‘Türkiye için risk yok!..’
30 Ağustos 2018 - Yeni Şafak
İflah olma şansı hâlâ bulunan endişeli modernlere tavsiyemiz şudur: Ekonomiyle ilgili sadece Batı kaynaklı manipülatif haberlere bakıp onların istediği doğrultuda karalar bağlayıp, “Batıyoruz !!!” feryatlarının aç gözlü alıcıları haline gelmeden önce, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın son günlerdeki açıklamalarına bir zahmet göz atmakta yarar var…
Üç önemli noktanın altını çizmiş Sayın Bakan: “Birincisi; Türkiye kamu borçluluğu, net borçluluk olarak bakıldığında dünyanın en düşük ülkelerinden bir tanesi, bu anlamda risk yok. İkincisi, hane halkı borçluluk oranı olarak yine dünyanın en düşük ülkelerinden bir tanesi ve risk taşımıyor. Üçüncüsü, finansal sektörü çok güçlü bir seviyede. Türkiye’de bu üç sac ayağının sağlam olduğu bir resimde bir risk görmüyoruz. Küresel süreçte yaşanan gelişmeleri fırsat olarak değerlendirmeyi amaçlıyoruz.”
Türkiye’nin baş etmekte olduğu atak, sadece ABD’deki sistem ve onun periferisindeki güç odaklarından gelmemektedir. Medya ve kredi derecelendirme kuruluşları atağın önemli birer parçası olarak işlev görmektedirler. Bir de bunların Türkiye şubesi gibi hareket eden ve gerçekten de etkisiz eleman haline gelmiş birkaç buçuk gazete ve Kılıçdaroğlu var.
Mesela Wall Street Journal, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'yastık altındaki dolarlarınızı bozdurun' çağrılarına rağmen bazı iş insanlarının ABD’de yatırım yaptığını, dolardaki yükselişi fırsata çevirmek isteyen bazı Türk iş insanlarının, Amerika'ya milyonlarca dolarlık yatırım yaptığını açıklamış.
İsim de vermiş. İş insanı Bekir Okan'ın, ABD'deki 300 milyon dolarlık gayrimenkul yatırımını buna örnek göstermiş. Gazete, Okan'ın, Miami'de 270 metrelik bir gökdelen yaptıracağını belirtmiş. Okan Tower adlı kulenin temelinin Kasım ayında atılacağı ve 2022 yılında tamamlanacağı açıklanmış. Gökdelende, apartman dairelerinin yanı sıra 294 odalı bir otelin de bulunacağı ifade edilmiş. Haberde, Bekir Okan'ın dev gökdeleni, dolar zengini Türkler için yaptığı ileri sürülmüş...
Sizce bu haberin amacı ne olabilir ki?..
Buna benzer pek çok medya atağına rastlamak mümkün.
Peki, kredi derecelendirme kuruluşlarının elleri armut mu devşiriyor? Tabii ki hayır. 17 Ağustos'ta da Türkiye'nin kredi notunu “Ba2”den Ba3”e düşüren ve not görünümünü "durağan"dan "negatif"e çeviren Moody’s, son olarak, Türkiye’deki 20 bankanın notunu, Türk lirasındaki değer kaybı ve fonlama imkânlarının azalma ihtimali gerekçeleriyle indirmiş (!).
Moody’s, açıklaması şöyle: “Notların azalmasının nedeni, yatırımcıların güveninin daha da azalmasıyla fonlamanın kısılması ihtimalinin artmasıdır”…
Türkiye tek cephede beka mücadelesi vermiyor… Pek çok cephede direniş devam ediyor. Bu son atağın ve genel anlamda Türkiye üzerine oyunların gerekçelerini Salı akşamı NTV’de kayıtlara geçmesi gereken bir açıklıkla anlatan İbrahim Karagül’ün analizine bir göz atmanızı önemle salık veririm: https://goo.gl/iyLHzi
Bu arada Türkiye uluslararası düzeyde yalnızlığını kırmak üzere… Karşı atak çoktan başlatılmış… Önümüzdeki günlerde seyahat ve görüşme trafiğine dikkat edilmeli…
Bir de tabii ki bu ekonomik darbe girişiminin hemen yanında yer aldığı izlenimini yaratan Kılıçdaroğlu’nun 10 seçimde 10’uncu kez kaybetmeye giden hazin yolunu…
Not: 30 Ağustos Zafer bayramını en içten dileklerimle kutluyorum… Bu konuda resmi tarih anlatısı dışında bilgi edinmek için biraz daha kaynak zenginliğine yönelerek okumakta ve “Özgürlük ve Bağımsızlık benim karakterimdir” diyerek bugün içinden geçtiğimiz ataklara karşı sergilenmesi gereken tutumu da tarif eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü çarpıtılmamış portresiyle anlamaya çalışmakta yarar vardır…
Üç önemli noktanın altını çizmiş Sayın Bakan: “Birincisi; Türkiye kamu borçluluğu, net borçluluk olarak bakıldığında dünyanın en düşük ülkelerinden bir tanesi, bu anlamda risk yok. İkincisi, hane halkı borçluluk oranı olarak yine dünyanın en düşük ülkelerinden bir tanesi ve risk taşımıyor. Üçüncüsü, finansal sektörü çok güçlü bir seviyede. Türkiye’de bu üç sac ayağının sağlam olduğu bir resimde bir risk görmüyoruz. Küresel süreçte yaşanan gelişmeleri fırsat olarak değerlendirmeyi amaçlıyoruz.”
Türkiye’nin baş etmekte olduğu atak, sadece ABD’deki sistem ve onun periferisindeki güç odaklarından gelmemektedir. Medya ve kredi derecelendirme kuruluşları atağın önemli birer parçası olarak işlev görmektedirler. Bir de bunların Türkiye şubesi gibi hareket eden ve gerçekten de etkisiz eleman haline gelmiş birkaç buçuk gazete ve Kılıçdaroğlu var.
Mesela Wall Street Journal, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'yastık altındaki dolarlarınızı bozdurun' çağrılarına rağmen bazı iş insanlarının ABD’de yatırım yaptığını, dolardaki yükselişi fırsata çevirmek isteyen bazı Türk iş insanlarının, Amerika'ya milyonlarca dolarlık yatırım yaptığını açıklamış.
İsim de vermiş. İş insanı Bekir Okan'ın, ABD'deki 300 milyon dolarlık gayrimenkul yatırımını buna örnek göstermiş. Gazete, Okan'ın, Miami'de 270 metrelik bir gökdelen yaptıracağını belirtmiş. Okan Tower adlı kulenin temelinin Kasım ayında atılacağı ve 2022 yılında tamamlanacağı açıklanmış. Gökdelende, apartman dairelerinin yanı sıra 294 odalı bir otelin de bulunacağı ifade edilmiş. Haberde, Bekir Okan'ın dev gökdeleni, dolar zengini Türkler için yaptığı ileri sürülmüş...
Sizce bu haberin amacı ne olabilir ki?..
Buna benzer pek çok medya atağına rastlamak mümkün.
Peki, kredi derecelendirme kuruluşlarının elleri armut mu devşiriyor? Tabii ki hayır. 17 Ağustos'ta da Türkiye'nin kredi notunu “Ba2”den Ba3”e düşüren ve not görünümünü "durağan"dan "negatif"e çeviren Moody’s, son olarak, Türkiye’deki 20 bankanın notunu, Türk lirasındaki değer kaybı ve fonlama imkânlarının azalma ihtimali gerekçeleriyle indirmiş (!).
Moody’s, açıklaması şöyle: “Notların azalmasının nedeni, yatırımcıların güveninin daha da azalmasıyla fonlamanın kısılması ihtimalinin artmasıdır”…
Türkiye tek cephede beka mücadelesi vermiyor… Pek çok cephede direniş devam ediyor. Bu son atağın ve genel anlamda Türkiye üzerine oyunların gerekçelerini Salı akşamı NTV’de kayıtlara geçmesi gereken bir açıklıkla anlatan İbrahim Karagül’ün analizine bir göz atmanızı önemle salık veririm: https://goo.gl/iyLHzi
Bu arada Türkiye uluslararası düzeyde yalnızlığını kırmak üzere… Karşı atak çoktan başlatılmış… Önümüzdeki günlerde seyahat ve görüşme trafiğine dikkat edilmeli…
Bir de tabii ki bu ekonomik darbe girişiminin hemen yanında yer aldığı izlenimini yaratan Kılıçdaroğlu’nun 10 seçimde 10’uncu kez kaybetmeye giden hazin yolunu…
Not: 30 Ağustos Zafer bayramını en içten dileklerimle kutluyorum… Bu konuda resmi tarih anlatısı dışında bilgi edinmek için biraz daha kaynak zenginliğine yönelerek okumakta ve “Özgürlük ve Bağımsızlık benim karakterimdir” diyerek bugün içinden geçtiğimiz ataklara karşı sergilenmesi gereken tutumu da tarif eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü çarpıtılmamış portresiyle anlamaya çalışmakta yarar vardır…