Şimdi hesap zamanı!
26 Haziran 2009 Akşam Gazetesi
Nihayet... Genelkurmay Başkanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri inisiyatifi ele alıyor. Başbuğ konuşacak... Aslında geciken bir şey yok... 12'sinde belge haberi çıkmış; 24'ünde yani 12 gün sonra Askeri Savcılık kararı!.. 26'sında yani iki gün sonra Başbuğ'un basın toplantısı... Ne yapacaktı İlker Paşa? Yasal süreci beklemeden 'kafasına göre' mi takılacaktı?..
Peki ama bana ve benim gibilere ne oluyor? Bu telaş niye? Niye aradan aylar geçmiş, bir hayli gecikilmiş gibi geliyor bize?
Sadece ben de değil; benim gibi pek çok kişi neden 'Türkiye'de itibarı en üst düzeyde kalmış, halkın tüm kesimlerinden en yüksek güven puanı almayı sürdüren tek kuruluş Türk Silahlı Kuvvetleri'nin her geçen dakika daha çok kan kaybettiğini' düşünüyoruz? Niye 'TSK'nın müphemiyeti bir an önce ortadan kaldırması lazım!' diye tepinmişiz?...
Nedeni şu: TSK'nın değer taşlarının yerinden oynatılmasına, milli mutabakatın buluştuğu son kalenin yıkılmaya çalışılmasına kahir çoğunluğun hala tahammülü yok...
Şu tehdidin bir an önce ortadan kalkması gerek: Düzmece ihbarlar ya da belgelerle itibarın her türlüsü yerle bir edilebilir! Dedikodu veya fotokopilerle en sağlam yapıları bile sallayabilirsiniz...
İşte bu kabul edilebilir bir ortam değildir... 14 gün sürmüştür yıpratma süreci... Ama sanki 14 yıllık tahribat yapmış; tüm medyayı ve onu izleyen kamuoyunu meşgul etmiştir...
Şimdi söz Genelkurmay'da... Bunca hırpalanmadan sonra ne deseler haklılar...
Haksız yere darbeci, antidemokratik, komplocu, anayasa ihlalcisi durumuna sokulmanın hesabını sormalarını medyayı bilemem, ancak kamu vicdanı fazlasıyla istiyor... Hesap sorulmalı, ancak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Danimarka, İsveç ve Norveç Silahlı Kuvvetleri'nden çok farklı olduğu gerçeği de bir an olsun unutulmamalı...
Bir daha tövbe!
AMACIM WBF-Türkiye tarafından 27-28 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek olan 14. Tavla Şampiyonası'nı meraklıların dikkatine sunmaktı... Arı kovanına çomak sokmak değil...
Kimliğini, kendisine ulaşılabilecek adres veya telefonları vermeyen 'internet gezginlerini' pek ciddiye almam, ancak konu ilginç geldi. Onun için Lemi Tu-Men diye yazan bay/bayanın notundan söz edeceğim:
'Öncelikle bir gazeteci olarak gerekli araştırmayı yapmadan Türkiye'de sadece WBF varmış gibi bir ön yargı yaratıp bir yazı kaleme aldığınız için sizin ve sizin gibiler adına hicap duyuyorum bilesiniz...' diye başlamış... 'Bu, insanları doğru bilgilendirmekten uzak, sadece belden aşağı reklam yapmaya girer' diye devam ediyor. İyi mi!..
Neymiş? Sadece WBF yokmuş, WBA temsilciği de olan ve bir yıldır uluslararası kuralların uygulandığı turnuvalar düzenleyen, masrafları karşılayarak yurt dışına oyuncu götüren bir de İSTAVDER varmış...
Çok özür diliyorum İSTAVDER'den ve diğer tüm TAVDER'lerden...
Ayrıca benim sözünü ettiğim turnuvada klasik tavla oynanıyormuş, backgammon değil. Bu konuda beni uyaran 'yğmr ddd' rumuzuyla yazan hanım ya da beyden ve Sayın Cenk Çorbacıoğlu'ndan özür dilerim...
Bir daha da tavla organizasyonlarını yazarsam elim kırılsın...
Nihayet... Genelkurmay Başkanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri inisiyatifi ele alıyor. Başbuğ konuşacak... Aslında geciken bir şey yok... 12'sinde belge haberi çıkmış; 24'ünde yani 12 gün sonra Askeri Savcılık kararı!.. 26'sında yani iki gün sonra Başbuğ'un basın toplantısı... Ne yapacaktı İlker Paşa? Yasal süreci beklemeden 'kafasına göre' mi takılacaktı?..
Peki ama bana ve benim gibilere ne oluyor? Bu telaş niye? Niye aradan aylar geçmiş, bir hayli gecikilmiş gibi geliyor bize?
Sadece ben de değil; benim gibi pek çok kişi neden 'Türkiye'de itibarı en üst düzeyde kalmış, halkın tüm kesimlerinden en yüksek güven puanı almayı sürdüren tek kuruluş Türk Silahlı Kuvvetleri'nin her geçen dakika daha çok kan kaybettiğini' düşünüyoruz? Niye 'TSK'nın müphemiyeti bir an önce ortadan kaldırması lazım!' diye tepinmişiz?...
Nedeni şu: TSK'nın değer taşlarının yerinden oynatılmasına, milli mutabakatın buluştuğu son kalenin yıkılmaya çalışılmasına kahir çoğunluğun hala tahammülü yok...
Şu tehdidin bir an önce ortadan kalkması gerek: Düzmece ihbarlar ya da belgelerle itibarın her türlüsü yerle bir edilebilir! Dedikodu veya fotokopilerle en sağlam yapıları bile sallayabilirsiniz...
İşte bu kabul edilebilir bir ortam değildir... 14 gün sürmüştür yıpratma süreci... Ama sanki 14 yıllık tahribat yapmış; tüm medyayı ve onu izleyen kamuoyunu meşgul etmiştir...
Şimdi söz Genelkurmay'da... Bunca hırpalanmadan sonra ne deseler haklılar...
Haksız yere darbeci, antidemokratik, komplocu, anayasa ihlalcisi durumuna sokulmanın hesabını sormalarını medyayı bilemem, ancak kamu vicdanı fazlasıyla istiyor... Hesap sorulmalı, ancak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Danimarka, İsveç ve Norveç Silahlı Kuvvetleri'nden çok farklı olduğu gerçeği de bir an olsun unutulmamalı...
Bir daha tövbe!
AMACIM WBF-Türkiye tarafından 27-28 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek olan 14. Tavla Şampiyonası'nı meraklıların dikkatine sunmaktı... Arı kovanına çomak sokmak değil...
Kimliğini, kendisine ulaşılabilecek adres veya telefonları vermeyen 'internet gezginlerini' pek ciddiye almam, ancak konu ilginç geldi. Onun için Lemi Tu-Men diye yazan bay/bayanın notundan söz edeceğim:
'Öncelikle bir gazeteci olarak gerekli araştırmayı yapmadan Türkiye'de sadece WBF varmış gibi bir ön yargı yaratıp bir yazı kaleme aldığınız için sizin ve sizin gibiler adına hicap duyuyorum bilesiniz...' diye başlamış... 'Bu, insanları doğru bilgilendirmekten uzak, sadece belden aşağı reklam yapmaya girer' diye devam ediyor. İyi mi!..
Neymiş? Sadece WBF yokmuş, WBA temsilciği de olan ve bir yıldır uluslararası kuralların uygulandığı turnuvalar düzenleyen, masrafları karşılayarak yurt dışına oyuncu götüren bir de İSTAVDER varmış...
Çok özür diliyorum İSTAVDER'den ve diğer tüm TAVDER'lerden...
Ayrıca benim sözünü ettiğim turnuvada klasik tavla oynanıyormuş, backgammon değil. Bu konuda beni uyaran 'yğmr ddd' rumuzuyla yazan hanım ya da beyden ve Sayın Cenk Çorbacıoğlu'ndan özür dilerim...
Bir daha da tavla organizasyonlarını yazarsam elim kırılsın...