Ukrayna konuşuyor, Rusya suskun… Peki kim kazanıyor?
01 Mart 2022 - Yeni Şafak
Duayen olarak da kabul edilen reklamcı bir meslektaşımız demiş ki: “Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski iletişimi çok iyi yönetiyor. Sürekli televizyona çıkıp konuşuyor. Ukrayna’nın Türkiye Büyükelçisi Vasyl Bodnar da öyle...”
Doğrudur, Zelenski ve Bodnar bu süreçte sık sık medya önüne çıkıyorlar… Çıktılar mı da bırakmıyorlar… ABD Başkanı’nın bile basın toplantılarında Bodnar kadar uzun konuştuğunu görmemiş olabiliriz… Peki bu iletişimi ‘iyi yönetmek’ anlamına gelir mi?...
‘Algı operasyonu’ kavramına ve onun uygulamasına kafayı takanlar, işin aslında bir ‘iletişim’ ya da ‘algılama’ yönetimi olduğunu unutuyorlar… Tabii bir de iletişimin gerçeklerden kopuk yapılmayacağını. Filmlerde gördükleri fırdöndü PR ya da reklamcılık numaralarıyla, cin fikirli ajans çalışanlarıyla hazırlanacak bir ambalajın üründen daha cazip olduğuna, hedef kitlenin bunu yutacağına ve süslü ambalajları sayesinde uzun yıllar mutlu mesut yaşanacaklarına inanıyorlar…
Oysa iletişim belli bir amaca yönelik yapılır, bu amaca ‘iş hedefi’ denir. İletişimin başarılı olup olmadığı da her şey nihayete erip, iş sonuçları ortaya çıktığında anlaşılır aslında …
Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşta şu ana kadar yapılan yayınlara, her türlü propaganda, manipülasyon ve dezenformasyona bakacak olursa durum şöyle: Rusya kaybetti. Ukrayna, ABD, AB kazandı.
Ukrayna tarafından verilen bilgilere göre; Ruslara ait 14 savaş uçağı, 8 helikopter, 102 tank ve 536 zırhlı araç vurulmuş; 4 bin 500’den fazla Rus askeri etkisiz hâle getirilmiş…
Sosyal medyada dolaşan, “Benzini biten Rus askerleri Ukrayna’dan yardım isteyince göz altına alındı… Rus zırhlı aracını Ukraynalı çiftçi traktörle kaçırdı…” benzeri haberler de cabası…
Ortada ‘müthiş’ bir enformasyon savaşı olduğu kesin.
Ülkemizdeki aklı başında yorumcular, ABD’nin ve onun maniple ettiği Avrupa Birliği’nin Rusya’yı tahrik ettiğini söylüyorlar. Yani, ABD ve AB güdümlü basın ve sosyal medya bu savaşı maniple edip yönetiyor gibi görünüyor.
Öte yandan Rusya neredeyse hiç konuşmuyor. Ukrayna’daki sivilleri öldürdükleri iddiası yenilir yutulur cinsten değil. Ancak, Ukrayna devletinin sivillere silah dağıttığı da bir gerçek… Ölenler bu silahlı kişiler mi; yoksa hakikaten silahsız masumlar mı?... Bilen yok… Alternatif bilgi kaynakları tıkalı, çalışmıyorlar…
Savaşların zulmü büyük, gerilimi, sonuçları dayanılır gibi değil… Ona doğrudan ya da dolaylı maruz kalan her insanın yaşamında trajik ve derin izler bırakacağı bir gerçek… Bunu bilmeyen, hissetmeyen, anlamayan yoktur herhâlde…
İşte tam da bu hassas nokta, ‘savaş, berbat bir zulümdür’ diyen somut gerçek üzerinde yükseltilmek istenen pek çok yalan, çarpıtma, manipülasyon, dezenformasyon olabilir…
Hele ki kendinizi Batı’nın propagandasına ve dezenformasyonuna kaptırırsanız sonuç baştan belli.
Bunlara kaptırmamak için alternatif haber kaynaklarından beslenmek gerekiyor ki tekrar vurgulamakta yarar var: Rusya’dan bilgi gelmiyor… İşimiz, son yazımızda bahsettiğimiz teyit.org gibi sitelerdeki çalışkan gençlerin bireysel çabalarına mı kalmalı yani?..
Reklamcı meslektaşımızın yorumuna dönecek olursak… Batı güdümlü medyanın haberleri maniple ettiği açık. Ancak, ortada ‘iyi yönetilen’ bir iletişim olup olmadığı henüz belli değil. Bu süreçte, iki de bir televizyona çıkmak tek başına asla yeterli olabilecek bir aksiyon değil. Çünkü iletişim yalnızca bir nicelik meselesi olamaz. Nitelik de gerektirir… Ambalaj açılınca hüsrana uğramamak gerekir.
O ambalaj açıldığında iş sonuçları ortaya çıkacak... İletişimin nasıl yönetildiği görülecek… Sonuçta Rusya, Gürcistan’da ve (kısmen) Kazakistan’da olduğu gibi gidip Ukrayna’ya oturursa ve NATO’nun burnunun dibine kadar gelmesine mâni olursa iletişimi kimin iyi yönettiği anlaşılır… Tabii bir de Rusya Donetsk ve Luhansk’ı tanımakla, ilişkilerini ona göre düzenlemekle kalsaydı neticenin nereye varacağı…
Doğrudur, Zelenski ve Bodnar bu süreçte sık sık medya önüne çıkıyorlar… Çıktılar mı da bırakmıyorlar… ABD Başkanı’nın bile basın toplantılarında Bodnar kadar uzun konuştuğunu görmemiş olabiliriz… Peki bu iletişimi ‘iyi yönetmek’ anlamına gelir mi?...
‘Algı operasyonu’ kavramına ve onun uygulamasına kafayı takanlar, işin aslında bir ‘iletişim’ ya da ‘algılama’ yönetimi olduğunu unutuyorlar… Tabii bir de iletişimin gerçeklerden kopuk yapılmayacağını. Filmlerde gördükleri fırdöndü PR ya da reklamcılık numaralarıyla, cin fikirli ajans çalışanlarıyla hazırlanacak bir ambalajın üründen daha cazip olduğuna, hedef kitlenin bunu yutacağına ve süslü ambalajları sayesinde uzun yıllar mutlu mesut yaşanacaklarına inanıyorlar…
Oysa iletişim belli bir amaca yönelik yapılır, bu amaca ‘iş hedefi’ denir. İletişimin başarılı olup olmadığı da her şey nihayete erip, iş sonuçları ortaya çıktığında anlaşılır aslında …
Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşta şu ana kadar yapılan yayınlara, her türlü propaganda, manipülasyon ve dezenformasyona bakacak olursa durum şöyle: Rusya kaybetti. Ukrayna, ABD, AB kazandı.
Ukrayna tarafından verilen bilgilere göre; Ruslara ait 14 savaş uçağı, 8 helikopter, 102 tank ve 536 zırhlı araç vurulmuş; 4 bin 500’den fazla Rus askeri etkisiz hâle getirilmiş…
Sosyal medyada dolaşan, “Benzini biten Rus askerleri Ukrayna’dan yardım isteyince göz altına alındı… Rus zırhlı aracını Ukraynalı çiftçi traktörle kaçırdı…” benzeri haberler de cabası…
Ortada ‘müthiş’ bir enformasyon savaşı olduğu kesin.
Ülkemizdeki aklı başında yorumcular, ABD’nin ve onun maniple ettiği Avrupa Birliği’nin Rusya’yı tahrik ettiğini söylüyorlar. Yani, ABD ve AB güdümlü basın ve sosyal medya bu savaşı maniple edip yönetiyor gibi görünüyor.
Öte yandan Rusya neredeyse hiç konuşmuyor. Ukrayna’daki sivilleri öldürdükleri iddiası yenilir yutulur cinsten değil. Ancak, Ukrayna devletinin sivillere silah dağıttığı da bir gerçek… Ölenler bu silahlı kişiler mi; yoksa hakikaten silahsız masumlar mı?... Bilen yok… Alternatif bilgi kaynakları tıkalı, çalışmıyorlar…
Savaşların zulmü büyük, gerilimi, sonuçları dayanılır gibi değil… Ona doğrudan ya da dolaylı maruz kalan her insanın yaşamında trajik ve derin izler bırakacağı bir gerçek… Bunu bilmeyen, hissetmeyen, anlamayan yoktur herhâlde…
İşte tam da bu hassas nokta, ‘savaş, berbat bir zulümdür’ diyen somut gerçek üzerinde yükseltilmek istenen pek çok yalan, çarpıtma, manipülasyon, dezenformasyon olabilir…
Hele ki kendinizi Batı’nın propagandasına ve dezenformasyonuna kaptırırsanız sonuç baştan belli.
Bunlara kaptırmamak için alternatif haber kaynaklarından beslenmek gerekiyor ki tekrar vurgulamakta yarar var: Rusya’dan bilgi gelmiyor… İşimiz, son yazımızda bahsettiğimiz teyit.org gibi sitelerdeki çalışkan gençlerin bireysel çabalarına mı kalmalı yani?..
Reklamcı meslektaşımızın yorumuna dönecek olursak… Batı güdümlü medyanın haberleri maniple ettiği açık. Ancak, ortada ‘iyi yönetilen’ bir iletişim olup olmadığı henüz belli değil. Bu süreçte, iki de bir televizyona çıkmak tek başına asla yeterli olabilecek bir aksiyon değil. Çünkü iletişim yalnızca bir nicelik meselesi olamaz. Nitelik de gerektirir… Ambalaj açılınca hüsrana uğramamak gerekir.
O ambalaj açıldığında iş sonuçları ortaya çıkacak... İletişimin nasıl yönetildiği görülecek… Sonuçta Rusya, Gürcistan’da ve (kısmen) Kazakistan’da olduğu gibi gidip Ukrayna’ya oturursa ve NATO’nun burnunun dibine kadar gelmesine mâni olursa iletişimi kimin iyi yönettiği anlaşılır… Tabii bir de Rusya Donetsk ve Luhansk’ı tanımakla, ilişkilerini ona göre düzenlemekle kalsaydı neticenin nereye varacağı…