Yaşamak tercih etmek demektir...
07 NİSAN 2012
Belli bir konu üzerinde düşünürken kendiliğinden hayatınıza giriveren bir olay içindeki beklenmedik bir ayrıntı, zihninizi tazeleyiverir. Çarşamba günü Bloomberg’de rasladığım Gündem adlı programda ‘son 15 yılda yalnız yaşayanların oranının %55 arttığını ve ‘yüzyüze sosyalleşme gereksinimi’nin azaldığını öğrenirken program sahibi Gülin Yıldırımkaya’nın kullandığı şu ifadeyi hemen kayda geçirdim:
‘Samimi depresif’
Herkeste bir ‘gönül yorgunluğudur’ bir ‘depresyondur’ gidiyor ya! Araştırmalar mutlu bir toplum olduğumuz yolunda sonuçlar ortaya koyarken herkesin depresyonda olduğuna inanmamız sözkonusu olamayacağına göre ruhsal anlamda sıkıntı içinde olduğunu ifade edenlerin bir kısmı demek ki numara yapıyor, diye düşünebiliriz. Bu yüzden özellikle özveride sınır tanımayanları uyarmakta yarar var: ‘Samimi depresif’lerle, numaracıları birbirinden iyi ayırsınlar, hiç değilse…
Dün Bersay İletişim Enstitüsü’nde müthiş bir konuşmacı dinledik. Hem de şaşkınlık içinde. ‘Şaşkınlık içinde’ çünkü CNNTürk Ekonomi Müdürü Emin Çapa mesleki konulara hiç dalmadan, daha çok ‘yaşama sanatına’ değinen bir ‘Guru’ tarzıyla beklentimizin çok ötesinde, bir ‘keynote speaker’ (bizde ‘konuk konuşmacı’ diye karşılanıyor) edasıyla salondaki onlarca iletişim uzmanını avcunun içine alıverdi.
İki kere zordur bu iş. Birinci zorluk: Para vermeden performans izleyen birini tatmin etmek deveye hendek atlatmaktan zordur… İkinci zorluk: Meslekten iletişimci, bir başka iletişimciyi izlerken kafadan birkaç puan aşağıdan başlar değerlendirmelerine… Çapa, iki zorluğu da aşmayı başardı dünkü konferansında…
Onu izlerken, ‘gündelik yaşam’ biçiminin örnek olarak alınıp çeşitlendirilmesi halinde, iş hayatımıza da yansıyan yalnızlık ve depresyon kaynaklı sorunlarla pekâlâ baş edilebileceğini düşündük.
Algılamada, görünen gerçekliklerin nasıl da değişerek kişide ‘yeni beklentiler’ oluşturduğunu şarap tadımcılarından kentleşmeye, moda dünyasından reklama uzanan çok farklı alanlarda derinlemesine örneklerle anlatan Emin Çapa’ya sordum:
“Böylesine farklı dünyalarda yüzeylerden derinlere inmek için gerekli vakti nasıl buluyorsun?”
Kürsüde, neredeyse bir stand-up tadındaki sohbetinin finalindeki soruma yanıt verirken ister istemez bir gününün nasıl geçtiğini özetleyince, hepimizin çevresinde en az bir tane olduğuna inandığım ‘samimi’ ya da ‘numaradan’ depresif arkadaşlarımız için derde deva olabileceğini akla getiren muhteşem bir reçete keşfediverdik. Veya şöyle diyebiliriz: Bir günü Emin Çapa gibi yaşarsanız psikolojik sorunlarınızdan ömür boyu muaf tutulmuş sayabilirsiniz kendinizi.
Evine TV ekranını geçen Kasım ayında sokan (o da videoyu daha büyük ekranda izlemek adına) Emin Çapa sabah 05:30 gibi güne başlıyormuş. Bir saat yürüdükten sonra; bahçesindeki çiçeklerin bakımını yapıyormuş. Bu arada Belediyenin İsmek Bahçıvanlık Kursu’na gitmiş olduğunu ve bahçesinde vanilya kokan çiçekleri olduğunu da öğreniyoruz.
Sonra televizyondaki görevi başlıyor. Gazete okumanın özel bir yöntem gerektirdiğini, ‘gözatarak’ gerekli olanı ‘seçmece’ yetisinin kazanılabileceğini ve gün içinde başka bir saatte bu ilk hızlandırılmış seansta mimlenen yazıların ya da haberlerin dikkatlice okunabileceğini önemli bir not olarak kayda geçiyoruz.
İş hayatındaki ‘önceliklendirme’ yönteminde çizdiği ‘özel hat’ta kestirmeden gidilebilecek yolu bilmenin ve uğranılması gereken duraklarda oyalanmamanın önemini hatırlıyoruz. Takside, otobüste veya her türlü ulaşım aracında dışarıyı seyretmek yerine kitap okunması gerektiğini de yazalım. Ve son olarak akşam eve gidildiğine yalandan değil gerçekten ‘belgesel’ izlenmiyorsa televizyon seyretmek yerine dergi ya da kitap okunmasının da hayatınıza artılar katabileceğini ekleyelim... Çünkü Çapa’ya göre ‘haber’ TV’ye düştüğü anda bile bayatlamıştır artık…
Ona göre en önemli ‘kilit sözcük’ ise ‘Tasnif’… Tasnif etmek, önem sıralaması yapmak ve tercihleri (tabii ki retleri) oluşturmak… Bana sıkça kullandığı o deyişi hatırlattı usta gazeteci: ‘Yaşamak tercih etmektir’…
İşlerinin rutine girmesinden yakınanlar, yorgunluktan ve mevsim değişikliklerinden olumsuz etkilenenler veya yalnızlıktan, depresyondan kurtulmak isteyenler, belki de böylesine ciddi bir ‘çalışma’ temposunun içine gönüllü olarak girmeyi tercih edebilirler. Çok çalışmaktan depresyona girenlere de, yine Emin Çapa’nın gündelik hayatının içinden kopya çekerek uygulamaya niyetlendiğimiz çiçek bakımı gibi özel alanlarda soluklanma tavsiye edilebilir…
Dünyanın, ülkesinin, kentininin, mahallesinin, evinin ve nihayet ailesinin sorunlarına odaklanmaktan kendisine odaklanmayı unutanlara… İyi bir hafta sonu…
‘Samimi depresif’
Herkeste bir ‘gönül yorgunluğudur’ bir ‘depresyondur’ gidiyor ya! Araştırmalar mutlu bir toplum olduğumuz yolunda sonuçlar ortaya koyarken herkesin depresyonda olduğuna inanmamız sözkonusu olamayacağına göre ruhsal anlamda sıkıntı içinde olduğunu ifade edenlerin bir kısmı demek ki numara yapıyor, diye düşünebiliriz. Bu yüzden özellikle özveride sınır tanımayanları uyarmakta yarar var: ‘Samimi depresif’lerle, numaracıları birbirinden iyi ayırsınlar, hiç değilse…
Dün Bersay İletişim Enstitüsü’nde müthiş bir konuşmacı dinledik. Hem de şaşkınlık içinde. ‘Şaşkınlık içinde’ çünkü CNNTürk Ekonomi Müdürü Emin Çapa mesleki konulara hiç dalmadan, daha çok ‘yaşama sanatına’ değinen bir ‘Guru’ tarzıyla beklentimizin çok ötesinde, bir ‘keynote speaker’ (bizde ‘konuk konuşmacı’ diye karşılanıyor) edasıyla salondaki onlarca iletişim uzmanını avcunun içine alıverdi.
İki kere zordur bu iş. Birinci zorluk: Para vermeden performans izleyen birini tatmin etmek deveye hendek atlatmaktan zordur… İkinci zorluk: Meslekten iletişimci, bir başka iletişimciyi izlerken kafadan birkaç puan aşağıdan başlar değerlendirmelerine… Çapa, iki zorluğu da aşmayı başardı dünkü konferansında…
Onu izlerken, ‘gündelik yaşam’ biçiminin örnek olarak alınıp çeşitlendirilmesi halinde, iş hayatımıza da yansıyan yalnızlık ve depresyon kaynaklı sorunlarla pekâlâ baş edilebileceğini düşündük.
Algılamada, görünen gerçekliklerin nasıl da değişerek kişide ‘yeni beklentiler’ oluşturduğunu şarap tadımcılarından kentleşmeye, moda dünyasından reklama uzanan çok farklı alanlarda derinlemesine örneklerle anlatan Emin Çapa’ya sordum:
“Böylesine farklı dünyalarda yüzeylerden derinlere inmek için gerekli vakti nasıl buluyorsun?”
Kürsüde, neredeyse bir stand-up tadındaki sohbetinin finalindeki soruma yanıt verirken ister istemez bir gününün nasıl geçtiğini özetleyince, hepimizin çevresinde en az bir tane olduğuna inandığım ‘samimi’ ya da ‘numaradan’ depresif arkadaşlarımız için derde deva olabileceğini akla getiren muhteşem bir reçete keşfediverdik. Veya şöyle diyebiliriz: Bir günü Emin Çapa gibi yaşarsanız psikolojik sorunlarınızdan ömür boyu muaf tutulmuş sayabilirsiniz kendinizi.
Evine TV ekranını geçen Kasım ayında sokan (o da videoyu daha büyük ekranda izlemek adına) Emin Çapa sabah 05:30 gibi güne başlıyormuş. Bir saat yürüdükten sonra; bahçesindeki çiçeklerin bakımını yapıyormuş. Bu arada Belediyenin İsmek Bahçıvanlık Kursu’na gitmiş olduğunu ve bahçesinde vanilya kokan çiçekleri olduğunu da öğreniyoruz.
Sonra televizyondaki görevi başlıyor. Gazete okumanın özel bir yöntem gerektirdiğini, ‘gözatarak’ gerekli olanı ‘seçmece’ yetisinin kazanılabileceğini ve gün içinde başka bir saatte bu ilk hızlandırılmış seansta mimlenen yazıların ya da haberlerin dikkatlice okunabileceğini önemli bir not olarak kayda geçiyoruz.
İş hayatındaki ‘önceliklendirme’ yönteminde çizdiği ‘özel hat’ta kestirmeden gidilebilecek yolu bilmenin ve uğranılması gereken duraklarda oyalanmamanın önemini hatırlıyoruz. Takside, otobüste veya her türlü ulaşım aracında dışarıyı seyretmek yerine kitap okunması gerektiğini de yazalım. Ve son olarak akşam eve gidildiğine yalandan değil gerçekten ‘belgesel’ izlenmiyorsa televizyon seyretmek yerine dergi ya da kitap okunmasının da hayatınıza artılar katabileceğini ekleyelim... Çünkü Çapa’ya göre ‘haber’ TV’ye düştüğü anda bile bayatlamıştır artık…
Ona göre en önemli ‘kilit sözcük’ ise ‘Tasnif’… Tasnif etmek, önem sıralaması yapmak ve tercihleri (tabii ki retleri) oluşturmak… Bana sıkça kullandığı o deyişi hatırlattı usta gazeteci: ‘Yaşamak tercih etmektir’…
İşlerinin rutine girmesinden yakınanlar, yorgunluktan ve mevsim değişikliklerinden olumsuz etkilenenler veya yalnızlıktan, depresyondan kurtulmak isteyenler, belki de böylesine ciddi bir ‘çalışma’ temposunun içine gönüllü olarak girmeyi tercih edebilirler. Çok çalışmaktan depresyona girenlere de, yine Emin Çapa’nın gündelik hayatının içinden kopya çekerek uygulamaya niyetlendiğimiz çiçek bakımı gibi özel alanlarda soluklanma tavsiye edilebilir…
Dünyanın, ülkesinin, kentininin, mahallesinin, evinin ve nihayet ailesinin sorunlarına odaklanmaktan kendisine odaklanmayı unutanlara… İyi bir hafta sonu…