Tahrip kalıbı gibi…
25 mayıs 2023 yeni şafak
İlkesizliğin bile dibini bulabildiler… 7’li Masa’ya sekizinci eklendi… Öyle bir sekizinci ki; Masa’nın tamamını berhava edebilir…
Ümit Özdağ’ın 9 Eylül 2022 tarihinde, yani şunun şurasında 8 ay önce, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı olduğunu ifade ederken ortaya koyduğu gerekçeyi hatırlayalım:
“Yerel seçimlerde Güneydoğu Anadolu'da HDP büyük bir atılım yapar. Belediye başkanlıklarının büyük bir bölümünü ele geçirir. Örgütle HDP belediyeleri arasında etkileşim yoğunlaşır. Bunlara Kılıçdaroğlu dokunmaz. Bir süre sonra Suriyelilerin yoğun yaşadığı yerlerde karışıklıklar çıkar. O zaman bu belediyeler birleşir ve çıkan karışıklığa karşı uluslararası destek ve PKK desteği isterler ve Türkiye iç savaşı çıkar."
Şimdi bu zihniyet, ‘iç savaşa’ neden olacağını iddia ettiği Kılıçdaroğlu ile kol kola…
Sadece kol kola da değil, aynı zamanda kabinenin içinde olmayı da garantilemiş… Özdağ, dün 09.19’da attığı tweet’te dedi ki: “Öncelikle elinize sağlık gençler. Size Zafer Partisi’ndeki şablonları da verelim. Ve söz ben İçişleri Bakanı olarak yollayacağım.”
CHP Sözcüsü Faik Öztrak “Yok öyle bir şey” dese de Sözcü TV’de dün öğle saatlerinde yapılan yayına ve kulis bilgilerine göre Özdağ, iki bakanlık ve üç başkanlık kapmış… İçişleri Bakanlığı ile Kültür Bakanlığı... Başkanlıklar ise en az bakanlıklar kadar önemli: MİT Başkanlığı, TİKA - Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı…
Adam haklı… Kılıçdaroğlu, “Amaç, aracı mübah kılar” saçmalığından hareketle önüne gelene ulufe dağıtmış… Almasın mı?..
Toplam oyları yüzde 1-2’yi geçmeyen dört partiye 39 milletvekilliğini, Meclis’te yüzde 6’nın üzerinde temsiliyet hakkını, 8 Cumhurbaşkanlığı yardımcılığını ve en az birer de bakanlığı altın tepside sunan Kılıçdaroğlu, her ne kadar ‘amaç birliği’ yaptığı HDP’nin seçmenini ve de CHP’nin ulusalcı tabanını mutazarrır etse de ‘ilkesiz birlik’ stratejisini, en başından beri arzuladığı hedefe ulaşmak uğruna sürdürüyor…
Çünkü, kaybettiği seçimlerin sayısı 10’larla ifade edilen Kılıçdaroğlu, siyasi kariyer yolculuğunun sonuna geldiğini hissediyor…
Yazımızı, Cumhur İttifakı’nın 4 Mayıs 2018 tarihli “Seçim İttifakı Protokolü”nden aldığımız bir bölümle noktalayalım:
“’Cumhur İttifakı’ sadece bir seçim ittifakı olmayıp, Türkiye’ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimler karşısında, millî ve ahlaki bir duruş ve bu çerçevede sürdürülecek tarihi bir birlikteliktir. Cumhur İttifakı, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘muasır medeniyet seviyesinin üzerinde çıkma’ hedefini yakalama azmi ile millî ve üniter bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Milletini ilelebet yaşatma iradesidir.”
Not: Millet İttifakı Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde Atatürk ve millî bağımsızlık düşüncesinden eser yoktur.
Günün sözü
“Ne ibrettir kızarmak bilmeyen çehren...”
Mehmet Akif Ersoy
Gözümüze takılanlar…
Ümit Özdağ’ın 9 Eylül 2022 tarihinde, yani şunun şurasında 8 ay önce, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı olduğunu ifade ederken ortaya koyduğu gerekçeyi hatırlayalım:
“Yerel seçimlerde Güneydoğu Anadolu'da HDP büyük bir atılım yapar. Belediye başkanlıklarının büyük bir bölümünü ele geçirir. Örgütle HDP belediyeleri arasında etkileşim yoğunlaşır. Bunlara Kılıçdaroğlu dokunmaz. Bir süre sonra Suriyelilerin yoğun yaşadığı yerlerde karışıklıklar çıkar. O zaman bu belediyeler birleşir ve çıkan karışıklığa karşı uluslararası destek ve PKK desteği isterler ve Türkiye iç savaşı çıkar."
Şimdi bu zihniyet, ‘iç savaşa’ neden olacağını iddia ettiği Kılıçdaroğlu ile kol kola…
Sadece kol kola da değil, aynı zamanda kabinenin içinde olmayı da garantilemiş… Özdağ, dün 09.19’da attığı tweet’te dedi ki: “Öncelikle elinize sağlık gençler. Size Zafer Partisi’ndeki şablonları da verelim. Ve söz ben İçişleri Bakanı olarak yollayacağım.”
CHP Sözcüsü Faik Öztrak “Yok öyle bir şey” dese de Sözcü TV’de dün öğle saatlerinde yapılan yayına ve kulis bilgilerine göre Özdağ, iki bakanlık ve üç başkanlık kapmış… İçişleri Bakanlığı ile Kültür Bakanlığı... Başkanlıklar ise en az bakanlıklar kadar önemli: MİT Başkanlığı, TİKA - Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı…
Adam haklı… Kılıçdaroğlu, “Amaç, aracı mübah kılar” saçmalığından hareketle önüne gelene ulufe dağıtmış… Almasın mı?..
Toplam oyları yüzde 1-2’yi geçmeyen dört partiye 39 milletvekilliğini, Meclis’te yüzde 6’nın üzerinde temsiliyet hakkını, 8 Cumhurbaşkanlığı yardımcılığını ve en az birer de bakanlığı altın tepside sunan Kılıçdaroğlu, her ne kadar ‘amaç birliği’ yaptığı HDP’nin seçmenini ve de CHP’nin ulusalcı tabanını mutazarrır etse de ‘ilkesiz birlik’ stratejisini, en başından beri arzuladığı hedefe ulaşmak uğruna sürdürüyor…
Çünkü, kaybettiği seçimlerin sayısı 10’larla ifade edilen Kılıçdaroğlu, siyasi kariyer yolculuğunun sonuna geldiğini hissediyor…
Yazımızı, Cumhur İttifakı’nın 4 Mayıs 2018 tarihli “Seçim İttifakı Protokolü”nden aldığımız bir bölümle noktalayalım:
“’Cumhur İttifakı’ sadece bir seçim ittifakı olmayıp, Türkiye’ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimler karşısında, millî ve ahlaki bir duruş ve bu çerçevede sürdürülecek tarihi bir birlikteliktir. Cumhur İttifakı, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘muasır medeniyet seviyesinin üzerinde çıkma’ hedefini yakalama azmi ile millî ve üniter bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Milletini ilelebet yaşatma iradesidir.”
Not: Millet İttifakı Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde Atatürk ve millî bağımsızlık düşüncesinden eser yoktur.
Günün sözü
“Ne ibrettir kızarmak bilmeyen çehren...”
Mehmet Akif Ersoy
Gözümüze takılanlar…
- “Türk Mutfağı: Asırlık Tariflerle” kitabı, Emine Erdoğan Hanımefendi öncülüğünde 2021 yılında yayınlanmıştı… ‘Gastrodiplomasi’ alanındaki bu önemli adımın Hanımefendi tarafından sahiplenilmesi, ‘sürdürülebilir’ olacağının da bir işaretiydi. Bu alandaki adımlar, yine onun himayesinde 21-27 Mayıs günlerinde İstanbul’da düzenlenen “Türk Mutfağı Haftası” etkinlikleriyle devam ediyormuş. Hafta kapsamında fotoğraf sergisi ve söyleşilerin yanı sıra “Gastrodiplomasi” ve “Sürdürülebilir Türk Mutfağı” başlıklı iki de panel varmış. Etkinlik programına Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın internet sitesinden ulaşılabiliyor.
- Yarın “Dünya Havlu Günü” (!) imiş… Özdilek Ev Tekstili de 25 Mayıs’ta Özdilek AVM’leri, departman mağazaları ve Özdilek Ev Tekstili mağazalarından yapılacak 250 TL ve üzeri ev tekstili alışverişlerinde havlu hediye edecekmiş. Basın bültenlerinde “Dünyaca ünlü ticaret güzergahı İpek Yolu üzerinde bulunan, günümüz Türkiye’sindeki Bursa şehrinin dünyaya sunduğu bir hediye havlu, Özdilek Ev Tekstili ile kültürel bir değer olarak yaşatılmaya devam ediliyor” diyerek, konunun kültürel altyapısına dair hoş bir gönderme de yapmışlar. Fakat, “Havlu günü de nereden çıktı?” diye soranlardansanız, absürt bir açıklama sizi bekliyor. Yine basın bülteninden öğrendiğimize göre; Adams Douglas’ın “Otostopçu’nun Galaksi Rehberi” adlı bilimkurgu kitabında havlu, yıldızlararası gezen bir otostopçunun sahip olması gereken en önemli eşya olarak anlatılıyormuş. Dünya Havlu Günü de kitabın hayranlarının her yıl yazarı anmak için “Panik yapma ve bir havlu taşı” mottosuyla kutladıkları bir günmüş. (Nilay Türköz, Medya Bilgi Rehberi)
- Türk Telekom (TT), Atatürk Kültür Merkezi’ndeki “Türk Telekom Opera Salonu” için düzenlediği açılış töreniyle Global Eventex Awards Programı’nda iki uluslararası ödüle layık görülmüş. TT, ‘Kültür Etkinlikleri’ kategorisinde altın ödül, ‘Görsel İşitsel Kullanım’ kategorisinde ise bronz ödülün sahibi olmuş. Yaklaşık bir yıl önce, bu ‘muhteşem’ açılışa tanık olmuştuk. TT’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla imzaladığı mali destek sözleşmesi sonucunda ortaya çıkan iş birliği de aynı gün sanat ve iş dünyası ile paylaşılmıştı. Gece, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın hem klasik parçaları seslendirdiği hem de soprano Görkem Ezgi Yıldırım, bağlama ustası Cengiz Özkan, solistler Dilek Türkan ve Mazhar Alanson’a eşlik ettiği muazzam bir gösteri ve konserle son bulmuştu. Bir de salonun dört tarafına yansıtılan dijital sanat gösterisi vardı… Illusionist Digital Art Studio imzalı gösteri Türk Telekom’un ‘kilit mesajlarına’ son derece uygun bir seçimdi… Bugüne kadar sahne sanatları, prodüksiyonlar denilince akla ilk gelen ülkelerden değildik. Artık bunun değişmeye başladığını görmek sevindirici…