Türkiye yaş tahtaya basmayacak…
19 Kasım 2016 - Yeni Şafak
AB ile ilişkiler malum iyiye gitmiyor. Mülteciler konusunda net tavır almak yerine durumdan Türkiye’yi sorumlu tutmaya kalkışan Avrupa Birliği ile müzakereler de yapılamaz oldu. Ortalığı yumuşatmak isteyenlerle görüşmeler elbette sürdürülüyor. Ancak Batı basınının da büyük katkısıyla Türkiye’yi ekonomik ve siyasi krizlerle sıkıştırma konusundaki niyetleri de ayan beyan ortada.
Alman Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, büyük bir laf etmiş gibi herkesin bildiği ve kabulleneceği bir gerçeği dile getirerek, “AB ile ilgili kararı Türkiye vermeli” dedi ve gitti. Hem PKK terörüne destek vereceksin hem de o teröre karşı önlem alan Türk hükümetini özgürlükleri kısıtlıyor, diye suçlayacaksın. Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, Alman Dışişleri Bakanı’na diyor ki:
“Ülkenizdeki 4 bin 500 PKK'lı için ceza kovuşturması olduğu halde sadece üç faili iade ettiniz.”
Bizimkilerin işaret ettiği Almanya içindeki yine Alman istihbaratı kaynaklarının belirlediği teröristlerin listesiyle zerre kadar ilgilenmediler. Deutsche Welle’nin haberinde “Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maizière,Türkiye'nin, Almanya’nın PKK'lıları desteklediği yönündeki suçlamalarını reddetti” deniliyordu.
Dün, Cumhuriyet gazetesindeki haberde “Başbakan’ın çabaları Saray’a takıldı” şeklindeki başlıkla verilen haberden alıntıladığımız şu paragraf, hazırlıkların boyutunu göstermek için yeterli:
“AP Dışişleri Komisyonu Başkanı Elmar Brok ve Piri’nin ziyareti askıya alınmasına karşın Schulz’un da üyesi olduğu Sosyalist Grup’un önümüzdeki hafta Edirne’ye giderek cezaevinde bulunan Selahattin Demirtaş ile görüşmek istediği öğrenildi. Heyet, görüşmeye izin verilmemesi halinde ise cezaevi önünde açıklama yapmaya hazırlanıyor.”
Anlaşılan o ki, “Tavşana kaç, tazıya tut” demeye devam edecekler. İletişim stratejileri bu… Batı medyasını da arkalarına alıp Türkiye aleyhindeki propagandayı, çeşitli aksiyonlarla tahkim edecekler. Bizim ecnebi aydınlarımız da Jön Türkler’den bu yana sürekli içine düştükleri hatayı tekrarlayacaklar ve sırtlarını batılı müttefiklerine verdikleri takdirde koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletini dize getireceklerini sanarak Batı’ya siftinmeye devam edecekler…
Cumhurbaşkanı, tek kişilik kamu diplomasisi atağıyla Pakistan parlamentosunda konuştu ve Hıristiyan Batı’nın marifetlerini de, Türkiye’de olup bitenleri de bir bir anlattı… Pakistanlı milletvekilleri sık sık tezahüratla Erdoğan’ın sözünü keserek desteklerini gösterdiler. Cumhurbaşkanı, önyargılı ve kötü niyetli Batı’yla ciddi biçimde uğraşıyor. İngiltere halkı Brexit’le AB’nin tekerine çomak sokarken Avrupalı parlamenterler sonucu nasıl kabullendilerse, şimdi de terörle ve güneyindeki savaşla, ekonomik yaptırımlarla boğuşan, her yönden önü kesilmeye çalışılan, demokratik seçimlerle göreve gelmiş Cumhurbaşkanı sürekli eleştiri ve hakaret bombardımanına tutulan Türkiye’nin yaş tahtaya basmayacağını bir an önce idrak etmek zorunda kalacaklar.
Anadolu kızları hayallerinin peşinde…
Kurucularından olduğu The Sabun markasının hayata geliş sürecinde Marketing Türkiye’de yazdığım yazıda İpek İlyasoğlu Merdim’den söz etmiştim. Kendisi ülkemizde kadın girişimcilerin başarısının en doğru örneklerinden biri.
İpek Hanım’dan geçenlerde bir mail aldım. Bu kez bir sosyal sorumluluk projesinden söz ediyorlar. Tam da yaptıkları işe uyumlu. Yani, tutarlı… Ayrıca hayli farklı, yani yenilikçi. Bu tür çalışmalarda gerekli olan üçüncü kural için çaba harcıyorlar, yani sürdürülebilirlik…
Kişisel bakım ürünleri sitesi The Sabun’un ‘Hayalleri Köpürtüyoruz’ projesi çerçevesinde Van’da gönüllü olarak atölye kurmuşlar. Ana amaç, Van’da maddî ve manevî desteğe ihtiyaç duyan bölge kızlarına ekonomik özgürlük sağlamak, onları toplumsal üretim ağına katmak…
Tanıtım yazısında şöyle demişler:
‘‘Sadece 1 sabunla kimin hayatı değişir ki, diye düşünmeyin. Van’da 10 kişilik bir aile aylık 500-600 TL ile geçinmeye çalışıyor.
… Anadolu insanının üretmeye, çalışmaya, kazanmaya ve desteklenmeye ihtiyacı olduğu kadar yalnız olmadığını da hissetmeye ihtiyacı var.”
İpek hanım, bu atölyelerde çalışanların elde edecekleri iş ve özgüven ile gelecekte yetiştirecekleri çocuklarına daha iyi eğitim olanakları sağlayacaklarına inanıyor. Özetle, amaçları bir tür zincirleme reaksiyona ilk ivmeyi vermek.
Anadolu’nun ihtiyaç duyulan çeşitli kentlerine yaymayı düşündükleri atölyelerde sabun üreterek hem kendi geçimini sağlamaya hem de ailesine katkıda bulunmaya gayret gösterecek genç kızlarımız için 1 sabun satışının bile önemi büyük.
Sabunların adları da çok hoş: Toprağın Ruhu, Güneşin Kızı, Tarihin Cevheri, Gecenin Kraliçesi vb. Web sitesine bir göz atın; gönlünüzden ve aklınızdan geçerse de hayallerikopurtuyoruz.com adresinden gayet kolay bir şekilde ısmarlayabileceğinizi unutmayın… Ben aldım mı? Evet aldım…
Alman Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, büyük bir laf etmiş gibi herkesin bildiği ve kabulleneceği bir gerçeği dile getirerek, “AB ile ilgili kararı Türkiye vermeli” dedi ve gitti. Hem PKK terörüne destek vereceksin hem de o teröre karşı önlem alan Türk hükümetini özgürlükleri kısıtlıyor, diye suçlayacaksın. Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, Alman Dışişleri Bakanı’na diyor ki:
“Ülkenizdeki 4 bin 500 PKK'lı için ceza kovuşturması olduğu halde sadece üç faili iade ettiniz.”
Bizimkilerin işaret ettiği Almanya içindeki yine Alman istihbaratı kaynaklarının belirlediği teröristlerin listesiyle zerre kadar ilgilenmediler. Deutsche Welle’nin haberinde “Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maizière,Türkiye'nin, Almanya’nın PKK'lıları desteklediği yönündeki suçlamalarını reddetti” deniliyordu.
Dün, Cumhuriyet gazetesindeki haberde “Başbakan’ın çabaları Saray’a takıldı” şeklindeki başlıkla verilen haberden alıntıladığımız şu paragraf, hazırlıkların boyutunu göstermek için yeterli:
“AP Dışişleri Komisyonu Başkanı Elmar Brok ve Piri’nin ziyareti askıya alınmasına karşın Schulz’un da üyesi olduğu Sosyalist Grup’un önümüzdeki hafta Edirne’ye giderek cezaevinde bulunan Selahattin Demirtaş ile görüşmek istediği öğrenildi. Heyet, görüşmeye izin verilmemesi halinde ise cezaevi önünde açıklama yapmaya hazırlanıyor.”
Anlaşılan o ki, “Tavşana kaç, tazıya tut” demeye devam edecekler. İletişim stratejileri bu… Batı medyasını da arkalarına alıp Türkiye aleyhindeki propagandayı, çeşitli aksiyonlarla tahkim edecekler. Bizim ecnebi aydınlarımız da Jön Türkler’den bu yana sürekli içine düştükleri hatayı tekrarlayacaklar ve sırtlarını batılı müttefiklerine verdikleri takdirde koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletini dize getireceklerini sanarak Batı’ya siftinmeye devam edecekler…
Cumhurbaşkanı, tek kişilik kamu diplomasisi atağıyla Pakistan parlamentosunda konuştu ve Hıristiyan Batı’nın marifetlerini de, Türkiye’de olup bitenleri de bir bir anlattı… Pakistanlı milletvekilleri sık sık tezahüratla Erdoğan’ın sözünü keserek desteklerini gösterdiler. Cumhurbaşkanı, önyargılı ve kötü niyetli Batı’yla ciddi biçimde uğraşıyor. İngiltere halkı Brexit’le AB’nin tekerine çomak sokarken Avrupalı parlamenterler sonucu nasıl kabullendilerse, şimdi de terörle ve güneyindeki savaşla, ekonomik yaptırımlarla boğuşan, her yönden önü kesilmeye çalışılan, demokratik seçimlerle göreve gelmiş Cumhurbaşkanı sürekli eleştiri ve hakaret bombardımanına tutulan Türkiye’nin yaş tahtaya basmayacağını bir an önce idrak etmek zorunda kalacaklar.
Anadolu kızları hayallerinin peşinde…
Kurucularından olduğu The Sabun markasının hayata geliş sürecinde Marketing Türkiye’de yazdığım yazıda İpek İlyasoğlu Merdim’den söz etmiştim. Kendisi ülkemizde kadın girişimcilerin başarısının en doğru örneklerinden biri.
İpek Hanım’dan geçenlerde bir mail aldım. Bu kez bir sosyal sorumluluk projesinden söz ediyorlar. Tam da yaptıkları işe uyumlu. Yani, tutarlı… Ayrıca hayli farklı, yani yenilikçi. Bu tür çalışmalarda gerekli olan üçüncü kural için çaba harcıyorlar, yani sürdürülebilirlik…
Kişisel bakım ürünleri sitesi The Sabun’un ‘Hayalleri Köpürtüyoruz’ projesi çerçevesinde Van’da gönüllü olarak atölye kurmuşlar. Ana amaç, Van’da maddî ve manevî desteğe ihtiyaç duyan bölge kızlarına ekonomik özgürlük sağlamak, onları toplumsal üretim ağına katmak…
Tanıtım yazısında şöyle demişler:
‘‘Sadece 1 sabunla kimin hayatı değişir ki, diye düşünmeyin. Van’da 10 kişilik bir aile aylık 500-600 TL ile geçinmeye çalışıyor.
… Anadolu insanının üretmeye, çalışmaya, kazanmaya ve desteklenmeye ihtiyacı olduğu kadar yalnız olmadığını da hissetmeye ihtiyacı var.”
İpek hanım, bu atölyelerde çalışanların elde edecekleri iş ve özgüven ile gelecekte yetiştirecekleri çocuklarına daha iyi eğitim olanakları sağlayacaklarına inanıyor. Özetle, amaçları bir tür zincirleme reaksiyona ilk ivmeyi vermek.
Anadolu’nun ihtiyaç duyulan çeşitli kentlerine yaymayı düşündükleri atölyelerde sabun üreterek hem kendi geçimini sağlamaya hem de ailesine katkıda bulunmaya gayret gösterecek genç kızlarımız için 1 sabun satışının bile önemi büyük.
Sabunların adları da çok hoş: Toprağın Ruhu, Güneşin Kızı, Tarihin Cevheri, Gecenin Kraliçesi vb. Web sitesine bir göz atın; gönlünüzden ve aklınızdan geçerse de hayallerikopurtuyoruz.com adresinden gayet kolay bir şekilde ısmarlayabileceğinizi unutmayın… Ben aldım mı? Evet aldım…