TV mi sosyal medya mı? Hangisi daha güvenilir?
25 Aralık 2018 - yeni şafak
Yeni bir araştırmaya göre televizyon karşısında geçirdiğimiz süre azalmış. Araştırma, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından periyodik olarak yapılan TV İzleme Eğilimleri adlı çalışmadan... Ülkemizde 26 ilde, 15 yaş ve üzeri 2600 kişi ile yüz yüze görüşerek anket sorularının cevaplarını istemişler.
Bu çalışmanın sonunda, günde ortalama TV izleyerek geçirdiğimiz süre 3 saat 34 dakika olarak tespit edilmiş... 2006 yılına baktığımızda, bu süre 5 saat 8 dakika imiş... Belli aralıklarla yenilenen RTÜK araştırma sonuçlarına göre bu süre 2006’dan beri azalıyor. 2009 yılında TV karşısında geçirdiğimiz süre 4 saat 43 dakika... 2012’de ise 3 saat 54 dakikaya düşmüş.
TV izleme sürelerinde belirgin düşüş yaşanması bir an şaşırtıcı gelebilir... RTÜK araştırmanın raporunda konuya açıklık getirmiş: “Gözlemlenen bu azalmada teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayatımıza giren yeni medya araçlarının etkisi olduğu düşünülmektedir.” Yani “ekran” karşısında geçen ömürde pek bir değişiklik olamayabilir. Tersine o saatler artmış bile olabilir…
Yeni medya teknolojilerinin cazibesinin, içerik üreticileri tarafından fark edilmediğini söylemek imkansız. O nedenle televizyon yayınları internet ve bilgisayarın kabiliyetlerini kendi mecrasına taşıdı... İstediğiniz filmi, istediğiniz saatte izlemenize yarayan “Talebe göre Video” (Video on Demand) mesela... Bu tür yaklaşımlar iki mecra arasındaki rekabette televizyonu canlı tutmaya yaramış... Ya da internete bağlanabilen (IPTV) televizyonlar...
Bizim TV izleme süremizi diğer ülkelerle karşılaştırdığında, RTÜK Almanya, Fransa, Birleşik Krallık ve Hindistan’la birbirine yakın izleme sürelerimiz oluğunu tespit etmiş... Daha detaylı bilgi isteyenler, Ofcom 2017 araştırma sonuçlarına bakabilir.
RTÜK araştırmasının diğer sonuçlarına da bakalım. Kadınlar erkeklere oranla daha fazla TV izliyormuş. Kadınların haber ve dizi, erkeklerin de spor ve açık oturum programlarını daha fazla izledikleri saptanmış... Gündüz yayınlanan “Kuşak programları” da en çok kadınlar tarafından izleniyormuş... Sürpriz yok yani.
Eğitim düzeyi arttıkça TV izleme süresinin azaldığı görülmüş... Ellerinden düşürmedikleri telefonları düşününce gençlerin internete düşkünlüğü ortada... O nedenle, televizyonu en çok 45 yaş ve üstü kişilerin izlediği sonucu da sizi şaşırtmayacaktır...
Yine de internetin ya da sosyal medyanın hâlâ geleneksel medyayla yarışamadığı bir alan var. O da güven... Araştırmaya katılanların %69,2’si televizyona, %62,3’ü yazılı basına, %62,2’si radyoya, %59,1’i internet üzerindeki haber sitelerine ve %53,7’si sosyal medyaya bir haber kaynağı olarak güvendiklerini belirtmişler... Yaş yükseldikçe “haber/bilgi” almak için televizyona yönelme de artıyormuş...
Araştırmada bir de şikâyetler var... İzleyicilerin en çok izlediği programlar, aynı zamanda en çok rahatsız oldukları programlarmış. Bu konuda “Kuşak programları” birinciliği kimseye bırakmamış... Katılımcıların %44,3’ü bu programlardan rahatsız olduklarını dile getirmiş. Sebep olarak da en yüksek oranla “Genel ahlâk ve aile yapısına aykırılık” cevabını vermişler...
Rahatsızlık konusunda kuşak programlarını, diziler izliyor. Gerekçe yine aynı... Haberlerden rahatsızlık duyanlar ise en fazla “Ayrımcı ve kutuplaştırıcı” içerikten şikayetçi olmuşlar...
Bunlar ne için önemli… Her türden iletişimde kullanılan mecra çeşitlemesinde karar vermek durumunda olanlara bir nebze yardımcı olmak adına… Örneğin güven skalası çok önemli. Bir mecra istendiği kadar çok izlensin. Eğer güveniliriliği düşükse, oradan yapılacak iletişim pek işe yaramayabilir… Ya da hedef kitleyi ıskalanabilir…
Önümüz seçim… Bu nedenle aman dikkat…
Bu çalışmanın sonunda, günde ortalama TV izleyerek geçirdiğimiz süre 3 saat 34 dakika olarak tespit edilmiş... 2006 yılına baktığımızda, bu süre 5 saat 8 dakika imiş... Belli aralıklarla yenilenen RTÜK araştırma sonuçlarına göre bu süre 2006’dan beri azalıyor. 2009 yılında TV karşısında geçirdiğimiz süre 4 saat 43 dakika... 2012’de ise 3 saat 54 dakikaya düşmüş.
TV izleme sürelerinde belirgin düşüş yaşanması bir an şaşırtıcı gelebilir... RTÜK araştırmanın raporunda konuya açıklık getirmiş: “Gözlemlenen bu azalmada teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayatımıza giren yeni medya araçlarının etkisi olduğu düşünülmektedir.” Yani “ekran” karşısında geçen ömürde pek bir değişiklik olamayabilir. Tersine o saatler artmış bile olabilir…
Yeni medya teknolojilerinin cazibesinin, içerik üreticileri tarafından fark edilmediğini söylemek imkansız. O nedenle televizyon yayınları internet ve bilgisayarın kabiliyetlerini kendi mecrasına taşıdı... İstediğiniz filmi, istediğiniz saatte izlemenize yarayan “Talebe göre Video” (Video on Demand) mesela... Bu tür yaklaşımlar iki mecra arasındaki rekabette televizyonu canlı tutmaya yaramış... Ya da internete bağlanabilen (IPTV) televizyonlar...
Bizim TV izleme süremizi diğer ülkelerle karşılaştırdığında, RTÜK Almanya, Fransa, Birleşik Krallık ve Hindistan’la birbirine yakın izleme sürelerimiz oluğunu tespit etmiş... Daha detaylı bilgi isteyenler, Ofcom 2017 araştırma sonuçlarına bakabilir.
RTÜK araştırmasının diğer sonuçlarına da bakalım. Kadınlar erkeklere oranla daha fazla TV izliyormuş. Kadınların haber ve dizi, erkeklerin de spor ve açık oturum programlarını daha fazla izledikleri saptanmış... Gündüz yayınlanan “Kuşak programları” da en çok kadınlar tarafından izleniyormuş... Sürpriz yok yani.
Eğitim düzeyi arttıkça TV izleme süresinin azaldığı görülmüş... Ellerinden düşürmedikleri telefonları düşününce gençlerin internete düşkünlüğü ortada... O nedenle, televizyonu en çok 45 yaş ve üstü kişilerin izlediği sonucu da sizi şaşırtmayacaktır...
Yine de internetin ya da sosyal medyanın hâlâ geleneksel medyayla yarışamadığı bir alan var. O da güven... Araştırmaya katılanların %69,2’si televizyona, %62,3’ü yazılı basına, %62,2’si radyoya, %59,1’i internet üzerindeki haber sitelerine ve %53,7’si sosyal medyaya bir haber kaynağı olarak güvendiklerini belirtmişler... Yaş yükseldikçe “haber/bilgi” almak için televizyona yönelme de artıyormuş...
Araştırmada bir de şikâyetler var... İzleyicilerin en çok izlediği programlar, aynı zamanda en çok rahatsız oldukları programlarmış. Bu konuda “Kuşak programları” birinciliği kimseye bırakmamış... Katılımcıların %44,3’ü bu programlardan rahatsız olduklarını dile getirmiş. Sebep olarak da en yüksek oranla “Genel ahlâk ve aile yapısına aykırılık” cevabını vermişler...
Rahatsızlık konusunda kuşak programlarını, diziler izliyor. Gerekçe yine aynı... Haberlerden rahatsızlık duyanlar ise en fazla “Ayrımcı ve kutuplaştırıcı” içerikten şikayetçi olmuşlar...
Bunlar ne için önemli… Her türden iletişimde kullanılan mecra çeşitlemesinde karar vermek durumunda olanlara bir nebze yardımcı olmak adına… Örneğin güven skalası çok önemli. Bir mecra istendiği kadar çok izlensin. Eğer güveniliriliği düşükse, oradan yapılacak iletişim pek işe yaramayabilir… Ya da hedef kitleyi ıskalanabilir…
Önümüz seçim… Bu nedenle aman dikkat…