Tren haberlerini medya mı verecek hükümet mi?
01 hAZİRAN 2007
Şu bombalanarak durdurulan tren olayı var ya... Pek çok açıdan daha uzun süre konuşulacak. Gelişmeleri, ‘Kriz iletişimi’ açısından ele almakta da yarar var. Hepimize pek çok şey öğretir.
Önce durumu özetleyelim. Yük treni bombayla yolda devriliyor. Konteynerlerin içindeki şu ‘mühimmat’ etrafa dökülüyor: 297 atış rampası, 1032 havan topu mermisi, 135 sandık patlayıcı, 762 Kanas marka suikast tüfeği, 54 makineli tüfek, 120 sandık havan mermisi, 775 sandık askeri malzeme, 161 çatı kaplama malzemesi, 50 balya yalıtım malzemesi...
Yakın geçmişte Meksika’da bu kadar lojistik destekle hükümetleri devirip ülkeyi teslim alıyorlarmış. Yani, az buz bir şey değil. Kolaylıkla saklanacak bir malzeme hiç değil...
Tren şuradan kalkmış buraya gidiyormuş... Konşimento şurada şöyle doldurulmuş... Hedef, Suriye’de Hizbullah’mış... Yolda PKK bombayı koymuş...
Nereden bu bilgiler?.. Medyadan... Devlet adına resmi bir açıklama var mı?... Henüz yok... Sızan bilgiler var... Bu kadar gün geçmiş... Tık yok... Olur mu böyle şey?.. İlk gün hükümet sözcüsü bilgi vermeye başlamalıydı; ilk gün!..
Yoksa insanlar en önemli duygularını yitirirler: Güvenlik duygularını... Ayaklarının altından halı çekiliyormuş gibi olur. Bu da gider sandığa yansır...
Türk derisi ‘ecnebi Türk’ derisine karşı...
Fuar dedin mi orada dur. Bir ülkenin ekonomisinin atar damarlarının buluştuğu yer. Son 20 yılda bu alanda müthiş adımlar atıldı. Panayır anlayışından uzaklaşıldı. Artık uluslararası ticaret erbabı İstanbul’daki fuarları da kolluyor.
Bu çerçevede 31 Mayıs-2 Haziran arası TÜYAP’ta düzenlenmekte olan İstanbul Deri Moda Fuarı da her türlü dikkati hak ediyor. Her ne kadar perakende sektörünün patronlarının neredeyse tamamının Liderler Zirvesi için Lizbon’a uçmuş olması bir dezavantaj gibi dursa da, deri sektörün kalbi bir süre orada atacaktır.
Sadece benim anlamakta zorluk çektiğim minik bir husus var. Bildiğiniz gibi ünlülerin de rol aldığı bir kampanya ile Türkiye İhracatçılar Merkezi TİM’in gözetim ve Bakanlığın desteğini arkasına alan Deri Tanıtım Grubu geçen yıldan beri bas bas bağırıyor. Yurt içi ve yurt dışı reklamlara yüz binler yatırıyor. Bu kampanyanın iki ana ekseni var: Türk ve Deri... Ulusal deri sanayinin varlığı ve kalitesinin altı çiziliyor...
Şimdi fuara gelelim... Bir defile var. Katılımcıların listesi şöyle: Dio Gomez by Derma; Reisler Deri; Modesan by Güler; Venticello by Tolgaer...
Firmaların hepsi Türk. Sunum İngilizce. Markalar İtalyan / İspanyol... İnsana “Nasıl yani?” dedirtecek bir durum...
Fuar süper... Hiçbir itirazımız yok. Ama o defile olmak zorunda mıydı?
Kaçırmamak gerekirdi!...
Aslında yolculuk mükemmel başladı... Soysal Danışmanlık her şeyin birinci sınıf olması için müthiş bir çaba harcamış. THY gerek özel olarak tahsis ettiği son model A-330 Airbus’ın içinde gerekse öncesinde büyük özen gösterdi. Attila Kaptan ve ekibi, işi zor beğenmek olan 150 Perakende sektörü patron ve/veya yöneticisine nefis bir yolculuk yaşattılar.
Bu yıl ikincisi düzenlenen Perakende Liderler Konferansı için sektör kendine Lizbon’da Four Seasons otelini seçmişti... Ne büyük talihsizlik!.. Otel değil; Lizbon...
Polis kontrolünden geçerken gördüğümüz zulmün onda birini biz bunlara göstersek; ânında heyet üstüne heyet gönderir, anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirirlerdi...
Fakat toplantı vaadi o kadar dolu ki; kimse sesini çıkarmadı...
Bugünkü program şöyle: Dünya Ticaret Örgütü Eski Başkanı ve Yeni Zelanda Eski Başbakanı Mike Moore; GDI Başkanı David Bosshart, FİBA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, Koç Finansal Hizmetler ve Yapı Kredi Yatırım Başekonomisti Doç. Dr. Cevdet Akçay...
Programın finalinde ise reklam ajansı EURO RSCG Türkiye Grubu CEO’su Levent Erden var... Ben de onunla sahne alıp, kendisine iş iletişimi üzerine sorular yönelteceğim. Hedef bir tür ‘eğlenirken düşünüp öğrenilen’ ‘business stand-up’...
Cumartesi ise Suat Soysal “Kendi başarısızlık öyküleriniz!” adıyla bir bölüm yönetiyor... En eğlencelisi o olacak sanki...
Sektörün içindenseniz ve de perakende liderlerinin toplantılarını kaçırdıysanız da kaçırdınız. Ama üzülmeyin; Suat Bey ve arkadaşlarından CD’lerini istetin... Belki ‘network’ şansını kaçırırsınız ama hiç değilse, ne olup bittiğini izlemiş olursunuz...
İstanbul elinizin altında olsun!
Elimde Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanmış bir dergi var. Adı İstanbul... Altında küçücük, “Şehir dergisi” yazıyor... Türk Hava Yolları’nın dergisi Skylife’ı çıkaran ekip yayınlıyormuş. Yeni sayılır... Yılbaşından bu yana 5 ayda 5 Sayı çıkmış.
Yorum’dayken “Where to go” adında benzer bir dergi yayınlamıştık; Sabah’ın dergi grubundayken de adı Şehir olan bir dergimiz vardı... Ne kadar zor ve sorumluluk isteyen bir işti...
Her medeni İstanbullunun evinde bulunması gereken ve sadece 6 YTL’ye satılan bu dergiyi edinin, ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Önce durumu özetleyelim. Yük treni bombayla yolda devriliyor. Konteynerlerin içindeki şu ‘mühimmat’ etrafa dökülüyor: 297 atış rampası, 1032 havan topu mermisi, 135 sandık patlayıcı, 762 Kanas marka suikast tüfeği, 54 makineli tüfek, 120 sandık havan mermisi, 775 sandık askeri malzeme, 161 çatı kaplama malzemesi, 50 balya yalıtım malzemesi...
Yakın geçmişte Meksika’da bu kadar lojistik destekle hükümetleri devirip ülkeyi teslim alıyorlarmış. Yani, az buz bir şey değil. Kolaylıkla saklanacak bir malzeme hiç değil...
Tren şuradan kalkmış buraya gidiyormuş... Konşimento şurada şöyle doldurulmuş... Hedef, Suriye’de Hizbullah’mış... Yolda PKK bombayı koymuş...
Nereden bu bilgiler?.. Medyadan... Devlet adına resmi bir açıklama var mı?... Henüz yok... Sızan bilgiler var... Bu kadar gün geçmiş... Tık yok... Olur mu böyle şey?.. İlk gün hükümet sözcüsü bilgi vermeye başlamalıydı; ilk gün!..
Yoksa insanlar en önemli duygularını yitirirler: Güvenlik duygularını... Ayaklarının altından halı çekiliyormuş gibi olur. Bu da gider sandığa yansır...
Türk derisi ‘ecnebi Türk’ derisine karşı...
Fuar dedin mi orada dur. Bir ülkenin ekonomisinin atar damarlarının buluştuğu yer. Son 20 yılda bu alanda müthiş adımlar atıldı. Panayır anlayışından uzaklaşıldı. Artık uluslararası ticaret erbabı İstanbul’daki fuarları da kolluyor.
Bu çerçevede 31 Mayıs-2 Haziran arası TÜYAP’ta düzenlenmekte olan İstanbul Deri Moda Fuarı da her türlü dikkati hak ediyor. Her ne kadar perakende sektörünün patronlarının neredeyse tamamının Liderler Zirvesi için Lizbon’a uçmuş olması bir dezavantaj gibi dursa da, deri sektörün kalbi bir süre orada atacaktır.
Sadece benim anlamakta zorluk çektiğim minik bir husus var. Bildiğiniz gibi ünlülerin de rol aldığı bir kampanya ile Türkiye İhracatçılar Merkezi TİM’in gözetim ve Bakanlığın desteğini arkasına alan Deri Tanıtım Grubu geçen yıldan beri bas bas bağırıyor. Yurt içi ve yurt dışı reklamlara yüz binler yatırıyor. Bu kampanyanın iki ana ekseni var: Türk ve Deri... Ulusal deri sanayinin varlığı ve kalitesinin altı çiziliyor...
Şimdi fuara gelelim... Bir defile var. Katılımcıların listesi şöyle: Dio Gomez by Derma; Reisler Deri; Modesan by Güler; Venticello by Tolgaer...
Firmaların hepsi Türk. Sunum İngilizce. Markalar İtalyan / İspanyol... İnsana “Nasıl yani?” dedirtecek bir durum...
Fuar süper... Hiçbir itirazımız yok. Ama o defile olmak zorunda mıydı?
Kaçırmamak gerekirdi!...
Aslında yolculuk mükemmel başladı... Soysal Danışmanlık her şeyin birinci sınıf olması için müthiş bir çaba harcamış. THY gerek özel olarak tahsis ettiği son model A-330 Airbus’ın içinde gerekse öncesinde büyük özen gösterdi. Attila Kaptan ve ekibi, işi zor beğenmek olan 150 Perakende sektörü patron ve/veya yöneticisine nefis bir yolculuk yaşattılar.
Bu yıl ikincisi düzenlenen Perakende Liderler Konferansı için sektör kendine Lizbon’da Four Seasons otelini seçmişti... Ne büyük talihsizlik!.. Otel değil; Lizbon...
Polis kontrolünden geçerken gördüğümüz zulmün onda birini biz bunlara göstersek; ânında heyet üstüne heyet gönderir, anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirirlerdi...
Fakat toplantı vaadi o kadar dolu ki; kimse sesini çıkarmadı...
Bugünkü program şöyle: Dünya Ticaret Örgütü Eski Başkanı ve Yeni Zelanda Eski Başbakanı Mike Moore; GDI Başkanı David Bosshart, FİBA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, Koç Finansal Hizmetler ve Yapı Kredi Yatırım Başekonomisti Doç. Dr. Cevdet Akçay...
Programın finalinde ise reklam ajansı EURO RSCG Türkiye Grubu CEO’su Levent Erden var... Ben de onunla sahne alıp, kendisine iş iletişimi üzerine sorular yönelteceğim. Hedef bir tür ‘eğlenirken düşünüp öğrenilen’ ‘business stand-up’...
Cumartesi ise Suat Soysal “Kendi başarısızlık öyküleriniz!” adıyla bir bölüm yönetiyor... En eğlencelisi o olacak sanki...
Sektörün içindenseniz ve de perakende liderlerinin toplantılarını kaçırdıysanız da kaçırdınız. Ama üzülmeyin; Suat Bey ve arkadaşlarından CD’lerini istetin... Belki ‘network’ şansını kaçırırsınız ama hiç değilse, ne olup bittiğini izlemiş olursunuz...
İstanbul elinizin altında olsun!
Elimde Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanmış bir dergi var. Adı İstanbul... Altında küçücük, “Şehir dergisi” yazıyor... Türk Hava Yolları’nın dergisi Skylife’ı çıkaran ekip yayınlıyormuş. Yeni sayılır... Yılbaşından bu yana 5 ayda 5 Sayı çıkmış.
Yorum’dayken “Where to go” adında benzer bir dergi yayınlamıştık; Sabah’ın dergi grubundayken de adı Şehir olan bir dergimiz vardı... Ne kadar zor ve sorumluluk isteyen bir işti...
Her medeni İstanbullunun evinde bulunması gereken ve sadece 6 YTL’ye satılan bu dergiyi edinin, ne demek istediğimi anlayacaksınız.