Türk Musikisinin sihirli kutusu piyasada
03 EKİM 2007
Bazı insanlar vardır. Çılgın, uçuk, üşütük falan diye anılırlar. Bunlar herkesin yapmadıklarını yaparlar. Sevgili dostumuz Kemal Karaosmanoğlu da bu çılgınlardan biridir. Geçenlerde postadan bir kutu çıktı, gönderen o… Kutunun üstünde şu yazıyor: Türk Musikisi Multimedia Ansiklopedisi…
Kemal, kutunun yanına bir de mektup eklemiş. Sanki “Birkaç gündür patlıcan kızartıyordum, şu karnıyarığın tadına bir baksanız!” der gibi:
“Son iki yıldır kutudaki programı geliştirmekle uğraşıyorum. Data-Soft bir arkadaşımın şirketi. Ürün Türk müziğini bilgisayar desteğiyle öğretmeye yönelik.
Usul vurma başta olmak üzere, perdeleri, makamları, formları, âhenkleri, işitsel ve hareketli görsel malzemeler desteğiyle anlatıyor. Ayrıca kapsamdaki 1.000 adet notalı eseri istenen çalgıyla, istenen akortta ve tempoda çalabiliyor; böylelikle sesiyle ya da çalgısıyla buna eşlik etme olanağına kavuşan kullanıcıya nota öğrenme, repertuarını genişletme gibi konularda da ufuk açıyor…”
Kemal kardeşim tam da “Fazla tevazu gösterme sahi sanırlar”
sözünü doğrulamak istercesine, bazı bilgileri eksik bırakmış. Türk musikisi notalarını kaç on yıldır topladığını mesela… Ya da İstanbul Üniversitesi Matematik Bölümü’nü bitirdikten sonra kaç on yıldır bilişim alanına ve Türk Musikisine gönül, emek ve mesai harcadığını…
Tabii ki, gemiyi hangi fırtınalardan atlattığına kimse bakmaz. Limana sağ salim getirip getirmemenle ilgilenirler…
Projesinin bir tek adını eleştirebilirim: Türk Musikisi Multimedia Ansiklopedisi… Ne kadar a-seksi!... Bana sorsalardı, en azından Türk Musikisi’nin Sihirli Kutusu gibi bir üst başlık koyardım…
Geniş bilgi www.musiki.org’da. Bir iki güne kadar piyasaya çıkacak olan sihirli kutu, tüm müzik mağazalarında ve büyük kitapçılarda satılacakmış… Herhalde internetten de ısmarlanıyordur…
Ellerine sağlık Kemal Karaosmanoğlu. Senin gibi çılgınlar olmasa yandı gülüm keten helva…
Tesadüfün böylesi!
Üç haber vardı dünkü gazetelerde. Onları sizin için yan yana yazalım ve ne sonuç çıkardığınızı soralım. Bana yazmanıza gerek yok. Çıkardığınız sonucu kendi kendinize söylemeniz yeterli:
Birinci haber Hürriyet’ten: Türkiye’de askere gitmem! Ünlü yönetmen Fatih Akın Türkiye’de askerlik yapmayacağını, gerekirse Türk vatandaşlığından çıkacağını söyledi…
İkinci haber Akşam’dan: Gül ile Akın’ı paylaşamadı. (Hrant Dink davası için Türkiye’ye gelen) Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Fatih Akın’ı paylaşamadı. Gül “Fatih Akın’la gurur duymalıyız” deyince Roth “Asıl biz gurur duymalıyız!” dedi…
Gelelim üçüncü habere. O da Akşam’dan: Orgeneral Yaşar Büyükanıt, DTP Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın Diyarbakır Barosu’nun Alman Heinrich Böll Vakfı’nın desteği ile düzenlediği “Türkiye’de Kürtler: Barış süreci için temel gereksinimler” toplantısındaki sözlerine ilişkin şunları söyledi: ‘Biz PKK’ya terör örgütü diyemeyiz. Terör örgütü dersek, biz sizleşiriz’ diyordu. Bunun hukuk içerisinde mutlaka çözüm bulması lazım. Çünkü onbinlerce Mehmetçiğimiz dağlarda terör ile mücadele edecek, bu ülkenin baş şehrinde bu lafların söylenmesi hazindir ve buna tedbir alınması gerekir!”
Ya işte böyle…
Kemal, kutunun yanına bir de mektup eklemiş. Sanki “Birkaç gündür patlıcan kızartıyordum, şu karnıyarığın tadına bir baksanız!” der gibi:
“Son iki yıldır kutudaki programı geliştirmekle uğraşıyorum. Data-Soft bir arkadaşımın şirketi. Ürün Türk müziğini bilgisayar desteğiyle öğretmeye yönelik.
Usul vurma başta olmak üzere, perdeleri, makamları, formları, âhenkleri, işitsel ve hareketli görsel malzemeler desteğiyle anlatıyor. Ayrıca kapsamdaki 1.000 adet notalı eseri istenen çalgıyla, istenen akortta ve tempoda çalabiliyor; böylelikle sesiyle ya da çalgısıyla buna eşlik etme olanağına kavuşan kullanıcıya nota öğrenme, repertuarını genişletme gibi konularda da ufuk açıyor…”
Kemal kardeşim tam da “Fazla tevazu gösterme sahi sanırlar”
sözünü doğrulamak istercesine, bazı bilgileri eksik bırakmış. Türk musikisi notalarını kaç on yıldır topladığını mesela… Ya da İstanbul Üniversitesi Matematik Bölümü’nü bitirdikten sonra kaç on yıldır bilişim alanına ve Türk Musikisine gönül, emek ve mesai harcadığını…
Tabii ki, gemiyi hangi fırtınalardan atlattığına kimse bakmaz. Limana sağ salim getirip getirmemenle ilgilenirler…
Projesinin bir tek adını eleştirebilirim: Türk Musikisi Multimedia Ansiklopedisi… Ne kadar a-seksi!... Bana sorsalardı, en azından Türk Musikisi’nin Sihirli Kutusu gibi bir üst başlık koyardım…
Geniş bilgi www.musiki.org’da. Bir iki güne kadar piyasaya çıkacak olan sihirli kutu, tüm müzik mağazalarında ve büyük kitapçılarda satılacakmış… Herhalde internetten de ısmarlanıyordur…
Ellerine sağlık Kemal Karaosmanoğlu. Senin gibi çılgınlar olmasa yandı gülüm keten helva…
Tesadüfün böylesi!
Üç haber vardı dünkü gazetelerde. Onları sizin için yan yana yazalım ve ne sonuç çıkardığınızı soralım. Bana yazmanıza gerek yok. Çıkardığınız sonucu kendi kendinize söylemeniz yeterli:
Birinci haber Hürriyet’ten: Türkiye’de askere gitmem! Ünlü yönetmen Fatih Akın Türkiye’de askerlik yapmayacağını, gerekirse Türk vatandaşlığından çıkacağını söyledi…
İkinci haber Akşam’dan: Gül ile Akın’ı paylaşamadı. (Hrant Dink davası için Türkiye’ye gelen) Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Fatih Akın’ı paylaşamadı. Gül “Fatih Akın’la gurur duymalıyız” deyince Roth “Asıl biz gurur duymalıyız!” dedi…
Gelelim üçüncü habere. O da Akşam’dan: Orgeneral Yaşar Büyükanıt, DTP Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın Diyarbakır Barosu’nun Alman Heinrich Böll Vakfı’nın desteği ile düzenlediği “Türkiye’de Kürtler: Barış süreci için temel gereksinimler” toplantısındaki sözlerine ilişkin şunları söyledi: ‘Biz PKK’ya terör örgütü diyemeyiz. Terör örgütü dersek, biz sizleşiriz’ diyordu. Bunun hukuk içerisinde mutlaka çözüm bulması lazım. Çünkü onbinlerce Mehmetçiğimiz dağlarda terör ile mücadele edecek, bu ülkenin baş şehrinde bu lafların söylenmesi hazindir ve buna tedbir alınması gerekir!”
Ya işte böyle…