile hoşgörüyle karşılamaya eğilimli, yarı aydın kendi bilmez şuursuzlar, bakalım bu sefer ne tepki verecekler…
Çocukların cinsel istismarını evrensel özgürlükler adına savunabilecekler mi?
Hiç sanmam… Sütre gerisindeki yerlerine çekilip sessiz kalacaklardır en fazlası…
Teoride, herkesin iyi, normal ve aynı olduğunu düşünürken pratikte özgürlüğün sınırsızlığını savunmak çok meşru görünebilir. Ancak hayat iyilerden ibaret değil…
Denetim, bireysel kullanıcıların, hizmet sağlayan şirketlerin ve tüm vatandaşlarını korumakla görevli devletlerin işidir. Bu üç ve belki daha fazla bileşen bir araya geldiğinde ve birbirini denetlediğinde internet ve benzeri sistemler mükemmele yaklaşabilir.
İlle de uyarılmayı beklediği anlaşılan, biraz da geç kalan Youtube sözcüsü şirket adına yaptığı açıklamada şunları söylemiş: “Yorumlar dâhil çocuklara zarar veren her türlü içerik nefret uyandırıcıdır ve YouTube'da bunu yasaklayan net politikalarımız var. Hesapları ve kanalları silerek, yetkililere yasa dışı faaliyet bildirerek ve ihlal eden yorumları devre dışı bırakarak derhal harekete geçtik ... Daha yapılacak çok şey var. Kendimizi geliştirmek ve istismarı daha hızlı yakalamak için çalışmaya devam ediyoruz.”
YouTube’un krizini nasıl yöneteceğini dikkatle izlemekte yarar var…
Disney, Nestlé ve popüler çevrimiçi oyun Fortnite’ın yapımcısı Epic Games’ten sonra oyuncak üreticisi Hasbro, Amerika’nın en büyük telekom şirketi AT&T, Dr. Oetker ve McDonald’s da reklamlarını durdurma kararı almış... Peloton ve Grammarly gibi markalarsa YouTube’un bu konuyu çözmesi gerektiğini açıklamış…
Boykot, Matt Watson adlı bir video blogger’ın araştırması üzerine başlamış. Watson hazırladığı “YouTube Çocukların Cinsel Sömürüsünü Kolaylaştırıyor ve Paraya Dönüştürüyor” başlıklı 20 dakikalık bir ‘YouTube videosuyla’ bu sömürünün nasıl yapıldığını anlatmış…
Watson, Youtube’da ‘çocuk çıplaklığı’ içeren içeriğe sanıldığından çok daha kolay erişilebildiğini ve çocuk videolarına ‘nesneleştirici’, ‘rahatsız edici’ ve ‘cinsel içerikli’ yorumlar bırakıldığını tespit etmiş… Ayrıca istismarcıların videolara bıraktıkları ‘zaman damgaları’ (timestamp) ile de çocuk çıplaklığı olan bölümleri birbirlerine haber verdiklerini ve yorumlar aracılığıyla kurulan örtük ağda birbirleriyle platform dışı paylaşımlarda bulunduklarını fark etmiş…
YouTube kullananlar bilir; site sizin izlediğiniz içeriğe benzer başka videolar öneren bir algoritma kullanıyor… Watson’ın incelemeleri, içinde çocuk olan bir video seyredildiğinde sağ sütundaki önerilerde de genellikle çocukların yarı çıplak videolarının yer aldığını göstermiş. Markaların YouTube’a verdikleri reklamlar da bu içeriklerle birlikte yer alıyormuş… Blogger Matt Watson, bunun çocuk istismarı üzerinden YouTube’a gelir sağlamak anlamına geldiğini söyleyince markalar ‘ayaklanmış’…
Zaman zaman ‘vahşi kapitalizmin’ gayrı meşru çocuğu olarak tanımladığımız ‘vahşi özgürlük’ ortamı için mükemmel bir örnek ve tiksindirici bir konu çocuk istismarı…
İnternet ortamına getirilen her türden sınırlamaya, kısıtlamaya şiddetle karşı çıkan, internetin sınırsız sorumsuz bir özgürlükler cenneti olduğunu savunan, müstear isimle (nickname) sütre gerisinde çevresine her türlü karalamayı sallayanları bile hoşgörüyle karşılamaya eğilimli, yarı aydın kendi bilmez şuursuzlar, bakalım bu sefer ne tepki verecekler…
Çocukların cinsel istismarını evrensel özgürlükler adına savunabilecekler mi?
Hiç sanmam… Sütre gerisindeki yerlerine çekilip sessiz kalacaklardır en fazlası…
Teoride, herkesin iyi, normal ve aynı olduğunu düşünürken pratikte özgürlüğün sınırsızlığını savunmak çok meşru görünebilir. Ancak hayat iyilerden ibaret değil…
Denetim, bireysel kullanıcıların, hizmet sağlayan şirketlerin ve tüm vatandaşlarını korumakla görevli devletlerin işidir. Bu üç ve belki daha fazla bileşen bir araya geldiğinde ve birbirini denetlediğinde internet ve benzeri sistemler mükemmele yaklaşabilir.
İlle de uyarılmayı beklediği anlaşılan, biraz da geç kalan Youtube sözcüsü şirket adına yaptığı açıklamada şunları söylemiş: “Yorumlar dâhil çocuklara zarar veren her türlü içerik nefret uyandırıcıdır ve YouTube'da bunu yasaklayan net politikalarımız var. Hesapları ve kanalları silerek, yetkililere yasa dışı faaliyet bildirerek ve ihlal eden yorumları devre dışı bırakarak derhal harekete geçtik ... Daha yapılacak çok şey var. Kendimizi geliştirmek ve istismarı daha hızlı yakalamak için çalışmaya devam ediyoruz.”
YouTube’un krizini nasıl yöneteceğini dikkatle izlemekte yarar var…