Ali Saydam
  • TV Programları
  • Basından
  • Hayatımı Zenginleştirenler
  • Yazılarım
    • Yeni Şafak Gazetesi
    • Marketing Türkiye
    • Z Raporu / Derin Ekonomi
    • TIMREPORT
    • Sabah Gazetesi
    • Akşam Gazetesi
    • Akşam Kitap Eki
    • Diğer
  • Kitaplarım
    • Algılama Yönetimi
    • Eş ve Müşteri Nasıl Kaybedilir?
    • İktidar Yalnızlıktır
    • Vazgeçmek Özgürlüktür
    • Perception Management
    • How to Lose Wives and Clients
    • Wahrnehmungs Management
  • Biyografi
  • Galeri
    • Video Galeri
  • İletişim

Son yalanları ‘tüy’ dikti…

26 Mart 2022 - Yeni Şafak 
​

​ 
Vallahi yalan söylemede ‘kadran kırdı’... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan söz ediyoruz…
Demiş ki: “Türkiye, bölgesinde ve dünyada, yaşanan politik çöküşün sonucu olarak büyük bir itibar kaybına uğradı. Eskiden ‘Türkiye’ deyince, devletler şöyle bir dururlardı; bakalım 'ne diyecek' diye. Şimdi ‘Türkiye’ deyince, sırtlarını dönüyorlar...”
Akıl, izan, vicdan… Hiçbirine sığmıyor bu açıklama…
Buna en güzel cevap, somut veriyle olur… Rusya-Ukrayna krizi ile ilgili olarak yalnızca Antalya Diplomasi Forumu bile ülkemiz adına dev bir başarı, diplomasinin en geniş biçimde işletilmesi adına ise müthiş bir altyapıydı. Forum’a 75 ülkeden, 17 devlet ve hükûmet başkanı, 80 bakan, 39 uluslararası teşkilat temsilcisi katılmış… 3 liderler oturumu, 3 yuvarlak masa toplantısı ve 200 görüşme yapılmış…
Kılıçdaroğlu’nun bu yalanına bir somut cevap daha var… TV 24 çok çarpıcı bir video hazırlanmış. Kanalın Genel Yayın yönetmeni Murat Çiçek’ten rica ettik, sağ olsun yolladı. Kılıçdaroğlu’nun bu iddiası karşısındaki mevcut durumu, sadece Sayın Cumhurbaşkanı seviyesinde yapılan diplomatik görüşmeleri anlatılıyor. Liste şöyle:
Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Kazakistan Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor, Bosna Hersek Başkanlık Konseyi Üyeleri Caferoviç ve Dodik, Bulgaristan Başbakanı Kiril Petkov, Gine Bissau Cumhurbaşkanı Umaro Sissoco Embalo, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani, Nijerya Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum, Sierra Leone Cumhurbaşkanı Julius Maada Bio, Liberya Cumhurbaşkanı George Weah, İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Hertzog, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ABD Başkanı Joe Biden, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz…
Nasıl?.. Yalan kuyruklu ama mumu yadsıya kadar dayanamıyor, değil mi?!
Bildiğiniz gibi bu yalanlar her alanda ortaya atılıyor… Hükûmetin başarılı olduğu her adım karalanmaya çalışılıyor… Açıldığı günden beri yapılan 1915 Çanakkale Köprüsü’ne yönelik saldırılar mesela…
İYİ Parti içinde ‘düzeysiz siyasi retorikten’ mümkün olduğu kadar uzak kalmaya çalışan Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu bile iki gün önce dedi ki; “İktidarın ne dediği değil, bizim ne gördüğümüz önemli. Onların ne söylediği önemli değil… Çünkü biz onların söyledikleriyle değil, yaşadıklarımızla onlara cevap veriyoruz”.
Daha birkaç gün önce Meral Akşener “Honkong’la Çin’i bağlayan köprünün kilometre maliyeti 360 milyon dolarken 1915 Çanakkale Köprüsü'nün kilometre maliyeti neden 900 milyon dolar?” diye ortaya çıkıverdi… Öyle ‘görmüş’ demek ki…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Adil Karaismailoğlu da bu yalanı “1915 Çanakkale Köprüsü'nün maliyeti 1 milyar 750 milyon avrodur. Uzunluğu ise 4,6 kilometredir. Bir ilkokul işlemi yapalım. Maliyeti, kilometreye bölelim 380,4 milyon avro çıkar. Bu da yaklaşık 418,7 milyon dolar yapar” diyerek anında boşa çıkarmadı mı?!
Heyecanla bekliyoruz… Dün açılan Tokat Havalimanı hakkında neler söyleyecekler?..
Bunların yalanları bitmedi, bitmez. Ancak yine de Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın sık sık hatırlattığı şu sözü biz de tekrarlayalım: “Muhalefet etmek, milletine, ülkesine, devletine, düşmanlık etmek demek değildir.”
 
Gözümüze takılanlar…
  • Mübarek Ramazan’a az kaldı; şimdiden Müslüman âlemine hayırlar getirmesini dileriz. Yeme içme sektörü neredeyse iki senedir ara vermek zorunda kaldığı iftarlar için heyecanlı görünüyor, şirketler de yer bulma konusunda zorluk çektiklerini söylüyorlar. Restoranlardan ardı ardına basın bültenleri geliyor. Burada ‘sıradanlığa’ düşmemek için ne lazım? Rutinin dışına çıkmak, farklılık üretmek, ilgi uyandırmak, özel olduğunu göstermek… Belki bir de şu: Pandemi önlemlerine sıkı sıkıya bağlı olduğunu belirtmek.
 
  • Dezenfektan markası Lysol “Temizlik ile dezenfeksiyon aynı değildir” sloganıyla dijital mecralarda bir reklam kampanyasına başlamış. Yanlış algılamayı değiştirmek, sıfırdan algılama inşa etmekten daha zordur. Lysol’un geç kalmadan bu hamleyi yapması yerinde bir aksiyon olmuş. Bundan sonra kampanyanın ne denli etkili olduğunu ölçümlemelerle tespit etmesi de iletişim stratejilerini doğru yönetmelerine yarayacaktır. (Cora, Ece Okumuş)
 
  • Komili, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası sponsorluğunda Ayvalık’ta “Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü” kuruyormuş. Kadın zeytin çiftçileri yetiştirme, iklim dostu, sürdürülebilir ve verimli çiftçilik pratiklerini öğretme ve organik zeytin üretimini destekleme amaçlarına hizmet edecekmiş. İşte size temeli doğru atılmış bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi… Toplumsal duyarlılığa cevap veren ve markanın varoluş nedenine uygun… (Golin, Elvan Başaran Taş)
 
  • Tam sürümü 2011 yılında piyasaya çıkan Minecraft adlı oyun, 200 milyonu aşkın satış rakamıyla dünya sıralamasında en üst seviyelerde. Lacoste’un bu ilgiyi pazarlama stratejisine taşımış iş birliğine gitmiş. Pek çok ebeveynin yasakladığı bu oyunla özdeşleşmek cesaret işi. Umarız karşılığını, mesajın ‘satın alma davranışına’ dönüşmesiyle alabilirler… (Kingdom İstanbul, Cansel Erçevik) 
www.alisaydam.com - 2014