Unutmamak ve unutturmamak gerek...
04 Temmuz 2017 - Yeni Şafak
Böylesine sistematik bir alçaklıkla bu ülke belki ancak I. Dünya Savaşı sırasında karşılaşmıştır. Günde ortalama en az üç-dört tane hain saldırı içeren haber çıkmazsa şaşmamak lazım. Almanya sanki topyekûn çılgınlığa kapılmış. Alman medyasında ve siyaset dünyasında Türkiye’ye ve Sayın Cumhurbaşkanına saldırılmadığı gün olmuyor. Saldırı sistematiğinin başını haftalık Der Spiegel dergisi çekiyor. Aynı zamanda online dijital yayını da bulunan Der Spiegel bu sefer çizmeyi iyice aşmış. Diyor ki: ‘Türkiye’de ikinci bir darbe olasılığı var.’Eren Çaylan ve Maximillian Topp imzalı yorum/habere 6 sayfa ayrılmış. Haberde ayrıca DPA, Getty Images, Polaris, Reuters ve depo Photos gibi ünlü ajansların foto muhabirleri Batu Can, Osmancan Gürdoğan, Gökhan Tan, Sedat Suna ve Emin Özmen tarafından 15 Temmuz gecesi çekilen fotoğraflar da kullanılmış.
Habere ‘Uzun bir gecenin tutanağı’ başlığını atan Maximillian Topp şu sonuca varmış: “Darbe teşebbüsüne yol açan tüm faktörler halen mevcut. Yeni krizler ve hatta ikinci bir darbe teşebbüsü artık olası değil denemez.“
Bir başka taze haber daha; Alman devlet televizyonu ARD’de yayınlanan, başrolünde Türkiye kökenli oyuncu Erol Sander’in oynadığı polisiye dizi “Cinayet Masası İstanbul’’un artan terör tehdidi nedeniyle artık İstanbul’da çekilmeyeceği belirtilmiş. Türkiye’ye saldırıların bir başka odağı olan Alman resmi yayını Deutsche Welle’nin Türkçe yayınında ifade edildiğine göre Alman medyasında çıkan haberlerde terör tehdidinin yanı sıra iki ülke arasındaki siyasi gerginlik de, dizinin İstanbul’da çekilmemesi kararı alınmasında rol oynamış.
Türkiye’de FETÖ tehdidinin tamamen ortadan kalkmadığını biz de söylüyoruz.
Kriptolarının dört bir köşede yuvalanmış olduklarını iddia edenlerin sayısı az değil; ama biz söylerken bunu Der Spiegel gibi tonlamıyoruz. Spiegel’in tonlaması darbesevici türü bir tonlama... Sanki “İlkini tutturamadık, ikincisini başarıya ulaştıracağız” der gibiler. Aksini iddia etseler de son bir yıldır yaptıkları yayınlara, verdikleri demeçlere bakarak böyle yorumlarsak abartmış olmayız.
İşte bu nedenle Cumhuriyetin kuruluşu Türkiye’nin tarihinde ilk büyük toplumsal ve siyasal kırılma ise, 15 Temmuz da Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ikinci büyük kırılmasıdır. Ve tehlike devam ettiği için unutulmaması ve unutturulmaması gerekir. İşte bu nedenle 15 Temmuz anma etkinliklerinin, ‘Hamaset’ ve ‘Abartı’ olarak küçümsenmeyerek; gelecek yıllara ve kuşaklara anlamlı ve ders çıkarılacak bir miras bırakmak üzere ortaya konacak örnekler olarak görülmesi yerinde olacaktır.
Habere ‘Uzun bir gecenin tutanağı’ başlığını atan Maximillian Topp şu sonuca varmış: “Darbe teşebbüsüne yol açan tüm faktörler halen mevcut. Yeni krizler ve hatta ikinci bir darbe teşebbüsü artık olası değil denemez.“
Bir başka taze haber daha; Alman devlet televizyonu ARD’de yayınlanan, başrolünde Türkiye kökenli oyuncu Erol Sander’in oynadığı polisiye dizi “Cinayet Masası İstanbul’’un artan terör tehdidi nedeniyle artık İstanbul’da çekilmeyeceği belirtilmiş. Türkiye’ye saldırıların bir başka odağı olan Alman resmi yayını Deutsche Welle’nin Türkçe yayınında ifade edildiğine göre Alman medyasında çıkan haberlerde terör tehdidinin yanı sıra iki ülke arasındaki siyasi gerginlik de, dizinin İstanbul’da çekilmemesi kararı alınmasında rol oynamış.
Türkiye’de FETÖ tehdidinin tamamen ortadan kalkmadığını biz de söylüyoruz.
Kriptolarının dört bir köşede yuvalanmış olduklarını iddia edenlerin sayısı az değil; ama biz söylerken bunu Der Spiegel gibi tonlamıyoruz. Spiegel’in tonlaması darbesevici türü bir tonlama... Sanki “İlkini tutturamadık, ikincisini başarıya ulaştıracağız” der gibiler. Aksini iddia etseler de son bir yıldır yaptıkları yayınlara, verdikleri demeçlere bakarak böyle yorumlarsak abartmış olmayız.
İşte bu nedenle Cumhuriyetin kuruluşu Türkiye’nin tarihinde ilk büyük toplumsal ve siyasal kırılma ise, 15 Temmuz da Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ikinci büyük kırılmasıdır. Ve tehlike devam ettiği için unutulmaması ve unutturulmaması gerekir. İşte bu nedenle 15 Temmuz anma etkinliklerinin, ‘Hamaset’ ve ‘Abartı’ olarak küçümsenmeyerek; gelecek yıllara ve kuşaklara anlamlı ve ders çıkarılacak bir miras bırakmak üzere ortaya konacak örnekler olarak görülmesi yerinde olacaktır.