Ümit Boyner 'idare' mi edecek 'liderlik' mi?
04 Ocak 2010 Akşam Gazetesi
Olağanüstü bir durum olmazsa 21 Ocak’ta yapılacak TÜSİAD Genel Kurulu, Ümit Boyner Hanım’ı Başkan seçecek...
Bu, Boyner ailesinin karşısına çıkan ikinci ‘demokratik’ şanstır... Birincisi, ‘doğru zaman, doğru mekân, doğru insan’ ilkesine takıldığı için hüsranla bitmişti. Ümit Hanım’ın eşi ve Beymen markasının başarılı yöneticisi, yeni eklediği markalarla Boyner Holding’in entelektüel sermayesini giderek zenginleştiren Cem Boyner, bugün aynı fikirlerle, aynı dünya görüşü ve siyasi programla, ortaya çıksaydı hiç tartışmasız tek başına iktidardaydı... Hem de ortalıkta dolaşan %65 oyların yarıdan fazlasını alarak... O gün için erkendi. Buradan bakınca “Cem Boyner, 15 yıl önden gidiyormuş...” da denebilir... Yeni Demokrasi Hareketi Aralık 1994’te kurulmuştu... Hoş kurucu kadrolara şöyle bir bakınca (Asaf Savaş Akat, Cengiz Çandar, Can Paker, Etyen Mahçupyan, Kemal Anadol, Mehmet Altan, Kemal Derviş), partide bir -hatta birkaç- iç bölünmenin er veya geç mukadder olacağını söylemek, müneccimlik sayılmazdı; ancak Boyner’de siyasetin gerektirdiği her türlü liderlik vasfının bulunduğu da tartışılamazdı...
Daha ne olsundu ki?.. Yakışıklılıksa yakışıklılık; aile ise aile; eğitimse eğitim; menkıbe ise menkıbe; başarı ise başarı; zenginlikse zenginlik; entelektüel birikimse entelektüel birikim; iletişim refleksi ise iletişim refleksi; pazarlama ise pazarlama... Her şey vardı genç liderde...
Peki neden olmadı?.. Neydi eksik olan?..
İşte bu soruların yanıtlarını bulup, hataları ‘izale’ etmezlerse, Boyner ailesi kendilerine tanınan ikinci büyük ‘seçilmişlik şansını’ da heba edebilir... TÜSİAD Başkanlığı Arzuhan Doğan Yalçındağ için çok zor bir görevdi... Babası Aydın Doğan yüzünden ‘eli kolu bağlanmış’ gibiydi. Yüksek volümlü iletişim ve ilişki biçimleri oluşturamıyordu. Hangi çıkışı yapsa ya kendi hanesine olumsuz yazılabilirdi ya da babasının... Buna rağmen dönemini en azından ‘kazasız belasız’ atlattığı söylenebilir... “Babasının talihsiz ve netameli durumuna rağmen TÜSİAD’ı iyi ‘idare’ etti” diye anılacaktır...
Ümit Boyner Hanım’ın durumu farklı. Onu tutan yok... Handikapları çok daha az... O nedenle ondan beklenti de çok daha yüksek... TÜSİAD Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri. En etkili ‘çıkar grubu’... Başkanının kestiği ‘racon’, dünyanın dört bir yanından ses getirir...
Tabii ki Başkanlar Konseyi, Yüksek İstişare Konseyi falan var... Ancak TÜSİAD Başkanı’nın nasıl yoğurt yediği de önemlidir... Hele Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu bu kritik dönemde... Ümit Hanım ‘idare’ mi edecek, yoksa ‘liderlik’ mi yapacak, bununla ilgili ipuçlarına henüz rastlamadık. Herhalde rastlayacağız...
Şu sıra Hanımefendi’nin ofisinde kurmay kadroları illaki hummalı bir çalışma içindedirler... ‘Konumlandırma Belgesi’, ‘Politika Belgesi’, ‘Stratejik İletişim Planı’, ‘Paydaşlarla İlişkiler Stratejisi ve Planı’, ‘İş Planı ve Takvimini’ mutlaka hazırlanıyordur... 21 Ocak’ta ‘resmen’ seçildikten sonra Hanımefendi’nin iş planı ve takvimi herhalde açıklanacaktır. Heyecanla bekliyorum... Umarım bu kez Ümit Hanım 15 yıl önden gitmez... Bir yıl falan yeter (!)...
İletişimde Mükemmellik II başlıyor...
Yarın Bersay İletişim Enstitüsü’nde ‘İletişimde Mükemmellik’ konferanslar dizisinin ikincisi başlıyor. Enstitü kâr amacı gütmeyen bir kuruluş... Elde ettiği kârla iletişimde yüksek lisans yapmak isteyenlere burs veriyor. Geçen yıl konu ‘Dünya Görüşü’ idi. Kitabı, ocak ayının ikinci haftasında Oger Telecom’un sponsorluğunda gün yüzüne çıkıyor...
Bu yılki konu ise ‘Geleceği Tasarlamak’... Açılış konferansı Ali Taran’dan. Konu “Geleceği Akıl Etmek”. Salı akşamı Ensititü’nün Konferans salonunda (www.bieplatform.com). Saat 18.00 - 20.00 arası. 7 Ocak’ta Prof. Dr. Tosun Terzioğlu ile devam edecek konferanslar dizisine Sinan Çetin, Prof. Dr. Önder Küçükerman, Y. Mim. Reşit Soley, Elif Şafak, Prof. Dr. Tarık Yılmaz, Y. Mim. Faruk Malhan, Muzaffer Yıldırım, Ufuk Tarhan, Acun Ilıcalı, Enis Batur, Mehmet Gürs, Hülya Avşar, Ayşe Arman, Ali Ağaoğlu (Konferansların ana sponsoru) katılacak. Benden söylemesi...
Olağanüstü bir durum olmazsa 21 Ocak’ta yapılacak TÜSİAD Genel Kurulu, Ümit Boyner Hanım’ı Başkan seçecek...
Bu, Boyner ailesinin karşısına çıkan ikinci ‘demokratik’ şanstır... Birincisi, ‘doğru zaman, doğru mekân, doğru insan’ ilkesine takıldığı için hüsranla bitmişti. Ümit Hanım’ın eşi ve Beymen markasının başarılı yöneticisi, yeni eklediği markalarla Boyner Holding’in entelektüel sermayesini giderek zenginleştiren Cem Boyner, bugün aynı fikirlerle, aynı dünya görüşü ve siyasi programla, ortaya çıksaydı hiç tartışmasız tek başına iktidardaydı... Hem de ortalıkta dolaşan %65 oyların yarıdan fazlasını alarak... O gün için erkendi. Buradan bakınca “Cem Boyner, 15 yıl önden gidiyormuş...” da denebilir... Yeni Demokrasi Hareketi Aralık 1994’te kurulmuştu... Hoş kurucu kadrolara şöyle bir bakınca (Asaf Savaş Akat, Cengiz Çandar, Can Paker, Etyen Mahçupyan, Kemal Anadol, Mehmet Altan, Kemal Derviş), partide bir -hatta birkaç- iç bölünmenin er veya geç mukadder olacağını söylemek, müneccimlik sayılmazdı; ancak Boyner’de siyasetin gerektirdiği her türlü liderlik vasfının bulunduğu da tartışılamazdı...
Daha ne olsundu ki?.. Yakışıklılıksa yakışıklılık; aile ise aile; eğitimse eğitim; menkıbe ise menkıbe; başarı ise başarı; zenginlikse zenginlik; entelektüel birikimse entelektüel birikim; iletişim refleksi ise iletişim refleksi; pazarlama ise pazarlama... Her şey vardı genç liderde...
Peki neden olmadı?.. Neydi eksik olan?..
İşte bu soruların yanıtlarını bulup, hataları ‘izale’ etmezlerse, Boyner ailesi kendilerine tanınan ikinci büyük ‘seçilmişlik şansını’ da heba edebilir... TÜSİAD Başkanlığı Arzuhan Doğan Yalçındağ için çok zor bir görevdi... Babası Aydın Doğan yüzünden ‘eli kolu bağlanmış’ gibiydi. Yüksek volümlü iletişim ve ilişki biçimleri oluşturamıyordu. Hangi çıkışı yapsa ya kendi hanesine olumsuz yazılabilirdi ya da babasının... Buna rağmen dönemini en azından ‘kazasız belasız’ atlattığı söylenebilir... “Babasının talihsiz ve netameli durumuna rağmen TÜSİAD’ı iyi ‘idare’ etti” diye anılacaktır...
Ümit Boyner Hanım’ın durumu farklı. Onu tutan yok... Handikapları çok daha az... O nedenle ondan beklenti de çok daha yüksek... TÜSİAD Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri. En etkili ‘çıkar grubu’... Başkanının kestiği ‘racon’, dünyanın dört bir yanından ses getirir...
Tabii ki Başkanlar Konseyi, Yüksek İstişare Konseyi falan var... Ancak TÜSİAD Başkanı’nın nasıl yoğurt yediği de önemlidir... Hele Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu bu kritik dönemde... Ümit Hanım ‘idare’ mi edecek, yoksa ‘liderlik’ mi yapacak, bununla ilgili ipuçlarına henüz rastlamadık. Herhalde rastlayacağız...
Şu sıra Hanımefendi’nin ofisinde kurmay kadroları illaki hummalı bir çalışma içindedirler... ‘Konumlandırma Belgesi’, ‘Politika Belgesi’, ‘Stratejik İletişim Planı’, ‘Paydaşlarla İlişkiler Stratejisi ve Planı’, ‘İş Planı ve Takvimini’ mutlaka hazırlanıyordur... 21 Ocak’ta ‘resmen’ seçildikten sonra Hanımefendi’nin iş planı ve takvimi herhalde açıklanacaktır. Heyecanla bekliyorum... Umarım bu kez Ümit Hanım 15 yıl önden gitmez... Bir yıl falan yeter (!)...
İletişimde Mükemmellik II başlıyor...
Yarın Bersay İletişim Enstitüsü’nde ‘İletişimde Mükemmellik’ konferanslar dizisinin ikincisi başlıyor. Enstitü kâr amacı gütmeyen bir kuruluş... Elde ettiği kârla iletişimde yüksek lisans yapmak isteyenlere burs veriyor. Geçen yıl konu ‘Dünya Görüşü’ idi. Kitabı, ocak ayının ikinci haftasında Oger Telecom’un sponsorluğunda gün yüzüne çıkıyor...
Bu yılki konu ise ‘Geleceği Tasarlamak’... Açılış konferansı Ali Taran’dan. Konu “Geleceği Akıl Etmek”. Salı akşamı Ensititü’nün Konferans salonunda (www.bieplatform.com). Saat 18.00 - 20.00 arası. 7 Ocak’ta Prof. Dr. Tosun Terzioğlu ile devam edecek konferanslar dizisine Sinan Çetin, Prof. Dr. Önder Küçükerman, Y. Mim. Reşit Soley, Elif Şafak, Prof. Dr. Tarık Yılmaz, Y. Mim. Faruk Malhan, Muzaffer Yıldırım, Ufuk Tarhan, Acun Ilıcalı, Enis Batur, Mehmet Gürs, Hülya Avşar, Ayşe Arman, Ali Ağaoğlu (Konferansların ana sponsoru) katılacak. Benden söylemesi...