Senin başka askerin yok mu?..
14 kasım 2023 yeni şafak
Meşhur fıkradır… Acemi birliğindeki eğitimleri denetleyen yüzbaşı, karşısında esas duruşta bekleyen askerlerden birini yanına çağırır. Asker gerekli mesafeye kadar gelip önünde çakılır. Kısa künyesini okur; “Emret komutanım!”
- Asker! Solundan düşman gelirse ne yaparsın?
- Vururum komutanım!
- Düşman ya sağından gelirse?
- Vururum komutanım!
- Peki, önünden gelirse?
- Vururum komutanım!
- Arkandan düşman gelirse ne yaparsın asker?
- Senin başka askerin yok mu komutanım!
Sayın Cumhurbaşkanı’nın üstlendiği ‘siyasi iletişim’ sorumluluğunu gözden geçirdiğimde aklıma hep bu fıkra gelir…
10 Kasım günü yaptığı konuşmada da demiş ki: “Anayasa'nın 104. maddesi, Cumhurbaşkanı olarak bize yürütmenin başı olma yanında Devlet Başkanı sıfatıyla devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme görevi de vermektedir.Dolayısıyla biz bu tartışmada taraf değil, hakem konumundayız. Yürütmenin başı ve ülkenin en büyük siyasi partisinin Genel Başkanı olarak yaptığımız ve yapacağımız değerlendirmeler bu konumumuzun gereğini yerine getirmemize asla mâni değildir.
Yargının iki kurumu arasındaki yetki tartışmasının çözüm yeri Anayasa'dır, yasalardır. Ancak anlaşılan o ki, mevcut Anayasa'mız ve dolayısıyla ona göre şekillenen yasalarımız bu konuda da yetersiz kalmaktadır.”
Peki, nerede sivil toplum örgütleri?! Nerede ilgili çıkar grupları (interest groups) ve meslek örgütleri?!.. Aklı selimi savunan gençlik teşkilatları, kadın örgütleri?..
Sayın Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki çelişkili durumu çözme konusunda da mı yalnız bırakılacak?
Azerbaycan-Ermenistan çatışmasında ya da “Türkiye’nin dış politikasında hükûmet ne yapıyorsa 180 derece tersini yapacağız” minvalinde konuşan CHP’nin tezlerine karşı pozisyon alma hususunda olduğu gibi; S-400’ler, Doğu Akdeniz, Suriye’ye yönelik anti terör operasyonlarımız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk milliyetçiliği, millî bağımsızlık, ülkenin bölünmez bütünlüğü tezlerindeki gibi Erdoğan’ı yine mi yalnız bırakacaklar?Birkaç TV yorumcusu ve köşe yazarı dışında, bugüne kadar hangi sosyal paydaş yaklaşımı ve stratejisiyle yukarıda saydığımız grupların hangilerinin net pozisyon alıp, tezleri sağlam bir şekilde savunmaları için hangi iletişim çalışmaları devreye alınmıştır?.. Biz bilmiyoruz… Bilen varsa, anlatırsa seviniriz…
Bir ülke lideri, belli bir stratejiyi, yaklaşımı, kararı devreye alacaksa; öncesinde ülkedeki genel mutabakatı sağlamak, sivil toplumu ve kurumların desteğini sağlamak üzere iletişim kampanyaları düzenlenir. Çelişki, bütün sorumluluğuyla liderin kucağına bırakılmaz…
Yoksa tek başına sahneyi tutmaya çabalayan liderin iletişimi, Prof. James Grunig’in tespit ettiği gibi ‘tek yönlü asimetrik’ bir yaklaşıma dönüşerek ‘kırılgan’ bir hâle gelir… Hâlâ “kırılmamışsa” bu, liderin kabiliyetiyle, ferasetiyle ve öngörüsüyle düz orantılıdır.
Günün sözü
“Cemaat, insan vücutlarının topluluğu değil, ruhların birlik içinde toplanmasıdır.”
Jean J. Rousseau
Gözümüze takılanlar…* Otobüs, midibüs ve hafif kamyon üreticisi TEMSA, Marsık Yayıncılık iş birliğiyle hayata geçirdiği ikinci kitap projesi “Doğaya Bir Bilet”i tanıtmış. Türk edebiyatının 13 yazarının sürdürülebilirlik odaklı öykülerinden oluşan kitabın satışından sağlanacak gelir, TEMSA Hayal Ortakları Derneği tarafından hayata geçirilecek sosyal projeler için kullanılacakmış. Ortaöğretim ve lise çağındaki gençlere yönelik hazırlanan kitapta öyküleri yer alan yazarlar şöyleymiş: Ahmet Büke, Aslı Tohumcu, Ayşe Sarısayın, Barış İnce, Bedia Ceylan Güzelce, Burcu Aktaş, Ece Erdoğuş Levi, Gülşah Elikbank, Melisa Kesmez, Özge Lokmanhekim, Sima Özkan, Sunay Akın ve Yalvaç Ural. (Gamze Kaya, Momentum)
* ING Türkiye’nin, IPSOS iş birliğinde her yıl yaptırdığı “Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması”nın 2023 ikinci çeyrek sonuçlarına göre; tasarruf sahipliği oranı ilk çeyrekteki yüzde 19’dan yüzde 25,3’e yükselmiş; böylece 2011 yılından bu yana tasarruf sahipliğinde en yüksek orana ulaşılmış. Tasarruf yapanların oranı yüzde 70 iken; yakın gelecekte tasarruf yapmayı planlayanların oranı ise bu çeyrekte 5,6 puan yükselişle yüzde 42 olmuş. Tasarruf yapma gerekçeleri arasında “geleceğe yatırım” unsuru geçen çeyrekte olduğu gibi yine yüzde 54 ile ilk sırada belirtilirken, “çocuklarım için” gerekçesi ise 2 puan artışla yüzde 23’e yükselmiş.
En fazla tercih edilen tasarruf araçları sırasıyla yastık altı altın ve nakit, sistem içi altın ve yüzde 14 ile döviz vadeli hesapmış. Hisse senetlerinin tercih edilme oranı 4 puan artışla yüzde 9 olmuş. Bireysel emeklilik fonlarının tercih edilme oranı yüzde 12, TL vadeli hesap oranı yüzde 9 imiş. (Ozan Yurtoğlu, HK Strategies)
* Dünyanın en prestijli restoran değerlendirme sistemlerinden Michelin Rehberi’nin 2024 yılı seçkisine İstanbul’un yanı sıra İzmir’den 15 ve Bodrum’dan da 19 restoran dâhil olmuş. Geçen yıl ilk defa İstanbul’dan 53 restoranın eklendiği rehberde bu yıl toplam 111 restoran yer almış. Bu yıl bir Michelin yıldızı alan restoranlar şunlarmış: Arkestra, Sankai by Nagaya, OD Urla, Teruar Urla, Vino Locale, Kitchen, Maçakızı. Araka, Mikla, Neolokal, Nicole ve Turk Fatih Tutak da geçen yıl aldıkları yıldızları korumuşlar. Michelin yıldızlarının Türkiye’de devreye girmesiyle; ülkenin turizm ekonomisine ve marka değerine ‘gastroekonomik’ bir kapı açarak, gastro-diplomasi ve kamu diplomasisi alanında katma değer getirmesini heyecanla karşılamış, bunu köşemizden de yazmıştım. Şimdi bunun geliştirilerek sürüyor olması memnuniyetimizi daha da artırıyor.
- Asker! Solundan düşman gelirse ne yaparsın?
- Vururum komutanım!
- Düşman ya sağından gelirse?
- Vururum komutanım!
- Peki, önünden gelirse?
- Vururum komutanım!
- Arkandan düşman gelirse ne yaparsın asker?
- Senin başka askerin yok mu komutanım!
Sayın Cumhurbaşkanı’nın üstlendiği ‘siyasi iletişim’ sorumluluğunu gözden geçirdiğimde aklıma hep bu fıkra gelir…
10 Kasım günü yaptığı konuşmada da demiş ki: “Anayasa'nın 104. maddesi, Cumhurbaşkanı olarak bize yürütmenin başı olma yanında Devlet Başkanı sıfatıyla devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme görevi de vermektedir.Dolayısıyla biz bu tartışmada taraf değil, hakem konumundayız. Yürütmenin başı ve ülkenin en büyük siyasi partisinin Genel Başkanı olarak yaptığımız ve yapacağımız değerlendirmeler bu konumumuzun gereğini yerine getirmemize asla mâni değildir.
Yargının iki kurumu arasındaki yetki tartışmasının çözüm yeri Anayasa'dır, yasalardır. Ancak anlaşılan o ki, mevcut Anayasa'mız ve dolayısıyla ona göre şekillenen yasalarımız bu konuda da yetersiz kalmaktadır.”
Peki, nerede sivil toplum örgütleri?! Nerede ilgili çıkar grupları (interest groups) ve meslek örgütleri?!.. Aklı selimi savunan gençlik teşkilatları, kadın örgütleri?..
Sayın Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki çelişkili durumu çözme konusunda da mı yalnız bırakılacak?
Azerbaycan-Ermenistan çatışmasında ya da “Türkiye’nin dış politikasında hükûmet ne yapıyorsa 180 derece tersini yapacağız” minvalinde konuşan CHP’nin tezlerine karşı pozisyon alma hususunda olduğu gibi; S-400’ler, Doğu Akdeniz, Suriye’ye yönelik anti terör operasyonlarımız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk milliyetçiliği, millî bağımsızlık, ülkenin bölünmez bütünlüğü tezlerindeki gibi Erdoğan’ı yine mi yalnız bırakacaklar?Birkaç TV yorumcusu ve köşe yazarı dışında, bugüne kadar hangi sosyal paydaş yaklaşımı ve stratejisiyle yukarıda saydığımız grupların hangilerinin net pozisyon alıp, tezleri sağlam bir şekilde savunmaları için hangi iletişim çalışmaları devreye alınmıştır?.. Biz bilmiyoruz… Bilen varsa, anlatırsa seviniriz…
Bir ülke lideri, belli bir stratejiyi, yaklaşımı, kararı devreye alacaksa; öncesinde ülkedeki genel mutabakatı sağlamak, sivil toplumu ve kurumların desteğini sağlamak üzere iletişim kampanyaları düzenlenir. Çelişki, bütün sorumluluğuyla liderin kucağına bırakılmaz…
Yoksa tek başına sahneyi tutmaya çabalayan liderin iletişimi, Prof. James Grunig’in tespit ettiği gibi ‘tek yönlü asimetrik’ bir yaklaşıma dönüşerek ‘kırılgan’ bir hâle gelir… Hâlâ “kırılmamışsa” bu, liderin kabiliyetiyle, ferasetiyle ve öngörüsüyle düz orantılıdır.
Günün sözü
“Cemaat, insan vücutlarının topluluğu değil, ruhların birlik içinde toplanmasıdır.”
Jean J. Rousseau
Gözümüze takılanlar…* Otobüs, midibüs ve hafif kamyon üreticisi TEMSA, Marsık Yayıncılık iş birliğiyle hayata geçirdiği ikinci kitap projesi “Doğaya Bir Bilet”i tanıtmış. Türk edebiyatının 13 yazarının sürdürülebilirlik odaklı öykülerinden oluşan kitabın satışından sağlanacak gelir, TEMSA Hayal Ortakları Derneği tarafından hayata geçirilecek sosyal projeler için kullanılacakmış. Ortaöğretim ve lise çağındaki gençlere yönelik hazırlanan kitapta öyküleri yer alan yazarlar şöyleymiş: Ahmet Büke, Aslı Tohumcu, Ayşe Sarısayın, Barış İnce, Bedia Ceylan Güzelce, Burcu Aktaş, Ece Erdoğuş Levi, Gülşah Elikbank, Melisa Kesmez, Özge Lokmanhekim, Sima Özkan, Sunay Akın ve Yalvaç Ural. (Gamze Kaya, Momentum)
* ING Türkiye’nin, IPSOS iş birliğinde her yıl yaptırdığı “Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması”nın 2023 ikinci çeyrek sonuçlarına göre; tasarruf sahipliği oranı ilk çeyrekteki yüzde 19’dan yüzde 25,3’e yükselmiş; böylece 2011 yılından bu yana tasarruf sahipliğinde en yüksek orana ulaşılmış. Tasarruf yapanların oranı yüzde 70 iken; yakın gelecekte tasarruf yapmayı planlayanların oranı ise bu çeyrekte 5,6 puan yükselişle yüzde 42 olmuş. Tasarruf yapma gerekçeleri arasında “geleceğe yatırım” unsuru geçen çeyrekte olduğu gibi yine yüzde 54 ile ilk sırada belirtilirken, “çocuklarım için” gerekçesi ise 2 puan artışla yüzde 23’e yükselmiş.
En fazla tercih edilen tasarruf araçları sırasıyla yastık altı altın ve nakit, sistem içi altın ve yüzde 14 ile döviz vadeli hesapmış. Hisse senetlerinin tercih edilme oranı 4 puan artışla yüzde 9 olmuş. Bireysel emeklilik fonlarının tercih edilme oranı yüzde 12, TL vadeli hesap oranı yüzde 9 imiş. (Ozan Yurtoğlu, HK Strategies)
* Dünyanın en prestijli restoran değerlendirme sistemlerinden Michelin Rehberi’nin 2024 yılı seçkisine İstanbul’un yanı sıra İzmir’den 15 ve Bodrum’dan da 19 restoran dâhil olmuş. Geçen yıl ilk defa İstanbul’dan 53 restoranın eklendiği rehberde bu yıl toplam 111 restoran yer almış. Bu yıl bir Michelin yıldızı alan restoranlar şunlarmış: Arkestra, Sankai by Nagaya, OD Urla, Teruar Urla, Vino Locale, Kitchen, Maçakızı. Araka, Mikla, Neolokal, Nicole ve Turk Fatih Tutak da geçen yıl aldıkları yıldızları korumuşlar. Michelin yıldızlarının Türkiye’de devreye girmesiyle; ülkenin turizm ekonomisine ve marka değerine ‘gastroekonomik’ bir kapı açarak, gastro-diplomasi ve kamu diplomasisi alanında katma değer getirmesini heyecanla karşılamış, bunu köşemizden de yazmıştım. Şimdi bunun geliştirilerek sürüyor olması memnuniyetimizi daha da artırıyor.