Terzinin diktiği, müşterinin istediği...
18 Aralık 2018 - yeni şafak
Google, 2018 yılının arama trendlerini (en çok arananları) yayınladı. Google’ın “trends” sayfasına girerseniz internet kullanıcılarının hem dünya çapında hem de ülkelere göre en çok aradığı kelimeleri ana başlıklar altında bulabilirsiniz.
Reklamcılar, iletişim ajansları ile tüm iletişimci, sosyolog, siyasetçi ve siyaset bilimciler için çok önemli olan bu verileri dikkatle incelemek gerekiyor. Çünkü, tüm bu işlerle iştigal edenlerin ilk yapmaları gereken, hitap ettikleri kitleyi tanımak olmalı.
Toplumun kılcal damarlarını tespit etmek ve onun ortak ruhi şekillenmesinin ne olduğuna hakim olmak, biz iletişimciler için mesajımızı tasarlarken öncelik vermemiz gereken iki unsur... Çünkü ulaşmak istediğiniz kesimle aynı dili konuşmanız sadece Türkçe konuşmanız anlamına gelmiyor. Aynı kültür ve değer kodlarıyla konuşmanız size ortak bir dil sağlıyor. Aynı dili konuşmazsanız, iletişimi unutun. Siyasi, ticari, insani ya da her ne amaçla olursa olsun “söylemek istediğiniz şey” yerine ulaşmayacaktır. İnsanlar sizi duymayacaktır. Mesaj iletilemedi uyarısı bile alamazsınız.
Örneğin, tüm dünyada pek çok yeniliğe öncülük etmekte olduğu düşünülen iki ülke, ABD ve İngiltere’de en çok aranan kelime, 2018 yılında, “Dünya Kupası” olmuş... İletişimciler için bulunmaz fırsat. Futbol öğeleriyle desteklenen bir kampanya çok işe yarayabilirmiş. Evet, yarayabilirmiş ama nerede? Türkiye aramalarına baktığımızda 2018’de en çok aranan kelime “dolar” olmuş. Yani, bizde kullanıcının önceliği bir hayli farklı. En çok aranan dizilere baktığımızda Türkiye’de “Sen Anlat Karadeniz” karşımıza çıkıyor. Amerika’da “Roseanne”, İngiltere’de de “I’m Celebrity” (“Ben Ünlüyüm”) en çok arananların ilk sıralarında. Burada yapmamız gereken ise biraz daha incelik istiyor. Dizilerin içeriklerine bakarak hangi temanın izleyiciyi cezbettiği önem kazanıyor. Sen Anlat Karadeniz kadınların sorunlarına ağırlık vermesiyle öne çıkıyor. Bunu dizi izleyenlerin yaş, cinsiyet ve diğer demografik özellikleriyle analiz edip “iletişimin ses tonu”nu öyle belirlemek mümkün olabilir.
Seslenmek istediğimiz kesimin hangi kültür ve değerlere sahip olduğu, iletişimin ses tonunu ayarlamamızda bize yol gösterici olacaktır. Terzinin diktiği, dünyanın en güzel elbisesi bile olsa müşterinin üstüne oturmazsa hiçbir işe yaramaz.
Pek çok araştırma şirketi belli periyodlarla ya da en azından yıllık olarak değerler haritası, toplumları anlama kılavuzları yayınlıyor. İletişimciler gibi toplumla çalışan diğer kesimlerin de bu araştırmaları gözlerinin önünden ayırmaması gerekiyor.
Son olarak biraz da uyarı niteliğinde söyleyeceklerimiz olabilir... Bazı anahtar kelimeleri kullanarak hangi ülke veya şehirlerden insanların, hangi bağlamda araştırma yaptığına da bakabilirsiniz.
Benim aklıma ilk olarak “Turkey” yazarak yabancıların ülkemizle ilgili ne aramak istediklerine bakmak geldi... 2018’de bizi en çok Lübnanlılar merak etmiş. Onu Katar izliyor. Ardından Kıbrıs, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri geliyor...
Yalnız araştırmacılar için küçük bir uyarı: Turkey kelimesiyle bağlantılı arama sonuçlarına bakmak isterlerse bir tuzak var. Kelime aynı zamanda “hindi” anlamına da geldiği için tifoya yol açan ve salmonella bakterisi ile ilgili sonuçlar önümüze çıkıyor. İşi derinleştirmeden analiz yapabileceğini düşünen varsa çok yanlış sonuçlara varabilir. Bizden söylemesi...
Reklamcılar, iletişim ajansları ile tüm iletişimci, sosyolog, siyasetçi ve siyaset bilimciler için çok önemli olan bu verileri dikkatle incelemek gerekiyor. Çünkü, tüm bu işlerle iştigal edenlerin ilk yapmaları gereken, hitap ettikleri kitleyi tanımak olmalı.
Toplumun kılcal damarlarını tespit etmek ve onun ortak ruhi şekillenmesinin ne olduğuna hakim olmak, biz iletişimciler için mesajımızı tasarlarken öncelik vermemiz gereken iki unsur... Çünkü ulaşmak istediğiniz kesimle aynı dili konuşmanız sadece Türkçe konuşmanız anlamına gelmiyor. Aynı kültür ve değer kodlarıyla konuşmanız size ortak bir dil sağlıyor. Aynı dili konuşmazsanız, iletişimi unutun. Siyasi, ticari, insani ya da her ne amaçla olursa olsun “söylemek istediğiniz şey” yerine ulaşmayacaktır. İnsanlar sizi duymayacaktır. Mesaj iletilemedi uyarısı bile alamazsınız.
Örneğin, tüm dünyada pek çok yeniliğe öncülük etmekte olduğu düşünülen iki ülke, ABD ve İngiltere’de en çok aranan kelime, 2018 yılında, “Dünya Kupası” olmuş... İletişimciler için bulunmaz fırsat. Futbol öğeleriyle desteklenen bir kampanya çok işe yarayabilirmiş. Evet, yarayabilirmiş ama nerede? Türkiye aramalarına baktığımızda 2018’de en çok aranan kelime “dolar” olmuş. Yani, bizde kullanıcının önceliği bir hayli farklı. En çok aranan dizilere baktığımızda Türkiye’de “Sen Anlat Karadeniz” karşımıza çıkıyor. Amerika’da “Roseanne”, İngiltere’de de “I’m Celebrity” (“Ben Ünlüyüm”) en çok arananların ilk sıralarında. Burada yapmamız gereken ise biraz daha incelik istiyor. Dizilerin içeriklerine bakarak hangi temanın izleyiciyi cezbettiği önem kazanıyor. Sen Anlat Karadeniz kadınların sorunlarına ağırlık vermesiyle öne çıkıyor. Bunu dizi izleyenlerin yaş, cinsiyet ve diğer demografik özellikleriyle analiz edip “iletişimin ses tonu”nu öyle belirlemek mümkün olabilir.
Seslenmek istediğimiz kesimin hangi kültür ve değerlere sahip olduğu, iletişimin ses tonunu ayarlamamızda bize yol gösterici olacaktır. Terzinin diktiği, dünyanın en güzel elbisesi bile olsa müşterinin üstüne oturmazsa hiçbir işe yaramaz.
Pek çok araştırma şirketi belli periyodlarla ya da en azından yıllık olarak değerler haritası, toplumları anlama kılavuzları yayınlıyor. İletişimciler gibi toplumla çalışan diğer kesimlerin de bu araştırmaları gözlerinin önünden ayırmaması gerekiyor.
Son olarak biraz da uyarı niteliğinde söyleyeceklerimiz olabilir... Bazı anahtar kelimeleri kullanarak hangi ülke veya şehirlerden insanların, hangi bağlamda araştırma yaptığına da bakabilirsiniz.
Benim aklıma ilk olarak “Turkey” yazarak yabancıların ülkemizle ilgili ne aramak istediklerine bakmak geldi... 2018’de bizi en çok Lübnanlılar merak etmiş. Onu Katar izliyor. Ardından Kıbrıs, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri geliyor...
Yalnız araştırmacılar için küçük bir uyarı: Turkey kelimesiyle bağlantılı arama sonuçlarına bakmak isterlerse bir tuzak var. Kelime aynı zamanda “hindi” anlamına da geldiği için tifoya yol açan ve salmonella bakterisi ile ilgili sonuçlar önümüze çıkıyor. İşi derinleştirmeden analiz yapabileceğini düşünen varsa çok yanlış sonuçlara varabilir. Bizden söylemesi...