WhatsApp’a kaptırmadan WhatsApp kullanmak…
01 Kasım 2019 - Z Raporu
İnternet ölçüm ve araştırmaları yapan Polonya kökenli teknoloji firması Gemius’dan Esman Yavuz imzalı bir basın bülteni geldi. 18 Ekim’de tüm basına geçilmiş. Bültende deniyor ki:
“Türkiye’de WhatsApp’ın kullanıcı sayısı ilk kez açıklandı. WhatsApp, en yüksek kullanıcı sayısına sahip mobil uygulamalar listesinde ilk sırada yer aldı.”
Eylül 2019 verilerine göre Türkiye’de mobil kullanıcı sayısına sahip uygulamaların listesini çıkaran firmanın araştırmasına göre WhatsApp 43 milyon 464 bin tekil gerçek kullanıcıya erişmiş… Türkiye’de toplam mobil kullanıcı sayısı 49,9 milyon imiş. Yani bebekler ve çok yaşlılar hariç herkes mobil kullanıcı imiş… Bu 49 milyonun 43 milyonu ise (yani % 87,1’i) WhatsApp kullanıyormuş… Çok çarpıcı bir rakam.
Facebook, Instagram, YouTube, Netflix gibi diğer mobil uygulamalara ilişkin veriler ise, 23 Ekim’de düzenlenen dijital medya zirvesi Webrazzi’de meraklılarına iletilmiş...
Gemius’un geliştirdiği yazılım yoluyla Avrupa’da bir süredir mobil uygulama verileri ölçülebiliyormuş. Eylül ayından itibaren mobil uygulama verileri, Gemius Türkiye ofisinin çalışmaları sonucunda, Türkiye için de işlenmeye başlamış.
Mobil veriler, Türkiye internet kullanıcılarının sosyo-demografisi baz alınarak belirlenen yaş, cinsiyet, eğitim gibi kotalara uygun şekilde dağıtılan yazılım yüklü telefonlardan toplanıyormuş. Oluşturulan örneklem üzerinden gelen veriler ağırlıklandırılarak istatistiki açıdan güvenilir sonuçlar elde ediliyormuş.
Yasalara uygunluğu konusunda ve bireysel verilerin korunması meselesiyle ilgili herhangi bir sorun duymadığımıza göre önemli bir bilgi birikim sağlanıyor demektir…
Gemius bir de şu iki konuyu araştırsaymış mesela. Ya da toplumsal sorumluluğu nedeniyle, ya da ‘toplumsal değer yaratma’ amacıyla akademik gruplara araştırmalar yaptırıp bu verilerle birlikte açıklayıp ve deseymiş ki:
WhatsApp, Instagram gibi Facebook’a ait bir markadır. Bu uygulamalar arasında çok yönlü ve derinlikli bir bilgi akışkanlığı vardır. Yapay zekâ uygulamaları ile bunlardan herhangi birindeki bir bilgi anlamlandırılarak diğerlerinde algı yönetimi için rahatlıkla kullanılabilmekte, buna göre iletişim taktik ve stratejiler oluşturulabilmektedir.
Whatsapp’ta kullanılan kavramlardan yola çıkılarak, o kavramları kullanan kişi ya da kişilere uygun reklamlar yayınlanabilmektedir. ABD seçimlerinde kullanılmış ve “Facebook’ta Cambridge Analytica skandalı” vakası olarak tarihe geçen, insanların verileri kullanılarak siyasi tercihlerinin yönlendirilmesi çerçevesinde zincirleme olaylar ortaya çıkmıştı…
Bunlar ortaya çıkanlardı… Ya çıkmayanlar?
Araştırmada şu da yer alabilirdi:
WhatsApp gibi mesajlaşma platformları aslında çeşitli fikirlerin tartışılarak akla, düşünceye zenginlik katan bir ortamın sağlanmasına değil, daha çok, insanların kendileri gibi düşünenlerle bir araya geldikleri, dışa kapalı ‘cemaatlerin’ kendileri söyleyip kendilerinin dinledikleri bir tür ‘gettoların’ oluşmasına neden oluyorlar.
Bu ‘gettolara’ günümüzde ‘echo chamber’ (yankı odası) deniyor. Yani insanın kendi sesini dinlediği kapalı devre ortamlar…
WhatsApp gruplarını bu iki nitelik açıdan incelemeden ahkâm kesmek biraz eksik kalıyor.
Ben ne yapıyorum…
Şöyle yapıyorum. WhatsApp kullanıyorum mecbur kaldıkça. Ancak, Bip gibi, Wechat gibi, Line gibi pek çok programı da devrede tutuyorum. Çeşitli haber portallerini tarayıp ortaya büyün siyasi ve ideolojik yönlerden haber ve yazıları toplayıp getiren akıllı arama motorlarına üye oluyorum…
Ez cümle teknolojinin tüm kültür ve değerleri alt üst eden yanını iyice azaltıp nimetlerinden yararlanmaya çalışıyorum.
İtiraf etmeliyim: Çok zor iş…
“Türkiye’de WhatsApp’ın kullanıcı sayısı ilk kez açıklandı. WhatsApp, en yüksek kullanıcı sayısına sahip mobil uygulamalar listesinde ilk sırada yer aldı.”
Eylül 2019 verilerine göre Türkiye’de mobil kullanıcı sayısına sahip uygulamaların listesini çıkaran firmanın araştırmasına göre WhatsApp 43 milyon 464 bin tekil gerçek kullanıcıya erişmiş… Türkiye’de toplam mobil kullanıcı sayısı 49,9 milyon imiş. Yani bebekler ve çok yaşlılar hariç herkes mobil kullanıcı imiş… Bu 49 milyonun 43 milyonu ise (yani % 87,1’i) WhatsApp kullanıyormuş… Çok çarpıcı bir rakam.
Facebook, Instagram, YouTube, Netflix gibi diğer mobil uygulamalara ilişkin veriler ise, 23 Ekim’de düzenlenen dijital medya zirvesi Webrazzi’de meraklılarına iletilmiş...
Gemius’un geliştirdiği yazılım yoluyla Avrupa’da bir süredir mobil uygulama verileri ölçülebiliyormuş. Eylül ayından itibaren mobil uygulama verileri, Gemius Türkiye ofisinin çalışmaları sonucunda, Türkiye için de işlenmeye başlamış.
Mobil veriler, Türkiye internet kullanıcılarının sosyo-demografisi baz alınarak belirlenen yaş, cinsiyet, eğitim gibi kotalara uygun şekilde dağıtılan yazılım yüklü telefonlardan toplanıyormuş. Oluşturulan örneklem üzerinden gelen veriler ağırlıklandırılarak istatistiki açıdan güvenilir sonuçlar elde ediliyormuş.
Yasalara uygunluğu konusunda ve bireysel verilerin korunması meselesiyle ilgili herhangi bir sorun duymadığımıza göre önemli bir bilgi birikim sağlanıyor demektir…
Gemius bir de şu iki konuyu araştırsaymış mesela. Ya da toplumsal sorumluluğu nedeniyle, ya da ‘toplumsal değer yaratma’ amacıyla akademik gruplara araştırmalar yaptırıp bu verilerle birlikte açıklayıp ve deseymiş ki:
WhatsApp, Instagram gibi Facebook’a ait bir markadır. Bu uygulamalar arasında çok yönlü ve derinlikli bir bilgi akışkanlığı vardır. Yapay zekâ uygulamaları ile bunlardan herhangi birindeki bir bilgi anlamlandırılarak diğerlerinde algı yönetimi için rahatlıkla kullanılabilmekte, buna göre iletişim taktik ve stratejiler oluşturulabilmektedir.
Whatsapp’ta kullanılan kavramlardan yola çıkılarak, o kavramları kullanan kişi ya da kişilere uygun reklamlar yayınlanabilmektedir. ABD seçimlerinde kullanılmış ve “Facebook’ta Cambridge Analytica skandalı” vakası olarak tarihe geçen, insanların verileri kullanılarak siyasi tercihlerinin yönlendirilmesi çerçevesinde zincirleme olaylar ortaya çıkmıştı…
Bunlar ortaya çıkanlardı… Ya çıkmayanlar?
Araştırmada şu da yer alabilirdi:
WhatsApp gibi mesajlaşma platformları aslında çeşitli fikirlerin tartışılarak akla, düşünceye zenginlik katan bir ortamın sağlanmasına değil, daha çok, insanların kendileri gibi düşünenlerle bir araya geldikleri, dışa kapalı ‘cemaatlerin’ kendileri söyleyip kendilerinin dinledikleri bir tür ‘gettoların’ oluşmasına neden oluyorlar.
Bu ‘gettolara’ günümüzde ‘echo chamber’ (yankı odası) deniyor. Yani insanın kendi sesini dinlediği kapalı devre ortamlar…
WhatsApp gruplarını bu iki nitelik açıdan incelemeden ahkâm kesmek biraz eksik kalıyor.
Ben ne yapıyorum…
Şöyle yapıyorum. WhatsApp kullanıyorum mecbur kaldıkça. Ancak, Bip gibi, Wechat gibi, Line gibi pek çok programı da devrede tutuyorum. Çeşitli haber portallerini tarayıp ortaya büyün siyasi ve ideolojik yönlerden haber ve yazıları toplayıp getiren akıllı arama motorlarına üye oluyorum…
Ez cümle teknolojinin tüm kültür ve değerleri alt üst eden yanını iyice azaltıp nimetlerinden yararlanmaya çalışıyorum.
İtiraf etmeliyim: Çok zor iş…