Türk gençliği ‘Zombilik’ ve ‘Cadılık’ izinde…
30 EKİM 2010
Bugün bayram ya… Şu sıra başka bir bayrama hazırlanan vatandaşlarımızı yad etmemek olmaz. Belli çevrelerde bir heyecan, bir telaştır gidiyor… Sadece İstanbul’da yaşayan ‘ekalliyet’ bu telaşa kendisini kaptırmış olsa, şaşıracak bir şey yok… Her 24 Aralık’ta Noel kutlaması için kendisini St. Antoine kilisesine atan ‘Türk’ aydınımızın sayısı az değildir… Alıştık onlara… ‘Tanzimat aydını’, ‘Ecnebi Türkler’ falan deyip gülüp geçiyorduk; bu sefer iş daha bir ciddi görünüyor…
***
İki olay dikkatimi çekti… Biri Thrill The World Istanbul 2010 diğeri de ‘Halloween’, Türkçesiyle Cadılar Bayramı…
Birincisi, gençlerin Zombi kılığında dünyayla eş zamanlı olarak dans ettikleri etkinlik. Geçen yıl bizim gençler katılımda Avrupa rekoru kırmışlar, bu yıl dünya rekorunu denemişler. TV haberlerinde gördüm, Michael Jackson’u taklit ederek korkunç kılıklara girip onun Thriller adlı parçasıyla eski klipteki gibi toplu halde önceden çalışıp dans ediyorlar…
***
Peki, Zombi neymiş. Bakalım. Kaynaklar şöyle diyor: “Zombi, ‘voodoo’nun Afro-Caribbean ve Creole ruhani inanç sistemlerinde ölümsüz bir insandır. Bu folklorik zombiler doğaüstü güçler ve şamanistik hekimliği vasıtasıyla, yaşayanlar arasında korku yaratmak amacı ile ölü insan bedenlerinin yeniden canlandırılmasıdır. Zombilerin daha korkunç versiyonları yamyamlık öğesi kullanılarak korku sinemasında sıkça sergilenmektedir.”
29 Ekim’in hemen ardından gelen ve benim hazırlıklarını ağzım bir karış açık izlediğim ikinci bayram ise Halloween… Cadılar Bayramı için hazırlıklar birçok okulda ve semtte haftalar önce başlamış… Velilere deniyormuş ki, “Gidin çocuklarınıza cadı kıyafetleri alın!”… (Biz çocukluğumuzda yerli malı haftası kutlardık.)… Bu kostümlerin en iyisi Teşvikiye’den Ihlamur’a inen yolun orada bulunurmuş. Google’a “Cadılar Bayramı Kostümleri” yazarsanız, 10.800 page view çıkıyor. İyi mi?...
Peki, 31 Ekim’de düzenlendiği belirtilen “Cadılar Bayramı Partisi” için internette arama yaparsanız, kaç page view alıyorsunuz? Söyleyelim efendim: 82.600…
***
Halloween denince benim aklıma ne hikmetse hep korku filmleri gelir. Hıristiyan işi bir gelenek olduğunu bilirdim. Etrafta bir Halloween muhabbetidir gidince internette biraz dolanıp baktım. Bilgiler şöyle:
31 Ekim'de kutlanan, çoğunlukla çocukların kostüm giyerek kapı kapı dolaşıp şeker, meyve ve diğer hediyeler aldığı bayramdır. Bu klasik anlayışın yanı sıra; birçok değişik Cadılar Bayramı aktiviteleri de vardır. Kostüm partileri, korku filmleri izlemek, ‘perili’ evlere gitmek gibi…
Bir Pagan festivali olarak İngiltere'de İrlandalılar, İskoçlar ve Galliler tarafından kutlanılmaya başlanmış; 19'uncu yüzyılda bu gelenek Kuzey Amerika'ya göçenler tarafından da devam ettirilmiş.
Yemek olarak resmi şekeri, elma şekeriymiş. Bunun yanı sıra tüm şekerlemeler de kullanılırmış. (İş için ABD’ye gittiğinde, bir arkadaşımızın kızı kendisine, ‘Jawbreaker’ -Çene kıran- şekeri ısmarlamış bayram için). Kökenine bakıldığında karşınıza Samhain olarak bilinen kadim Kelt Festivali çıkarmış. Hasat mevsiminin bitişini kutlamak için düzenlenirmiş. Geleneksel olarak festival, kadim Paganlar tarafından kış için malzemelerin ve malların hazırlanması için kullanılırmış. 31 Ekim'in yaşayanlar ve ölüler dünyası arasında bir bağ yarattığına inanıyorlarmış. Korkutucu kılıkların ve korku filmleriyle olan bağlantısının oralardan geldiği sanılıyor.
***
Durum bu efendim… Geçen yılki Zombi işine 214 “Türk Zombisi” katılmış. Bu sene 1000’i aşmışlar…
Hani Türkiye’nin siyasi tercihler nedeniyle “çat diye ortadan ikiye zor bölüneceğini” söylüyorlar ya… Hiç itibar etmeyin bu söze…. Siyasi kültür ve değerler, böylesine farklı dönüşümlerle kutuplaşmaya devam ettiği sürece Türkiye, ‘çat’ diye çatlayacak; kimsenin şüphesi olmasın…
Bu çatlamanın ve tehdidin ancak –geçmişimizde olduğu gibi- toplumun geniş kesimleri olarak ortak değerlerde buluşabildiğimiz zaman ortadan kalkabileceği inancıyla Cumhuriyet Bayramınızı kutluyorum…
***
İki olay dikkatimi çekti… Biri Thrill The World Istanbul 2010 diğeri de ‘Halloween’, Türkçesiyle Cadılar Bayramı…
Birincisi, gençlerin Zombi kılığında dünyayla eş zamanlı olarak dans ettikleri etkinlik. Geçen yıl bizim gençler katılımda Avrupa rekoru kırmışlar, bu yıl dünya rekorunu denemişler. TV haberlerinde gördüm, Michael Jackson’u taklit ederek korkunç kılıklara girip onun Thriller adlı parçasıyla eski klipteki gibi toplu halde önceden çalışıp dans ediyorlar…
***
Peki, Zombi neymiş. Bakalım. Kaynaklar şöyle diyor: “Zombi, ‘voodoo’nun Afro-Caribbean ve Creole ruhani inanç sistemlerinde ölümsüz bir insandır. Bu folklorik zombiler doğaüstü güçler ve şamanistik hekimliği vasıtasıyla, yaşayanlar arasında korku yaratmak amacı ile ölü insan bedenlerinin yeniden canlandırılmasıdır. Zombilerin daha korkunç versiyonları yamyamlık öğesi kullanılarak korku sinemasında sıkça sergilenmektedir.”
29 Ekim’in hemen ardından gelen ve benim hazırlıklarını ağzım bir karış açık izlediğim ikinci bayram ise Halloween… Cadılar Bayramı için hazırlıklar birçok okulda ve semtte haftalar önce başlamış… Velilere deniyormuş ki, “Gidin çocuklarınıza cadı kıyafetleri alın!”… (Biz çocukluğumuzda yerli malı haftası kutlardık.)… Bu kostümlerin en iyisi Teşvikiye’den Ihlamur’a inen yolun orada bulunurmuş. Google’a “Cadılar Bayramı Kostümleri” yazarsanız, 10.800 page view çıkıyor. İyi mi?...
Peki, 31 Ekim’de düzenlendiği belirtilen “Cadılar Bayramı Partisi” için internette arama yaparsanız, kaç page view alıyorsunuz? Söyleyelim efendim: 82.600…
***
Halloween denince benim aklıma ne hikmetse hep korku filmleri gelir. Hıristiyan işi bir gelenek olduğunu bilirdim. Etrafta bir Halloween muhabbetidir gidince internette biraz dolanıp baktım. Bilgiler şöyle:
31 Ekim'de kutlanan, çoğunlukla çocukların kostüm giyerek kapı kapı dolaşıp şeker, meyve ve diğer hediyeler aldığı bayramdır. Bu klasik anlayışın yanı sıra; birçok değişik Cadılar Bayramı aktiviteleri de vardır. Kostüm partileri, korku filmleri izlemek, ‘perili’ evlere gitmek gibi…
Bir Pagan festivali olarak İngiltere'de İrlandalılar, İskoçlar ve Galliler tarafından kutlanılmaya başlanmış; 19'uncu yüzyılda bu gelenek Kuzey Amerika'ya göçenler tarafından da devam ettirilmiş.
Yemek olarak resmi şekeri, elma şekeriymiş. Bunun yanı sıra tüm şekerlemeler de kullanılırmış. (İş için ABD’ye gittiğinde, bir arkadaşımızın kızı kendisine, ‘Jawbreaker’ -Çene kıran- şekeri ısmarlamış bayram için). Kökenine bakıldığında karşınıza Samhain olarak bilinen kadim Kelt Festivali çıkarmış. Hasat mevsiminin bitişini kutlamak için düzenlenirmiş. Geleneksel olarak festival, kadim Paganlar tarafından kış için malzemelerin ve malların hazırlanması için kullanılırmış. 31 Ekim'in yaşayanlar ve ölüler dünyası arasında bir bağ yarattığına inanıyorlarmış. Korkutucu kılıkların ve korku filmleriyle olan bağlantısının oralardan geldiği sanılıyor.
***
Durum bu efendim… Geçen yılki Zombi işine 214 “Türk Zombisi” katılmış. Bu sene 1000’i aşmışlar…
Hani Türkiye’nin siyasi tercihler nedeniyle “çat diye ortadan ikiye zor bölüneceğini” söylüyorlar ya… Hiç itibar etmeyin bu söze…. Siyasi kültür ve değerler, böylesine farklı dönüşümlerle kutuplaşmaya devam ettiği sürece Türkiye, ‘çat’ diye çatlayacak; kimsenin şüphesi olmasın…
Bu çatlamanın ve tehdidin ancak –geçmişimizde olduğu gibi- toplumun geniş kesimleri olarak ortak değerlerde buluşabildiğimiz zaman ortadan kalkabileceği inancıyla Cumhuriyet Bayramınızı kutluyorum…