Uyuyan CHP yöneticilerine küçük bir hatırlatma
14 aRALIK 2007
Yakında seçimler var, arkadaşlar… Yerel yönetimler seçilecek hani… Sonra da genel seçimlere gideceğiz. Artık 5 yıl değil, 4 yıl sonra tekrarlanacak genel seçimler… Biliyorsunuzdur da; bildiğinizi biz bilmiyoruz… Naçizane hatırlatma onun için…
Bakın millet neler yapıyor. Bilgileri bizim e-iletişim uzmanı arkadaşım Aydın Sün’den rica ettim. O derledi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, özellikle “düşük ve orta gelirli vatandaşların yaşam kalitesini yükseltmek” amacıyla bir internet portalini hayata geçirmiş. Geçtiğimiz hafta da aynı çalışmanın başka bir uyarlaması, Yalova Belediyesi tarafından duyurulmuş.
Portal, Cisco’nun desteğiyle hazırlanmış. Projenin hazırlık aşamasında vatandaşlarla yüzyüze görüşülerek, günlük yaşamlarında en çok ne tip bilgilere ihtiyaçları olduğu belirlenmiş. Sonuçta ortaya, para, sağlık, eğitim, iş bulma ve kariyer, girişimcilik, aile, kiracı/ev sahibi olma ve yurttaşlık bilgileri başlıkları kapsayan bir ‘yapı’ çıkmış.
Portal, belediyeler tarafından yerel içerikle besleniyormuş. Mesela Tuzla’da oturan bir kişi okul çağına gelen çocuğu için ne tür hazırlıklar yapması ve çocuğunu psikolojik olarak okula nasıl hazırlaması gerektiğini öğrenebildiği gibi çevresindeki okullar hakkında da bilgi alabiliyormuş. Fıkra gibi, ama gerçek…
Sorun, sadece vatandaşların ne kadarının evinde bilgisayar olduğunda değil. Bilgisayar olsa da, olanların ne kadarında internet erişimi olduğu da başka sorun. İnternet erişimi olanların da ne kadarı ‘portal’ kültürüne aşinalar, o da pek bilinmiyor. Ama tahminler var...
Belediyeler bu sorunları biraz azaltmak için kentlerin çeşitli bölgelerine internet evleri açmışlar. Bu evlerde vatandaşlar internete güvenli ve konforlu bir ortamda belirli bir süre boyunca ücretsiz olarak erişebiliyor. Herhangi bir soru veya yardım için internet evlerinin yöneticileri de hazırda bekliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bunlara Belnet adını vermiş ve İstanbul genelinde BelNet’lerin sayısı 50’yi aşmış. Yalova Belediyesi ise Yalova Mahalle Bilgi Evi diye adlandırmış.
Çalışmanın eksik olan ayağı şimdilik tanıtım. Onu da çözeceklerine şüphem yok…
Şimdi… Bütün bu sıradan gazete haberi gibi gözüken ayrıntıyı niye yazdım. Gerek gelecek yıl başlayacak yerel seçim çalışmalarına, gerekse de bir sonraki genel seçimlere Ak Parti’nin siyasi iletişimin hangi alanlarında kendisini geliştirerek hazırlandığı konusunda bir fikriniz olsun diye yazdım. Belki CHP’liler biraz ders alır diye yazdım. Tabii, ‘Mustafa Sarıgül’ü nasıl ihraç ederiz, Parti Meclisinin toplanmaması için nasıl oraya buraya kaçarız, neyin olmayacağının listesini nasıl yaparız’ şeklindeki siyasi kültür geleneğindeki yoğunluklarından bir nebze olsun başlarını kaldırıp Türkiye’ye bakacak zamanları olursa…
Siz yaşlandıkça kime benziyorsunuz?
Bugün benim doğum günüm. Henüz babamın öldüğü yaşta değilim. Ancak şairin dediği gibi ‘yaşlandıkça babama daha çok benziyorum’…
Mesela tasarruf duygusundan mıdır, refleksten mi bilemem, ‘lüzumsuz elektrikleri’ kapatmaya, suyu boşuna akıtmamaya başladım. Sanki daha çok pazarlık ediyorum ve ‘israf’, gittikçe daha çok rahatsız ediyor beni. Zekâsızlığı hâlâ anlıyorum ama akılsızlığa tahammülüm gittikçe azalıyor.
Başıma fötr şapka, Bask beresi takmaya, süveter giymeye başladım. Gerekli gereksiz çanta taşıyorum yanımda. Arka cebimde para (kredi kartı) cüzdanı, ceketimin iç cebinde en az iki kalem… Smokin giymek için fırsat kolluyorum. Dört tane gözlüğüm var.
O da üç defa evlendi, ben de. Onun da iki oğlu bir kızı vardı, benim de… Onun da sevenlerinin sayısı, kıskananlarının sayısı ile aynıydı; benim de ondan aşağı kalır bir tarafım yok.
Yaşlandıkça bana giderek daha düşkün olmuştu. Benim de onu giderek daha çok özlüyor olmam, yaşlanmamdan mı neşet ediyor dersiniz?..
Bugüne kadar adam gibi yaşadıysam ve hâlâ bir nebze olsun adam gibi yaşayabiliyorsam, bunu esas olarak onlara borçluyum; annem Leman Hanım’a ve babam Nihat Bey’e. Nur içinde yatsınlar. Keşke kıymetlerini zamanında daha çok bilebilseymişim…
Bakın millet neler yapıyor. Bilgileri bizim e-iletişim uzmanı arkadaşım Aydın Sün’den rica ettim. O derledi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, özellikle “düşük ve orta gelirli vatandaşların yaşam kalitesini yükseltmek” amacıyla bir internet portalini hayata geçirmiş. Geçtiğimiz hafta da aynı çalışmanın başka bir uyarlaması, Yalova Belediyesi tarafından duyurulmuş.
Portal, Cisco’nun desteğiyle hazırlanmış. Projenin hazırlık aşamasında vatandaşlarla yüzyüze görüşülerek, günlük yaşamlarında en çok ne tip bilgilere ihtiyaçları olduğu belirlenmiş. Sonuçta ortaya, para, sağlık, eğitim, iş bulma ve kariyer, girişimcilik, aile, kiracı/ev sahibi olma ve yurttaşlık bilgileri başlıkları kapsayan bir ‘yapı’ çıkmış.
Portal, belediyeler tarafından yerel içerikle besleniyormuş. Mesela Tuzla’da oturan bir kişi okul çağına gelen çocuğu için ne tür hazırlıklar yapması ve çocuğunu psikolojik olarak okula nasıl hazırlaması gerektiğini öğrenebildiği gibi çevresindeki okullar hakkında da bilgi alabiliyormuş. Fıkra gibi, ama gerçek…
Sorun, sadece vatandaşların ne kadarının evinde bilgisayar olduğunda değil. Bilgisayar olsa da, olanların ne kadarında internet erişimi olduğu da başka sorun. İnternet erişimi olanların da ne kadarı ‘portal’ kültürüne aşinalar, o da pek bilinmiyor. Ama tahminler var...
Belediyeler bu sorunları biraz azaltmak için kentlerin çeşitli bölgelerine internet evleri açmışlar. Bu evlerde vatandaşlar internete güvenli ve konforlu bir ortamda belirli bir süre boyunca ücretsiz olarak erişebiliyor. Herhangi bir soru veya yardım için internet evlerinin yöneticileri de hazırda bekliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bunlara Belnet adını vermiş ve İstanbul genelinde BelNet’lerin sayısı 50’yi aşmış. Yalova Belediyesi ise Yalova Mahalle Bilgi Evi diye adlandırmış.
Çalışmanın eksik olan ayağı şimdilik tanıtım. Onu da çözeceklerine şüphem yok…
Şimdi… Bütün bu sıradan gazete haberi gibi gözüken ayrıntıyı niye yazdım. Gerek gelecek yıl başlayacak yerel seçim çalışmalarına, gerekse de bir sonraki genel seçimlere Ak Parti’nin siyasi iletişimin hangi alanlarında kendisini geliştirerek hazırlandığı konusunda bir fikriniz olsun diye yazdım. Belki CHP’liler biraz ders alır diye yazdım. Tabii, ‘Mustafa Sarıgül’ü nasıl ihraç ederiz, Parti Meclisinin toplanmaması için nasıl oraya buraya kaçarız, neyin olmayacağının listesini nasıl yaparız’ şeklindeki siyasi kültür geleneğindeki yoğunluklarından bir nebze olsun başlarını kaldırıp Türkiye’ye bakacak zamanları olursa…
Siz yaşlandıkça kime benziyorsunuz?
Bugün benim doğum günüm. Henüz babamın öldüğü yaşta değilim. Ancak şairin dediği gibi ‘yaşlandıkça babama daha çok benziyorum’…
Mesela tasarruf duygusundan mıdır, refleksten mi bilemem, ‘lüzumsuz elektrikleri’ kapatmaya, suyu boşuna akıtmamaya başladım. Sanki daha çok pazarlık ediyorum ve ‘israf’, gittikçe daha çok rahatsız ediyor beni. Zekâsızlığı hâlâ anlıyorum ama akılsızlığa tahammülüm gittikçe azalıyor.
Başıma fötr şapka, Bask beresi takmaya, süveter giymeye başladım. Gerekli gereksiz çanta taşıyorum yanımda. Arka cebimde para (kredi kartı) cüzdanı, ceketimin iç cebinde en az iki kalem… Smokin giymek için fırsat kolluyorum. Dört tane gözlüğüm var.
O da üç defa evlendi, ben de. Onun da iki oğlu bir kızı vardı, benim de… Onun da sevenlerinin sayısı, kıskananlarının sayısı ile aynıydı; benim de ondan aşağı kalır bir tarafım yok.
Yaşlandıkça bana giderek daha düşkün olmuştu. Benim de onu giderek daha çok özlüyor olmam, yaşlanmamdan mı neşet ediyor dersiniz?..
Bugüne kadar adam gibi yaşadıysam ve hâlâ bir nebze olsun adam gibi yaşayabiliyorsam, bunu esas olarak onlara borçluyum; annem Leman Hanım’a ve babam Nihat Bey’e. Nur içinde yatsınlar. Keşke kıymetlerini zamanında daha çok bilebilseymişim…