TÜSİAD: “Teğet geçmeyecek!”...
03 AĞUSTOS 2011
Bence hiç şüphesiz en önemli araştırmalardan biri... TÜSİAD geçen yıl, kendisine üye 100 CEO’dan oluşan bir forum kurmuştu. İşte onlar arasında zaman zaman araştırmalar yapıyor. Bu kez de çeşitli ekonomik göstergeleri sormuş. Dolardı, büyüme idi, enflasyondu… Bunlar gazetelerde hayli geniş yer aldı.
Benim en ilginç bulduğum rakamlar, iki grafikte ifade ediliyor: Biri, “Türkiye Ekonomisine Yönelik Beklentiler”… Diğeri, “Küresel Ekonomiye Yönelik Beklentiler”…
Birinci de durum şu: Üç ay sonrası için, “Daha olumlu” diyenler: %11; “Aynı kalacak” diyenler: %68; “Daha olumsuz” diyenler: %21… Aynı dönem için küresel beklentiler ise şöyle: “Daha olumlu”: % 0; “Aynı kalacak”: %63; “Daha olumsuz”: %37…
Gelelim 12 ay sonrası için ‘Öngörülere’… Türkiye adına “Daha olumlu olacak” diyenler: %42; “Aynı kalacak” diyenler: %37; “Daha olumsuz olacak” diyenler: %21… Aynı dönem için küresel beklentiler ise şöyle: “Daha olumlu”: %32; “Aynı kalacak”: %47; “Daha olumsuz”: %21
Yani TÜSİAD’lı CEO’lar diyor ki, kürsel olarak sorun yaşanacak, ancak Türkiye sorundan pek etkilenmeyecek; ‘kriz teğet bile geçmeyecek’ yani… Bu söylemi bir yerlerden hatırlıyoruz değil mi?
‘Müslüman’ Coca-Cola…
Bu yıl da merakla bekledim. Coca-Cola, bu Ramazan ne yapacaktı?..
Beklediğim gibi geleneksel “Müslüman değerler odaklı” yeni bir Coca-Cola reklamı ekranları süsülemeye başladı… Sütaş’ınkini de bu arada keyifle anmak lazım. Ramazanı konu alan Algida gibi pek çok markanın reklamları da içerik babında aynı yöndeler. Ancak özleri, tartışma götürür…
Batıda çekilip, tercüme edilerek bizde gösterime sokulan reklam filmlerini, ya da bizim ‘Ecnebi, Hıristiyan kültürü ile bezenmiş, ‘Anglosakson Türk aydını yaklaşımı’ ile hazırlanmış kampanyaları devreye sokan ‘yaratıcıların’ Coca-Cola’dan öğrenecekleri çok şey var…
Onlar bu ülke insanının ‘değerleriyle’ (Bkz. Prof. Dr. Yılmaz Esmer, TR’de değerler araştırması) didişmeyip, tam tersine saygı duyuyorlar…
İnsanın bizim ecnebi aydınlarımız adına utanası geliyor…
Kaddafi’ye iletişim hizmeti verilir mi?
Milliyet web sitesinde yer vermeseydi, inanmayacaktım… Habere göre, Libya Enformasyon Bakanlığı, New York ve Londra’daki PR ajanslarına mektuplar yollamış. Talep çok netmiş: Kaddafi’nin, basın toplantılarını düzenleyecekler ve kendisiyle ilgili ‘iyi’ haberlerin yayılmasını sağlayacaklarmış…
Aynı haberin altında PR ajanslarının bu mektuplara yanıt vermedikleri belirtiliyor.
Son not olmasaydı, daha kolay inanırdım. Çünkü uluslar arası PR ajansları kendilerini ‘İnsan hakları mahkemeleri’ gibi görmezler… Daha çok avukatlar, finansçılar gibi davranırlar…
Geçen yıl, Guardian gazetesinin haberine göre, o zamanlar savaş suçu işlemiş ve Darfur'da soykırım yapmış olduğu iddiasıyla hakkında tutuklama kararı bulunan Sudan Lideri Ömer el Beşir'in Londralı PR şirketleri ile yoğun bir çalışmaya girişmişti… Sudan’ın ikiye bölünme sürecinin iletişim boyutuyla nasıl yönetildiğine bakarsak, el Beşir’im hiç da yanlı bir karar vermemiş olduğunu, ajansların da başarılı bir iş çıkardıklarını söyleyebiliriz…
Demek ki, burada karar sektörel değil bireyseldir.
“Sen el Beşir’e ve Kaddafi’ye” hizmet veriri misin?” Cevap: “Hayır vermem!”…
Soru “Bunlara hizmet verilmeli mi?” Cevap çok net: “Evet verilmeli!”…
Benim en ilginç bulduğum rakamlar, iki grafikte ifade ediliyor: Biri, “Türkiye Ekonomisine Yönelik Beklentiler”… Diğeri, “Küresel Ekonomiye Yönelik Beklentiler”…
Birinci de durum şu: Üç ay sonrası için, “Daha olumlu” diyenler: %11; “Aynı kalacak” diyenler: %68; “Daha olumsuz” diyenler: %21… Aynı dönem için küresel beklentiler ise şöyle: “Daha olumlu”: % 0; “Aynı kalacak”: %63; “Daha olumsuz”: %37…
Gelelim 12 ay sonrası için ‘Öngörülere’… Türkiye adına “Daha olumlu olacak” diyenler: %42; “Aynı kalacak” diyenler: %37; “Daha olumsuz olacak” diyenler: %21… Aynı dönem için küresel beklentiler ise şöyle: “Daha olumlu”: %32; “Aynı kalacak”: %47; “Daha olumsuz”: %21
Yani TÜSİAD’lı CEO’lar diyor ki, kürsel olarak sorun yaşanacak, ancak Türkiye sorundan pek etkilenmeyecek; ‘kriz teğet bile geçmeyecek’ yani… Bu söylemi bir yerlerden hatırlıyoruz değil mi?
‘Müslüman’ Coca-Cola…
Bu yıl da merakla bekledim. Coca-Cola, bu Ramazan ne yapacaktı?..
Beklediğim gibi geleneksel “Müslüman değerler odaklı” yeni bir Coca-Cola reklamı ekranları süsülemeye başladı… Sütaş’ınkini de bu arada keyifle anmak lazım. Ramazanı konu alan Algida gibi pek çok markanın reklamları da içerik babında aynı yöndeler. Ancak özleri, tartışma götürür…
Batıda çekilip, tercüme edilerek bizde gösterime sokulan reklam filmlerini, ya da bizim ‘Ecnebi, Hıristiyan kültürü ile bezenmiş, ‘Anglosakson Türk aydını yaklaşımı’ ile hazırlanmış kampanyaları devreye sokan ‘yaratıcıların’ Coca-Cola’dan öğrenecekleri çok şey var…
Onlar bu ülke insanının ‘değerleriyle’ (Bkz. Prof. Dr. Yılmaz Esmer, TR’de değerler araştırması) didişmeyip, tam tersine saygı duyuyorlar…
İnsanın bizim ecnebi aydınlarımız adına utanası geliyor…
Kaddafi’ye iletişim hizmeti verilir mi?
Milliyet web sitesinde yer vermeseydi, inanmayacaktım… Habere göre, Libya Enformasyon Bakanlığı, New York ve Londra’daki PR ajanslarına mektuplar yollamış. Talep çok netmiş: Kaddafi’nin, basın toplantılarını düzenleyecekler ve kendisiyle ilgili ‘iyi’ haberlerin yayılmasını sağlayacaklarmış…
Aynı haberin altında PR ajanslarının bu mektuplara yanıt vermedikleri belirtiliyor.
Son not olmasaydı, daha kolay inanırdım. Çünkü uluslar arası PR ajansları kendilerini ‘İnsan hakları mahkemeleri’ gibi görmezler… Daha çok avukatlar, finansçılar gibi davranırlar…
Geçen yıl, Guardian gazetesinin haberine göre, o zamanlar savaş suçu işlemiş ve Darfur'da soykırım yapmış olduğu iddiasıyla hakkında tutuklama kararı bulunan Sudan Lideri Ömer el Beşir'in Londralı PR şirketleri ile yoğun bir çalışmaya girişmişti… Sudan’ın ikiye bölünme sürecinin iletişim boyutuyla nasıl yönetildiğine bakarsak, el Beşir’im hiç da yanlı bir karar vermemiş olduğunu, ajansların da başarılı bir iş çıkardıklarını söyleyebiliriz…
Demek ki, burada karar sektörel değil bireyseldir.
“Sen el Beşir’e ve Kaddafi’ye” hizmet veriri misin?” Cevap: “Hayır vermem!”…
Soru “Bunlara hizmet verilmeli mi?” Cevap çok net: “Evet verilmeli!”…