TİM’in ne işi var bu alanlarda?
01 eylül 2016 - TIMREPORT
TİM’in markaya, ülke tanıtımına, inovasyona ve tasarıma gösterdiği ilgiyi gören bazı iş insanlarımızın bu soruyu kendi kendilerine sormalarında hiçbir beis yoktur. Öyle ya, TİM ihracatla ilgili mevzuatla, teşviklerle, ihracatçının bürokrasi ve diğer ülke pazarlarındaki sorunlarıyla ilgilenmelidir. Ne işi vardır inovasyon ile ya da tasarımla?...
Bu sorunun yanıtının TİM yöneticileri tarafından defalarca ifade edilmiş olduğuna tanıklık etmiş biri olmama rağmen konuya bir kez daha değinmekte yarar görüyorum. Bir ay sonra, Ekim’in 18’i ile 23’ü arasında, TİM’in yıllardır ortaya koyduğu bir dünya görüşü ve stratejinin gereği bir aksiyon olarak ortaya çıkan Türkiye Tasarım Haftası’nın hak ettiği ilgi, anlayış ve desteği görmesine karınca kararınca bir katkıda bulunmak adına konuya bir kez daha değinmek bizce elzem…
Ekonomi Bakanlığı ile TİM’in işbirliğinde bu yıl ilk kez düzenlenecek olan Tasarım Haftası’nın ihracat dünyamızla birebir alâkasının verimli sonuçlarına dair somut örnekleriyle belki kısa vade içinde karşılaşmayacağız; ancak, ihracatçımızın dünyayla temas halinde oluşan ufuk çizgisinde, geleceğe dair hedeflerinde, tasarımın markalaşmadaki yeri ve önemi giderek daha da belirginleşecektir. Diyelim çeyrek yüzyıl sonra “Bizim TİM, tasarımla, inovasyonla neden uğraşır?” gibi soruları soran ihracatçımız herhalde kalmayacaktır.
Kızılderililere ait olduğu sanılan bir atasözü vardır. Bilgeliği ve yalınlığıyla dikkatimizi çeken çok sevimli bu deyişin önce olayın naifliğini iyice dile getiren İngilizcesini yazalım: “You can’t move the mountains. But you move the Money. And Money moves the mountains”. Türkçesi şöyle: “Dağları yerinden oynatamazsın. Ancak parayı oynatabilirsin. O zaman da para gider dağları yerinden oynatır.”
Gerek İnovasyon, gerekse de Tasarımın ihracatçılarca bu açıdan neden ele alınması; markaya, know how’a, Ar-Ge’ye yatırım yapılmasına neden inanılması gerektiğinin ihracat dünyamız tarafından kavranıp desteklenmesi, Türkiye’nin hedeflerine daha hızlı ulaşmasını sağlayacaktır.
Başkan Mehmet Büyükekşi, Türkiye Tasarım Haftası’nın duyurulduğu basın toplantısında 2023 hedeflerinde 10 uluslararası markanın yaratılmasının yer aldığını söylüyordu. Son 6 yıl içinde de 250’ye yakın Ar-Ge merkezi açmışız. TİM, ülkemizin ihracatçılarının sesi olan bir kurum olarak, hem firmalara hem de gelecek nesillere inovasyon tutkusunun yerleştirilmesinden ve ‘tasarım meşalesini ülkemizde yakmak’tan kendisini sorumlu tutuyor. İhracatçımızın ‘Katma değerli yüksek ürün geliştirilmesi’ meselesinden başlayarak, uluslararası markalar arasında Türk markalarının yerini almasına uzanan hedefleri ile ülkemizin dünyada rekabetçi üstünlük kazanması arasında çok yakın bir alâka vardır.
Türkiye Tasarım Haftası’nın hedef kitlesi arasında üniversiteler, akademisyenler, sanayiciler, öğrenciler olduğu kadar elbette ihracatçılarımız da vardır. Tasarıma, inovasyona, Ar-Ge’ye yatırım yapan ve yapacak olan ihracatçılarımızın tasarımın sanayi, endüstri ve ihracatla buluşmasına katkı sağlayacak bu özel haftaya ilgi göstermesinde sayısız yarar vardır.
Dağları yerinden oynatmak, para ve zaman meselesiyse bu iki kavramın yanı sıra, ihracatçımızın bireysel ve kurumsal entelektüel sermayesinin taşıdığı hayati önemi hatırlama ve hatırlatmak da TİM’in boynunun borcudur.
Güneydoğu’daki terör, Güney sınırlarımızdaki DAEŞ ve PYD’ye karşı verilen mücadele ve ülkemize gözü dönmüş bir şekilde saldıran FETÖ’nün 15 Temmuz sonrasında etkisiz kılınması yolunda atılan ciddi adımlar arasında 2023 hedeflerimizi de aynen koruduğumuzu aramızda bilmeyenimiz yok. Bunca zorlu gündemlerle baş etmeye çalışılırken uzun yıllar boyunca güçlü vizyoner, sağlam stratejilerle yönetilen ekonomimizin sağlam payandalara oturtulmuş olması yolumuzu kolaylaştıracaktır…
Bu sorunun yanıtının TİM yöneticileri tarafından defalarca ifade edilmiş olduğuna tanıklık etmiş biri olmama rağmen konuya bir kez daha değinmekte yarar görüyorum. Bir ay sonra, Ekim’in 18’i ile 23’ü arasında, TİM’in yıllardır ortaya koyduğu bir dünya görüşü ve stratejinin gereği bir aksiyon olarak ortaya çıkan Türkiye Tasarım Haftası’nın hak ettiği ilgi, anlayış ve desteği görmesine karınca kararınca bir katkıda bulunmak adına konuya bir kez daha değinmek bizce elzem…
Ekonomi Bakanlığı ile TİM’in işbirliğinde bu yıl ilk kez düzenlenecek olan Tasarım Haftası’nın ihracat dünyamızla birebir alâkasının verimli sonuçlarına dair somut örnekleriyle belki kısa vade içinde karşılaşmayacağız; ancak, ihracatçımızın dünyayla temas halinde oluşan ufuk çizgisinde, geleceğe dair hedeflerinde, tasarımın markalaşmadaki yeri ve önemi giderek daha da belirginleşecektir. Diyelim çeyrek yüzyıl sonra “Bizim TİM, tasarımla, inovasyonla neden uğraşır?” gibi soruları soran ihracatçımız herhalde kalmayacaktır.
Kızılderililere ait olduğu sanılan bir atasözü vardır. Bilgeliği ve yalınlığıyla dikkatimizi çeken çok sevimli bu deyişin önce olayın naifliğini iyice dile getiren İngilizcesini yazalım: “You can’t move the mountains. But you move the Money. And Money moves the mountains”. Türkçesi şöyle: “Dağları yerinden oynatamazsın. Ancak parayı oynatabilirsin. O zaman da para gider dağları yerinden oynatır.”
Gerek İnovasyon, gerekse de Tasarımın ihracatçılarca bu açıdan neden ele alınması; markaya, know how’a, Ar-Ge’ye yatırım yapılmasına neden inanılması gerektiğinin ihracat dünyamız tarafından kavranıp desteklenmesi, Türkiye’nin hedeflerine daha hızlı ulaşmasını sağlayacaktır.
Başkan Mehmet Büyükekşi, Türkiye Tasarım Haftası’nın duyurulduğu basın toplantısında 2023 hedeflerinde 10 uluslararası markanın yaratılmasının yer aldığını söylüyordu. Son 6 yıl içinde de 250’ye yakın Ar-Ge merkezi açmışız. TİM, ülkemizin ihracatçılarının sesi olan bir kurum olarak, hem firmalara hem de gelecek nesillere inovasyon tutkusunun yerleştirilmesinden ve ‘tasarım meşalesini ülkemizde yakmak’tan kendisini sorumlu tutuyor. İhracatçımızın ‘Katma değerli yüksek ürün geliştirilmesi’ meselesinden başlayarak, uluslararası markalar arasında Türk markalarının yerini almasına uzanan hedefleri ile ülkemizin dünyada rekabetçi üstünlük kazanması arasında çok yakın bir alâka vardır.
Türkiye Tasarım Haftası’nın hedef kitlesi arasında üniversiteler, akademisyenler, sanayiciler, öğrenciler olduğu kadar elbette ihracatçılarımız da vardır. Tasarıma, inovasyona, Ar-Ge’ye yatırım yapan ve yapacak olan ihracatçılarımızın tasarımın sanayi, endüstri ve ihracatla buluşmasına katkı sağlayacak bu özel haftaya ilgi göstermesinde sayısız yarar vardır.
Dağları yerinden oynatmak, para ve zaman meselesiyse bu iki kavramın yanı sıra, ihracatçımızın bireysel ve kurumsal entelektüel sermayesinin taşıdığı hayati önemi hatırlama ve hatırlatmak da TİM’in boynunun borcudur.
Güneydoğu’daki terör, Güney sınırlarımızdaki DAEŞ ve PYD’ye karşı verilen mücadele ve ülkemize gözü dönmüş bir şekilde saldıran FETÖ’nün 15 Temmuz sonrasında etkisiz kılınması yolunda atılan ciddi adımlar arasında 2023 hedeflerimizi de aynen koruduğumuzu aramızda bilmeyenimiz yok. Bunca zorlu gündemlerle baş etmeye çalışılırken uzun yıllar boyunca güçlü vizyoner, sağlam stratejilerle yönetilen ekonomimizin sağlam payandalara oturtulmuş olması yolumuzu kolaylaştıracaktır…