Siyasilerin Tarkan’dan alacakları ders var…
02 AĞUSTOS 2010
Medyanın Tarkan’ı cadı kazanına atıp fokur fokur kaynattığı günlerde yazdıklarımın birer birer gerçekleşmekte olduğunu, okur dışında birilerinin teslim etmesini beklemiyorum. Ancak ben de söylemezsem içimde kalacak...
Ne demiştim bir kere daha hatırlayalım mı? 5 Mayıs’ta yazmışız:
“Starlarını ‘paralama’ konusunda tüm dünyaya taş çıkartan ülkemizde son kurbanlardan biri Tarkan’dı… Yasal süreci tenzih ediyorum. Sözünü ettiğim olaya magazin basınımızın yaklaşımı… Tutumumuz sadece Tarkan’a değil tüm starlara, şöhretlere karşı… Yani eğlence sektörünün tamamının beslendiği yapıyı yerle bir ediyoruz. Sonra da niye sinema sanayimiz, eğlence sanayimiz yok, neden gazetelerimiz 50 yıldır aynı miktarda satıyor, diye hayıflanıyoruz…
Tarkan konusunda tam da dediğimiz gerçekleşiyor… ‘Aslanlar gibi bir hit yakalasın -yani siyasiler için de geçerli olduğu üzere işini adam gibi yapsın- her şey düzelir…’ Tarkan’ın son parçası bu noktada hedefi 12’den vurmuş… Ben ritmi dâhil her şeyini beğendim…”
***
Tarkan olgunluk dönemine girdi ya… Brel tarzı baladlara yöneldi ya, Sezen’in muhteşem katma değerini görmemek için eşek olmak lazım ya; birileri hâlâ kabullenmekte zorlanıyor… ‘Pop klasikleri’, dinledikçe yerleşir yüreğe, orada yavaş yavaş büyürler; ilk dinlendiğinde hit olan ‘çıtır-bom’ parçalar gibi hemen akılda kalmazlar. Tarkan son CD’sinde bu türden en az 4 parça yakalamış; Tarkan’ı sıradanlığın batağında boğulmaya terk etmeye hazır tüm arkadaşlara inat…
Bir de onlara inat başka bir olay daha var. Tarkan’ın binlerce seyircisi ve onların yeni müziklere gösterdikleri reaksiyon. Dünkü gazetelerden bir bölüm aşağıya:
“5 bin kişi kapasitesi olan Açıkhava’da merdivenler bile doluydu. Yetkililer, 6 bin 500 bilet satıldığını açıkladı. Konser öncesi gişeler önünde uzun kuyruklar oluştu, bu yüzden trafik bile kilitlendi. Tarkan Fanları ‘Adın kalbimizde yazılı ebedi, biz hiç böyle sevmedik ki’ yazılı pankart açtı.
Seyircinin büyük bir özlemle beklediği Tarkan, sahneye asansörle indi ve konserine geçtiğimiz yıllarda aramızdan ayrılan Aysel Gürel’in ‘Sevdanın Son Vuruşu’ şarkısıyla başladı. Tarkan, yeni albümünün yanı sıra eski şarkılarını da seslendirdi. Şarkılarının hep bir ağızdan söylendiği konserde duygulu anlar yaşayan Tarkan, ‘Hepinize aşığım’ dedi. Tarkan’ın Perşembe günü çıkan yeni albümünün şarkılarının tüm hayranları tarafından ezbere söylenmesi dikkat çekti. ‘Adımı Kalbine Yaz’ şarkısı ise yeni albümde en çok sevilen hitlerden olacağını şimdiden belli etti. Açıkhava’da bugün (dün) yapılacak konserin biletleri de tükendi.”
***
Tarkan’ı markasını adam gibi yönetemediği için zaman zaman eleştirmişimdir. Hele kendi adını taşıyan kokunun lansman toplantısına katılmamasını hiçbir zaman anlayamamıştım. Ancak bu onun Türkiye’nin en büyük üç starından biri olduğu ve özellikle de medya tarafından el üstünde tutulması gerektiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Öte yandan Türkiye’de şöhretlerini yönetmeyi kısmen başarsalar da markalarını da yönetebilmiş kaç kişi tanıyoruz ki… Tarkan bunların en iyisidir yine de…
***
Ben siyasilerin yerinde olsam Tarkan’ı izlerdim. Çünkü o da siyasiler gibi popüler dünyanın içinde at koşturuyor… O da onlar gibi zaman zaman krizlerin içine düşebiliyor… Ve de Tarkan da siyasiler gibi ‘toplumu dikine kesen’ bir iş yapıyor… Zaten siyasiler kampanyalarında biraz da bu yüzden popüler starlardan destek almıyorlar mı?
O halde o popüler starlara bakmakta yarar var…
Bakıldığı zaman görülen özellikler şunlar: 1. Sürekli yenilik (yeni besteler; yeni kılık kıyafet, saç stili, yeni gündem -toplumsal dorumluk vb.- ) 2. Medya ile mesafe duygusunu yönetebilmek (hem yakın hem uzak olabilmek; içten ama laubali olmayan bir ilişki tesis edebilmek) 3. Uluslar arası benchmarking –kıyaslanabilirlik- (oralarda da geçer akçe olabilmek; Tarkan’ın yurtdışı konserlerine bir bakmakta yarar olabilir… Ve bütün bunların toplumun tüm katmanları tarafından benimsenmesini sağlamak… Örneğin, Obama’ya yaptırmaya çalıştıkları bu…
----------
Günün Sözü: “Büyük beyinler fikirleri, vasat beyinler olayları, küçük beyinler kişileri konuşur.” Hyman Rickover (Oramiral, ABD Deniz Kuvvetleri, U1986)
Ne demiştim bir kere daha hatırlayalım mı? 5 Mayıs’ta yazmışız:
“Starlarını ‘paralama’ konusunda tüm dünyaya taş çıkartan ülkemizde son kurbanlardan biri Tarkan’dı… Yasal süreci tenzih ediyorum. Sözünü ettiğim olaya magazin basınımızın yaklaşımı… Tutumumuz sadece Tarkan’a değil tüm starlara, şöhretlere karşı… Yani eğlence sektörünün tamamının beslendiği yapıyı yerle bir ediyoruz. Sonra da niye sinema sanayimiz, eğlence sanayimiz yok, neden gazetelerimiz 50 yıldır aynı miktarda satıyor, diye hayıflanıyoruz…
Tarkan konusunda tam da dediğimiz gerçekleşiyor… ‘Aslanlar gibi bir hit yakalasın -yani siyasiler için de geçerli olduğu üzere işini adam gibi yapsın- her şey düzelir…’ Tarkan’ın son parçası bu noktada hedefi 12’den vurmuş… Ben ritmi dâhil her şeyini beğendim…”
***
Tarkan olgunluk dönemine girdi ya… Brel tarzı baladlara yöneldi ya, Sezen’in muhteşem katma değerini görmemek için eşek olmak lazım ya; birileri hâlâ kabullenmekte zorlanıyor… ‘Pop klasikleri’, dinledikçe yerleşir yüreğe, orada yavaş yavaş büyürler; ilk dinlendiğinde hit olan ‘çıtır-bom’ parçalar gibi hemen akılda kalmazlar. Tarkan son CD’sinde bu türden en az 4 parça yakalamış; Tarkan’ı sıradanlığın batağında boğulmaya terk etmeye hazır tüm arkadaşlara inat…
Bir de onlara inat başka bir olay daha var. Tarkan’ın binlerce seyircisi ve onların yeni müziklere gösterdikleri reaksiyon. Dünkü gazetelerden bir bölüm aşağıya:
“5 bin kişi kapasitesi olan Açıkhava’da merdivenler bile doluydu. Yetkililer, 6 bin 500 bilet satıldığını açıkladı. Konser öncesi gişeler önünde uzun kuyruklar oluştu, bu yüzden trafik bile kilitlendi. Tarkan Fanları ‘Adın kalbimizde yazılı ebedi, biz hiç böyle sevmedik ki’ yazılı pankart açtı.
Seyircinin büyük bir özlemle beklediği Tarkan, sahneye asansörle indi ve konserine geçtiğimiz yıllarda aramızdan ayrılan Aysel Gürel’in ‘Sevdanın Son Vuruşu’ şarkısıyla başladı. Tarkan, yeni albümünün yanı sıra eski şarkılarını da seslendirdi. Şarkılarının hep bir ağızdan söylendiği konserde duygulu anlar yaşayan Tarkan, ‘Hepinize aşığım’ dedi. Tarkan’ın Perşembe günü çıkan yeni albümünün şarkılarının tüm hayranları tarafından ezbere söylenmesi dikkat çekti. ‘Adımı Kalbine Yaz’ şarkısı ise yeni albümde en çok sevilen hitlerden olacağını şimdiden belli etti. Açıkhava’da bugün (dün) yapılacak konserin biletleri de tükendi.”
***
Tarkan’ı markasını adam gibi yönetemediği için zaman zaman eleştirmişimdir. Hele kendi adını taşıyan kokunun lansman toplantısına katılmamasını hiçbir zaman anlayamamıştım. Ancak bu onun Türkiye’nin en büyük üç starından biri olduğu ve özellikle de medya tarafından el üstünde tutulması gerektiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Öte yandan Türkiye’de şöhretlerini yönetmeyi kısmen başarsalar da markalarını da yönetebilmiş kaç kişi tanıyoruz ki… Tarkan bunların en iyisidir yine de…
***
Ben siyasilerin yerinde olsam Tarkan’ı izlerdim. Çünkü o da siyasiler gibi popüler dünyanın içinde at koşturuyor… O da onlar gibi zaman zaman krizlerin içine düşebiliyor… Ve de Tarkan da siyasiler gibi ‘toplumu dikine kesen’ bir iş yapıyor… Zaten siyasiler kampanyalarında biraz da bu yüzden popüler starlardan destek almıyorlar mı?
O halde o popüler starlara bakmakta yarar var…
Bakıldığı zaman görülen özellikler şunlar: 1. Sürekli yenilik (yeni besteler; yeni kılık kıyafet, saç stili, yeni gündem -toplumsal dorumluk vb.- ) 2. Medya ile mesafe duygusunu yönetebilmek (hem yakın hem uzak olabilmek; içten ama laubali olmayan bir ilişki tesis edebilmek) 3. Uluslar arası benchmarking –kıyaslanabilirlik- (oralarda da geçer akçe olabilmek; Tarkan’ın yurtdışı konserlerine bir bakmakta yarar olabilir… Ve bütün bunların toplumun tüm katmanları tarafından benimsenmesini sağlamak… Örneğin, Obama’ya yaptırmaya çalıştıkları bu…
----------
Günün Sözü: “Büyük beyinler fikirleri, vasat beyinler olayları, küçük beyinler kişileri konuşur.” Hyman Rickover (Oramiral, ABD Deniz Kuvvetleri, U1986)