Vefa Tarhan Hoca CHP’ye çok şey verebilir, ama…
23 KASIM 2011
Hürriyet’in internet sayfasında yayınlanan Emek Kaplangil’in yaptığı röportajdaki Prof. Dr. Vefa Tarhan’ın ‘hayli tehlikeli buluğumuz’ açıklamasına değinmeden önce 21 Eylül’de yazdıklarımıza bakmakta yarar var:
“Hemen söyleyeyim. Habere çok sevindim… Çünkü bizim sosyal demokratlar bir ikisi hariç her şeyi bildiklerine inanırlar. O nedenle danışman istihdam etmeleri çok zordur. Bu anlamda haber çok önemli…
Prof. Dr. Vefa Tarhan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ekonomi danışmanı olmuş. Hocanın referansları deve dişi gibi… 2000 yılında European Economic Association tarafından dünyanın en önemli bin ekonomisti arasında 107. sırada gösterilmiş… 1984 yılında Loyola'da, 1990 da Northwestern Üniversitesi'nde, 1999 da ise Washington Üniversitesi'nde "Senenin en değerli profesörü" seçilmiş. Hoca, 2011'de Loyola Üniversitesi’nde yılın en başarılı araştırmacısı ödülünü de almış.
Her ne kadar çöken ekonomisi ve finans sistemi nedeniyle ABD gurularının ve entelektüellerinin havası bir hayli ‘kaçmış’ olsa da Vefa Tarhan’ın ‘nâmı’ (Reputation), az buz değil. Biz kendisine yine de küçük bir tavsiyede bulunalım. Göreve başlamadan önce Kemal Derviş bir görüşmesinde yarar var… O kendisine Türkiye’deki sosyal demokratlarla fakat öte yandan Türk halkı ile ilgili ciddi tecrübeler aktarabilir…”
Şimdi gelelim hayli tehlikeli bulduğumuz açıklamaya. Tarhan hoca, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na maddi karşılık almadan ‘ekonomi ve finans özel danışmanlığı’ hizmeti vereceğini söylemiş… Anlaşılan o ki, Prof. Tarhan, Parti’de resmi görev de almayacak; 'Türkiye'ye borcumu ödeme zamanı geldi' demiş…
Biraz ‘sosyal demokrat romantizmi’ gibi sanki... Ya da taşın altına elinin tümünü değil, parmak ucunu dokundurarak, ciddi sıkışma anında meydanları terk etme ‘garanticiliği’... Kemal Derviş üstat da, benzer bir sosyal demokrat romantizmi içinde “İlle de tüm solu birleştirelim” diye ısrar ederek, o günlerin müthiş potansiyelini ‘harcamış’ olmakla malul kabul edilir…
Oysa ya partide resmi bir görevle donansa, ya da aslanlar gibi ücretini alsa, geleceğe dair vereceği umutlar daha sağlam olabilirdi. Bilemeyiz tabi… Belki de Kemal Bey Tarhan’ı arenaya atıp aslanlara yem etmemek için kenarda tutuyordur. Bu, İstanbul İl Örgütü’ndeki kıyıma bakıldığında bile anlaşılabilir bir tutum.
Ancak her şıkta bu özel durum için ‘iğretilik’ algısının ortadan tamamen kaldırılması gerekir.
Vefa Tarhan Hoca’nın altını çizdiği tespitler bilinmeyen şeyler değil, ancak sadece AK Parti söylemlerini reddetmeye odaklanmış olan CHP için, disiplin altına alınması adına da önemli. Örneğin diyor ki:“Türkiye’nin mevcut büyüme potansiyeli ‘sürdürülebilir’ değildir”. (Hükümet de zaten 2012’de büyüme hedefinin iyice düşürülmesini planlıyordu)
2012’nin ekonomi anlamında çok zor bir yıl olacağı tespitinden yola çıkıyor Hoca ve “Bu nedenle, CHP'nin ekonomiyi daha çok vurgulaması gerekiyor” diyor. (Türkiye’de bunu söylemeyen yok)
Tarhan’ın son 10 yıla özet bir bakış atfettiği aşağıdaki satırlar, belki bazı bilim çevrelerinde derinliği bir miktar az bulunarak hayal kırıklığı yaratabilir; ancak Hoca’nın siyasi söylem geliştirmekte yabancılık çekmeyeceğine de işaret eder:
“2007'ye kadarki 10-15 yıllık süreçte dünya bir Lale Devri yaşamıştır. Teknolojik devrim ile enflasyon ve volatilite düşük, üretim ve büyüme yüksek olmuştur. Yani, dalgalar yükseldiği için bütün gemiler yükselmiştir. Türkiye de bu şans faktöründen kendi payına düşeni almıştır. Ayrıca, 2000 krizi sonrası yapılan ekonomik reformlar var. Bazen cehalet de iyi oluyor ve bankaların çıkardığı kompleks ürünlerin bilinmemesi nedeniyle bankalarımız, ABD'de başlayan finansal krizden de çok etkilenmedi.”
Muhataplarının başında ‘bankacıların’ geldiği anlaşılan ‘cahil’ suçlaması, hayli kışkırtıcı tabii. Tarhan’ın ‘eğitim şart’ klişesini çağrıştıran“Kontrolsüz büyüme çöküş getirir” ve“Tarıma ve eğitime öncelik verilmeli” gibi “çok doğru” ama “nasıl”ın yanıtından uzak ifadelerinin dışında, şu tevazu dersini kayda geçirmekte yarar var:
“Eğer bir insan, vatanın kaynaklarıyla bulunduğu noktaya gelmişse bunun karşılığını zamanı geldiğinde ödemeli. Şanslı olmasaydım, bu kaynaklar bana harcanmamış olsaydı, ben şimdi belki de Merzifon'da manavlık yapıyordum.”
CHP’nin sağlam bir muhalefet yürütmesini istemeyen yok. AK Parti’yi dirileştireceği düşüncesiyle Başbakan Tayyip Erdoğan da güçlü bir Ana Muhalefet’ten yana… Ayağının altına koyacakları muz kabuklarını sıyırıp atar, taşın altına elini koyar, bunu da gösterirse Vefa Tarhan Hoca’nın bu yolda CHP’ye katkısı büyük olur…
“Hemen söyleyeyim. Habere çok sevindim… Çünkü bizim sosyal demokratlar bir ikisi hariç her şeyi bildiklerine inanırlar. O nedenle danışman istihdam etmeleri çok zordur. Bu anlamda haber çok önemli…
Prof. Dr. Vefa Tarhan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ekonomi danışmanı olmuş. Hocanın referansları deve dişi gibi… 2000 yılında European Economic Association tarafından dünyanın en önemli bin ekonomisti arasında 107. sırada gösterilmiş… 1984 yılında Loyola'da, 1990 da Northwestern Üniversitesi'nde, 1999 da ise Washington Üniversitesi'nde "Senenin en değerli profesörü" seçilmiş. Hoca, 2011'de Loyola Üniversitesi’nde yılın en başarılı araştırmacısı ödülünü de almış.
Her ne kadar çöken ekonomisi ve finans sistemi nedeniyle ABD gurularının ve entelektüellerinin havası bir hayli ‘kaçmış’ olsa da Vefa Tarhan’ın ‘nâmı’ (Reputation), az buz değil. Biz kendisine yine de küçük bir tavsiyede bulunalım. Göreve başlamadan önce Kemal Derviş bir görüşmesinde yarar var… O kendisine Türkiye’deki sosyal demokratlarla fakat öte yandan Türk halkı ile ilgili ciddi tecrübeler aktarabilir…”
Şimdi gelelim hayli tehlikeli bulduğumuz açıklamaya. Tarhan hoca, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na maddi karşılık almadan ‘ekonomi ve finans özel danışmanlığı’ hizmeti vereceğini söylemiş… Anlaşılan o ki, Prof. Tarhan, Parti’de resmi görev de almayacak; 'Türkiye'ye borcumu ödeme zamanı geldi' demiş…
Biraz ‘sosyal demokrat romantizmi’ gibi sanki... Ya da taşın altına elinin tümünü değil, parmak ucunu dokundurarak, ciddi sıkışma anında meydanları terk etme ‘garanticiliği’... Kemal Derviş üstat da, benzer bir sosyal demokrat romantizmi içinde “İlle de tüm solu birleştirelim” diye ısrar ederek, o günlerin müthiş potansiyelini ‘harcamış’ olmakla malul kabul edilir…
Oysa ya partide resmi bir görevle donansa, ya da aslanlar gibi ücretini alsa, geleceğe dair vereceği umutlar daha sağlam olabilirdi. Bilemeyiz tabi… Belki de Kemal Bey Tarhan’ı arenaya atıp aslanlara yem etmemek için kenarda tutuyordur. Bu, İstanbul İl Örgütü’ndeki kıyıma bakıldığında bile anlaşılabilir bir tutum.
Ancak her şıkta bu özel durum için ‘iğretilik’ algısının ortadan tamamen kaldırılması gerekir.
Vefa Tarhan Hoca’nın altını çizdiği tespitler bilinmeyen şeyler değil, ancak sadece AK Parti söylemlerini reddetmeye odaklanmış olan CHP için, disiplin altına alınması adına da önemli. Örneğin diyor ki:“Türkiye’nin mevcut büyüme potansiyeli ‘sürdürülebilir’ değildir”. (Hükümet de zaten 2012’de büyüme hedefinin iyice düşürülmesini planlıyordu)
2012’nin ekonomi anlamında çok zor bir yıl olacağı tespitinden yola çıkıyor Hoca ve “Bu nedenle, CHP'nin ekonomiyi daha çok vurgulaması gerekiyor” diyor. (Türkiye’de bunu söylemeyen yok)
Tarhan’ın son 10 yıla özet bir bakış atfettiği aşağıdaki satırlar, belki bazı bilim çevrelerinde derinliği bir miktar az bulunarak hayal kırıklığı yaratabilir; ancak Hoca’nın siyasi söylem geliştirmekte yabancılık çekmeyeceğine de işaret eder:
“2007'ye kadarki 10-15 yıllık süreçte dünya bir Lale Devri yaşamıştır. Teknolojik devrim ile enflasyon ve volatilite düşük, üretim ve büyüme yüksek olmuştur. Yani, dalgalar yükseldiği için bütün gemiler yükselmiştir. Türkiye de bu şans faktöründen kendi payına düşeni almıştır. Ayrıca, 2000 krizi sonrası yapılan ekonomik reformlar var. Bazen cehalet de iyi oluyor ve bankaların çıkardığı kompleks ürünlerin bilinmemesi nedeniyle bankalarımız, ABD'de başlayan finansal krizden de çok etkilenmedi.”
Muhataplarının başında ‘bankacıların’ geldiği anlaşılan ‘cahil’ suçlaması, hayli kışkırtıcı tabii. Tarhan’ın ‘eğitim şart’ klişesini çağrıştıran“Kontrolsüz büyüme çöküş getirir” ve“Tarıma ve eğitime öncelik verilmeli” gibi “çok doğru” ama “nasıl”ın yanıtından uzak ifadelerinin dışında, şu tevazu dersini kayda geçirmekte yarar var:
“Eğer bir insan, vatanın kaynaklarıyla bulunduğu noktaya gelmişse bunun karşılığını zamanı geldiğinde ödemeli. Şanslı olmasaydım, bu kaynaklar bana harcanmamış olsaydı, ben şimdi belki de Merzifon'da manavlık yapıyordum.”
CHP’nin sağlam bir muhalefet yürütmesini istemeyen yok. AK Parti’yi dirileştireceği düşüncesiyle Başbakan Tayyip Erdoğan da güçlü bir Ana Muhalefet’ten yana… Ayağının altına koyacakları muz kabuklarını sıyırıp atar, taşın altına elini koyar, bunu da gösterirse Vefa Tarhan Hoca’nın bu yolda CHP’ye katkısı büyük olur…