Sağlığımız ve ekonomik zindelik için
01 Nisan 2020 - Z Raporu
Evet, bu olağanüstü bir süreç. Evet, herkes etkilenecek. Evet, her sektör zorlanacak. Ancak, bu durumlarda yapılacak şey, köşeye çekilip ağlaşmak ve sürekli şikâyet etmek değil… Sosyal medya ortamında sorumsuzca ortaya atılan bilgi kirliliğine kapılmaksa hiç değil.
Kara mizaha, sulu mizaha ya da ortamın kaotik olduğunu iddia eden tezvirata kapılmak, çelişkileri içinden çıkılmaz hâle getirmek için yapılacakların başında gelebilir.
Oysa ‘el birliği’ içinde ve ‘omuz omuza’ vererek bu zor dönemi atlatmanın yolu, insanların yaptıkları, yapabildikleri işe ‘dört elle’ sarılmalarından geçiyor. Bir de hükümetin açıkladığı yeni uygulamaların ve destek programlarının ne getirdiğini ve bunlardan hangi boyutta, nasıl yararlanılacağını yakından takip etmekten… Bu sadece bireysel değil, toplumsal ve de ülkenin geleceğini ilgilendireceği için millî bir görev ve sorumluluktur.
Tabii ki önce hem şahıslar hem de kurumlar açısından sağlık meselesini ciddiyetle kontrol altına almak hayati bir önceliktir. Sonrasında da hükümetimizin aldığı ekonomik tedbirleri takip ederek uygulamaya almak…
Sayın Cumhurbaşkanı’nın 18 Mart günü açıkladığı 19 maddelik Ekonomik İstikrar Kalkanı’nda sağlanan olanaklardan nasıl yararlanılacağı çok iyi incelenmelidir.
Aynı şekilde kamu bankalarının duyurduğu bireysel, sosyal, ticari ve çalışma hayatıyla ilgili destek programlarının şirketlerin yetkilileri tarafından ve şahıslarca, ayrıntılı bir şekilde ele alınarak “Bu dönemde ekonomik hayatımı nasıl zinde ve verimli tutabilirim” sorusunun araştırılması gerekiyor. Benzer destekleri özel bankalar açıklamaya başladı…
Bir başka veri de tabii ki Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın resmî web sitesi üzerinden açıkladığı ‘Sosyal Yardım Programları’nın incelenmesiyle ortaya çıkabilir. Bu yardımları ille de bireysel olarak almak gerekmez. Kimlerin alacağını bilerek çevremize gerekli katma değeri getirmek de toplumsal bir sorumluluktur. Bakanlığın ilgili web sitesi: https://www.ailevecalisma.gov.tr/sygm/programlarimiz/sosyal-yardim-programlarimiz/
Sokaklar konusunda durum malûm… Uyarılara rağmen kendini ve çevresini korumama konusunda ısrarlı olanları görüyoruz. Üstelik bu ne cehaletle açıklanabilir ne de bilgisizlikle… Naçizane görüşümüz zihinsel bir bariyer, psikolojik bir durum olduğu yönünde… Uzmanlar daha iyi açıklayacaktır ancak, bir tür ‘kaçınma’ psikolojisi de olabilir…
Yani yapılması gerekeni biliyor ama yapmıyor… Aynı durum ekonomik destek ve yardımlar için de söz konusu olabilir… Buna karşın, kişisel ve toplumsal olarak hem sağlığımız hem de ekonomik zindeliğimiz için tüm bu gelişmeleri takip etmek, öğrenmek ve sonunda da uygulamak gerekiyor. Şimdi zaman, sağlığımız kadar ekonomik hayatı da ayakta tutma zamanıdır.
Kara mizaha, sulu mizaha ya da ortamın kaotik olduğunu iddia eden tezvirata kapılmak, çelişkileri içinden çıkılmaz hâle getirmek için yapılacakların başında gelebilir.
Oysa ‘el birliği’ içinde ve ‘omuz omuza’ vererek bu zor dönemi atlatmanın yolu, insanların yaptıkları, yapabildikleri işe ‘dört elle’ sarılmalarından geçiyor. Bir de hükümetin açıkladığı yeni uygulamaların ve destek programlarının ne getirdiğini ve bunlardan hangi boyutta, nasıl yararlanılacağını yakından takip etmekten… Bu sadece bireysel değil, toplumsal ve de ülkenin geleceğini ilgilendireceği için millî bir görev ve sorumluluktur.
Tabii ki önce hem şahıslar hem de kurumlar açısından sağlık meselesini ciddiyetle kontrol altına almak hayati bir önceliktir. Sonrasında da hükümetimizin aldığı ekonomik tedbirleri takip ederek uygulamaya almak…
Sayın Cumhurbaşkanı’nın 18 Mart günü açıkladığı 19 maddelik Ekonomik İstikrar Kalkanı’nda sağlanan olanaklardan nasıl yararlanılacağı çok iyi incelenmelidir.
Aynı şekilde kamu bankalarının duyurduğu bireysel, sosyal, ticari ve çalışma hayatıyla ilgili destek programlarının şirketlerin yetkilileri tarafından ve şahıslarca, ayrıntılı bir şekilde ele alınarak “Bu dönemde ekonomik hayatımı nasıl zinde ve verimli tutabilirim” sorusunun araştırılması gerekiyor. Benzer destekleri özel bankalar açıklamaya başladı…
Bir başka veri de tabii ki Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın resmî web sitesi üzerinden açıkladığı ‘Sosyal Yardım Programları’nın incelenmesiyle ortaya çıkabilir. Bu yardımları ille de bireysel olarak almak gerekmez. Kimlerin alacağını bilerek çevremize gerekli katma değeri getirmek de toplumsal bir sorumluluktur. Bakanlığın ilgili web sitesi: https://www.ailevecalisma.gov.tr/sygm/programlarimiz/sosyal-yardim-programlarimiz/
Sokaklar konusunda durum malûm… Uyarılara rağmen kendini ve çevresini korumama konusunda ısrarlı olanları görüyoruz. Üstelik bu ne cehaletle açıklanabilir ne de bilgisizlikle… Naçizane görüşümüz zihinsel bir bariyer, psikolojik bir durum olduğu yönünde… Uzmanlar daha iyi açıklayacaktır ancak, bir tür ‘kaçınma’ psikolojisi de olabilir…
Yani yapılması gerekeni biliyor ama yapmıyor… Aynı durum ekonomik destek ve yardımlar için de söz konusu olabilir… Buna karşın, kişisel ve toplumsal olarak hem sağlığımız hem de ekonomik zindeliğimiz için tüm bu gelişmeleri takip etmek, öğrenmek ve sonunda da uygulamak gerekiyor. Şimdi zaman, sağlığımız kadar ekonomik hayatı da ayakta tutma zamanıdır.