Sultanlara ayıp olmuyor mu?
19 Aralık 2023 - yeni şafak
Pazar akşamı çok izlenen TV kanallarının spor programlarını bir bir dolaştım. Hepsinde kocaman kocaman adamlar konuşuyorlardı. Programın adı spor; ama konuşulan tek konu futbol… Her ne kadar Avrupa Şampiyonası’na katılma şansı elde etsek de kulüpler bazında esamemiz okunmayan Avrupa liglerinde nal topladığımız futbol… 6-1’lik yenilgiler, 4 gol birden yemeler… Sonuç; hezimet…
Oysa aynı gün birkaç saat önce, Çin’de FIVB Dünya Kulüpler Kupası final maçı vardı… Bütün dünyanın kadın voleybol takımlarının yarıştığı bir turnuvanın finali… Finali oynayan iki takımın ikisi de Türk takımlarıydı… Vakıfbank ve Eczacıbaşı Dynavit… Müthiş heyecan verici bir oyundu… Eczacıbaşı, burun farkıyla maçın kazananı, ayrıca tarihinde 3. kez bu kupanın sahibi ve şampiyon oldu. Vakıfbank da dünya ikincisi… Bizim spor programlarında tık yok…Peki, bu başarı rastlantısal mı; değil mi bir bakalım…
Avrupa Şampiyonu, Milletler Şampiyonu, Dünya Şampiyonu olan Kadın Millî Voleybol Takımımız dünyada bir numara!.. Dünya Kulüpler Şampiyonası kupasıyla birlikte Türkiye, kadın voleybolda kulüpler düzeyindeki 25. kupasını kazanmış. 1991 yılından bu yana düzenlenen Şampiyona’nın en başarılı ülkesi olan Türkiye, böylece 8. şampiyonluğuna ulaşmış.
VakıfBank’ın 4, Eczacıbaşı’nın 3 ve Fenerbahçe’nin ise 1 şampiyonluğu bulunuyormuş.
Türkiye, ilk kez 2018’de Milletler Ligi adıyla düzenlenen organizasyonda ikincilik, 2019 ve 2022’de dördüncülük, 2021’de ise üçüncülük elde etmişti. “Filenin Sultanları”nın tarihinde 1992 Balkan Şampiyonası, 2005 Akdeniz Oyunları, 2014 CEV Avrupa Ligi, 2015 Avrupa Oyunları ve 2021 İslami Dayanışma Oyunları şampiyonlukları bulunuyor.
Yani bu bir tesadüf değil… Bu bir anlayış, zihniyet ve organizasyon meselesi… Futbolcular, futbol kulüpleri, hakemler, kulüp başkanları, hocalar, Türkiye Futbol Federasyonu haddinden fazla konuşulacağına, buradaki başarı tahlil edilse ve bir modelleme çıkarılsa olmaz mı?
Örneğin voleybol konusunda ya da zaman zaman Eurolig’de fırtına gibi esen basketbol takımlarımızın gelişimi hakkında altyapı çalışmaları mı, üstyapı yatırımları mı, yönetim idaresi mi yoksa sporun lise düzeyine yayılmasının yönetilmesi mi etkili oldu?.. Bir araştırılsa… Halk genelinde bu spor dallarına yönelik itibarın nasıl oluşturulduğuna bir bakılsa…
Burada birkaç kuruma çok büyük görevler düşüyor… Öncelikle medyaya; yansıtma ve sözel yönlendirme konusunda… Sonra Millî Eğitim Bakanlığı’na; gençleri sadece test çözmeye değil, spor yapmaya ve analitik düşünmeye sevk edecek bir sistemi yeni baştan kurgulama konusunda… Gençlik ve Spor Bakanlığı’na; her ne kadar olimpik ve paralimpik sporlarda büyük başarılara imza atılsa da meselenin sadece tesis inşa etme ve yönetme işi değil, aynı zamanda bir kültür meselesi olduğunu kavramak ve kavratmak için etkili kampanyalar yürütme konusunda…Voleybolda sahadaki oyuncuların yarısı, hatta bazen yarısından fazlası Türk… Bir de bizim futbol takımlarında bakalım; 11 oyuncunun üçü Türk, sekizi yabancı... Hâl böyleyken ve futbolda başarı yerlerde sürünürken Pazar akşamı sadece futbol konuşuldu… Çok üzücü…
Vakıfbank ve Eczacıbaşı’nı canıgönülden kutluyorum… Sadece uluslararası başarıları için değil, bize sundukları model için de … Yeter ki doğru anlayalım, doğru tahlil edelim, doğru dersler çıkaralım…
Günün sözü
“Başarı tesadüf değildir. Öngörülebilen ve güçlü bir dizi koşul ve fırsatlardan ortaya çıkar.”
Malcolm Gladwell, ABD’li gazeteci
Gözümüze takılanlar…* sahibinden.com ile Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin birlikte hazırladıkları “Otomobil Piyasası Görünümü’’ raporunu yayınlanmış. Sitede yayınlanan ilanların üzerinden yapılan araştırmaya göre; Ekim’de bir önceki aya göre yüzde 1,5 azalan ‘ortalama satılık otomobil cari fiyatı’ Kasım ayında yüzde 2,5 daha düşmüş ve 879 bin 146 TL olmuş. Otomobil reel fiyatı da bir önceki aya göre yüzde 6 düşmüş. Mayıs ayından itibaren gerilemeye başlayan ‘yıllık fiyat artışı’ Eylül’de bir miktar yükselse de Ekim’de Kasım aylarında azalmaya devam etmiş ve Kasım’da yıllık artış yüzde 76,2’ye inmiş. (Çağla Karadere, A&B İletişim)
* Ernst & Young, 28 ülkede yaşları 18 ile 80 arasında değişen 22 bin kişinin katılımıyla “Geleceğin Tüketici Endeksi”ni hazırlamış. Araştırmaya göre; iklim değişikliğinin etkisi nedeniyle pek çok tüketici yaşama şekillerini ve satın aldıkları ürünleri değiştiriyormuş. İletişim sektöründe 50 yılı aşkın tecrübemiz bize bu türden anketlere inanmamamız gerektiğini öğretti. Kimse önünde konan, ‘duyarlılıklarının bir göstergesi’ gibi düşündükleri sorulara olumsuz cevaplar vermiyor. Oysa satın alma davranışı, önceliklerin ne olduğunu gayet açık bir şekilde ortaya koyuyor: Fiyat ve ihtiyaçlar…
* 4. Esenler Film Festivali’nin Filistinli konukları varmış. Festival kapsamında çevrim içi konuk olan yönetmen Mai Masri şunları söylemiş: “Devrimden sonra Filistin Film Enstitüsü devrimi belgelere döktü. Uluslararası bir dayanışma çok önemliydi. Gerçekliği dokümante etmemiz gerekiyordu. 1982’de ilk kadın yönetmenin filmini izledik. Bağımsız filmler yaparken insanları ve hikâyelerini anlatmak çok önemliydi. Sadece acılarımızı anlatmadık. Kadınlar, çocuklar, direniş hikâyeleri filmlerimizin konusu oldu.” Bazı film festivalleri takip etmeye değer…
Oysa aynı gün birkaç saat önce, Çin’de FIVB Dünya Kulüpler Kupası final maçı vardı… Bütün dünyanın kadın voleybol takımlarının yarıştığı bir turnuvanın finali… Finali oynayan iki takımın ikisi de Türk takımlarıydı… Vakıfbank ve Eczacıbaşı Dynavit… Müthiş heyecan verici bir oyundu… Eczacıbaşı, burun farkıyla maçın kazananı, ayrıca tarihinde 3. kez bu kupanın sahibi ve şampiyon oldu. Vakıfbank da dünya ikincisi… Bizim spor programlarında tık yok…Peki, bu başarı rastlantısal mı; değil mi bir bakalım…
Avrupa Şampiyonu, Milletler Şampiyonu, Dünya Şampiyonu olan Kadın Millî Voleybol Takımımız dünyada bir numara!.. Dünya Kulüpler Şampiyonası kupasıyla birlikte Türkiye, kadın voleybolda kulüpler düzeyindeki 25. kupasını kazanmış. 1991 yılından bu yana düzenlenen Şampiyona’nın en başarılı ülkesi olan Türkiye, böylece 8. şampiyonluğuna ulaşmış.
VakıfBank’ın 4, Eczacıbaşı’nın 3 ve Fenerbahçe’nin ise 1 şampiyonluğu bulunuyormuş.
Türkiye, ilk kez 2018’de Milletler Ligi adıyla düzenlenen organizasyonda ikincilik, 2019 ve 2022’de dördüncülük, 2021’de ise üçüncülük elde etmişti. “Filenin Sultanları”nın tarihinde 1992 Balkan Şampiyonası, 2005 Akdeniz Oyunları, 2014 CEV Avrupa Ligi, 2015 Avrupa Oyunları ve 2021 İslami Dayanışma Oyunları şampiyonlukları bulunuyor.
Yani bu bir tesadüf değil… Bu bir anlayış, zihniyet ve organizasyon meselesi… Futbolcular, futbol kulüpleri, hakemler, kulüp başkanları, hocalar, Türkiye Futbol Federasyonu haddinden fazla konuşulacağına, buradaki başarı tahlil edilse ve bir modelleme çıkarılsa olmaz mı?
Örneğin voleybol konusunda ya da zaman zaman Eurolig’de fırtına gibi esen basketbol takımlarımızın gelişimi hakkında altyapı çalışmaları mı, üstyapı yatırımları mı, yönetim idaresi mi yoksa sporun lise düzeyine yayılmasının yönetilmesi mi etkili oldu?.. Bir araştırılsa… Halk genelinde bu spor dallarına yönelik itibarın nasıl oluşturulduğuna bir bakılsa…
Burada birkaç kuruma çok büyük görevler düşüyor… Öncelikle medyaya; yansıtma ve sözel yönlendirme konusunda… Sonra Millî Eğitim Bakanlığı’na; gençleri sadece test çözmeye değil, spor yapmaya ve analitik düşünmeye sevk edecek bir sistemi yeni baştan kurgulama konusunda… Gençlik ve Spor Bakanlığı’na; her ne kadar olimpik ve paralimpik sporlarda büyük başarılara imza atılsa da meselenin sadece tesis inşa etme ve yönetme işi değil, aynı zamanda bir kültür meselesi olduğunu kavramak ve kavratmak için etkili kampanyalar yürütme konusunda…Voleybolda sahadaki oyuncuların yarısı, hatta bazen yarısından fazlası Türk… Bir de bizim futbol takımlarında bakalım; 11 oyuncunun üçü Türk, sekizi yabancı... Hâl böyleyken ve futbolda başarı yerlerde sürünürken Pazar akşamı sadece futbol konuşuldu… Çok üzücü…
Vakıfbank ve Eczacıbaşı’nı canıgönülden kutluyorum… Sadece uluslararası başarıları için değil, bize sundukları model için de … Yeter ki doğru anlayalım, doğru tahlil edelim, doğru dersler çıkaralım…
Günün sözü
“Başarı tesadüf değildir. Öngörülebilen ve güçlü bir dizi koşul ve fırsatlardan ortaya çıkar.”
Malcolm Gladwell, ABD’li gazeteci
Gözümüze takılanlar…* sahibinden.com ile Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin birlikte hazırladıkları “Otomobil Piyasası Görünümü’’ raporunu yayınlanmış. Sitede yayınlanan ilanların üzerinden yapılan araştırmaya göre; Ekim’de bir önceki aya göre yüzde 1,5 azalan ‘ortalama satılık otomobil cari fiyatı’ Kasım ayında yüzde 2,5 daha düşmüş ve 879 bin 146 TL olmuş. Otomobil reel fiyatı da bir önceki aya göre yüzde 6 düşmüş. Mayıs ayından itibaren gerilemeye başlayan ‘yıllık fiyat artışı’ Eylül’de bir miktar yükselse de Ekim’de Kasım aylarında azalmaya devam etmiş ve Kasım’da yıllık artış yüzde 76,2’ye inmiş. (Çağla Karadere, A&B İletişim)
* Ernst & Young, 28 ülkede yaşları 18 ile 80 arasında değişen 22 bin kişinin katılımıyla “Geleceğin Tüketici Endeksi”ni hazırlamış. Araştırmaya göre; iklim değişikliğinin etkisi nedeniyle pek çok tüketici yaşama şekillerini ve satın aldıkları ürünleri değiştiriyormuş. İletişim sektöründe 50 yılı aşkın tecrübemiz bize bu türden anketlere inanmamamız gerektiğini öğretti. Kimse önünde konan, ‘duyarlılıklarının bir göstergesi’ gibi düşündükleri sorulara olumsuz cevaplar vermiyor. Oysa satın alma davranışı, önceliklerin ne olduğunu gayet açık bir şekilde ortaya koyuyor: Fiyat ve ihtiyaçlar…
* 4. Esenler Film Festivali’nin Filistinli konukları varmış. Festival kapsamında çevrim içi konuk olan yönetmen Mai Masri şunları söylemiş: “Devrimden sonra Filistin Film Enstitüsü devrimi belgelere döktü. Uluslararası bir dayanışma çok önemliydi. Gerçekliği dokümante etmemiz gerekiyordu. 1982’de ilk kadın yönetmenin filmini izledik. Bağımsız filmler yaparken insanları ve hikâyelerini anlatmak çok önemliydi. Sadece acılarımızı anlatmadık. Kadınlar, çocuklar, direniş hikâyeleri filmlerimizin konusu oldu.” Bazı film festivalleri takip etmeye değer…