Siyaset bilgisayar başında yapılmaz
01 Mayıs 2009 Akşam Gazetesi
Zaman ve Yeni Şafak gazeteleri Coca Cola'nın tam sayfa reklamlarını yayınlamışlar. İnternette bir kampanyadır gidiyor. İnsanları bu iki gazeteyi boykota çağırıyorlar:
'Tüm dünyada Müslümanlar, yıllık gelirinin bir bölümünü siyonist işgal şebekesine bağışladığını gizlemeyen Coca Cola'yı boykot çağrıları yaparken, Yeni Şafak ve Zaman'ın işgal destekçisi bu markanın tam sayfa reklamını yayınlamaları duyarlı Müslümanları harekete geçirdi.
Bir grup duyarlı Müslüman, Coca Cola ve işgalci katillerin destekçisi benzeri markaların reklamlarına yer vermeye devam ettikleri sürece Yeni Şafak ve Zaman'ın boykot edilmesi yönünde kampanya başlattı.'
40 yıl önce biz de bu tondan konuşuyorduk... Onun için arkadaşları gayet iyi anlıyorum... Yapılması gereken, onların bilgilerini güncellemek; iyi niyetlerini, sızlayan vicdanlarını köreltmek değil...
Bazı soruları sorsalar, mesele hallolacak:
Zaman ve Yeni Şafak sistemin dışına mı çıksınlar?.. Ekonomilerini kara parayla veya cemaatlerden toplanacak ianelerle mi çevirsinler?.. Yoksa ticari hayatın ve sistemin bir parçası olarak gazetecilik mi yapsınlar?..
Coca Cola, ne kadar Amerikan'dır? Küreselleşme sonucu bu tür büyük şirketlerin hisselerinin kimde olduğu bilinemez ki! (belki de çoğunluk hisseleri Müslümanların elindedir? Kim bilebilir?)
Nestle ne kadar İsviçreli'dir, Chelsea ne kadar İngiliz'dir, Opel, Daimler Chrysler ne kadar Alman'dır? Yapı Kredi ne kadar Türk'tür?.. 'Ulus devletler' hala varlıklarını sürdürebilmekte; ancak 'ulus markalar' giderek tarihe karışmaktadır...
Tam da başına dünyaya örnek, başarılı bir Türk geçmişken, Coca Cola'yı safkan ABD'li ilan etmek, konuyu odağından saptırmaz mı?
Herkes biliyor. ABD'nin ayıbı çok... Obama iktidara gelene kadar dünyadaki en yüksek ABD aleyhtarlığı Türkiye'deydi. Sizin terminolojinizle 'ABD emperyalizmiyle mücadele' siyasi bir meseledir. Siyaset, Meclis'te yapılır, siyasi partilerde yapılır... Tavsiyem, bu tür durumlarda hiçbir emek istemeyen, etkisi tartışılan internet ortamı yerine aktif siyaset içinde muhalefet yapmanızdır; bilgisayarlarınızın başında değil... Türkiye'de hala muhalefet çok zayıftır. Girin bir partiye orada haykırın doğru bulduklarınızı...
'İlginç' bir KSS kampanyası...
Pazarlama odaklı halkla ilişkiler (Marketing PR), Sponsorluk ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) çalışmaları genellikle birbirine karıştırılır. Cevahir AVM ve Peugeot'nun şu sıra karıştırdıkları gibi...
Nereden biliyorsun?
Şuradan biliyorum:
Bir: Haber sadece Marketing Türkiye'nin web sitesinde yer almış...
'İstanbul Cevahir Alışveriş Merkezi ve Peugeot, Dünya Trafik Haftası'nı da içine alan 1 - 10 Mayıs tarihleri arasında ilginç bir sosyal sorumluluk kampanyasına imza atmaya hazırlanıyor.
Cevahir AVM ve Peugeot, bu tarihler arasında pilot bölge olarak seçilen Şişli'de bir trafik oyunu oynamaya hazırlanıyor.
'Trafik bir takım oyunudur. Ancak her bir oyuncu görevini yaparsa bir sonuca ulaşılabilir' sloganıyla Peugeot otomobilleri ile yola düşen görevliler trafikte kurallara uyan, diğer sürücülere ve yayalara saygılı davranan sürücü avına çıkacaklar.
İl Trafik Müdürlüğü desteği ile ödül kazanmaya hak kazanan sürücüleri bir polis memuru durduracak ve neden durdurulduğu anlatıldıktan sonra İstanbul Cevahir AVM'nin desteği ile hediyeler verilecek. Trafikte farkındalık yaratılarak, sürücülere bir takım oyuncusu bilinci oluşturacak proje, önümüzdeki yıl tüm ili kapsayacak boyuta ulaşacak.'
Olayın içinde üç kuruluş var. Üç kuruluşun üçünün de web sitelerinde bilgiye dair tık yok... Ayrıca habere ve detaylara başka hiçbir mecrada rastlayamıyorsunuz. Marketing Türkiye, iş ve iletişim dünyası için en önemli mecradır; tamam... Peki Cevahir AVM ve Peugeot'nun esas hedef kitlesi nereden duyacak etkinliği?..
İki: Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri yılda 10 gün sürmezÖ Yıllarca sürer ve kesintisiz devam eder. (Bkz. Koç Topluluğu'nun Meslek Lisesi Memleket Meselesi; Telekom'un Eğitime Yüzde Yüz Destek projeleri). On günlük işler en fazla ticari sponsorluk olarak algılanır. İtibar üzerinde KSS gibi bir etki bırakmaz.
Üç: Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri öyle ikili üçlü yapılmaz... Yapılırsa hizmet eden işi ucuza getirmece, uyanıklık, ucuzculukmuş gibi algılanabilir. Bu da istenen bir şey değildir. Hiç yapılmaması tercih edilir. Yoksa iş hedefi üzerinde çarpan değil bölen etkisi yapar...
Onun için aman dikkat; her gördüğümüz her sakallı dedemiz, her 'doğrudan satışa yönelmeyen' etkinlik KSS değildir...
Zaman ve Yeni Şafak gazeteleri Coca Cola'nın tam sayfa reklamlarını yayınlamışlar. İnternette bir kampanyadır gidiyor. İnsanları bu iki gazeteyi boykota çağırıyorlar:
'Tüm dünyada Müslümanlar, yıllık gelirinin bir bölümünü siyonist işgal şebekesine bağışladığını gizlemeyen Coca Cola'yı boykot çağrıları yaparken, Yeni Şafak ve Zaman'ın işgal destekçisi bu markanın tam sayfa reklamını yayınlamaları duyarlı Müslümanları harekete geçirdi.
Bir grup duyarlı Müslüman, Coca Cola ve işgalci katillerin destekçisi benzeri markaların reklamlarına yer vermeye devam ettikleri sürece Yeni Şafak ve Zaman'ın boykot edilmesi yönünde kampanya başlattı.'
40 yıl önce biz de bu tondan konuşuyorduk... Onun için arkadaşları gayet iyi anlıyorum... Yapılması gereken, onların bilgilerini güncellemek; iyi niyetlerini, sızlayan vicdanlarını köreltmek değil...
Bazı soruları sorsalar, mesele hallolacak:
Zaman ve Yeni Şafak sistemin dışına mı çıksınlar?.. Ekonomilerini kara parayla veya cemaatlerden toplanacak ianelerle mi çevirsinler?.. Yoksa ticari hayatın ve sistemin bir parçası olarak gazetecilik mi yapsınlar?..
Coca Cola, ne kadar Amerikan'dır? Küreselleşme sonucu bu tür büyük şirketlerin hisselerinin kimde olduğu bilinemez ki! (belki de çoğunluk hisseleri Müslümanların elindedir? Kim bilebilir?)
Nestle ne kadar İsviçreli'dir, Chelsea ne kadar İngiliz'dir, Opel, Daimler Chrysler ne kadar Alman'dır? Yapı Kredi ne kadar Türk'tür?.. 'Ulus devletler' hala varlıklarını sürdürebilmekte; ancak 'ulus markalar' giderek tarihe karışmaktadır...
Tam da başına dünyaya örnek, başarılı bir Türk geçmişken, Coca Cola'yı safkan ABD'li ilan etmek, konuyu odağından saptırmaz mı?
Herkes biliyor. ABD'nin ayıbı çok... Obama iktidara gelene kadar dünyadaki en yüksek ABD aleyhtarlığı Türkiye'deydi. Sizin terminolojinizle 'ABD emperyalizmiyle mücadele' siyasi bir meseledir. Siyaset, Meclis'te yapılır, siyasi partilerde yapılır... Tavsiyem, bu tür durumlarda hiçbir emek istemeyen, etkisi tartışılan internet ortamı yerine aktif siyaset içinde muhalefet yapmanızdır; bilgisayarlarınızın başında değil... Türkiye'de hala muhalefet çok zayıftır. Girin bir partiye orada haykırın doğru bulduklarınızı...
'İlginç' bir KSS kampanyası...
Pazarlama odaklı halkla ilişkiler (Marketing PR), Sponsorluk ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) çalışmaları genellikle birbirine karıştırılır. Cevahir AVM ve Peugeot'nun şu sıra karıştırdıkları gibi...
Nereden biliyorsun?
Şuradan biliyorum:
Bir: Haber sadece Marketing Türkiye'nin web sitesinde yer almış...
'İstanbul Cevahir Alışveriş Merkezi ve Peugeot, Dünya Trafik Haftası'nı da içine alan 1 - 10 Mayıs tarihleri arasında ilginç bir sosyal sorumluluk kampanyasına imza atmaya hazırlanıyor.
Cevahir AVM ve Peugeot, bu tarihler arasında pilot bölge olarak seçilen Şişli'de bir trafik oyunu oynamaya hazırlanıyor.
'Trafik bir takım oyunudur. Ancak her bir oyuncu görevini yaparsa bir sonuca ulaşılabilir' sloganıyla Peugeot otomobilleri ile yola düşen görevliler trafikte kurallara uyan, diğer sürücülere ve yayalara saygılı davranan sürücü avına çıkacaklar.
İl Trafik Müdürlüğü desteği ile ödül kazanmaya hak kazanan sürücüleri bir polis memuru durduracak ve neden durdurulduğu anlatıldıktan sonra İstanbul Cevahir AVM'nin desteği ile hediyeler verilecek. Trafikte farkındalık yaratılarak, sürücülere bir takım oyuncusu bilinci oluşturacak proje, önümüzdeki yıl tüm ili kapsayacak boyuta ulaşacak.'
Olayın içinde üç kuruluş var. Üç kuruluşun üçünün de web sitelerinde bilgiye dair tık yok... Ayrıca habere ve detaylara başka hiçbir mecrada rastlayamıyorsunuz. Marketing Türkiye, iş ve iletişim dünyası için en önemli mecradır; tamam... Peki Cevahir AVM ve Peugeot'nun esas hedef kitlesi nereden duyacak etkinliği?..
İki: Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri yılda 10 gün sürmezÖ Yıllarca sürer ve kesintisiz devam eder. (Bkz. Koç Topluluğu'nun Meslek Lisesi Memleket Meselesi; Telekom'un Eğitime Yüzde Yüz Destek projeleri). On günlük işler en fazla ticari sponsorluk olarak algılanır. İtibar üzerinde KSS gibi bir etki bırakmaz.
Üç: Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri öyle ikili üçlü yapılmaz... Yapılırsa hizmet eden işi ucuza getirmece, uyanıklık, ucuzculukmuş gibi algılanabilir. Bu da istenen bir şey değildir. Hiç yapılmaması tercih edilir. Yoksa iş hedefi üzerinde çarpan değil bölen etkisi yapar...
Onun için aman dikkat; her gördüğümüz her sakallı dedemiz, her 'doğrudan satışa yönelmeyen' etkinlik KSS değildir...