Türk asıllı Almanlara fazla yüklenmeyelim
06 EKİM 2010
Şimdi New York’da olmak varmış “anasını satayım” (Şanar Yurdatapan’ın bestesinden mülhem)… 19 Ekim’de düzenlenecek bir gala yemeğinde Orhan Pamuk ödül alacak… Haberin başlığı şöyle: (Mutlaka İngilizce yazmalıyım) “The Norman Mailer Center, And The Norman Mailer Writers Colony, Turkish Nobel Laureate Orhan Pamuk To Receive Lifetime Achievement Prize From American Writers Organization; The Norman Mailer Center and Writers Colony Will Present Award to Nobel Laureate Orhan Pamuk of Turkey at October 19th Gala in New York City…”
Çok havalı… Yaşam Boyu Başarı Ödülü… Hem de Amerikalılardan; hem de Amerika’nın Tolstoy’u olduğu iddia edilen Norman Mailer’in adını taşıyan bir kuruluştan… Onur verici… Eskiden olsa endişelenirdim. Orhan Pamuk yine Türkiye’yi dışarıda bir yerlerde kurtarmaya ve kurtarayım derken elinde olmadan yerden yere çalmaya kalkacak diye…
Artık korkmuyorum… Pamuk sadece işini ve edebiyatı konuşuyor. O kulvarı dünya çapında piyanistimiz Fazıl Say’a bırakmış gibi…
***
Aynı günlerde ikinci bir onurlandırma haberi gazetelerde yer aldı: Almanya Cumhurbaşkanı 4 Ekim günü ‘Türk asıllı Alman sinemacı’ Fatih Akın’a bir adet Alman Liyakat Madalyası vermişti… Haberi, bizim gazetelerin tamamına yakını ödülü sadece Fatih Akın almış gibi verdiler.
Alman Cumhurbaşkanlığı’nın resmi sitesine girdim baktım. Durum pek öyle değil. Almanya’nın birleşmesi vesilesiyle bu alanda hizmetleri görülmüş Almanlara verilen liyakat madalyasından bu yıl Fatih kardeşimiz dahil 36 Alman’a verilmiş…
Parasal karşılığı olmayan, kenarlarında altın rengi ve siyah ince şeritler bulunan kırmızı kurdele ucunda haç şeklinde bir madalya; madalyanın tam ortasında da ‘Alman Kartalı’… Breh… Breh… Müthiş…
Madalyanın adı ‘Verdienstorden’… (Bire bir tercümesi: Hizmet Madalyası) Almanya’ya hizmet etmiş insanlara veriliyormuş. İlki zamanın Cumhurbaşkanı Theodor Heuss tarafından 1951’de verilmiş. O tarihten bu yana 240.000 (iki yüz kırk bin) kişiye verilmiş… Haber böyle de yeterince ilginç değil mi? Fatih Akın’ın madalyaya tek başına layık görüldüğünü iddia edip, ayrıca şişinmek niye ki?..
Helal olsun Fatih kardeşime. Almanya’ya hizmet etmiş. Madalyayı kapmış…
Çok şahane. Çok şahane de bize ne oluyor?.. Gazetelerde bu haberin aldığı mürekkep payı Orhan Pamuk’un Norman Mailer Yaşam Boyu Ödülü’nden fazla… Gel de sıkılma…
Hani bu üç dört göbektir yurt dışında yaşayan Türk kökenli ecnebi arkadaşlarımız bizim lobby’mizi yapacaklarmış ya. Biz yeterince bunları sahiplenip örgütleyemiyormuşuz… Allah rızası için Türk Asıllı Alman futbolcu, Real Madrid oyuncusu Mesut’un dün gazetelerde yer alan beyanatını bir okuyun lütfen… Bu arkadaşın neresi bizim lobby’mizi yapacak?…
Bu nedenle kendi memleketleri için ‘top koşturan’, ‘film çeviren’ bu delikanlıları ortaya koydukları performansları için yürekten alkışlayalım; ille de istiyorsanız içten içe gizli bir kıvanç payı da çıkaralım başarılarından, ancak onların sırtlarına taşıyamayacakları gereksiz sorumluluklar yüklemeyelim. Ülkemizi başarıyla temsil etmek; bayrağımızı yukarılara çekmek gibi…
Çok havalı… Yaşam Boyu Başarı Ödülü… Hem de Amerikalılardan; hem de Amerika’nın Tolstoy’u olduğu iddia edilen Norman Mailer’in adını taşıyan bir kuruluştan… Onur verici… Eskiden olsa endişelenirdim. Orhan Pamuk yine Türkiye’yi dışarıda bir yerlerde kurtarmaya ve kurtarayım derken elinde olmadan yerden yere çalmaya kalkacak diye…
Artık korkmuyorum… Pamuk sadece işini ve edebiyatı konuşuyor. O kulvarı dünya çapında piyanistimiz Fazıl Say’a bırakmış gibi…
***
Aynı günlerde ikinci bir onurlandırma haberi gazetelerde yer aldı: Almanya Cumhurbaşkanı 4 Ekim günü ‘Türk asıllı Alman sinemacı’ Fatih Akın’a bir adet Alman Liyakat Madalyası vermişti… Haberi, bizim gazetelerin tamamına yakını ödülü sadece Fatih Akın almış gibi verdiler.
Alman Cumhurbaşkanlığı’nın resmi sitesine girdim baktım. Durum pek öyle değil. Almanya’nın birleşmesi vesilesiyle bu alanda hizmetleri görülmüş Almanlara verilen liyakat madalyasından bu yıl Fatih kardeşimiz dahil 36 Alman’a verilmiş…
Parasal karşılığı olmayan, kenarlarında altın rengi ve siyah ince şeritler bulunan kırmızı kurdele ucunda haç şeklinde bir madalya; madalyanın tam ortasında da ‘Alman Kartalı’… Breh… Breh… Müthiş…
Madalyanın adı ‘Verdienstorden’… (Bire bir tercümesi: Hizmet Madalyası) Almanya’ya hizmet etmiş insanlara veriliyormuş. İlki zamanın Cumhurbaşkanı Theodor Heuss tarafından 1951’de verilmiş. O tarihten bu yana 240.000 (iki yüz kırk bin) kişiye verilmiş… Haber böyle de yeterince ilginç değil mi? Fatih Akın’ın madalyaya tek başına layık görüldüğünü iddia edip, ayrıca şişinmek niye ki?..
Helal olsun Fatih kardeşime. Almanya’ya hizmet etmiş. Madalyayı kapmış…
Çok şahane. Çok şahane de bize ne oluyor?.. Gazetelerde bu haberin aldığı mürekkep payı Orhan Pamuk’un Norman Mailer Yaşam Boyu Ödülü’nden fazla… Gel de sıkılma…
Hani bu üç dört göbektir yurt dışında yaşayan Türk kökenli ecnebi arkadaşlarımız bizim lobby’mizi yapacaklarmış ya. Biz yeterince bunları sahiplenip örgütleyemiyormuşuz… Allah rızası için Türk Asıllı Alman futbolcu, Real Madrid oyuncusu Mesut’un dün gazetelerde yer alan beyanatını bir okuyun lütfen… Bu arkadaşın neresi bizim lobby’mizi yapacak?…
Bu nedenle kendi memleketleri için ‘top koşturan’, ‘film çeviren’ bu delikanlıları ortaya koydukları performansları için yürekten alkışlayalım; ille de istiyorsanız içten içe gizli bir kıvanç payı da çıkaralım başarılarından, ancak onların sırtlarına taşıyamayacakları gereksiz sorumluluklar yüklemeyelim. Ülkemizi başarıyla temsil etmek; bayrağımızı yukarılara çekmek gibi…