Türkiye’ye gel ve kendi hikâyeni keşfet!…
28 Mart 2017 - yeni Şafak
Yani hariçten gazel okuma. Gel bizi keşfet. Yalanlara inanma. Kendi gerçeğini, fırsatlarını ve nihayet kendi hikâyeni kendin keşfet!.. Türkiye’nin yeni iletişim yaklaşımının kilit mesajı böyle…
Dün Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, yanına TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ile TOBB Başkan Yardımcısı Halim Mete’yi de alarak bir basın toplantısı düzenledi.
Bu bir ‘ilk tanışma’ toplantısıydı. Bu hafta 7 ülkede birden devreye girecek ve 16 filmden, onlara paralel basılı ve dijital medya çalışmalarından oluşacak bir ‘İtibar Yönetimi Kampanyası’ ilk kez görücüye çıkıyordu. Özet görüntüler ise dün akşam ülkemiz TV’lerinde halkla buluşmaya başladı…
Kampanyanın stratejisi çok basitti. İlk kez olacak bir şeydi bu aslında. Biz susacaktık. Bizim için başkaları konuşacaktı. Türkiye’de onlarca, hatta birkaç yüzyıldır bulunan, itibarları son derece yüksek uluslararası markaların en üst düzeydeki yöneticileri, CEO’ları konuşacaktı.
Nitekim öyle de oldu. 16 başarılı ve tanınmış markanın Başkanları, CEO’ları kameraların karşısına geçtiler, önce kendi duygularını, gözlemlerini anlattılar; sonra da aynı kilit mesajı tek tek dile getirdiler: “Come to Turkey! Discover your own story!” (Türkiye’ye gel ve kendi hikâyeni keşfet!).
İşin iletişim boyutunda hiçbir para miktarı ile ölçülemeyecek derecedeki etkili bu katma değerlerinden dolayı ülkemiz halkının kendilerine şükran duyguları besleyeceği bu 16 üst düzey yönetici alfabetik olarak şöyle sıralanıyordu:
Colman Deegan, Vodafone Türkiye CEO’su; Dae Hyun Kim, Samsung Türkiye Başkanı; Dr. Fabio Landazabal, GlaxoSmithKline Orta Doğu, Kuzey Afrika ve CIS Ülkeleri Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Bölge Direktörü; Fabrizio Guidi, Sanofi Türkiye Genel Müdürü; Felix Allemann, Nestle Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü; Guillaume Lejeune, Axa Türkiye CEO’su; Harm Goossens Unilever, Yönetim Kurulu Başkanı (Türkiye, Orta Asya ve İran); Herman Gref, Sberbank CEO’su; Hiroshi Kato, Toyota Türkiye Genel Müdürü; Jean Paul Sabet, BNP Paribas Başkan Yardımcısı; Laurent Boissier, Danone Türkiye Genel Müdürü; Mark Fields Ford Motor Company Başkan & CEO; Mong Hyun Yoon, Hyundai Assan, Başkan & CEO’su; Peter Catalino, Novartis Türkiye Ülke Başkanı; Sergio Marchionne, Fiat Chrysler CEO’su;
Kampanya birinci aşamada şu 7 ülkede yürütülecek; sonra da gelişmelere ve yapılacak ölçümlemelere göre başka ülkelere de yayılacak: Almanya, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, İngiltere, İtalya, Rusya.
Türkiye’nin kendisini ifadede her zaman sorunlu olduğunu tespit edenler, sanırız bu sefer bu kampanyayı olumlu karşılayacaktır. Zamanlama da aslında çok önemlidir. Türkiye’nin tam da köşeye sıkıştırılmak istendiği bir dönemde, son derece dostça ve içten bir iletişim diliyle dünyaya verdiği bu cevap umarız mühürlenmiş vicdanlar dışında, ülkemiz ve insanımızla ilgili hakikate çok daha yakın bir algılamanın oluşmasına hizmet eder.
Bir de keşke bu kampanyaya imaj değil de algı kampanyası ya da, imajı taklit karşılığı kullanan ve demode bulan, iletişimin büyük ustası Prof. Dr. James Grunig’in ifadesiyle İtibar Kampanyası denseymiş…
O kadarı da kadı kızında bile olurmuş. Nazar boncuğu niyetine görmezden gelelim…
Dün Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, yanına TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ile TOBB Başkan Yardımcısı Halim Mete’yi de alarak bir basın toplantısı düzenledi.
Bu bir ‘ilk tanışma’ toplantısıydı. Bu hafta 7 ülkede birden devreye girecek ve 16 filmden, onlara paralel basılı ve dijital medya çalışmalarından oluşacak bir ‘İtibar Yönetimi Kampanyası’ ilk kez görücüye çıkıyordu. Özet görüntüler ise dün akşam ülkemiz TV’lerinde halkla buluşmaya başladı…
Kampanyanın stratejisi çok basitti. İlk kez olacak bir şeydi bu aslında. Biz susacaktık. Bizim için başkaları konuşacaktı. Türkiye’de onlarca, hatta birkaç yüzyıldır bulunan, itibarları son derece yüksek uluslararası markaların en üst düzeydeki yöneticileri, CEO’ları konuşacaktı.
Nitekim öyle de oldu. 16 başarılı ve tanınmış markanın Başkanları, CEO’ları kameraların karşısına geçtiler, önce kendi duygularını, gözlemlerini anlattılar; sonra da aynı kilit mesajı tek tek dile getirdiler: “Come to Turkey! Discover your own story!” (Türkiye’ye gel ve kendi hikâyeni keşfet!).
İşin iletişim boyutunda hiçbir para miktarı ile ölçülemeyecek derecedeki etkili bu katma değerlerinden dolayı ülkemiz halkının kendilerine şükran duyguları besleyeceği bu 16 üst düzey yönetici alfabetik olarak şöyle sıralanıyordu:
Colman Deegan, Vodafone Türkiye CEO’su; Dae Hyun Kim, Samsung Türkiye Başkanı; Dr. Fabio Landazabal, GlaxoSmithKline Orta Doğu, Kuzey Afrika ve CIS Ülkeleri Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Bölge Direktörü; Fabrizio Guidi, Sanofi Türkiye Genel Müdürü; Felix Allemann, Nestle Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü; Guillaume Lejeune, Axa Türkiye CEO’su; Harm Goossens Unilever, Yönetim Kurulu Başkanı (Türkiye, Orta Asya ve İran); Herman Gref, Sberbank CEO’su; Hiroshi Kato, Toyota Türkiye Genel Müdürü; Jean Paul Sabet, BNP Paribas Başkan Yardımcısı; Laurent Boissier, Danone Türkiye Genel Müdürü; Mark Fields Ford Motor Company Başkan & CEO; Mong Hyun Yoon, Hyundai Assan, Başkan & CEO’su; Peter Catalino, Novartis Türkiye Ülke Başkanı; Sergio Marchionne, Fiat Chrysler CEO’su;
Kampanya birinci aşamada şu 7 ülkede yürütülecek; sonra da gelişmelere ve yapılacak ölçümlemelere göre başka ülkelere de yayılacak: Almanya, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, İngiltere, İtalya, Rusya.
Türkiye’nin kendisini ifadede her zaman sorunlu olduğunu tespit edenler, sanırız bu sefer bu kampanyayı olumlu karşılayacaktır. Zamanlama da aslında çok önemlidir. Türkiye’nin tam da köşeye sıkıştırılmak istendiği bir dönemde, son derece dostça ve içten bir iletişim diliyle dünyaya verdiği bu cevap umarız mühürlenmiş vicdanlar dışında, ülkemiz ve insanımızla ilgili hakikate çok daha yakın bir algılamanın oluşmasına hizmet eder.
Bir de keşke bu kampanyaya imaj değil de algı kampanyası ya da, imajı taklit karşılığı kullanan ve demode bulan, iletişimin büyük ustası Prof. Dr. James Grunig’in ifadesiyle İtibar Kampanyası denseymiş…
O kadarı da kadı kızında bile olurmuş. Nazar boncuğu niyetine görmezden gelelim…