VUCA’ya karşı dümen kullanmak …
01 temmuz 2023
Amerika Birleşik Devletleri, her türlü melanetin doğduğu ve her türden kötülüklere karşı geliştirilen mücadele yöntemlerinin ülkesi olma vasfını sürdürüyor.
Vahşi kapitalizmin, insafsız tüketim toplumunun merkeziyken, ‘toplam kalite yönetimi’ (W. Edwards Deming) gibi yaralara merhem olacak yöntemlerin de geliştirildiği ülke...
Irkçılığın, faşizmin, ayrımcılığın ‘en uç’ noktalarının da yaşandığı ülke ABD’deydi… Demokrasi havarilerinin geliştiği ülke de…
Köle ticaretinin ve sömürgeciliğin en rafinesini de orada gördük, ‘evrensel, küresel’ koruma ve yutturma mekanizmalarının da…
Vasatlığın, sıradanlığın hâkim, okuma yazmanın, genel kültürün çok düşük seviyelerde olduğu ülke de Amerika’dır… En sağlam entelektüellerin, Nobel ödüllü bilim insanlarının çıktığı ülke de…
Başka ülkelere ABD tezlerinin anlatılması ve o ülkelerin halklarının söz konusu tezleri desteklemesi için en etkili ‘ikna’ yöntemlerden biri olan ‘kamu diplomasisi’ni (public diplomacy) ve ‘algılama yönetimi’ (perception management) kuramını ortaya atan da odur… Küresel emperyal amaçlara ulaşmak için bu kavramları kurnazlıkla kullanan da…
Kolektif sorumluluk, kolektif liderlik, takım ruhu, ekip sinerjisi gibi kavramları ortaya atıp bireysel liderliğe karşı çıkan kuramları geliştirerek milyarlık konferans, kitap, eğitim, seminer, danışmanlık ekonomisi yaratan da Amerika’dır… Bireysel başarı ve sorumluluğu, liderlik vizyonunu ortaya atıp savunan da…
Kapitalizmin krizden beslenmesine neden olan bütün ekonomik akımları yöneten de ABD’dir… Krizden çıkışın yollarıyla ilgili yapılan kuramsal çalışmaları dünyaya pazarlayan da…
Şu sıra da benzer bir ‘oyun’ sahneliyorlar… Dünya ekonomik kriz içinde, pandemi sonrasında toparlanmak bir türlü mümkün olamadı. Büyüme rakamları düşüyor, dolar, altın ve enflasyon kontrolden çıkmış vaziyette; resesyonun eli kulağında…
Tam da bu aşamada 1987 model bir kavramı pişirip yeniden piyasaya sürdüler: VUCA… İşin ilginç tarafı, eğer kaos içindeyseniz bu kavramda bir çıkış yolunu gerçekten de görebiliyorsunuz…
VUCA, dört kavramın ilk harflerinin bir araya gelmesiyle türetilmiş: Volatility (istikrarsızlık/dalgalanma), Uncertainty (belirsizlik), Complexity (karmaşıklık), Ambiguity (ikirciklilik)… Bir tek ‘battık, bittik’ eksik…
Kavram ilk kez 1987 yılında, Warren Bennis ve Burt Nanus’un ‘liderlik kuramı’ içinde tanımlanmış. 1990 yılında -tabii ki- Amerikan ordusu tarafından sahiplenilmiş. Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan ‘çok kutuplu’ dünyayı tanımlamada kullanıldıktan sonra stratejik liderlikten eğitim ve iş dünyasına kadar pek çok alana yayılmış.
Tanımlanamayanı tanımlama, elle tutulamayanı kavrama amacı taşıyan terim, ‘çıkar koalisyonları’nın giderek daha karmaşık hâle geldiği ve motivasyonların sürekli değiştiği duruma bir cevap, bilgiye dayalı tahmin gücünün zayıfladığı ortamda ise karar verebilmeyi sağlamak için değişen koşulların tanımlanabilmesine dayanan bir yaklaşım olma özelliğini taşıyormuş.
Peki, VUCA’nın egemen olduğu bir dünyada ‘hayatta kalmayı’ ve yola sağlıklı bir şekilde devam etmeyi nasıl başaracağız?..
Değişim yönetimi ve mühendisliği konusunda pek çok yol gösteren olmuştur… En sık başvurulan yöntem ise değişime en geç ne zaman karar verileceği hususunda geliştirilmiş… Deniliyor ki; kuruluşun rakamları sürekli yukarı doğru giderken, matematikte ‘Semer Noktası’ (Saddle Point) olarak ifade edilen, düşüşten önceki duraklama sürecinin hemen başlangıcını yakaladığınız anda, değişimi başlatmanız gerekir. Yoksa, aşağı doğru inişe geçildiyse, iş işten geçmiş olabilir.
VUCA koşullarına göre; değişimi yönetme hareketini başlatırken her bir kavramla hangi tür yaklaşımla mücadele edileceği şöyle belirtiliyor: Volatility (istikrarsızlık/dalgalanma) yerine vizyon, uncertainty (belirsizlik) yerine anlayış, complexity (karmaşıklık) yerine açıklık, ambiguity (ikirciklilik) yerine çeviklik ve uyum yeteneği…
Beymen’in ikinci kuşak yöneticilerinden Cem Boyner; bir kuruluşun karar süreçlerinden söz ederken iki kavramın altını çizmişti: Kurumsal ve Durumsal…
Yani, rasyonel kararlar ve irrasyonel kararlar… Yani, mantığa, araştırmaya, veriye, analize, gözleme, tecrübeye dayalı kararlar ile sezgiye dayalı olup olmadığı tartışmalı duygusal kararlar…
Bütün araştırmalar ikisinde de başarısızlığa uğranabildiği gibi ikisinde de başarı şansının yüksek olabileceğini gösteriyor…
Biz, komşumuz rahmetli Ord. Prof. Dr. Salih Murat Uzdilek’ten sık sık duyduğumuz, bizim topraklardan çıkma şu sözün VUCA ile başa çıkma konusundaki en doğru ifade olduğunu düşünüyoruz. O bilgece söz şöyle: “İnsan bir gemi, fikri yelkeni, aklı dümeni, kullan gemini göreyim seni.”
Vahşi kapitalizmin, insafsız tüketim toplumunun merkeziyken, ‘toplam kalite yönetimi’ (W. Edwards Deming) gibi yaralara merhem olacak yöntemlerin de geliştirildiği ülke...
Irkçılığın, faşizmin, ayrımcılığın ‘en uç’ noktalarının da yaşandığı ülke ABD’deydi… Demokrasi havarilerinin geliştiği ülke de…
Köle ticaretinin ve sömürgeciliğin en rafinesini de orada gördük, ‘evrensel, küresel’ koruma ve yutturma mekanizmalarının da…
Vasatlığın, sıradanlığın hâkim, okuma yazmanın, genel kültürün çok düşük seviyelerde olduğu ülke de Amerika’dır… En sağlam entelektüellerin, Nobel ödüllü bilim insanlarının çıktığı ülke de…
Başka ülkelere ABD tezlerinin anlatılması ve o ülkelerin halklarının söz konusu tezleri desteklemesi için en etkili ‘ikna’ yöntemlerden biri olan ‘kamu diplomasisi’ni (public diplomacy) ve ‘algılama yönetimi’ (perception management) kuramını ortaya atan da odur… Küresel emperyal amaçlara ulaşmak için bu kavramları kurnazlıkla kullanan da…
Kolektif sorumluluk, kolektif liderlik, takım ruhu, ekip sinerjisi gibi kavramları ortaya atıp bireysel liderliğe karşı çıkan kuramları geliştirerek milyarlık konferans, kitap, eğitim, seminer, danışmanlık ekonomisi yaratan da Amerika’dır… Bireysel başarı ve sorumluluğu, liderlik vizyonunu ortaya atıp savunan da…
Kapitalizmin krizden beslenmesine neden olan bütün ekonomik akımları yöneten de ABD’dir… Krizden çıkışın yollarıyla ilgili yapılan kuramsal çalışmaları dünyaya pazarlayan da…
Şu sıra da benzer bir ‘oyun’ sahneliyorlar… Dünya ekonomik kriz içinde, pandemi sonrasında toparlanmak bir türlü mümkün olamadı. Büyüme rakamları düşüyor, dolar, altın ve enflasyon kontrolden çıkmış vaziyette; resesyonun eli kulağında…
Tam da bu aşamada 1987 model bir kavramı pişirip yeniden piyasaya sürdüler: VUCA… İşin ilginç tarafı, eğer kaos içindeyseniz bu kavramda bir çıkış yolunu gerçekten de görebiliyorsunuz…
VUCA, dört kavramın ilk harflerinin bir araya gelmesiyle türetilmiş: Volatility (istikrarsızlık/dalgalanma), Uncertainty (belirsizlik), Complexity (karmaşıklık), Ambiguity (ikirciklilik)… Bir tek ‘battık, bittik’ eksik…
Kavram ilk kez 1987 yılında, Warren Bennis ve Burt Nanus’un ‘liderlik kuramı’ içinde tanımlanmış. 1990 yılında -tabii ki- Amerikan ordusu tarafından sahiplenilmiş. Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan ‘çok kutuplu’ dünyayı tanımlamada kullanıldıktan sonra stratejik liderlikten eğitim ve iş dünyasına kadar pek çok alana yayılmış.
Tanımlanamayanı tanımlama, elle tutulamayanı kavrama amacı taşıyan terim, ‘çıkar koalisyonları’nın giderek daha karmaşık hâle geldiği ve motivasyonların sürekli değiştiği duruma bir cevap, bilgiye dayalı tahmin gücünün zayıfladığı ortamda ise karar verebilmeyi sağlamak için değişen koşulların tanımlanabilmesine dayanan bir yaklaşım olma özelliğini taşıyormuş.
Peki, VUCA’nın egemen olduğu bir dünyada ‘hayatta kalmayı’ ve yola sağlıklı bir şekilde devam etmeyi nasıl başaracağız?..
Değişim yönetimi ve mühendisliği konusunda pek çok yol gösteren olmuştur… En sık başvurulan yöntem ise değişime en geç ne zaman karar verileceği hususunda geliştirilmiş… Deniliyor ki; kuruluşun rakamları sürekli yukarı doğru giderken, matematikte ‘Semer Noktası’ (Saddle Point) olarak ifade edilen, düşüşten önceki duraklama sürecinin hemen başlangıcını yakaladığınız anda, değişimi başlatmanız gerekir. Yoksa, aşağı doğru inişe geçildiyse, iş işten geçmiş olabilir.
VUCA koşullarına göre; değişimi yönetme hareketini başlatırken her bir kavramla hangi tür yaklaşımla mücadele edileceği şöyle belirtiliyor: Volatility (istikrarsızlık/dalgalanma) yerine vizyon, uncertainty (belirsizlik) yerine anlayış, complexity (karmaşıklık) yerine açıklık, ambiguity (ikirciklilik) yerine çeviklik ve uyum yeteneği…
Beymen’in ikinci kuşak yöneticilerinden Cem Boyner; bir kuruluşun karar süreçlerinden söz ederken iki kavramın altını çizmişti: Kurumsal ve Durumsal…
Yani, rasyonel kararlar ve irrasyonel kararlar… Yani, mantığa, araştırmaya, veriye, analize, gözleme, tecrübeye dayalı kararlar ile sezgiye dayalı olup olmadığı tartışmalı duygusal kararlar…
Bütün araştırmalar ikisinde de başarısızlığa uğranabildiği gibi ikisinde de başarı şansının yüksek olabileceğini gösteriyor…
Biz, komşumuz rahmetli Ord. Prof. Dr. Salih Murat Uzdilek’ten sık sık duyduğumuz, bizim topraklardan çıkma şu sözün VUCA ile başa çıkma konusundaki en doğru ifade olduğunu düşünüyoruz. O bilgece söz şöyle: “İnsan bir gemi, fikri yelkeni, aklı dümeni, kullan gemini göreyim seni.”