Sehven değil, taammüden…
07 Nisan 2022 - Yeni Şafak
Türkiye’nin ikinci büyük siyasi partisinin, girdiği her seçimi kaybetmiş müzmin liderinin önüne konan bilgileri kontrol etmeden ya da ettirmeden papağan gibi tekrarladığına kesinlikle inanmıyorum.
Bir kez daha yalancı durumuna düştüğü / düşürüldüğü son açıklamasına bakalım…
Konu şu: Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, çeşitli altyapı projeleri için Yap, İşlet, Devret modeli çerçevesinde müteahhitlerle anlaşmalar yapıyor. Daha sonra da bunlardan bazılarının işletme (teslim) süresini uzatıyor…
Şimdi koskoca partinin, koskoca Genel Başkanı bunun üzerine mal bulmuş Mağribi gibi atlar mı?!..
İktidarı, bizzat nemalanmak ya da sırf müteahhitleri zengin etmek için süreleri uzatmakla itham edip, ortalığa dökülür mü?!
Hiç sormaz mı; “Kardeşim bu süreler niye uzatılmış?”
Hiç düşünmez mi; “Bunlar önüme konuldu ama gerekçesi nedir? Sonra desteksiz atıyor durumuna düşmeyelim…”
Nitekim öyle de olmuş…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yayınladığı açıklamada gerekçeleri ortaya koymuş ve "Gerçeğin yarısı, tam yalandır" şeklindeki uluslararası deyişe atıfla Kılıçdaroğlu’nun bir kez daha müfteri durumuna düştüğünü göstermiş…
Kılıçdaroğlu şu projelerden bahsediyor: Gebze-Orhangazi-İzmir işi, Kuzey Marmara Otoyolu’nun Mahmutbey-Odayeri, Kınalı-Odayeri ve Kurtköy-Akyazı kesimleri ile Ankara-Niğde Otoyolu Projesi…
Buralarda verilen ‘ek süreler’ ile ilgili Genel Başkan’ın iddiası kısmen de olsa doğru… Ancak, hiç sözünü etmediği gerekçeler şöyle:
Gebze – Orhangazi – İzmir (İzmit Körfez Geçişi ve Bağlantı Yolları Dâhil) İşinde; ilave Bornova Viyadüğü, Umurbey - Ovaakça Varyantı, Bursa-Susurluk Varyantı yapım işlerinden kaynaklanan maliyet artışı nedeniyle ilave 57 gün işletme süresi verilmiş.
Mahmutbey-Odayeri arası 2x3 yerine 2x4 şerit olarak yapılıyormuş. Ayrıca bağlantı yolları yapılması da istenmiş. Bunun sonucu olarak da 929 gün ek süre verilmiş…
Kınalı-Odayeri Kesimi işinde güzergâh değişikliği yapılmış. Toplam uzunlukları 11 km’yi bulan üç tane 2x4 şeritli ‘dünyanın en geniş otoyol tünelleri’ ilave edilmiş. Bu nedenle, sözleşme dışı bu işlerin yapılabilmesi için 1700 gün ek işletme süresi verilmiş.
Kurtköy-Akyazı’da da yine güzergâh değişikliğiyle sözleşmeye ek olarak ortaya çıkan, toplam uzunlukları yaklaşık 19 km’yi bulan 2x4 şeritli beş tane ‘dünyanın en geniş otoyol tünelleri’nin yapımı söz konusuymuş. Dolayısıyla ilave 1700 gün süre tanınmış.
Ankara-Niğde Otoyolu’na gelince; Ankara - Ahiboz arası (30 Km) 2x3 yerine 2x4 yapılması, ilave K0 ve Karagedik Kavşakları ile Temelli - Ahiboz Bağlantı Yolu yapım işleri nedeniyle ek 1901 gün işletme süresi verilmiş.
Bütün bunlar ve Kılıçdaroğlu’nun daha önceki ifadeleri bir araya gelince ortaya çıkan tablo, hataların sehven (yanlışlıkla, istemeden) değil, taammüden (tasarlayarak, planlayarak, kasten) yapıldığına işaret ediyor…
Gözümüze takılanlar…
Bir kez daha yalancı durumuna düştüğü / düşürüldüğü son açıklamasına bakalım…
Konu şu: Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, çeşitli altyapı projeleri için Yap, İşlet, Devret modeli çerçevesinde müteahhitlerle anlaşmalar yapıyor. Daha sonra da bunlardan bazılarının işletme (teslim) süresini uzatıyor…
Şimdi koskoca partinin, koskoca Genel Başkanı bunun üzerine mal bulmuş Mağribi gibi atlar mı?!..
İktidarı, bizzat nemalanmak ya da sırf müteahhitleri zengin etmek için süreleri uzatmakla itham edip, ortalığa dökülür mü?!
Hiç sormaz mı; “Kardeşim bu süreler niye uzatılmış?”
Hiç düşünmez mi; “Bunlar önüme konuldu ama gerekçesi nedir? Sonra desteksiz atıyor durumuna düşmeyelim…”
Nitekim öyle de olmuş…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yayınladığı açıklamada gerekçeleri ortaya koymuş ve "Gerçeğin yarısı, tam yalandır" şeklindeki uluslararası deyişe atıfla Kılıçdaroğlu’nun bir kez daha müfteri durumuna düştüğünü göstermiş…
Kılıçdaroğlu şu projelerden bahsediyor: Gebze-Orhangazi-İzmir işi, Kuzey Marmara Otoyolu’nun Mahmutbey-Odayeri, Kınalı-Odayeri ve Kurtköy-Akyazı kesimleri ile Ankara-Niğde Otoyolu Projesi…
Buralarda verilen ‘ek süreler’ ile ilgili Genel Başkan’ın iddiası kısmen de olsa doğru… Ancak, hiç sözünü etmediği gerekçeler şöyle:
Gebze – Orhangazi – İzmir (İzmit Körfez Geçişi ve Bağlantı Yolları Dâhil) İşinde; ilave Bornova Viyadüğü, Umurbey - Ovaakça Varyantı, Bursa-Susurluk Varyantı yapım işlerinden kaynaklanan maliyet artışı nedeniyle ilave 57 gün işletme süresi verilmiş.
Mahmutbey-Odayeri arası 2x3 yerine 2x4 şerit olarak yapılıyormuş. Ayrıca bağlantı yolları yapılması da istenmiş. Bunun sonucu olarak da 929 gün ek süre verilmiş…
Kınalı-Odayeri Kesimi işinde güzergâh değişikliği yapılmış. Toplam uzunlukları 11 km’yi bulan üç tane 2x4 şeritli ‘dünyanın en geniş otoyol tünelleri’ ilave edilmiş. Bu nedenle, sözleşme dışı bu işlerin yapılabilmesi için 1700 gün ek işletme süresi verilmiş.
Kurtköy-Akyazı’da da yine güzergâh değişikliğiyle sözleşmeye ek olarak ortaya çıkan, toplam uzunlukları yaklaşık 19 km’yi bulan 2x4 şeritli beş tane ‘dünyanın en geniş otoyol tünelleri’nin yapımı söz konusuymuş. Dolayısıyla ilave 1700 gün süre tanınmış.
Ankara-Niğde Otoyolu’na gelince; Ankara - Ahiboz arası (30 Km) 2x3 yerine 2x4 yapılması, ilave K0 ve Karagedik Kavşakları ile Temelli - Ahiboz Bağlantı Yolu yapım işleri nedeniyle ek 1901 gün işletme süresi verilmiş.
Bütün bunlar ve Kılıçdaroğlu’nun daha önceki ifadeleri bir araya gelince ortaya çıkan tablo, hataların sehven (yanlışlıkla, istemeden) değil, taammüden (tasarlayarak, planlayarak, kasten) yapıldığına işaret ediyor…
Gözümüze takılanlar…
- Doğuş Grubu, HAN Spaces ve ArtPick pek çok yanıyla kıymetli bir iş birliğine gitmişler… Sanat bölümlerindeki öğrenciler ve yeni mezunların eserlerini “Doğa Nerede?” sergisiyle bir araya getirmişler… Sergi, Levent ve Ataşehir’deki HAN Spaces’de… Biz Levent’tekini gezdik… Eserler hakkında bizzat sanatçılarından bilgi aldık… Gündemimizdeki en kritik konulardan biri olan doğa meselesini sahiplenen, kültür-sanat alanına katkı sunan, genç sanatçılara ilk sergi deneyimlerini yaşatan bu etkinlik gençler gibi bizi de heyecanlandırdı. (Gülseren Ayaz, Lobby İletişim)
- Ödüller, birincilikler, “En şahane biziz” diyen basın bültenleri… Bir buçuk haftadır e-posta kutumuz bunlarla doldu taştı… Ödül kazanmak itibarlıdır… Ancak ödülün itibarı, markanızın itibarının çok üzerinde bir yerlerdeyse… Unutulmasın ki; “Fazla olan yanlıştır” …
- Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü sahibi seramik sanatçısı Alev Ebüzziya’nın yaşamı ve sanatı üzerine NTV’de yayınlanacak belgesel, Kale Grup’un destekleriyle hazırlanmış. Daha önce de Füreya Koral üzerine yapılan belgesel de bu kapsamdaydı… İtibara katkı böyle olur… Markanın kimliğine, varoluş nedenine, algılanmak istediği çerçeveye uygun ve Füreya Koral gibi Alev Hanım gibi itibarı yüksek değerlerle yan yana gelerek… Tabii bir de bu yaklaşımı sürekli kılarak… (Aslı Yörükoğlu, Props&Co)
- Kim ilan etti, kim kabul etti bilmiyoruz ama Nisan’ın üçüncü haftası Kitap Hediye Etme Günü imiş… Bu haberi gören bir arkadaşımız şöyle sordu: “Ali Bey, yetiştirmek, geliştirmek istediğiniz birine yalnızca bir kitap önerecek olsanız bu ne olurdu? Bu kitap, başka okumaların yolunu açacak bir eser de olabilir…” Çok zor soru, epeyce düşünmem gerekti. Şu cevabı verdim: “Sevgi Soysal’ın Tante Rosa’sı ya da Kemal Tahir’in Yorgun Savaşçı’sı”… Bir seçeneğe indiremedim…
- Dünyada 600 milyon; Türkiye’de ise 10 milyon civarında sokak hayvanı olduğu tahmin ediliyormuş… Milliyet gazetesi, sokak hayvanlarını sahiplendirmek için “Ailem olur musun?” adlı bir proje başlatmış… Bu konuyu sahiplenmek isteyenler için işte gayet güzel bir örnek… Boş laf değil, aksiyon üreterek değer katmak isteyenler inceleyebilirler… (Şadiye Aytekin Güneş, SCC)